Halayla alay edilmez. Ciddiye almak lazım. Gerek oyun çeşitleriyle gerek oyunlara renk katan oyuncularıyla akşamların şehrayinleri gibidir. Yaz demek, düğün dernek eğer doğuda yaşıyorsanız halay demektir. Yaz demek sokak aralarında, tarla veya geniş bahçelerde randevusuz oynanan oyunların halkasına katılmak demek. Tekdüze bir görüntü izlenimi bıraksa da içinde gökkuşağının renklerini barındırıyor. Oynamasını bilene vazgeçilmez bir tat bırakıyor. Her düğünün halayına alayı ile birlikte katılma arzusu her daim canlıdır onlarda. Gel gelelim oynamak isteyip de bunu yapmayan veya yapamayan bir izleyici kitlesi var. Gözleriyle oyunlara anlam katan, beyninde halaybaşı olma arzusuyla yanıp tutuşan, içinde daha neler yaşadığını o anlarda farkedemedigimiz bir seyirci var. Ya siz oynayanlar sizi izleyenleri hiç farkettiniz mi? Gerçekten oynayan siz misiniz?
Evet izleyerek yaşayan var. Size gözleri ve elleri ile ritim tutan var. Tüm bunları yaparken sizin bu aşırı neşeli halinize gıpta eden seyirciler var. Halay bu alay edilmez. Oynayanın zevkten uçtuğu, izleyenin kalbine derin yaralar bıraktığı bir eylemdir. Senin sevincin başkasının mutsuzluğuna sebep oluyorsa yaptığın doğru mu? Aslında yapmaya çalıştığımız hep bir mücadelenin kazananı olmak değil mi? En güzel halayı oynamakla, en güzel aşkı yaşamakla ve bunu ifşa etmekle neyi amaçlıyoruz?