3 gemiden biri olan 'Emektar Akdamar' adıyla uzun yıllar hizmet etmiş

Ruslar bu bölgeyi işgal ettikleri zaman yaklaşık iki buçuk yıl bu bölgede kaldılar. Çeşitli deniz araçları inşa ettiler.

Rusların işgali bertaraf edildi. Ruslar bu bölgeden çekildikten sonra inşa ettikleri gemileri, deniz araçlarını yerinde bıraktılar. Yıllar yılı Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra o Rusların inşa ettiği gemilerden deniz araçlarından istifade edildi. Rusların imar ettiği 3 gemiden biri olan ‘Emektar Akdamar’ adıyla uzun yıllar hizmet etmiş. 1958 yılında bir fırtınadan çıkamamış kayalıklara çarpıp batmış. O günden bu yana adeta gölün altında nöbet tutan bir kara altı haline gelmiş.

Rus işgal kuvvetlerinin 1916 yılında askeri mühimmat ve yük taşıma aracı olarak Tatvan da imar ettikleri gemilerden biri olan Akdamar’ın baş tarafı 27 metre, son tarafı 22 metre derinlikte bulunuyor. Eğimli bir yamaçta yatan gemi, aradan geçen zamanın yıpratıcı etkisine inat, neredeyse sapasağlam duruyor. Suda hızla çözülmesini beklenen ahşap bölümlerde çok az çürüme var. Bunun sebebi, suyun sodalı yapısı ile çürümeyi hızlandıracak canlıların olmaması. 

Mütevazı kaptan köşkü geminin ahşap dümeni olduğu gibi duruyor. Dünyanın pek az yerine, aradan geçen yıllara rağmen bu kadar temiz kalmış batığa rastlayabilirsiniz. Bu her şeyi ile farklıyım diyen Van Gölüne özgü; sanki Van Gölü içinde barındırdığı gizemleri koruyor, kolluyor. 

Gölün Gözlerden Sakladığı Başka Bir Varlık Daha Var

Van Gölü havzasının gerçekten çok güçlü zengin bir ortaçağ süreci var. Gölün gözlerden sakladığı başka bir varlık daha var. Rusların inşa ettiği bir gemi. Akla gelen ilk soru; bir Rus gemisinin Van  Gölünde ne işi var? Van Gölü bir deniz boyutunda olduğu için gölde öteden beri denizcilik faaliyetlerini yürütülmüş. Bu faaliyetlerin merkezi Tatvan; Türkiye’yi İran’a, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan demir yolu hattının buluşma noktası. 

Van Gölü, Eski Zamanlardan Beri Ulaşım Yolu Olarak Kullanılmış

Gölde uzun yıllar hizmet veren feribotlar emekliliklerini yaşarken, yeni nesil feribotlar hizmet bayrağını devir almışlar. 136 metre uzunluğundaki Sultan Alparslan ve İdris-i Bitlisi feribotları, Türkiye’nin en büyük feribotları. Bundan daha önemlisi motoru dahil tamamen yerli üretim olmaları. Göl, eski zamanlardan beri bölgenin geçit vermez doğası nedeni ile bir ulaşım yolu olarak kullanılmış. Özelikle Osmanlı devleti döneminde 17.yy ortalarında Van Gölünün üzerinde 50 parça deniz aracı var. 1600’lülerin ortalarında 50 parça deniz aracı olması, o dönemde Osmanlı devletinin denizciliğe verdiği önemi ve denizden hangi alanlarda yararlandığını gösteriyor. Van Gölünün ilginç geçmişine her gidişinizde insanı şaşırtan bilgilere ulaşıyorsunuz. 

VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER - 0544 409 0328