AKDAMAR ADASINA YENİ TARİFE

TAKİP ET

Van'ın Gevaş ilçesinde bulunan tarihi Akdamar Adası ve Akdamar Kilisesi'ne giriş ücretleri arttırıldı. Önceden 45 TL olan giriş ücreti 60 TL'ye, adaya ulaşım için kullanılan tekne ücreti ise 30 TL'den 35 TL'ye yükseltildi.

Van’ın Gevaş ilçesinde bulunan tarihi Akdamar Adası ve Akdamar Kilisesi’ne giriş ücretleri arttırıldı. Önceden 45 TL olan giriş ücreti 60 TL’ye, adaya ulaşım için kullanılan tekne ücreti ise 30 TL’den 35 TL’ye yükseltildi. Vatandaşların yüksek bulduğu ve isyan ettiği fiyatlar şimdilerde daha da artırıldı. Vatandaşlar şimdilerde adayı ancak uzaktan izlemekle yetinecek gibi görünüyor.

Van’da her yıl binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapan ve Van’a gelince mutlaka görülmesi gereken tarihi alanlardan bir tanesi olan Akdamar Adası ve Kilisesi giriş ücreti de zamlardan nasibini aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, geçtiğimiz Haziran ayında müze ve ören yerleri giriş ücretlerine yüzde 30 ile yüzde 45 arasında zam yaptığını duyurdu. Yapılan zamlar sonrası Türkiye’deki tarihi ve ören yerlerine giriş ücretleri artırılırken,  zam kararı Van’ın kültür turizmdeki en önemli rotası olan Akdamar Adası’nı da etkiledi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı geçtiğimiz ay tarihi ve ören yerlerine yüze 30 ila 45 oranında zam yapıldığını açıkladı. Zamla beraber Akdamar Adası giriş ücreti 60 TL olurken, tekne ücreti ise kişi başı 35 liraya yükseldi. Gelen zamlarla beraber adayı ziyaret etmek isteyen bir kişi 95 TL’yi gözden çıkarması gerekiyor. Vatandaşlar uygulanan tarifenin çok yüksek olduğunu belirtirken, gelen zamlarla yerli turistin adaya gidişlerinde azalma olacağını belirtiyor.

Her yıl binlerce hatta milyonlarca yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği, Van’ın tarihi kültürel sembollerinden ve Van’a gelince görülmesi gereken nadir alanlardan biri olan Akdamar Adası’na ulaşım teknelerle sağlanıyor. Bir vatandaşın tekne ve giriş ücreti için en az 100 TL’yi gözden çıkarması gerekiyor. 60 TL giriş parasının ödendiği Akdamar Adası’nda, yarım litre su bile 5 TL’den satılıyor. Tarihi adada, bir bardak limonatanın fiyatı da 20 TL’yi buluyor. Özellikle yerli turistler bu fiyatı yüksek bulduklarını belirtti.

Bitlis’in Tatvan ilçesinden Akdamar Adası’nı ziyarete gelen Necip Uludil, “Ada çok mükemmel bir yer. İlk defa ziyarete geldim. Adaya daha fazla etkinliklerle daha fazla turist çekilebilir. Buranın bir köklü tarihi ve efsane bir hikâyesi var. Akdamar Adası sadece bir ada değil. Bir çoban ile Tamar adında bir genç kızın aşkının ölümsüzleştiği bir alandır. Tabii bu hikâyenin gerçekliği elbette bilinmez ama adaya kattığı gizem de inkâr edilemez. Burada o kadar güzel bir görsellik var ki. Burada bulunan taşlar her saatte farklı bir ışık yansıtır. Ama adaya ulaşımın biraz daha rahat ve ucuz olması gerekir.” Dedi.

“ADAYA GİRİŞ ÜCRETLERİ PAHALI”

İlk defa Akdamar Adası’nı ziyarete geldiğini belirten Uludil, adaya giriş ücretlerini pahalı bulduğunu aktardı. Uludil, “Biz Tatvan’dan geldik. Burada Akdamar İskelesi’ne gelerek teknelere bindik. Tekne ücreti için bizden 35 lira aldılar. 15 dakikalık bir mesafeyle adaya ulaştık. Adadaki görevlilerde ‘Gemi parası bizi ilgilendirmiyor, giriş ücreti ödemek zorundasınız’ dediler ve bizden ayak-bastı ücreti dedikleri 60 lira giriş ücreti alındı. Bu uygun bir şey değildir. Yetkililere sesleniyorum. Giriş ücretleri makul fiyatlara çekilmelidir.” İfadelerini kullandı.

AKDAMAR ADASI’NIN HÜZÜNLÜ HİKÂYESİ

Efsaneye göre, bu adada Ermeni baş keşişin "Tamar" isminde güzeller güzeli bir kızı vardır. Adanın etrafında bulunan köylerde çobanlık yapan bir genç ise bu dünya güzeli kıza âşık olur. Genç adam, Tamar'ı görmek için her gece adaya yüzer; Tamar da karanlıkta yerini belli etmek için çobanı elinde bir fenerle bekler. Bir süre sonra Tamar'ın babası bu durumdan haberdar olur ve çok sinirlenir. Onları ayırmak için fırtınalı bir gecede eline feneri alarak adanın kıyısına iner ve fenerle sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzmesine, yorulmasına neden olur. Yüzmekten yorgun düşen çoban ise boğulur ve "Ah Tamar!" diyerek son nefesini verir. Sevdiğinin feryadını duyan Tamar da bunun üzerine kendini göle bırakır... İşte uzun yıllardır anlatılan bu efsaneye göre "Ah Tamar" olarak anılmaya başlayan adanın, zamanla "Ahtamara" ve son olarak da "Akdamar" olarak günümüze geldiğini düşünülmektedir.

Akdamar Adası'nın bu hüzünlü hikâyesinden sonra bir de ada üzerinde bulunan tarihi kiliseden bahsedelim. Akdamar Kilisesi'nin, bölgede hüküm süren Vaspurakan hanedanınca Kral Gakik tarafından M.Ö. 915- 921 yılları arasında yaptırıldığı bilinmektedir. Kilisenin mimarı ise Mimar Keşiş Manuel'dir. Bu tarihi mekân, mimari anlamda Ermeni sanatının en değerli eseri olarak kabul edilir. Merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca şeklinde haç planında ve kırmızı kesme taş tüfleriyle inşa edilmiş olan kilise, oldukça zengin motiflere sahiptir. Tarihçi Anne R. Redgate bir kitabında, Kral Gagik'in bu kiliseyi yaptırmak için civar medeniyetlerdeki en iyi mimar ve ustaları getirdiğini yazmaktadır.Akdamar Kilisesi, 1021 yılında Vaspurakan Krallığı yıkılınca, 1113 yılında manastıra çevrilmiştir ve manastır olmasının ardından Kutsal Haç Kilisesi olarak anılmaya başlamıştır. Ayrıca, 1895'e kadar da Ermeni Patrikliği merkezi olmuştur. Bu özel yapının dış kısmında; dini konular, dünyevi konular, saray yaşamı, av sahneleri, insan ve hayvan figürlerinden oluşan zengin kabartma süslemeler yer almaktadır. İç kısmında ise dini konulu freskler bulunmaktadır. Tüm bu duvar resimleri, bölgedeki en erken tarihli örnekler olmaları nedeniyle ayrı bir önem taşırlar. İşte ortalama 1100 yıldır ayakta olan Akdamar Kilisesi için, 1951 yılında bir yıkım çalışması başlatılmıştı. O dönemde genç bir gazeteci olan Yaşar Kemal, tesadüf eseri olaydan haberdar oldu ve duruma müdahale ederek kilisenin yıkılmasını engelledi. Kilise 2005-1007 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde restore edildi. Bugün de bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

 

Van Haber Gazetesi 

akdamar akdamar adası van van gazetesi