Araştırma Yöntem ve Tekniklerinin Seçimi

TAKİP ET

Bingöl Üniversitesi 'Araştırma Yöntem ve Tekniklerinin Seçimi' adlı ders eğitimi hakkında bilgi aşağıda yer almaktadır.

Araştırma sürecinde araştırmacının önce ne ortaya koymak istediğini, daha sonra da bunu
yapmanın en iyi yolunun ne olduğunu net bir şekilde belirlemesi gerekir. Başka bir deyişle
araştırma konusu belirlendikten ve araştırma problemi oluşturulduktan sonra,
araştırmacının cevaplamak istediği soruyu cevaplamaya, yani araştırma problemine en
uygun olan araştırma tipini seçmesi ve araştırmada kullanılacak yöntem ve teknikleri
belirlemesi gerekir. Araştırma amacı ve problemi ne kadar açık ve net bir şekilde
oluşturulursa, uygun araştırma tipinin ve araştırma yöntem ve tekniklerinin seçimi de o
kadar kolay ve başarılı olacaktır.

Araştırma probleminde sorulan soru, çeşitli yollarla cevaplanabilir. Örneğin araştırmacı,
araştırma probleminde sorulan soruyu önceden yapılmış araştırma sonuçlarını inceleyerek
ya da önceki çalışmalarda elde edilmiş verileri karşılaştırarak cevaplayabilir. Bu durumda
bir literatür taraması ya da doküman incelemesi yapacaktır. Eğer birincil verilere ihtiyaç
duyuyorsa verilerini deney, survey, anket, denetimli gözlem gibi yapılandırılmış veri
toplama araçlarıyla veya derinlemesine görüşme, odak grup, içerik analizi ya da yaşam
öyküsü gibi nitel yollarla toplayabilir. Araştırmacının araştırmada kullanacağı yöntem ve
teknikleri seçebilmesi için öncelikle araştırmasının amacına uygun bir araştırma tipi
seçmesi gerekir.

ARAŞTIRMA TİPLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

Araştırmacı, araştırma problemine bağlı olarak elde etmek istediği verilerin türüne göre
çeşitli araştırma tiplerinden birini seçecektir. Araştırmalar amaçlarına, odaklandıkları
zaman dilimine ve sonuçlarının kullanım amaçlarına göre farklı şekillerde
sınıflandırılabilirler (Özcan, 2003: 59). Amaçlarına göre araştırmalar keşfedici, betimleyici
ya da açıklayıcı araştırmalar olarak sınıflandırılır. Odaklandıkları zamana göre araştırmalar
kesitsel ve boylamsal araştırmalar olmak üzere ikiye ayrılır. Kullanım amacına yönelik
olarak ise araştırmalar teorik amaca ya da pragmatik (faydacı) amaca yönelik araştırmalar
olarak sınıflandırılır. Teorik amaca yönelik araştırmalar sosyal yaşam ve ilişkilerdeki
düzenlilikleri ortaya koymayı ya da bir sosyal olguyu derinlemesine incelemeyi amaçlarlar.
Faydacı amaca yönelik araştırmalar ise çeşitli toplumsal sorunların değerlendirilmesi,
çözülmesi ya da çözülmesine katkıda bulunulması amacına yönelik olarak yürütülürler
(Lin, 1976, 5). Türkiye İstatistik Kurumunun “Yaşam Memnuniyeti Araştırması”, pragmatik
amaca yönelik araştırmalara örnek olarak verilebilir.

Amaçlarına Göre Araştırma Tipleri

Elde edilmek istenen bilginin türü açısından üç temel araştırma tipi vardır. Bunlar; keşfedici,
betimleyici ve açıklayıcı (hipotez test etmeye yönelik) araştırmalardır.

Keşfedici Araştırmalar

Keşfedici araştırmalar, araştırmacının fazla bilgi sahibi olmadığı konuları incelediği ya da
araştırma konusunun görece yeni olduğu durumlarda yapılan araştırmalardır. Bu tip
araştırmalar, araştırmacıya konuyla ilgili ön bilgi sağlarlar, yüzeysel bilgi toplamaya
yöneliktirler. Genel olarak üç durumda keşfedici araştırmalar tercih edilir: a)-İncelenmek
istenen grup, süreç, etkinlik ya da durum hakkında şimdiye dek hiç sistematik deneysel bir
inceleme yapılmamış ya da çok az sayıda çalışma yapılmışsa, b)-ilgilenilen konu esnek bir
şekilde betimlenerek incelenmemiş, bu konu hakkında sadece sıkı kontrol altında tahmine
yönelik araştırmalar yapılmışsa veya c)-hakkında bilgi sahibi olunan bir konu, bu bilgileri
geçersiz kılacak denli değişim geçirdiyse keşfedici araştırmalar tercih edilir (Stebbins,
2001, 9).

Keşfedici araştırmaların tipik olarak üç amacı vardır: 1)-Araştırmacının konuyla ilgili
merakını gidermek ve ön bilgi sağlamak, 2)-Konuyla ilgili daha kapsamlı bir araştırmanın
yapılıp yapılamayacağını sınamak ve 3)- Sonraki araştırmalarda kullanılabilecek veri
toplama araçları geliştirmek (Earl, 2004, 88). Başka bir deyişle keşfedici araştırmaların
amacı, araştırmacıya araştırma problemini tanımlamak ve daha kapsamlı araştırmalar
yapmak üzere gerekli bilgiyi sağlamasıdır.

Keşfedici araştırmalar, bir araştırma problemi hakkında en genel düzeyde bilgi toplamak için
yürütülür. Bu araştırma tipi, araştırmacıya ilgilendiği konuyla ilgili mevcut bilgileri
keşfetmesini sağlar ve daha sonra yapılacak olan daha kapsamlı araştırmalar için bir zemin
hazırlar. Araştırmacı, keşfedici araştırmayı tamamladıktan sonra araştırma konusuyla ilgili
topladığı bilgilere dayanarak araştırma problemini netleştirir. Keşfedici araştırmalar
araştırmacının ilgilendiği konuyu en iyi hangi araştırma yöntemiyle inceleyebileceğine,
hangi veri toplama araçlarını kullanacağına ve araştırmasına kimleri dâhil edeceğine karar
vermesine yardımcı olur.

Keşfedici araştırmaların temel sınırlılığı, örneklemleri araştırma evrenini temsil etmediği için
araştırma problemlerine ilişkin tatmin edici cevapların ancak nadiren elde edilebilmesidir
(Earl, 2004, 89). Başka bir deyişle araştırmada bilgi toplanan kişilerin, araştırmacının
ilgilendiği daha geniş topluluğun tipik örnekleri olmadığı durumlarda araştırmacının eksik
bilgi edinmesi söz konusu olabilir.

Keşfedici Araştırmalarda Yöntem: Keşfedici araştırmalarda, araştırmaya başlamadan önce
konu hakkında fazla bilgi sahibi olunmadığı için araştırma problemleri net bir şekilde
oluşturulamaz. Bu nedenle bu tip araştırmalar nitel yöntemin uygulanmasını gerektirirler.
Keşfedici araştırmalar literatür taraması, uzmanlara danışma ve vaka keşfi tekniklerini
içerir (Lin, 1976, 137). Literatür taraması, herhangi bir araştırma konusuyla ilgili bilgi elde
etmenin ilk aşamasıdır. Literatür taraması ilgili literatürün belirlenmesi, taranması,
okunması ve elde edilen bilgilerin özetlenerek bir sentez hâlinde ifade edilmesini içerir.
Uzmanlara danışma tekniği, araştırmacının konuyla ilgili birinci elden bilgi alabileceği
uzman kişilere danışmasıdır. Bu uzmanların bilim adamı olmaları gerekmez, ancak
araştırma konusuyla ilgili birinci elden bilgiye sahip olmaları gerekir. Örneğin gençlerin
uyuşturucu kullanımı ile ilgili bir araştırmada konuyla ilgili psikolojik danışmanlar,
polisler, avukatlar ya da hukuk danışmanları, araştırmacıya konu ile ilgili ön bilgi
sağlayabilir. Uzmanlarla yapılan görüşmeler yüz yüze gerçekleştirilir. Keşfedici
araştırmalarda araştırmacı, çoğunlukla araştırma problemini netleştirmediği ve konu
hakkında çok az bilgiye sahip olduğu için ne aradığını kesin olarak bilemez. Bu nedenle
yapacağı gözlem ve görüşmelerde yapılandırılmış veri toplama araçları kullanmaz. Bununla
birlikte, araştırmacı, uzmanlarla yaptığı görüşmeleri araştırma konusu etrafında
örgütlemeli ve toplamak istediği bilgiye yönelik kim, ne, neden gibi sorular sormalıdır (Lin,
1976, 141). Gençlerin uyuşturucu kullanımıyla ilgili bir araştırmada, araştırmacı, ilgilenilen
bölgede kimlerin uyuşturucu kullandığı, uyuşturucu kullananların yaşları, cinsiyetleri,
meslekleri, sosyal geri planları gibi konularda bilgi toplamaya çalışacaktır. Keşfedici
araştırmalarda kullanılan üçüncü teknik de vaka keşfi tekniğidir. Vaka keşfi, çalışılan
konulara dâhil olan bireylerin detaylı bir şekilde incelenmesini içerir. Örneğin gençlerin
uyuşturucu kullanımıyla ilgili bir çalışmada araştırmacı uyuşturucu kullanan gençlerden
bazılarını inceleyerek; bu vakaların tarihçesini çıkarmaya çalışabilir. Vaka keşfi için temsili
bir örneklem seçilmesi gerekmez, aksine, ortalamanın dışında olan uç vakalar özellikle
tercih edilir (Lin, 1976, 142).

Keşfedici araştırmalarda araştırmacı, evrene genelleyeceği nitelikte bilgiler elde etmeye ya da bir sosyal olguyu derinlemesine bir şekilde anlamaya değil, konuyla ilgili detaylı bir
araştırma yapması için gerekli olan ön bilgiyi elde etmeye çalışmaktadır Keşfedici  araştırma tamamlandıktan sonra araştırmacı konuyla ilgili daha sistematik bir araştırma
yapmaya hazır olacaktır.

Betimleyici Araştırmalar

Betimleyici araştırmalar, ilgi duyulan konu ya da etkinliklerin bir betimlemesini, tasvirini elde
etmeyi amaçlayan araştırmalardır. Bu araştırma tipinde çalışılan olgu ya da örneklem
hakkında elde edilen veriler betimlenerek temel özellikleri tasvir edilir. Keşfedici
araştırmalar gibi betimleyici araştırmalar da araştırma konusuyla ilişkili olarak kim, ne ve
neden gibi çeşitli sorulara cevap arar. Ancak betimleyici araştırmalar, keşfedici
araştırmalardan daha sistematik ve daha yapısaldırlar. Betimleyici araştırmalarda,
araştırılan konu ya da grup, araştırmacı tarafından hiçbir şekilde etkilenmeden, doğal
haliyle gözlemlenir ve betimlenir. Betimsel araştırma, araştırma konusu hakkında genel bir
bakış açısı kazanmak için oldukça uygun bir araştırma tipidir. Nüfus sayımları, betimleyici
araştırmalara verilebilecek bir örnektir. Nüfus sayımlarının amacı, hem genel olarak ülke
düzeyinde hem de il düzeyinde nüfusun çeşitli özelliklerini kesin olarak betimlemektir.
Betimleyici araştırmalar, bir durumu saptamaya çalışan araştırmalardır. “Ankara’da lise
öğrencileri arasında uyuşturucu kullanma oranı nedir?”, “İstanbul’da en çok şikâyet edilen
kent sorunları nelerdir?”, “Turizmle geçinen ilçelerde yaşayanların nükleer santrallere
yönelik tutumları nelerdir?” gibi araştırma problemleri için betimleyici araştırma tipi
uygundur.

Betimleyici araştırmalar, olgular arasında neden sonuç ilişkisi aramazlar, ancak bu
araştırmalarda da bazı temel istatistikler kullanılabilir. Frekans dağılımı, ortalama değerler
gibi çeşitli istatistikler aracılığıyla incelenen örneklemin genel özellikleri ortaya konmaya
çalışılır. Betimleyici araştırmalar daha sonra aynı konuda yapılacak olan açıklayıcı
araştırmalarda neye odaklanılması gerektiğine ilişkin ipucu sağlar. Örneğin bir kasabada
çocukların en çok hangi hastalıklara yakalandığını inceleyen bir betimleyici araştırma
yapıldıktan sonra, bu durumun nedenleri hakkında açıklayıcı araştırmalar yürütülebilir.
Betimleyici araştırmaların avantajı, incelenen konunun tamamen doğal ortam içinde
incelenmesidir. Dezavantajı ise sonuçların ileri istatistiksel tekniklerle analiz edilememesi
ve araştırma sonuçlarının farklı yorumlara açık olmasıdır.

Betimleyici Araştırmalarda Yöntem:

•Betimleyici araştırmalar araştırmaya hipotezle başlamadıkları, olgular arasında nedensellik
ilişkisi aramadıkları, açıklama ve tahmin amacına yönelik olmadıkları, çevresel koşulları
kontrol altında tutmadıkları için nitel yöntemle yürütülürler. Bununla birlikte nüfus
sayımları, kamuoyu yoklamaları gibi çeşitli betimleyici araştırmalar, araştırma bulgularını
evrene genelleme, araştırmacının nesnel olması gibi çeşitli açılardan nicel yöntemin bazı
özelliklerini taşıyabilirler.
•Betimlemek bir araştırmanın tek amacı olabileceği gibi, araştırmalar hem betimleme hem de
açıklama amacını taşıyabilirler. Araştırmanın tek amacı, betimleme yapmaksa, araştırmacı
araştırdığı olguyu etraflı ve detaylı bir şekilde gözlemler, inceler ve herhangi bir teorik
problem geliştirmeksizin konusunu tasvir eder. Bu tip çalışmalara örnek olarak; doğum ve
ölüm oranlarını, belirli bir ülkede endüstriyel büyüme oranını ya da çeşitli hastalıkların
nüfus içinde dağılımını göstermeyi amaçlayan araştırmalar verilebilir. Amacın, araştırma
konusunu etraflı ve detaylı bir şekilde betimlemek ve anlamak olduğu nitel araştırmalarda
yapılacak betimlemeler ise daha etraflı ve derinlemesine olacaktır. Bu tip araştırmalarda
örnek olay incelemesi, yaşam öyküsü, etnografya çalışmaları ve benzeri nicel veri toplama
teknikleri kullanılır. Bunun yanında, betimleyici araştırma bir araştırmanın tek amacı
olmayabilir. Araştırma hipotez oluşturma ya da hipotez test etmeye yönelik olsa da
betimleme amacı taşıyabilir. Başka bir deyişle hipotez sınamaya yönelik bir araştırma,
sonuçların yorumlanması için gerekli olan bilgileri elde etmek için betimleme amacını da 

taşıyor olabilir. Bu tip araştırmalarda betimlemenin işlevi, örneklemin ve veri toplama
tekniklerinin seçilmesi, temel değişkenlerin neler olduğunun belirlenmesi, kavramları
ölçecek değişkenlerin neler olduğunun saptanması (işlemselleştirme), verilerin analizi ve
potansiyel hipotezlerin oluşturulması konularında araştırmacıya gerekli bilgileri
sağlamasıdır (Lin, 1976, 142).

•Betimleyici araştırmalarda araştırma problemine bağlı olarak nicel ya da nitel veri toplama
teknikleri kullanılabilir. İlgilenilen sosyal olgunun genel özelliklerini ölçmek için,
yapılandırılmış gözlem ya da anket çalışması yapılırken söz konusu sosyal olgunun özgül
yönlerini anlamak için örneklemdeki bireylerle derinlemesine görüşmeler yapılabilir.
Yoksulların yoksulluğun nedeni olarak neyi gördüklerini betimleme amacını taşıyan üç
betimleyici araştırma olduğunu varsayalım. İlk araştırmada veri toplama aracı olarak anket
kullanılmakta ve çoğu kapalı uçlu sorulardan oluşan bu anket, muhtarlıklardan alınan
bilgiye göre yoksul olduğu belirlenen 500 kişiye uygulanmaktadır. Araştırmacı bulgularını
sayısallaştırmakta, basit düzeyde betimleyici istatistikler yardımıyla kentteki yoksulların
yoksulluğun nedeni olarak neyi gördüklerini betimlemektedir. İkinci araştırmada, yoksul
olduğu belirlenen 30 kişi ile derinlemesine görüşmeler yapılmaktadır. Veri toplama aracı
standart değildir ve araştırmacı, görüştüğü kişilerin yoksulluğu nasıl tanımladıklarını, nasıl
deneyimlediklerini ve yoksulluğun nedeni olarak neyi gördüklerini anlamaya
çalışmaktadır. Üçüncü araştırma, yoksul olduğu belirlenen 400 kişiye anket uygulamakta,
anket sonuçlarını istatistiksel yöntemlerle analiz etmekte ve genel olarak kentteki
yoksulların yoksulluğun nedeni olarak neyi gördüğünü istatistiksel tablolarla sunmaktadır.
Aynı araştırma bunun yanında uygun örnekleme teknikleriyle seçilen 40 kişiyle
derinlemesine görüşme yapmakta ve örneklemdekilerin neden bazı olguları yoksulluğun
nedeni olarak gördüğünü, bazı olguları ise görmediğini anlamaya çalışmaktadır. Görüldüğü
gibi, betimleyici araştırmalarda nicel veya nitel veri toplama teknikleri, ya da her ikisi
birden kullanılabilir. Hangi tekniklerin kullanılacağı, araştırmanın özgün amacına bağlıdır.
Betimleyici araştırmalarda araştırmacının amacı, geniş çaplı bir örneklemin belirli
özelliklerini genel düzeyde betimlemekse nicel veri toplama teknikleri, daha dar bir
örneklem hakkında geniş çaplı ve derinlemesine betimleme yapmaksa nitel veri toplama
teknikleri kullanılacaktır. Araştırmanın amacı doğrultusunda yöntemsel çoğulculuğu
benimseyen araştırmacılar, betimleyici araştırmalarda nicel ve nitel veri toplama
tekniklerini bir arada da kullanabilirler.

Betimleyici araştırmaların bir türü de karşılaştırmalı araştırmadır. Karşılaştırmalı araştırma,
sosyal bilimlerde farklı ülkelerin ya da kültürlerin belirli özellikler açısından
karşılaştırılmasını amaçlayan araştırmalara verilen genel addır. Aynı sosyal olguyla ilişkili
olarak aralarında benzerlikler ve farklılıklar olan iki ya da daha fazla örneğin
karşılaştırılması, olgunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir. Karşılaştırmalı araştırmalarda
nicel yöntem de nitel yöntem de kullanılabilir. Bu tip araştırmalar, genel olarak kültürler ve
ülkeler arasındaki farklılık ve benzerlikleri ortaya koymak amacıyla uygulansa da, farklı
işgücü piyasaları, firmalar ya da örgütlerin karşılaştırılması için de uygun bir araştırma
tipidir (Walliman, 2006, 40). Karşılaştırmalı araştırmalarda, örnek olay incelemeleri gibi
teknikler kullanarak birincil veriler toplanabileceği gibi, doküman incelemeleri ya da
mevcut istatistiklerin analizi gibi ikincil veriler de analiz edilebilir.

Karşılaştırmalı tarihsel araştırmalar, sistematik karşılaştırma yolu ile devrimler, politik
rejimler ve politikalar gibi geniş çaplı sonuçları olan olguların zaman içindeki gelişimlerini
analiz eden araştırmalardır (Mahoney, 2004, 81). Karşılaştırmalı tarihsel araştırmaların
amacı, geçmişte meydana gelen olay ya da sorunları inceleyerek güncel olayları
yorumlamak ya da güncel sorulara cevap aramaktır.

Hipotez Geliştirmeye Yönelik Araştırmalar

Hipotez geliştirmeye yönelik olan çalışmalar, betimleyici araştırmanın özelliklerini taşırlar,
ancak buna ek olarak daha yapısallaştırılmış araştırmalardır, daha az değişken içerirler ve
ölçümleri daha titizdir (Lin, 1976, 143). Bu tip araştırmalarda araştırmacının muhtemel
ilişkiler hakkında bir fikri vardır, Araştırmacı bu fikirleri düzenlemek ve net bir araştırma
problemi hâline getirmek ister. Örneğin suçun nedenleriyle ilgilenen bir araştırmacı,
literatürü taradığında, ailenin düşük sosyo-ekonomik statüsü, düşük eğitim düzeyi ve aşırı
otoriterliği, uyuşturucu kullanımı, intihar eğilimi, geçmişte yaşanan travmalar gibi bir dizi
faktörün suça neden olduğunun öne sürüldüğünü görebilir. Araştırmacı suç davranışının
göstergeleri olarak da tutuklama ve mahkûmiyet kayıtları, cezanın şiddeti gibi çeşitli
göstergelerin kabul edildiğini görebilir. Ancak suça neden olduğu ileri sürülen çok sayıda
neden ve farklı suç göstergeleri içinde, anlamlı bir araştırma odağı inşa etmekte
zorlanabilir. Bu gibi durumlarda araştırmacılar, belirli hipotezleri test etmek yerine,
hipotez geliştirmeye yönelik bir araştırma yaparlar (Lin, 1976, 143).

Hipotez geliştirmeye yönelik çalışmalarda araştırmacı literatür taraması, uzmanlarla yaptığı
görüşmeler gibi kaynaklarda elde ettiği bilgilere dayanarak önemli değişkenleri belirler. Bu
bağımlı ve bağımsız değişkenlerin çeşitli kombinasyonlarını inceler ve deneye dayalı olarak
uygun olan bir ya da birkaçını seçer. Örneğin; eğer araştırmacı literatür taraması ve
uzmanlarla yaptığı görüşmeler ve yaptığı çıkarımlar sonucunda, tutuklanma sıklığı ile
ebeveynin sosyo-ekonomik geri planı değişkenleri arasında güçlü bir ilişki olduğu
kanaatine varırsa, ebeveyni düşük sosyo-ekonomik statüye sahip olan insanların
tutuklanma oranlarının, ebeveyni yüksek sosyo-ekonomik statüye sahip insanlara oranla
daha yüksek olduğunu ileri sürebilir.

Hipotez geliştirmeye yönelik araştırmaların amacı, başka araştırmalar tarafından sınanmak
üzere hipotezler geliştirmek ya da gömülü teori (teori kurma) yönteminde olduğu gibi,
hipotez geliştirerek bir teori inşa etmek olabilir. Hipotez geliştirmeye yönelik
araştırmalarda en sık kullanılan yöntem gömülü teori yöntemidir. Bu yöntemi diğer
yöntemlerden ayıran en belirgin özellik, araştırmaya belirli bir teorik çerçeveyle değil, veri
toplayarak başlanması ve bu veriler kullanılarak bir teori geliştirilmesidir. Yöntemin
adındaki “gömülü” terimi, teorinin literatürden değil, alandan toplanan veriler içine
“gömülü” olduğu fikrini belirtmek için kullanılmaktadır (Leedy ve Ormrod, 2005, 140).
Gömülü teori yöntemiyle yürütülen araştırmalarda, araştırmacı, sınayacağı bir hipotezle
yola çıkmaz. Araştırma örneklemine girenlerden elde ettiği bilgilere dayanarak
hipotezlerini geliştirir ve teorisini inşa eder. Hipotez geliştirmeye yönelik araştırmalar,
özellikle belirli olgular hakkında mevcut olan teoriler olguyu açıklamada ve anlamada
yetersiz kaldığı ya da söz konusu olguyu açıklamaya ve anlamaya ilişkin herhangi bir teori
bulunmadığı durumlarda kullanışlı olan araştırmalardır.

Açıklayıcı (Hipotez Sınamaya Yönelik) Araştırmalar

Açıklayıcı araştırmaların amacı betimlemekten öte, bazı şeylerin neden ya da nasıl olduğunu
açıklamaktır. Bu araştırmalar, olgulara ilişkin çeşitli değişkenler arasında nedensel ilişkiler
bulmaya ve sosyal olguları bu nedensellik üzerinden açıklamaya çalışırlar. Başka bir
deyişle açıklayıcı araştırmalar sosyal olguları, olguya ilişkin kavramların bağımlı ve
bağımsız değişkenleri arasındaki ilişkiyi inceleyerek anlamaya ve açıklamaya çalışan
araştırmalardır. Araştırmanın amacı, istatistiksel teknikler yardımıyla, hipotezde ileri
sürülen ilişkinin gerçekten mevcut olup olmadığını ortaya koymaktır. Örneğin; bir kentte
suç oranının ne olduğunu ortaya koymayı amaçlayan bir araştırma betimleyici, bu kentte
bazı mahallelerde suç oranının neden diğer mahallelerdeki suç oranından daha yüksek
olduğunu ortaya koymayı amaçlayan bir araştırma ise açıklayıcı bir araştırmadır. Böyle bir
araştırma, örneğin “eğitim düzeyi düştükçe suç işleme sıklığı artar” gibi bir hipotezle 

başlar. Bu hipotezi sınamak için yapılandırılmış veri toplama araçlarıyla veri toplar ve
bulgularını istatistiksel yöntemlerle çözümleyerek araştırma hipotezini sınar.
Açıklayıcı Araştırmalarda Yöntem

Açıklayıcı araştırmalar, nicel yöntemin bütün özelliklerini taşıyan ve nicel veri toplama
araçlarını kullanan araştırmalardır. Araştırma, değişkenler arasındaki ilişkilere ilişkin
ifadeler olan hipotez(ler)le başlar, veriler evreni temsil eden bir örneklemden; deney, yarıdeney, denetimli gözlem ya da yapılandırılmış görüşme gibi katı bir şekilde
yapısallaştırılmış olan nicel veri toplama araçlarıyla toplanır. Araştırmacı, ölçtüğü bağımlı
değişkeni etkileyebilecek olan dış koşulları kontrol altında tutmaya çalışır. Bulgular
istatistiksel yollarla sunulur ve araştırma evrenine genellenir.

Araştırmalar, odaklandıkları zaman açısından kesitsel ve boylamsal araştırmalar şeklinde
ikiye ayrılırlar.

Kesitsel Araştırmalar

Bir olgunun ya da örneklemin belirli bir zamandaki halini gözlemlemeyi içeren araştırmalar
kesitsel araştırmalar olarak adlandırılır. Keşfedici ve betimleyici araştırmalar çoğunlukla
kesitsel araştırmalardır. Örneğin nüfus sayımları, çok geniş bir örneklem üzerinde
yapılmakla birlikte sadece belirli bir ana ilişkin bilgileri içerir. Açıklayıcı araştırmaların da
önemli bir kısmı kesitsel araştırmalardır. Örneğin; insanların dinsel ön yargılarının
nedenlerini ortaya koymayı amaçlayan açıklayıcı bir araştırmanın sonuçları da zamanda
belirli bir ana ilişkin sonuçlar olacaktır. Kesitsel araştırmaların temel sınırlılığı, sadece tek
bir tarihsel bağlama sahip olmalarıdır. Bu nedenle zaman içinde oluşan nedensel ilişkileri
açıklamak isteyen açıklayıcı araştırmaların, sadece belirli bir ana ilişkin gözlemlere
dayanarak bilgi vermeleri, bu araştırmaları zayıflatan faktörlerden biridir. Yapılan
açıklayıcı araştırmaların zamanla tekrarlanmaları, bu sorunun çözülmesine yardımcı olur
(Earl, 2004, 101-2).

Boylamsal Araştırmalar

İncelenen konunun zaman içindeki gelişimini ele alan ve en az iki kere tekrarlanan
araştırmalar boylamsal araştırmalar olarak adlandırılırlar. Boylamsal araştırmalar, uzun
zaman aralıklarında, bazı durumlarda onlarca yıl boyunca aynı olguyu ölçen
araştırmalardır. Boylamsal araştırmalar psikolojide yaşam süresi boyunca bireylerin
gelişimlerini izlemek için, sosyolojide de bireylerin yaşamları boyunca ya da nesiller
boyunca deneyimledikleri yaşam olaylarını incelemek için kullanılırlar. Bazı araştırma
problemleri, yapıları gereği boylamsal araştırmalara uygundur. Örneğin; 1991 yılında
R.Asher ve G.Fine, yürüttükleri araştırmada, eşi alkolik olan kadınların sorunlu
evlilikleriyle nasıl baş ettiklerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Bu tip bir araştırma, yapısı
gereği, evlilik sürecini takip etmeyi ve uzun bir zamana yayılarak tekrar tekrar ölçümler
yapılmasını gerektirmektedir (Earl, 2004, 102).

Boylamsal araştırmaların dezavantajları uzun sürmeleri ve yüksek maliyetli olmalarıdır.
Ancak zaman içindeki değişimleri ölçmek için kullanılabilecek en iyi yol, boylamsal
araştırmalardır. Boylamsal araştırmaların üç temel türü vardır. Bunlar eğilim araştırmaları,
kohort araştırmaları ve panel araştırmalarıdır.

Eğilim (Zaman Serisi) Araştırmaları

Eğilim araştırması, belirli bir araştırma evreninde zaman içinde meydana gelen değişimleri
inceleyen çalışmalardır. Eğilim araştırmalarında araştırma evreninden seçilen farklı
örneklem gruplarından belirli zaman aralıklarıyla veri toplanır. Örneğin her beş yılda bir 

nüfusun özelliklerini inceleyen nüfus sayımları eğilim araştırmalarıdır. Eğilim
araştırmalarında, araştırmanın her tekrarında farklı örneklemler seçilse de örneklemler
her zaman aynı araştırma evreninden seçilir. Örneğin silah karşıtı bir kampanyanın
başlamasından iki ay önce yapılan bir araştırmada örneklemin %60’ının silah taşımaya
karşı olduğu ortaya konmuştur. Bir yıl süren kampanya bittikten sonra araştırma
tekrarlanmış ve evrende bir değişim meydana geldiği gözlenmiştir. Tekrarlanan araştırma
sonuçlarına göre örneklemin %75’i silaha karşı olduğunu belirtmiştir. Bu araştırma, eğilim
araştırmalarına verilebilecek bir örnektir. Bununla birlikte, bu araştırma bize kaç insanın
fikrini değiştirdiği ya da kampanya öncesinde silah kullanmaya karşı olanların fikirlerini
değiştirip değiştirmediği hakkında bilgi vermez. Eğer araştırmacı bu gibi bilgileri elde
etmek istiyorsa bir panel araştırması yapmalıdır.

Eğilim araştırmalarına bir örnek olarak İbrahim Yasa’nın Hasanoğlan araştırması
gösterilebilir. İbrahim Yasa, Ankara’nın Elmadağ ilçesine bağlı Hasanoğlan Köyü’nün 1915-
1944 yılları arasındaki yapısını incelediği araştırmasını 1955 yılında yayınlamıştır.
Hasanoğlan köyünde yaptığı araştırmayı 1969 yılında tekrarlamıştır. Araştırmanın amacı,
Hasanoğlan Köyünde yapılan ilk araştırmadan sonra geçen yirmi beş yıl içinde yaşanan
toplumsal değişmenin saptanmasıdır.

Panel Araştırmaları

Panel araştırmaları, araştırmanın tekrarlandığı her seferinde, yani her ölçümde aynı
örneklemden veri toplanan araştırmalardır. Örneğin silah karşıtı kampanya başlamadan
önce görüşülen kişilerle yapılan araştırma, kampanya bittikten sonra aynı kişiler üzerinde
tekrarlanırsa bir panel araştırması olacaktır. Panel araştırmaları, özellikle kesitsel
çalışmalarda analiz etmenin zor olduğu uzun dönemli olguların ya da etkileri birikerek
artan olguların araştırılmasında kullanışlıdır. Örneğin; 1980’lerde A.B.D.’de şiddet içeren
televizyon programları izlemenin gençlerde saldırgan davranışlara neden olup olmadığını
araştıran bir araştırma yapılmıştır. Araştırmacılar, küçük yaşlarda şiddet içeren televizyon
programları izlemenin ileriki yaşlarda saldırgan davranışa yol açıp açmadığını ortaya
koymaya çalışmışlarıdır. Araştırma A.B.D.’de çeşitli büyük şehirlerde yaşayan yaklaşık
1200 çocuğun tutum ve davranışlarının 3 yıl boyunca toplam altı sefer ölçülmesiyle
gerçekleştirilmiştir. Araştırmacıları altı ölçümün hepsinde aynı çocuklardan veri topladığı
için bu araştırma bir panel araştırmasıdır. Panel araştırmaları, değişimin dinamiklerinin
ortaya konmaya çalışıldığı durumlarda özellikle kullanışlıdır. Örneğin; araştırmacı köyden
kente göç eden ailelerin kente uyum sürecini inceliyorsa, boylamsal bir araştırma yapması,
amaçları açısından kesitsel bir araştırmadan daha uygun olacaktır. Araştırmacı, köyden
kente göç eden aynı aileler üzerinde araştırmasını belirli aralıklarla tekrarlayarak bir panel
araştırması yapabilir. Eğer aynı evrenden farklı örneklemler seçerse, ölçmeye çalıştığı
uyum sürecini etkileyebilecek diğer faktörler de söz konusu olacaktır. Panel araştırmasının
avantajı ise ölçümü aynı örneklem üzerinde tekrarladığı için sonuçları etkileyebilecek diğer
koşulların araştırmacı tarafından bir dereceye kadar bilinmesi ve kısmen kontrol altında
olmasıdır.

Panel araştırmaları, bütün boylamsal araştırmalar gibi uzun süreli ve yüksek maliyetlidirler.
Buna ek olarak, panel araştırmalarında aynı örneklem grubu üzerinde araştırma
yapmaktan kaynaklanan bazı özel zorluklar söz konusudur. Örnekleme giren bireyler
ölebilir, taşınabilir ya da araştırmanın tekrarlarında araştırmaya katılmak istemeyebilirler.
Panel araştırmalarının avantajı, ölçümlerin aynı örneklem üzerinde tekrarlanmasından
kaynaklanır. Bu nedenle ölüm, taşınma ya da benzeri nedenlerle insanlar örneklemden
çıktıkça, yani örneklem büyüklüğü azaldıkça bu avantaj da azalır. Ayrıca örnekleme
girenler, birinci ölçümde, yani araştırma ilk kez yapıldığında nesnel olsalar da aynı
araştırma tekrarlandığında soruları yanıtlarken ilk araştırmanın etkisi altında kalabilirler.
Bu da araştırmacının gerçeklere ulaşma şansını azaltır.

Kohort Araştırmaları

Kohort araştırmaları, araştırma evreninin ortak özelliklere sahip alt gruplarının (kohortlar)
zaman içinde geçirdikleri değişimi ölçmeyi amaçlayan araştırmalardır. Kohort
araştırmalarında, kohortlar genellikle aynı yılda doğanlardan oluşturulur. Örneğin 1960
yılında doğanlar bir kohorttur. Ancak 1995 yılında evlenenler, İkini Dünya Savaşı sırasında
doğanlar ya da İstanbul’a 1990 yılında göç edenler gibi farklı kohortlar belirlemek de
mümkündür. Kohort araştırmalarında ölçümün her tekrarlanışında aynı örneklem
grubundan veri toplanmaz, ama her ölçümde aynı kohorttan (örneğin 1995 yılında
evlenenlerin oluşturduğu kohorttan) örneklem seçilir (Earl, 2004, 103).
Kohort araştırmaları, sosyal bilimlerde olduğu gibi sağlık alanındaki araştırmalarda da sıklıkla
kullanılmaktadır. Örneğin; sigaranın akciğer kanserine neden olup olmadığını ortaya
koymaya çalışan bir kohort araştırma, sigara içenlerden ve içmeyenlerden oluşan
kohortları belirli bir zaman süresince izleyecek ve her iki grupta akciğer kanserine
yakalananların oranını karşılaştıracaktır. Kohortlar, araştırmacı tarafından önemli bulunan
özelliklere göre seçilir. Bu nedenle aynı kohort içinde yer alan herkes, sağlığı
etkileyebilecek ve akciğer kanserine neden olabilecek sosyo-ekonomik statü, gelir düzeyi
gibi diğer faktörler açısından eşit olacaktır. Bu durum, araştırmanın bağımsız değişkeninin
(sigara içme) bağımlı değişken (akciğer kanserine yakalanma) üzerindeki etkisinin, sonucu
etkileyebilecek diğer faktörlerden izole edilerek gözlemlenebilmesini sağlayacaktır,
Kohort araştırmaların en önemli dezavantajları çok uzun sürmeleri, maliyetlerinin çok yüksek
olması ve araştırmaya katılanların ölüm, taşınma ya da kohorta girmelerine neden olan
özelliklerin değişmesi gibi çeşitli nedenlerle araştırma dışında kalması ve örneklemin
daralmasıdır.

UYGUN ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİNİN SEÇİLMESİ

Araştırmacı, araştırmasının amacı doğrultusunda en uygun araştırma tipini seçmelidir.
Örneğin amacı bir nedensellik ilişkisinin var olup olmadığını sınamak olan bir araştırmacı,
keşifsel ya da betimsel bir araştırmayla amacına ulaşamayacaktır, Araştırma tipinin yanlış
seçilmesi, başka bir deyişle araştırmanın amaçlarına ve problemine uygun olmayan bir
araştırma tipi seçilmesi, araştırma amacına ulaşılmasını engelleyecektir. Örneğin
seçimlerden önce insanların kime oy vereceklerini ortaya koymak ve bulgularını evrene
genellemek isteyen bir araştırmacının örnek olay incelemesi yapması ya da on kişiyle
derinlemesine görüşmeler yapması, araştırma amacına uygun değildir. Araştırmacının,
evreni temsil edecek nitelik ve büyüklükte bir örneklemden veri toplaması gerekir. Diğer
taraftan, özürlü çocuğu olan kadınların, çocuklarının engelleri nedeniyle karşılaştıkları
sorunlar karşısındaki tutum ve davranışlarını anlamaya çalışan bir araştırmacının ise
kapalı uçlu sorulardan oluşan bir anket çalışması yapması yetersiz olacaktır. Yeni bir
öğretim tekniğinin öğrencilerin öğrenme hızlarını artırıp artırmayacağını açıklama amacını
taşıyan bir araştırmacının deney ya da yarı deney yapması gerekir. Bu konuyla ilgili anket
ya da derinlemesine görüşmelerden elde edeceği veriler, araştırma amacına ulaşmasına
yeterli olmayacaktır.

Araştırma tipi seçildikten sonra araştırmacı araştırmasının yöntemini ve kullanacağı veri
toplama tekniklerini saptayacaktır. Nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin de nicel ve nitel
veri toplama araçlarının da güçlü ve zayıf yönleri vardır, Her araştırma problemi aynı
yöntemle ve aynı veri toplama tekniğiyle incelenmeye uygun değildir.
Veri toplamak için kullanılan çok sayıda teknik vardır. Araştırmacının bu tekniklerin güçlü ve
zayıf yanlarını bilmesi ve araştırma probleminde sorduğu soruyu cevaplamak için en uygun
yöntem ve tekniklerin ne olduğunu dikkatli bir şekilde saptaması gerekir. Örneğin;
araştırmacı, Doğu Anadolu Bölgesi’nde mikro kredi kullanan kadınların demografik 

özelliklerini ve sosyo-ekonomik konumlarını betimlemeye çalışıyorsa, betimleyici ve
kesitsel bir araştırma yapabilir. Verilerini anket, survey ya da yapılandırılmış görüşmelerle
veri toplayabilir. Daha sonra elde ettiği verilerden yararlanarak istatistiksel tablolar
oluşturarak örnekleminin demografik özelliklerini ve sosyo-ekonomik konumlarını
betimleyebilir. Araştırmacı, tam olarak neyi ölçmek istediğinden ve ne elde etmek
istediğinden emin olacak, araştırmasında kullanacağı veri toplama araçlarını ve gerek
duyduğu örneklem büyüklüğünü önceden saptayacak ve araştırmacının rolünü dışarıdan
gözlemlemekle sınırlayacaktır. Bu durumda bu araştırma büyük ölçüde nicel yöntemin
özelliklerini taşıyacaktır. Diğer taraftan araştırmacı, Doğu Anadolu Bölgesi’nde mikro kredi
uygulaması sayesinde iş kuran kadınların deneyimlerini derinlemesine bir şekilde anlamak
istiyorsa, kapalı uçlu soruların yer aldığı ve örnekleme girenlere posta yoluyla gönderilen
bir anket, araştırma amacına ulaşmasını sağlamayacaktır. Araştırmacının amacı, bu
kadınların deneyimlerini ayrıntılı bir şekilde gözlemlemek ve anlamaya çalışmaksa,
örnekleme giren bireylerle etkileşime girerek detaylı bilgiler elde etmesi gerekir. Amacına
ulaşmak için yapılandırılmamış görüşmeler ya da odak grup çalışması yapması daha uygun
olacaktır. Araştırmacının amacı, mikro kredi uygulaması çerçevesinde iş kuran kadınların
deneyimlerini anlamaksa, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu şekilde iş kuran kadınların
tümünden ya da mümkün olduğu kadar çoğundan veri toplaması gerekmez. Araştırmacı,
örnekleme girecek olanları hangi örnekleme tekniğiyle seçeceğini de seçim tekniğini de
araştırmasının amaçları doğrultusunda belirleyecektir. Araştırmada kullanılacak yöntem
ve tekniklerin seçilmesinde en önemli nokta araştırmanın amacı olmakla birlikte, tek
belirleyici faktör bu değildir. Araştırmanın ölçeği nedir? Araştırmacı kaç kişilik bir
örneklem grubundan veri toplamayı hedeflemektedir? Araştırmanın ne kadar bir sürede
tamamlanması gerekmektedir? Araştırma bütçesi ne kadardır? Araştırmayı sadece
araştırmacının kendisi mi yürütülecektir, yoksa yardım edecek başka kişiler de var mıdır?
Bütün bu soruların yanıtları da araştırmanın yöntemini ve araştırma tekniklerini
belirlemede etkilidir. Örneğin; araştırmada bir tek araştırmacı varsa, araştırmanın iki ay
içinde tamamlanması gerekiyorsa ve bütçe 200 TL ise, araştırmacının ulusal ölçekte geniş
çaplı bir survey düzenleyemeyeceği açıktır.

Araştırmanın yönteminin ve kullanılacak veri toplama tekniklerinin seçilmesinde aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi gerekir:

•Araştırmanın amacı keşfetmek mi, betimlemek mi, açıklamak mıdır? Araştırmada ilgilenilen
olgunun belirli bir andaki fotoğrafını çekmek mi, yani bir durumu saptamak mı, yoksa bir
olgunun zaman içindeki değişimini göstermek mi hedeflenmektedir? Araştırma konusu
seçildikten sonra, araştırmacı uygun araştırma tipinin ne olduğuna karar vermelidir. Bu
önemli bir karardır çünkü kullanılacak veri toplama araçlarının seçimi ve geliştirilmesi
büyük ölçüde bu karara bağlıdır.

•Araştırmanın amaçlarına, önceden yapılmış araştırmaların sonuçlarıyla, yani ikincil verilerle ulaşmak mümkün müdür, yoksa araştırmacının birincil veriler toplaması mı
gerekmektedir?
İkincil verilerin yeterli olduğu durumlarda araştırmacı literatür taraması
ve doküman incelemesiyle araştırma amaçlarına ulaşabilir, İkincil verilerin yeterli olmadığı
durumlarda araştırmacının çeşitli veri toplama teknikleriyle birincil veriler toplaması
gerekir.

•Araştırma konusuna ya da değişkenlere ilişkin deneysel ya da teorik bilgi düzeyi nedir?

Daha önce bu konularla ilgili çalışmalar yapılmış mıdır? Konuyla ilgili daha önce yapılmış
çalışmalar araştırmacıya yeterli ön bilgiyi sağlamakta mıdır? Araştırmacı araştırmaya
başlamadan önce hipotez kuracak kadar bilgiye sahip midir? Araştırmacı, konuyu
incelemek için ne sorması gerektiğini net olarak bilmekte mi? Eğer konuyla ilgili daha
önceden yapılan araştırmalar yeterli değilse ya da araştırmacının bilgi düzeyi düşükse,
daha sonra değiştirilemeyecek katı bir nicel araştırma planlaması yanlış olacaktır. Çünkü
nicel araştırmalarda araştırmacı, problemde sorduğu soruyu cevaplamak için doğru 
soruları sorup sormadığını, verilerin toplanmasını bitirip analiz etmeye başlamadan önce
bilemez. Bu durumda, doğru soruları sormadığını anlasa bile, soruları değiştirmek için artık
çok geç olacaktır. Araştırmacı ne sorması gerektiğinden emin değilse, elde ettiği veriler
doğrultusunda araştırma probleminde değişiklikler yapabileceği nitel yöntemi tercih
etmelidir.

•Araştırmanın amacına ulaşmak için ne tür veriye ihtiyaç duyulmaktadır? Araştırma
problemi, gözlemlenecek davranışların kontrol altında tutulmasını mı yoksa davranışların
doğal ortamı içinde gözlemlenmesini mi gerektirmektedir? Araştırmanın amacına en etkili
şekilde, insanların davranışlarını ya da söylediklerini doğrudan ölçüp gözlemleyerek mi,
yoksa insanların kendilerini ve deneyimlerini nasıl algıladıklarını anlamaya ve
yorumlamaya çalışarak mı ulaşılabilir? Araştırma probleminde sorulan sorunun
cevaplanabilmesi için geniş çaplı bir örneklem hakkında genel bilgi sağlayan bir araştırma
mı, yoksa daha küçük bir örneklem hakkında detaylı ve derinlemesine bilgi sağlayan bir
araştırma mı daha kullanışlı olacaktır? Araştırmacının bu sorulara vereceği cevap,
araştırma yöntemini belirlemeye yardımcı olacaktır.

•Araştırmacının rolü ne olacaktır? Araştırmacının rolü dışarıdan gözlemlemekle
sınırlandırılacak mıdır, yoksa araştırmacı örnekleme girenlerle etkileşim mi kurmalıdır?
Örneğin; insanların evlilikleriyle ilgili yaşadıkları sorunları konu alan bir araştırma
düşünelim. İnsanlar özel hayatlarına ilişkin bu gibi bilgileri kolayca ifade etmezler.
Araştırmacı bu konuyla ilgili veri toplayabilmek için görüştüğü kişilerle etkileşime
girebileceği, yakınlık kurabileceği nitel veri toplama yollarını tercih etmelidir.
•Araştırma için kullanılabilecek mali, teknik ve insan kaynakları nelerdir? Araştırmanın
tamamlanması için ne kadar zamana, paraya, teknik olanaklara (verilerin analizi için
kullanılacak bilgisayarlar gibi), veri toplayacak ve analiz edecek kaç kişiye ihtiyaç
duyulmaktadır? Araştırmacı araştırma sırasında ortaya çıkacak olan beklenmeyen
maliyetleri karşılamak için gerçekçi bir bütçeye sahip midir? Araştırmanın tamamlanması
için gereken süre nedir? Araştırmacı zamanının ne kadarını araştırmaya ayırabilecektir?
Araştırmacının araştırma becerileri ve deneyimi ne düzeydedir? Araştırmanın herhangi bir
aşamasını tamamlamak için uzman ya da yardımcı gerekmekte midir? Bütün bu faktörler
hem araştırmanın örneklem büyüklüğünü hem de buna bağlı olarak araştırma yöntem ve
tekniklerini belirlemede etkili olacaktır.

•Araştırmacı, bulgularını genelleme amacı taşımakta mıdır? Araştırma kaynakları çok
sınırlıysa ve araştırma evreni büyükse, evreni temsil edecek büyüklükte bir örneklemden
veri toplanamayabilir. Eğer araştırma örneklemi, evreni temsil edecek yetenekte ve
özelliklerinin kararlılık göstereceği bir büyüklükte seçilmezse bulgular araştırma evrenine
genellenemez. Örneklemin araştırma yöntemiyle çelişmemesi için araştırmacının
yöntemini ve veri toplama araçlarını seçerken hedeflediği örneklem yapısını da dikkate
almalıdır. Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi, örneklem seçimi ve araştırma yöntem ve
tekniklerinin seçimi birbirini karşılıklı olarak etkiler.

•Araştırmanın amacına ulaşmak için veriler ne şekilde analiz edilmelidir? Eğer araştırmacı
verileri istatistiksel olarak çözümleyecek ve sunacaksa, nitel veri toplama araçlarıyla
derinlemesine ve zengin bilgi toplamaya ihtiyaç duymayacaktır.

Araştırmacı bu soruların yanıtlarına bakarak hangi yöntemi kullanması gerektiğine karar
verecektir. Örneğin; araştırmacı işsizlik süresi arttıkça çevredeki insanlarla iletişim kurma
sıklığının azaldığı hipotezini sınamayı ve işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişkiyi
açıklamayı amaçlıyorsa istatistiksel olarak analiz edilebilir nitelikte verilere, yani sayısal
verilere ihtiyaç duyacaktır ve nicel yöntemi kullanacaktır. Bu nedenle araştırmacı verilerini
yapılandırılmış gözlem, yapılandırılmış mülakat ya da anket gibi nicel veri toplama
yollarıyla toplayacaktır. Diğer taraftan araştırmacı, işten çıkarılmanın insanlar üzerindeki
etkilerini derinlemesine bir şekilde anlamayı amaçlıyor olabilir. Bu durumda bütün
işsizlerden oluşan evreni temsil etmese de araştırma amaçları doğrultusunda işsizliğin 

etkilerini en iyi yansıttığını düşündüğü bir grubu örneklem olarak seçebilir. Bu amaca
ulaşmak için araştırmacının detaylı ve sayılara indirgenmemiş verilere ihtiyacı vardır. Bu
nedenle araştırmacı, derinlemesine görüşme, odak grup görüşmesi, örnek olay incelemesi
gibi nitel veri toplama tekniklerini kullanacaktır.

Düzenlenen bir anketin verileri, betimleme amacına yönelik olarak da açıklama amacına
yönelik olarak da kullanılabilir, ancak araştırmanın amacı hangisiyse araştırmacı elde ettiği
verileri buna uygun istatistiksel yöntemlerle çözümleyecektir.

ÖZET

Araştırmaların nasıl sınıflandırıldığını açıklama

Araştırmalar amaçlarına, odaklandıkları zaman dilimine ve sonuçlarının kullanım amaçlarına
göre sınıflandırılabilirler. Amaçlarına göre araştırmalar keşfedici, betimleyici veya
açıklayıcı araştırmalardır. Bir araştırmanın amacı sadece betimlemek ya da açıklamak
olabileceği gibi, bir araştırma hem betimleme hem de açıklama amacı taşıyabilir.
Odaklandıkları zamana göre araştırmalar kesitsel ve boylamsal araştırmalar olmak üzere
ikiye ayrılır. Boylamsal araştırmalar da kendi içinde eğilim (zaman serisi), kohort ya da
panel araştırmaları olarak sınıflandırılırlar. Kullanım amacına yönelik olarak ise
araştırmalar teorik amaca ya da pragmatik (faydacı) amaca yönelik araştırmalar olarak
sınıflandırılır.

Keşfedici, betimleyici ve açıklayıcı araştırmaları karşılaştırma Keşfedici araştırmalar, araştırmacının fazla bilgi sahibi olmadığı konuları incelediği ya da
araştırma konusunun görece yeni olduğu durumlarda yapılan ve yüzeysel bilgi toplamaya
yönelik olan araştırmalardır. Keşfedici araştırmalar araştırma probleminin net olmadığı ve
araştırmacının yapılandırılmış veri toplama araçları geliştirecek kadar bilgi sahibi olmadığı
araştırmalar olduğu için nitel yöntemle yürütülürler. Betimleyici araştırmalar, çalışılan
olgu ya da örneklem hakkında elde edilen verilerin betimlenmesi ve temel özelliklerinin
tasvir edilmesini içeren araştırmalardır. Araştırma konusu hakkında genel bir bakış açısı
kazanmak için ya da bir olgu ya da durumu derinlemesine bir şekilde anlamak için oldukça
uygun bir araştırma tipidir. Araştırmanın betimleyici olması, hangi veri toplama araçlarının
kullanılacağının belirlenmesi için yeterli değildir. Araştırmanın özel amaçları, yani elde
edilmek istenen bilginin ne olduğu doğrultusunda nicel ya da nitel veri toplama araçları
kullanılabilir. Açıklayıcı araştırmalar ise olgular arasındaki nedensellik ilişkisini açıklamayı
amaçlayan araştırmalardır. Açıklayıcı araştırmalar hipotezle başlar ve toplanan veriler
istatistiksel yollarla analiz edilerek araştırma hipotezi sınanır. Açıklayıcı araştırmalar, nicel 

yöntemin bütün özelliklerini taşıyan ve deney, yarı-deney, denetimli gözlem ya da
yapılandırılmış görüşme gibi nicel veri toplama araçlarını kullanan araştırmalardır.

Kesitsel ve boylamsal araştırmaları karşılaştırma Kesitsel araştırmalar, zamanda sadece bir noktayı yansıtan gözlemlere dayanan, bir olgunun ya da örneklemin belirli bir zamandaki hâlini gözlemlemeyi içeren araştırmalardır. Boylamsal araştırmalar ise araştırma konusunun gelişimini izleyen ve en az iki kere
tekrarlanan araştırmalardır. Sosyal olguların birey ya da grupların yaşamları sürecinde
nasıl geliştiklerini ya da değiştiklerini ortaya koymaya çalışan araştırmalar boylamsal
araştırmalardır.

Eğilim, panel ve kohort araştırmaları karşılaştırma Eğilim, kohort ve panel araştırmaları, boylamsal araştırma türleridir. Boylamsal
araştırmaların hepsi yapılan araştırmaların tekrarlanmasını içerir, ancak bilgi toplanan
örneklem grubu açısından farklılık gösterirler. Eğilim araştırmaları, belirli aralıklarla aynı
araştırma evreninden seçilen farklı örneklem gruplarından veri toplayan araştırmalardır.
Panel araştırmalarında, araştırmanın tekrarlandığı her seferinde aynı örneklemden, yani
tam olarak aynı insanlardan veri toplanır. Kohort araştırmaları, araştırma evreninde belirli
bir özelliğe sahip kişilerden oluşan alt grupların (kohort) zaman içinde geçirdikleri
değişimi ölçmeyi amaçlayan araştırmalardır. Kohort araştırmalarında ölçümün her
tekrarlanışında aynı örneklem grubundan veri toplamaz ama her ölçümde veri toplanan
grup, aynı kohorta aittir.

Araştırma için uygun yöntem ve tekniklerin seçilmesinde dikkat edilmesi gereken
noktaları özetleme Araştırma konusu seçildikten sonra, araştırmacı araştırma probleminde sorduğu soruyu
yanıtlayabilmek için araştırmanın amacının keşfetmeye mi, betimlemeye mi, açıklamaya
mı, yoksa hem betimlemeye hem de açıklamaya mı yönelik olduğuna karar vermelidir.
Daha sonra araştırmacının amacına en etkili şekilde, insanların davranışlarını ya da
söylediklerini doğrudan ölçüp gözlemleyerek mi, yoksa insanların kendilerini ve
deneyimlerini nasıl algıladıklarını anlamaya ve yorumlamaya çalışarak mı ulaşılabileceğini
saptaması gerekir. Araştırma probleminin cevaplanabilmesi için geniş bir örneklem
hakkında nispeten yüzeysel bilgi sağlayan bir çalışmanın mı, yoksa daha küçük bir
örneklem hakkında derinlemesine bilgi sağlayan bir çalışmanın mı daha kullanışlı
olacağına karar verilmelidir. Araştırma konusuyla ilgili sahip olunan bilgi düzeyi, araştırma
probleminin netlik düzeyi, araştırmacının ne elde etmek istediğini ne kadar kesinlikle
bildiği de yöntemi etkileyen bir faktördür. Araştırmanın bir sosyal olgunun ya da durumun
zamanda belirli bir noktaya ilişkin bilgisinin mi, yani bir fotoğrafının mı; yoksa olguya ya da
duruma ilişkin değişimin mi ortaya konmaya çalışıldığının belirlenmesi de etkilidir.
Bunlara ek olarak araştırma için ayrılan mali, teknik ve insan kaynakları ve zaman da
yöntemin belirlenmesinde etkilidir. Araştırmacı bütün bu faktörleri dikkate alarak
araştırma amaçlarını gerçekleştirmeye en uygun olan araştırma tipini ve kullanacağı
yöntem ve teknikleri seçmelidir.

Yaşamın İçinden Sosyolog Michael R, Leming, evlilik ve aile ile ilgili literatürü okurken, yaşlı çiftlerin flörtleri hakkında yapılmış çok az çalışma olduğunu fark ettiğinde şaşırmıştı, Tanıdığı 82 yaşındaki bir adamla 72 yaşındaki bir kadın flört ilişkisi içindeydiler, Bu gibi çok sayıda ilişki
yaşandığını düşündü ve genç yetişkinlik dönemini geçmiş insanların yaşadıkları
flörtlerdeki benzerlik ve farklılıkların neler olabileceğini merak etti, Ona göre bu konuda
daha fazla bilgi edinilmesi gerekiyordu, Bu konuyla ilgili literatür taraması yaptı ve orta yaş 
ve yaşlılıkta flörtle ilgili neredeyse hiç araştırma yapılmadığını gördü, Bulduğu araştırmalar
eş seçimi, flört ilişkisi ve 16-25 yaş arasındaki insanların ilişkileriyle ilgiliydi, Bu
araştırmalardan ve çeşitli sosyal gerontoloji çalışmalarından elde ettiği bilgilere dayanarak
yaşlıların flörtleriyle ilgili hipotezler geliştirdi, Bir araştırma yapıp topladığı verilerle bu
hipotezleri sınamak istiyordu, Hipotezlerini geliştirdikten sonra veri toplama aracını
seçmesi gerekiyordu, Çalıştığı çeşitli projeler sayesinde olasılığa dayalı örneklem seçim
teknikleri, kapalı uçlu sorulardan oluşan anket formları hazırlama ve nicel veri analizi
konularında oldukça deneyim kazanmıştı, Bu nedenle bir anket hazırlamayı düşündü,
Ancak kısa sürede anketle elde edeceği nicel verilerin, araştırma amacına uygun olmadığını fark etti, Devamını sosyologun kendisinden dinleyelim:

“Eğer sadece yaşlı insanların flört etme düzeyleriyle ilgileniyor olsaydım, tesadüfî
örneklemeyle geniş çaplı bir örneklem seçip telefon yoluyla örneklemdekilere şu sırada bir
flört ilişkisinde olup olmadıklarını sorabilirdim. Ama görüşeceğim yaşlı kişilerin çoğunun
kendilerini telefonla arayan tanımadıkları birine bu tip bir bilgiyi vermeyi
istemeyeceklerinden şüpheleniyordum. Ayrıca kapalı uçlu sorulardan oluşacak bir anket
düzenlemek için kavramların göstergelerini belirlemem, ölçekler hazırlamam gerekiyordu.
Oysa daha önceden yapılmış olan ve bu konuda bana ışık tutacak çalışmalar yoktu. Soru
hazırlamaya çalıştığımda, tam olarak ne soracağımı bilmediğimin farkına vardım, yaşlıların
flört kavramından gençlerle aynı şeyi anladığından bile emin değildim. Üstelik flört ilişkisi
çok hassas bir konu olduğu için, görüşmeciyle görüşülen arasında güçlü bir yakınlık
olmadığı takdirde görüşülenlerden veri toplanamayacağını fark ettim. Bu nedenlerle nitel
yöntemi kullanarak keşfedici bir araştırma yapmam gerektiğine karar verdim. Açık uçlu
sorular sorarak toplayacağım verilerden elde ettiğim bilgilere dayanarak hipotezlerimi
yeniden oluşturabilirdim. Ancak bundan sonra bu hipotezleri sınayacak bir araştırma
yapabilirdim. Konunun doğası gereği insanlara dulluk, boşanma, aşk ve romantizm gibi çok
hassas konularda sorular sormam gerekiyordu. Bu nedenle onlarla yüz yüze derinlemesine
mülakatlar yapmaya karar verdim”. Kısacası araştırmacı, araştırma konusuyla ilgili bilgi
düzeyi düşük olduğu için hipotez sınamaya yönelik açıklayıcı bir araştırma yerine keşfedici
bir araştırma yapması gerektiğini fark etmiştir. Ayrıca araştırma konusu, veri toplama
tekniğinin seçilmesini de büyük ölçüde etkilemiştir. Bu örnekte en önemli nokta, araştırma
probleminin ve konuyla ilgili bilgi düzeyinin araştırma yöntemini belirleme üzerindeki
etkisidir. Bununla birlikte, hiçbir yöntem ya da araştırma tekniği tamamen mükemmel
değildir. Araştırmacının en uygun olduğunu düşündüğü tekniklerin de dezavantajları
vardır. Bu çalışmada araştırmacı 60 derinlemesine görüşme yapmıştır. Derinlemesine
görüşmelerle ilgili yaşadığı sorunları şöyle anlatmaktadır:

“Derinlemesine görüşmelerin zaman ve para açısından çok maliyetli olduğunu gördüm. Her
şeyden önce veri toplamak çok uzun sürdü. Derinlemesine görüşmeleri analiz edebilmek
için içerik analizi yapan bir bilgisayar programı kullandım. Bu program istatistiksel veri
analizi yapan bilgisayar programlarından kat kat daha pahalıydı. Görüşmeleri yaparken
karşılaştığım bir problem de örneklemdeki yaşlıların kendilerinden beklendiğini
düşündükleri cevaplar vermeye yatkın olmalarıydı. Özellikle çok kişisel ve hassas olan
sorulara, sosyal olarak arzu edilir olduğunu düşündükleri cevaplar veriyorlardı. Belki de
örneklemdekiler, kendilerine göre nispeten genç olan ve sembolik olarak akademik
dünyayı temsil eden bir araştırmacı tarafından sorulan sorulara ‘uygun’ cevaplar vermeleri
gerektiğini düşünüyorlardı. Örneklemi kartopu tekniği ile seçmiştim, bu da önyargılı bir
örneklem oluşması ihtimalini içeriyordu. Bu problemin kaynağı bu da olabilirdi. Bütün bu
sorunlara rağmen bu konuyu nitel yöntemle çalışmak bana hâlâ en mantıklı karar gibi
görünüyor”.

Van Haber, Van Gazetesi
 

araştırma yöntem teknik