BELGİN'İN BERGEN'E DÖNÜŞMESİNDEKİ SAHTE NİKAH

TAKİP ET

Van Haber bulunan bu güzel hikâye için tekrar sizlerleyiz. Acıların kadını olan Bergen'in hayat hikâyesinden çok etkilendik ve sizlerle de paylaşmak istedik.  Bergen'in acılarla dolu hayat hikâyesini sizlerinde okumasını tavsiye ederiz. 

Masalımızın kahramanı Belgin, bir gazete haberinde gördüğü Norveç’in ikinci büyük şehri Bergen ismini çok beğenir ve isminin bundan sonra Bergen olarak anılmak ister.
Belgin Sarılmışer Mersin doğumludur. Annesi ebe, babası boyacı ustasıdır. Mersinde yaşarlar. 6 yaşına geldiğinde annesi ile babasının ayrılmasına tanıklık eder. Daha sonra belgin annesi ile birlikte Ankara’da yaşamak için Ankara’ya göç eder. Ankara yeni mahallede bir ev tutarlar. Sarı lakaplı annesi Sebahat Çakır pavyonlarda çalışmaya başlar. Belgin müzik ile ilkokul yıllarında tanışır. Müzik öğretmeni ilkokulda Belginin yeteneğini keşfeder ve kendisini devlet konservatuarında piyano bölümüne kaydettirir. 

PAVYONDAN KAZANDIKLARIYLA BEYAZ BİR ARABA ALIR AMA NASİP OLMAZ DOYA DOYA O ARABAYA BİNMEYE... NEDEN Mİ?
Bergen hem Topal Selahattin’in sevgilisi hem de Topal işletmelerinin assolistidir. Kısa sürede kontratla bir şehirden başka bir şehre pavyon turları derken bu kez Bergen’in yolu Adana ile kesişir. Bergen artık Adana pavyonlarında sahneye çıkmaktadır. Adana pavyonlarında bir seyirci Bergen’e her gece yüzlerce gül yollamakta ve kafasından aşağı yüzlerce gül yaprağı dökmektedir. Bu kişi biraz gizemli ve kim olduğu da belli değildir. Bergen o sırada pavyondan elden ettiği gelir ile Murat 124 beyaz bir araba alır. Arabanın borçları daha ödenmeye yeni yeni başladığı bir gece Bergen sahneden iner ve evine gitmek üzere dışarı çıktığında arabasının alev alev yandığını görür. Çok üzülür. Daha arabanı borçları bitmemiştir. Annesi ile arabanın borçlarını nasıl ödeyeceklerini konuşurlar. Yine bir gece Bergen sahneden inip dışarıya çıktığında yanan arabasının aynısını ve aynı yandığı yerde görür. Arabayı alan kişi Halis Serbes’ttir. İşte Bergen bu cömertliğe âşık olur ama arabayı sanki Halis Serbest yakmış ve yenisini yine Bergen’e Halis Serbest almış gibidir. Aslında Bergen bir aşığın oyununa kurban gitmektedir. Halis Serbest Adana’nın mani fatura kralıdır. Bergen’e fena âşık olur. Bergen de Halis Serbest’e abayı yakar. 

GERÇEĞİ BİR BUÇUK YIL SONRA ÖĞRENDİ
1981 yılında evlenmeye karar verirler. Halis Serbest Bergen’e evlenme teklif eder. Bergen kabul eder. Aslında Halis Serbest o sıralar başkası ile evlidir. Adana’da ki evde Halis Serbest nikâh memuru ile ve belediye evraklarıyla sahte bir nikâh düzenler. Evlenirler. Fakat nikâh sahtedir. Bergen evli olduklarını zannetmektedir ama evli değildirler. Bergen bu gerçeği bir buçuk yıl sonra öğrenir. Öğrendikten sonra Halis Serbest eşinden boşanır ve Bergen ile bu kez gerçek nikâh ile evlenir. Ancak Halis Serbest’in bir tane şartı vardır. Bergen sahneleri bırakacaktır. Bergen sahneleri bırakır. Önce Adana Kozan da sonra Ziya Paşa’da yaşamaya başlarlar. 

Bergen sahneleri ve şarkı söylemeyi çok sevmektedir. Bu durumdan rahatsızdır. Annesinin de ısrarı ve baskısı ile sahnelere geri dönmek ister. Şarkı söylemeye geri dönmek ister. Mersinde ev alırlar ve Mersine taşınırlar. Halis Serbest’in iş için şehir dışına çıktığı bir günde Bergen tası tarağı toplayıp İzmir’e gider. Kibariye’yi meşhur eden Cengiz Özşeker’in yanına gelir. Cengiz Özşeker ile anlaşır ve pırlanta pavyonda şarkı söylemeye başlar. Halis Serbest evi terk eden Bergen’i arayıp tarayıp İzmir’de bulur. Halis Serbest Bergen’i boşanmaya ikna etmek ister. Fakat Bergen boşanmamak istememektedir ama aynı zamanda da şarkı söylemek istemektedir. 

FİLM SEKTÖRÜNDEN PAYINI ALDI
Takvim yaprakları 31 Ekim 1982’yi gösterdiğinde Bergen’in kafasından kovalarla gül yaprakları döken adam bu kez bir kova kezzabı Bergen’in suratına atar. Bergen İzmir’de 45 gün hastanede yatar. Vücudu geri dönülmez yaralar ile doludur. Neredeyse gözlerini kaybetmek üzeredir. Dönemin meşhur estetik cerrahı Onur Erol hiç bedel almadan Bergen’in bir gözünü kurtarır. Daha sonra Bergen yaşadığı o geceyi aynen şöyle anlatır; “O anda iki gözüm gitti. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara ‘suya götürün’ diyorlar. Kadere bak ki sular kesik. Su ip gibi akıyor. Üzerimde ki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyorum ve gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi’ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım. Yara tedavisi gördüm.” Bergen başına gelen talihsiz kezzap olayından sonra gazetelerde çokça yer almaya başlar. Bunun üzerine un kapanı plakçılar çarşısı da Bergen’e kayıtsız kalmaz. Eskiden Bergen’in doldurduğu fakat hiç satmayan kaset yeniden piyasaya sürülür. Kaset çok satmaya başlar. Bergen Yaşar Ketava ile anlaşır. O dönem Emrah’ın Acıların Çocuğu şarkısı bu kez Acıların Kadını olarak Bergen’e adapte edilir. Acıların Kadını kaseti o yılın en çok satan arabesk kadın şarkıcısı kasedi olur. Artık Bergen sahnelerin en çok aranan ve arabesk söyleyen assolistlerden bir tanesidir. İronik şarkısı’ onu da yak tanrım’ ortalığı yakıp kavurmaktadır. Benim için üzülme şarkısı, milyonların diline dolanır. Bergen’in zoraki imajından film sektörü de payını almak ister. Ülkü Erakılın yönettiği film de, Yalçın Gülhan ile birlikte Bergen başrol oynamaktadır. Filmin adı tabi ki Acıların Kadınıdır. 

VÜCUDU KEZZAP YANIKLARIYLA DOLU BİR KADIN
Film Bergen’in hayatından ufak ufak izlerde taşımaktadır. Yıllar sonra Bergen bu kez ‘aşk ölümden soğuktur’ filminde oynar. Ülkü Erakılın Bergen ile yaptığı filmi aynen şöyle anlatır; “Bergen çok cesur bir kadın. Başına gelen felakete karşılık çok enteresan bir kalbi ve kişiliği var. Filmde bunu ön plana çıkarmaya çalıştım. Batılılar bizim çektiğimiz sahnelerde makyaja başvurur. Oysa biz bu sahneleri hayatın kendisinden temin ettik. Bir gözü ve yüzünün bir tarafı yok olmuş. Vücudu kezzap yanıklarıyla dolu bir kadındır. Gerçek yaşamdan bir kadın ve gerçek yaşamdan bir yüz. Bu durumda kamera karşısına geçmekten çekinmeyen Bergen’in cesaretini hayretle ve saygıyla karşılıyorum.”

HEM ÇOK AŞIĞIM HEMDE ÇOK KORKUYORUM
Bergen bir insanın başına gelebilecek en kötü olaylardan olan, kezzap olayından sonra sahneye ve müzik dünyasında hızla yükselişe geçer. Halis Serbest İzmir’de yakalanır. Ve azmettirmek suçundan 13 yıl 11 ay ceza alır. Cezaevinde Halis Serbest’in en sadık ziyaretçisi Bergen’dir. Bergen Halis Serbestten şikâyetçi olmaz. Yakınlarına Halis Serbestten hem hem de ona çok âşık olduğunu söyler ve ekler Halis cezaevinde çıkınca ben ölürüm. İstanbul’da sahne aldığı dönemlerde Uğur Yücel ile birlikte çalışır. 

KURŞUNLARIN HEDEFİ BERGEN
Halis Serbest ısrarla Bergen’in sahneye çıkmasını istememektedir. Bergen de sahneye çıkmak istemekte ama boşanmakta istememektedir. Halis Serbest Bergen’i ikna eder ve boşanırlar. Fakat iddialara göre boşandıkları zaman bile aralarında ki ilişki hiç kopmamıştır. Her zaman görüşmüşlerdir. Yıllar affetmez albümünü yaptıktan sonra, Bergen şarkı çok tutunca şehir şehir turneye başlar. Sıra Kayseri’ye gelir. Kayseri’den Adana’ya giderken Halis Serbest ile yaptığı bir telefon konuşmasından sonra otobanda kovalamaca başlar. Halis Serbest Bergen’in aracını durdurur. Adana Kozan’tı da bir benzin istasyonuna girerler. Bergen’in yanında iki tane koruması ve annesi vardır. Halis Serbest hem Bergen hem de Bergen’in annesi ile hararetli bir konuşmaya girer. Halis Serbest bu kez kurşunlara Bergen’i hedef eder. Bergen aynı yerde hayatını kaybeder. Hızını alamayan Halis Serbest Bergen’in korumalarını da vurur. 

BERGENİ ÖLDÜRMENİN BEDELİ SADECE 18 AY
14 Ağustos 1989 günü ülkede yaşanan en korkunç kadın cinayetlerinden birisi işlendi. Korkudan hiç kimse Bergen’in cenazesine gidemez. Bir avuç insanla Bergen toprağa verilir.  Halis Serbest Adana’dan Suriye’ye oradan da Bayburt’a kaçar.  En on Almanya’ya kaçar. Almanya’da kırmızı bültenle aranmaya başlar. Yapılan bir ihbar sonucunda Almanya’da yakalanır. Halis Serbest Türkiye’ye iadesini ister. Almanya’da cezaevinde 11 ay yattıktan sonra Türkiye’ye iade edilir. Türkiye’de sadece 7 ay yatar. Bergen’i öldürmesinin bedeli 18 aydır. Bergen’e seni mezarında bile rahat bırakmam dediği için Mersin Asli mezarlığında Bergen’in mezarının etrafı çelik yüksek tellerle çevrilir.  

VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER
       

 

Van Haber Belgin