BÜYÜK BİR HAZİNE NİTELİĞİNDE OLAN 'SÜBET AYDIN'

TAKİP ET

Siirt'in Tillo beldesine bağlı Fersaf köyünde 1949 yılında dünyaya gelen Sübet Aydın, Van Gazetesi'ne özel hayat hikayesini aktardı.

Siirt'in Tillo beldesine bağlı Fersaf köyünde dünyaya gelen Sübet Aydın, hayatını anlatırken duygusal anlarına şahit olduk. Geçmişine doğru her gittiğinde bir o kadarda sakin ve içten duruşunu sergileyen 1949 yılı doğumlu Sübet Aydın, Van Gazetesi'ne özel hayat hikayesini aktardı.

Küçük yaşlarda hayata atılan ve Siirt ile Van arasından yürüyerek gidip gelen Aydın,"Siirt’ten Van’a gece gündüz demeden yürüyerek gidip geliyorduk. Baktık ki olmuyor... Almanya’ya çalışmaya gitmeye karar verdim."diyerek, yurt dışında çalışmaya başladığını ifade etti. 

Almanya'da para biriktiren ve akabinde vatanına dönen Aydın; Askerlik yaşı gelince ise; acemi birliğini İzmir'in Menemen bölgesinde, usta birliğini de İstanbul Tuzla’da yaptığını dile getirdi.

Aydın;"Komutanımız bizlere sürekli spor yaptırırdı. O sıra da benim azmimi fark eden komutan beni boks maçlarına çıkarmaya başladı. Çıktığım boks maçlarının çoğunu kazandım. Ordular arasında boks maçları düzenleniyordu. O sırada Yüzbaşımız beni uygun gördü. Her çıktığım maçı kazandım. Ordular arasında ise; üçüncü oldum. Askerliğim bitince de kendi ilime geri döndüm. Herkesi çok özlemiş ve sürekli askerde onları görmek istiyordum. Sonunda bu hasret bitti ve aileme kavuştum. Artık hayat benim için yeni çanlar çalıyordu. Boksta kendime çok güveniyordum ve sürekli maçlara çıkarak kazanıyordum. O sıra aklıma tekrar yarım kalan hikayem geldi. Almanya... Almanya'ya gittim. Toplamda 21 yıl boyunca Almanya'ya hizmet ettim. Türkiye’ye geri döndüğümde benim başıma bir olay geldi. Beni gözaltına aldılar. Olayı araştırdılar ve suçsuz olduğum anlaşıldı sonra serbest bıraktılar" diyerek konuşmalarına devam etti.

"Tabii Almanya’ya hep git gellerim oluyor. Yani tekrar gittim. Bulgaristan sınır kapısında beni tuttular. Çıkmamın yasak olduğunu, Türkiye’den çıkamayacağımı söyleyip beni İstanbul’a gönderdiler. Bende orada kalmayıp Van’a döndüm bir müddette Van’da kaldım. Bu defa Esendere sınır kapısına gittim. Çünkü Almanya’ya gitme kararım kesindi. 

İran’a geçtim. Oradan da Tebriz’e geçtim orada kaldım. Sonra Tahran’a gittim. Tahran’dan İtalya Roma’ya bir bilet aldım. Oradan Avusturya Viyana’ya gittim. Amacım pasaportumu uzatmaktı. Orada konsolosluk beni yirmi gün bekletti. Pasaportum uzatılmadı. Almanya’ya kaçak gittim. Almanya’da bir tane Türk ile tanıştım. Ona yer varsa bende sizinle gelebilir miyim diye sordum. Adam gel dedi. 

Benzin parası istedi. Bende verdim. Almanya Münih’e gideceğimi söyledim. Daha sonra Münih’e yakın bir yere bırakmasını istedim. Fakat o beni Münih’e götürdü. Benden otuz Mark istedi. Şaşırdım neden otuz mark istediğini sordum o da oradan buraya bu kadar yeterli dedi. O yoluna gitti bende yoluma gittim. 

Sonra şefimi arayıp geldiğimi söyledim. O da beni almaya geldi. Şefim küçük bir tane dairesi vardı. O gece orada kaldım. Sabahta beni işe götürdü. İşe başladım biraz para topladım. Çarşıya çıkmak için trene bindim. İnerken polisin pasaportları kontrol ettiğini gördüm. Beni durdurdu pasaportumu sordu. Pasaportumun evde olduğunu söyledim. Polis beni aldı. Orada bir tane avukat tuttum. 

Avukat benden iki bin mark istedi. Bana kefil oldu. Polisler beni bıraktı. Tabii beni bir hafta sonra Türkiye’ye göndereceklerini söylediler. Neyse ben serbest bırakıldım. İşime devam ettim. Bir gün bir kavga çıktı. Kavgaya karışanlar Türklerdi.  Karşı taraf şikâyet etti. Polisler eve geldi. Ben ve iki tane kuzen olan arkadaşlarım evdeydik. 

Ben evin balkonuna çıktım ama polislerin aşağıda beni izlediğini bilmiyordum. Bizim evin balkonundan diğer evin balkonuna atladım. Polisler bana ; “oraya nasıl atladıysan tekrar öyle çıkacaksın” dediler. Buradan aşağı ineyim dedim. Fakat öyle istemediler. Bende tekrar yukarıya çıktım. Bizi alıp karakola götürdüler. 

İfademizi aldılar. Şikâyet eden bana avukat tuttu. Avukat bana dedi ki polisler sana sorduklarında buraya çalışmaya geldiğini söyle. Polise sert çıktığımı söylediler. Bende evet doğru yaptım. Çünkü benim yapmadığım şeyi ben yapmışım gibi gösterdiler dedim. Tabii avukat böyle söylememem gerektiğini söyledi. 

Ben kabul etmedim. Beni yine içeri aldılar. Bir ay içerde kaldım. Avukat ilk ifadede çıkarsınız dedi. Türkiye’de eski davalarım vardı. Bir ay sonra mahkemeye çıktık. Avukat hepimizi yalan söylememek konusunda uyardı. Hâkim beni her konuşturduğunda müvekkilim bilir dedim. Arkadaşlarım altışar ay hapis cezası aldılar. Ben bir ay hapis cezası aldım. Avukata dedim ki beni Almanya’da bırak. Sadece iki gün bana izin ver. Ondan sonra çıkıp gideceğim dedim. 

Avukat sana bir hafta izin alacağım dedi. Tabii bin mark istedi. Bende kabul ettim. Üzerimde bin mark yoktu. Beni şikâyet eden avukata sen onu burada bırak ben sana daha fazlasını veririm dedi. Avukat ısrarla bir mark isterim dedi. Adam ona bir mark verdi. Beni cezaevinden aldı. Beni şikâyet edenin bana garezi yoktu. Diğerleri için yapmıştı ama avukat parasını o verdi. Beni Almanya’ya bıraktı. Yedi yıl boyunca Almanya’da kaldım. 

Sübet Aydın daha sonra geçtiğimiz günlerde geçirdiği Delta Varyantı hakkında yaşam hikayesini aktardı. 

Sübet Aydın; “kısa bir süre önce korona virüse yakalandık. Yani sadece şüpheler varken test yaptırdık. Test sonucum negatif çıktı. İki üç gün geçtikten sonra tekrar eklem ağrılarım oldu. Tekrar test yaptırmaya gittim. Bu da negatif çıktı. Çıktım yine ağrılarım arttı. 

Artık yürüyemez hale geldim. Üçüncü defa test yaptım. Bu da negatif çıktı. Çok şaşırdık artık. Çünkü belirtiler vardı. Çok halsizdim yürüyemiyordum. Doktor beni emara gönderdi. Doktor sonuçlara baktı Covid olduğumu söyledi. Ciğerimde görünmüş. Bana yatış verdiler. Bir iki gün serviste kaldım. Daha sonra yoğun bakıma alındım. Orada birkaç gün bize çok iyi baktılar. 

Biraz iyiye gittim. Tekrar servis çıkardılar. Büyük torunum bana refakat etti. O da Covid oldu. Torunumda çok halsiz ve bitkindi. Ben ondan bir şey istedim giderken düştü bayıldı. Ben kalkamadım. Bağırdım hemşireler geldi. Refakatçiye ben refakat ettim. Öyle böyle derken çok şükür atlattık."dedi.



Sevda Uzunyol -Van Gazetesi - Özel haber
Röportaj: Haktan Aydın
 

sübet aydın vanhaber van