TAN TAŞÇI; ŞEHİRDE YAŞAMAK EHLİYET İSTİYOR 

TAKİP ET

Van Gazetesi Haber'in Tan Taşçı ile yapılan röportajı gündem oldu.

Tan; "Hedeflerim içinde biraz daha kemale erince şehre gelmek var"dedi.

Tan Taşçı, "İstanbul’u terk edip Bodruma yerleştim. Pandemi’nin de etkisi oldu. Biraz öncesi cesaretlendim fakat pandemi tam bir bahane oldu artık gidebilirim diye. Tası tarağı pandemi de topladım. İstanbul’a çekim için geldim. Biraz işlerimi halledip dönüyorum. İstanbul’da bir evim yok artık.

Eğer olsaydı tam taşınma olmazdı. Hedeflerim içinde biraz daha kemale erince şehre gelmek var. Çünkü şehirde yaşamak ehliyet istiyor ciddi anlamda. O zaman belki daha kalabalık, insanlara işe yarayacak bir duruma gelirsem, kendi mesleğimle de ilgili bir şeyler yapabilecek, koştura bilecek duruma gelirsem, daha kurumsal, daha yaşlı ve daha işe yarar bir hale gelebilirim. Şuan enerjimi doğanın içinde, ağaçların içinde, hayvanların içinde ve kuş sesleri ile daha fazla olan potansiyeli ortaya çıkartmam lazım gibi hissediyorum. 


TASAFUVVUFUN BİRÇOK KURALINI HAYATIMDA UYGULUYORUM 

Kemale ermekten kastım; yaşamı sürdürebilmek için ehliyet sahibi olabilmek. Şehirde yaşamı sürdürebilmek için. Hatalar bireysel hatalar değil mutlaka. Mutsuzluklarla ve kolektifi yönetmekte şehir anlamda çok zor. Biraz daha yaşlı, biraz daha kemale ersem daha fazla şehirde yaşayabilirim. Yaşlanınca en büyük hayalim şehre gelmek. Ben arkadaşlarıma ahkam kesen biri değilim. İşte çıkın doğada, yeşillikte yaşayın demiyorum. Çünkü kimi insan şehir insanı şehirde kendisini bulabiliyor ama ben olabildiğim kadar sanatçı olmaya çalışıyorum. Sanatçı insan dışarıdan gelen etkilere daha çok açık. Toplumsal olarak daha çok etkilenebiliyorsunuz ya da bir arkadaşınız ile tartışsanız bile o sizi on katı daha fazla etkileyebiliyor. Açıksınız çünkü. Bu tehlikeli bir pozisyon. Bunun belki de bizim gibi insanların birazcık daha doğada, biraz daha uzak, bir kenarda köşede en azından olması daha faydalı olabiliyor. Uzun zamandır ne bulursam okuyorum. Tasavvufa merakım da var. tasavvuf’un birçok kuralını da hayatımda büyük ihtimal uyguluyor olabilirim. 

KONSERVATUARI YARIDA BIRAKTIM 

Almanya doğumluyum ama çocukluğum Ankara’da geçti. Okul yıllarım ve konservatuar Ankara’da geçti. Bir travmadan İstanbul’a geldim. Abım için uğraşmaya başladım. Sonra İstanbullu oldum. Konservatuarı bitiremedim. Üçüncü sınıfta terk. Albüm çıkartmam gerekiyordu. O dönem birazcık daha farklıydı. Tam albüm çıkarmaya hazırlandığım dönemler pop starlık kavramı harp noktadaydı. 2004-2005 pop star dönenleriydi ve bir şeyler yapmak çok gerekiyordu. Bugün çokta farklı düşünebiliriz. Artık daha ulaşabilir bir haldeyiz. Sosyal medya gibi mecralarda. Böyle bir zamanda olmaz ama o zamanlar tıp bile okuyor olsam bırakmak zorundaydım ki bir albüm oluşumu, popüler dünyaya giriş için geç kalmak gerekmiyor gibiydi. İstanbul’da çok insan buldum. En büyük maceram şarkılarımı bestelemek ve kendimi bitirip bir şekilde albüme dönüştüre bilmekti. Hiç değildi ki amcacım bana albüm yapar mısın? Bey amca bana şarkı verir misiniz? İşte teyzecim sizin klipiniz falan… hep bir şeyler becerebilmek ve altı boş olmayan bir şekilde ortaya çıkmak istiyordum. Güçlü gelmek istiyordum. Bir şekilde beste de yapıyordum. Ufak yaşta kendi kendime karalamaya başlamıştım. Çok işime yaradı onlar. Her yeri gezdim. Bir otobüs şirketinden biletimi alıp gitar kezim ile beraber gezdim. O maceraları atlattım. Güzel bir eğitim oldu benim için. İlk önce özümde ben inandım kendime. Profesyonel anlamda adım attığımız gün Ahmet Çelenk ile bir araya geldik. 9-8 müziğin ilk çıkarıldığı ve kurulduğu zamanlardı. Ve Eskişehir’de ki patronum ile beraber yatırım yapmaya karar verdik. Teknik anlam da ilgilenen insanlar bunlar diyebilirim. Onun dışında ailem ve arkadaşlarım tabi inanıyordu. 

ACI ÇEKMEK ÇOK KEYİFLİ 

Doğru yolu aradığınız da bir şekilde ve samimiyetinizi karşı tarafa geçirdiğiniz de bir Hollywood yıldızı bile olabilirsiniz. Sadece doğru bir şekilde diyaloga girebilmek, doğru savaşmak gerekiyor bu konu ile ilgili. Öyle enteresan acılarım sıkıntılarım olmadı. Aksine piyasaya girdikten sonra yorulmuş olabilirim. Daha fazla meşaket harcamış olabilirim. Onlar da çok işime yaradı. Ekstradan destek görmemek, ekstradan fazla kliplerimin yayınlanmaması ve ödüller almamam gibi şeylere hiç takılmadım. Bunlar beni daha güçlü yaptı. Daha güzel şarkılar yapmak zorundaydım.  Kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Konservatuar da alamayacağım şeyleri de öğreniyorum.

Acemice de olsa kendi kliplerimizi çekip, kliple kalmayıp kurgusuna montajına kadar yapıyorum. bir şekilde kendimi geliştirmem lazım. Konservatuarı ilk kazandığım sene şarkı söylemeye başladım. Kendimi albüm yapmaya hazır hissetiğim için konservatuarı yarım bırakmak zorunda kaldım. Ben sesimin güzel olduğu için şarkı söylemeyi çok seviyordum. Sesimizin güzel olduğunu kulağa hoş gelerek fark eder insan bence. İlkokul da öğretmenlerim beni yönlendirdi. Amatör korolara girdim. İlk hedefim konservatuar kazanabilmekti. Kazandığım sene barlar da şarkı söylemeye başladım. Fakirlik gibi bir şey çekmedim ama öğrenci ve gururlu bir çocuk olduğum için mutlaka kendim çalışıp kazanmalıydım. Para kazanmanın zor bir şey olduğunu öğrendim. Sanat yapmanın aslında ne kadar zor olduğunu öğrendim. Acı çekmek çok keyifli. Tadını çıkarmak lazım. İnsanı geliştiriyor. 


TV’Yİ SAMİMİ BULMUYORUM 

TV ile uzun zamandır küsüz. Bayadır çıkmıyorum. Son zamanlar da arkadaşlarımı baya kırmak zorunda kaldım çünkü samimi bir ortam değil. ilk yıllarımda da samimi bulmuyordum. Yani sabah 8 de insan nasıl o kadar eğlenceli olabilir? Ya da konuğunu ne kadar incitmeyebilir. Bazen incitmek gerekiyor birilerini samimi durabilsin diye. TV’ye çıktığım zaman mutsuz oluyorum. 

SAHNE ZAMANI KÜFÜR ORUCU YAPIYORUM

Bugün şimdi trafikte kaza yaptım. Hay! Senin Allah bin türlü diye adama küfür ettim. Bir saat sonra sahneye gideceğim ve orada şarkı söyleyeceğim. Aşktan bahsedeceğim. Çok sevdim diyeceğim. Nasıl ağladım falan. Karşıda ki belki inanıyor ama evren inanmıyor. İşte akort bozukluğu dediğim böyle bir kavram. Sahne olmadığı günler küfür ediyorum ama sahne günü dikkat etmek lazım. Sahne varsa küfür orucu yapıyorum."dedi.

VAN GAZETESİ - ARMAĞAN ÇAĞLAYAN / PROGRAMI
 

tan tascı