VAN'DA 6 YAŞINDA REKLAMCILIK SEKTÖRÜNE ATILAN İŞ İNSANINI TANIDINIZ MI?
Hayatını gözbebeklerinin içine dolduran, 6 yaşlarında reklamcılık sektörüne atılan ve çocukluk hayatından ziyade, çıraklık işlerinde kendisini geliştiren Murat Sontur, Uluslararası Tubittum Dergine hayat hikayesini aktardı.
Murat Sontur, 1981 yılında Van'ın Gürpınar ilçesi Bölmeçalı mahallesinde doğdu. 6 yaşında Van merkeze taşındı.
Gelecek planlarını hayal etmeden çocuk işçiliğine başladı. Hayatın gerçeklerini bir bir gözleriyle yaşayan iş insanı Murat Sontur:"Zamanın şartlarında çalışmam gerekiyordu. Çocuk yaşında işçilik yapmaya başladım. Tabi o zamanlar eğlencesine reklam işlerini yapıyordum. Reklamcılık sektörüne başladığım yıllarda, benim ustam elimden tutup çarşıya çıkarırdı."dediğinde geçmişine gidip geldiğini yüz ifadesinde anlaşılıyordu. Derin bir nefes alarak, konuşmalarına şu cümleler ile devam etti:
GÜNÜMÜZ REKLAMCILIK VE ESKİ REKLAMCILIK ARASINDA ÇOK FARK VAR
Reklam işine ilk başladığım zamanlarda kısıtlı imkanlar olduğu için elle işlemeye başladım. Bir süre çalıştıktan sonra daha profesyonel olarak çalışmaya başladım. Sonra serbest elle fırça şablonsuz yazı yazmayı öğrendim. Tabelacılığın yanı sıra; cami nakış süslemelerini yapıyordum. Belli bir süre Ankara, Samsun ve Van’da cami süsleme işini yaptım ve bu işlerle büyüdük. Günümüz Reklamcılık ve eski Reklamcılık arasında çok fark var. Biz çekirdekten yetişiyoruz, boyanın her türlüsünden anlarız ama yeni başlayan insanlar teknoloji ile buna şahit oluyor. Biz ellerimizle hissederek yaptık ama yeni nesil hissetmeden yapıyor. Eski olduğumuz için her şeyi daha net görebiliyoruz. Renkleri daha net seçe biliyoruz veya bir cepheye baktığımız zaman oraya ne yapacağımızı daha açık görebiliyoruz. Şuan ki nesil ölçü almadan, bilgisayara dizmeden bir şeyi ortaya koyamıyor. Benim ustam oraya baktığında oraya kaç santimetre ve hangi harf geleceğini hemen bilir.
BİZLER, ZOR ŞARTLARDA İŞLERİMİZİ İCRA EDİYORUZ
Sanatla ilgili bir şey yok. Hepsi görsel olmuş... İnsanlar için işin hızlı çıkması yeterli oluyor, renk ve görsel ön planda tutuluyor... Kimse o rengin ve görselin arka kısmına bakmıyor, o işin nasıl yapıldığında bakmıyor... İşveren insanlar ne zorluklarla, verilen işlerin ne aşamada yapıldığını bilmiyor, işi yapan biz matbaacıların yaşadığı sorun ve sıkıntıları görmüyor, bizler zor şartlarda kimyasal maddeler içeren boya ürünleri kullanarak, bu zorlu işi yapıp insanlarımıza kusursuz görseller çıkarmaya çalışıyoruz.
İLK FOTOĞRAFIMDA ÜSTÜM BAŞIM BOYALI
Benim ilk çalıştığım zaman bir fotoğrafım yapıldı. Fotoğraf, benim ustam Hüseyin Ayça tarafından hatıra amaçlı çizilmişti, üstüm başım boyalı bir şekilde yapılmıştı. O fotoğraf ustama aitti ve onu portre halinde kaybolmasın diye saklamıştım.
HERKES HER ŞEYİN EN UCUZUNA KAÇMAYA ÇALIŞIYOR
Reklamcılık ve Matbaa işleri çok güzel işler ama emek verilirse, saygı duyulursa, çok güzel ve zevkli olur, tabi eskisi gibi değil. Eskiden her şeyin bir değeri, kıymeti vardı. Şimdi, ne değer ne kıymet kalmış... Aslında sanatın, el emeğinin bir kıymeti, değeri kalmamış. Herkes her şeyin en ucuzuna kaçmaya çalışıyor...
İŞİMİZİ HİÇBİR ZAMAN TEKNOLOJİYE BIRAKMAMAK
Herkesin güzel, sağlıklı, dürüst çalışmasını isterim, istediğimiz tek şey budur. Her şeyde dürüstlük ön planda olmalı. Bu işe başladığım günden bu yana yaptığımız ince çalışmayla kimsenin hakkına girmedik, işimizi hiçbir zaman teknolojiye bırakmadık, dün nasıl ki özveriyle vatandaşımıza burada hizmet ediyorduk, bu günde aynı şekilde aynı aşkla vatandaşımıza hizmet vermeye devam ediyoruz."dedi.
Tubittum - Ö.Y - Y.T, Van haber