Van'da Zafer Bayramı'nın 101'inci yıldönümü törenle kutlandı

TAKİP ET

Van'da, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 101'inci yıldönümü düzenlenen bir törenle kutlandı.

Tören, Valilik bahçesindeki Atatürk heykeline çelenk sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından, tören Cumhuriyet Caddesi üzerinde devam etti.

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı ile Garnizon Komutanı Tümgeneral Aykut Tanrıverdi, halkın bayramını kutladılar. Törenin devamında günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapıldı, şiirler okundu ve halk oyunları gösterisi sunuldu. Kutlamalar resmi geçiş töreni ile sona erdi.

Törene, Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Aykut Tanrıverdi, Cumhuriyet Başsavcısı Harun Karahan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Bekmez, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Hamdullah Şevli, İpekyolu Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili İhsan Emre Aydın, vali yardımcıları, kaymakam ve belediye başkan vekilleri, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, kurum amirleri, oda başkanları ve askeri erkan katıldı.

30 Ağustos Zafer Bayramında günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yapan, ”Kahraman Türk ordusuyla birlikte varlığına ve vatanına kastedenlere karşı yüz bir yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekûn bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır.


Aziz yoluna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. Bin dokuz yüzlü yılların başlarında meydana gelen büyük devletlerarasındaki çıkar çatışmaları dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda Birinci Dünya Savaşı çıkmıştır.


Müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Anlaşmayla bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları, o dönemin büyük devletleri ve onların masaları tarafından işgal edilmiştir.
Ayrıca tarihimizde kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kimliğimizi kusarcasına, kadınımıza, yaşlımıza ve çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanan işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine mutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk ve onun dava arkadaşları, bağımsızlık meşalesini yakarak ya istiklal ya ölüm parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir.


Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahramanı, en savaşçı milletine düşen görev, düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nın başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başarmıştır.


Avrupalıların beş altı ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini üç günde geçerek otuz Ağustos'a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümü imha edilmiştir. Bu büyük zaferle düşmana son darbe vurulmuştur. Ardından icra edilen takip harekatıyla da dokuz Eylül'de düşman İzmir'de denize dökülmüştür. Dünya tarihçileri Büyük Taarruz için şifre adı olarak kullanmışlardır. Türkler, Mohaç Meydan Muharebesi'nden yüzyıllar sonra yine parlak bir zafer kazandılar. Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümünü imha etmiştir. Askeri açıdan diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun on günde beş yüz kilometrelik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak katetmesidir. Otuz Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin ikinci yıl dönümünde Dumlupınar'ın Çal Tepesi'nde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği sözlerde görürüz.


Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şanlı kuşlar, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler yalnızca karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi, milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen anlayışlarındaki yükselmeleriyle, ahlaki değerleriyle, kültürleriyle, kısacası bütün maddi ve manevi güçlerin çarpıştığı bir imtihan yeridir. Bu imtihanı kazanılan zaferi muhteşem kılan Ulusu'nun harbin içinde, kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekun bir savaş olarak yürütülmüş olmasıdır. Türk Ulusu bu meydanda ulu önderinin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır.

Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur. Bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. Bu zaferle Türk ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe Türk'ün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnızca askeriyle değil, milletiyle topyekun olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır. Otuz Ağustos Zaferi, Türk ordusuna silahlı kuvvetler günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak, tarihinden milletinden aldığı güçle modern harp, silah ve tesisatıyla güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle azimli ve kararlı komuta kademesiyle dostlarının ve ülkemizin güvencesi düşmanlarının korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri işlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde, her şartta verilecek görevleri ifa etmeye hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulus savaşta ulu önder Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve aziz şehitlerimiz ile ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anıyor, hatıralarını bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.” dedi.

Van Gazetesi - Van Haber - vanhaber

Van vanhaber zafer bayramı 101inci 30 Ağustos