Van, kısacık bilgi fırtınası - Bilimsel Araştırma Teknikleri

TAKİP ET

İstanbul Üniversitesi, Kamu yönetimi ders konusu Bilimsel Araştırma Tekniklerini siz değerli okurlar için derledik.

İstanbul Üniversitesi, Bilimsel çalışmalar, belirli amaca yönelik olarak verilerin belirli yöntemlerle sistemli bir şekilde toplanması, analiz edilmesi ve yorumlanması sürecidir. Bilimsel araştırmalar, genellikle kuramlara dayanılarak, hipotezler öngörülerek ve bu hipotezler test edilerek, sonuçlar bilimsel olarak ortaya çıkarılarak ve bu sonuçlar yorumlanarak yapılır (Al, 2010: 1).

1) Hipotez: Hipotez; olgular veya olgular arası ilişkileri açıklamak için kurulan açıklama taslağıdır. Henüz doğrulanmamış kavramsal genellemelerdir. Hipotez, bir araştırmanın olası sonucuna dair yapılan tahminlerin ifadesidir (Büyüköztürk vd., 2014).

Hipotez/varsayım/faraziye/denence çeşitli şekillerde tanımlanmakta ya da tarif edilmektedir (Al, 2010: 2): Hipotez, deneylerle henüz yeter derecede doğrulanmamış ancak doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, varsayım olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifadeyle hipotez, doğruluğu bir deney veya araştırma ile test edilmeye çalışılan önerme ya da öngörüdür. 17 Hipotez, doğruluğu veya yanlışlığı henüz test edilmemiş fakat doğru olduğu düşünülen bir önerme veya çözümlemedir. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış olmasına karşın doğrulanmak için ortaya atılan, doğrulanmayı bekleyen önermeler bütünüdür.

Araştırma sürecinde genellikle ön bilgilere ve biraz da sezilere dayanılarak bir hipotez ortaya konur ve bu hipotez test edilerek kuram ya da yasalara ulaşılmaya çalışılır (Al, 2010:3). Hipotezler bazı şartları taşımalıdır. Mantıksal olarak tutarlı olmalıdır, test edilebilir (veya yanlışlanabilir) olmalıdır, kuramdan yola çıkılarak oluşturuluyorsa kuramla uyumlu olmalıdır. Hipotezler sınırlandırılmalıdır, her şeyin olabileceğini içeren hipotezin bilgiye bir katkısı yoktur (Al, 2010: 4).

2) Hipotez Testi: Çalışmanın başında ortaya atılan hipotezin yeniden olgulara ve olaylara dönülerek doğrulanmak amacıyla test edilmesidir. Hipotezler her zaman doğrulanmayabilir, bu gibi durumlarda hipotezin düzeltilmesi gerekir (Al, 2010: 4).

3) Kuram: Kuram/teori/nazariye, uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi, belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür (Al, 2010: 5). Kuram, kısmen doğrulanmış ancak tümü ile kesinleşmemiş hipotezler dizgesidir. Kuram, bilgi alanının soyut ve simgesel bir boyutunu ifade eder. Ampirik yoldan ulaşılan sonuçları mantıksal olarak düzenler (Al, 2010: 5).

Kuram, doğrulanmış hipotezlerdir. Kuram, bilgi edinme sürecinde ortaya atılan, geçerlik ve güvenirliği bilimsel yöntemlerle saptanmış olan, iç tutarlılığı bulunan bilgiler, açıklamalar bütünüdür (Büyüköztürk vd., 2014).

Bazı durumlarda bir soruna ilişkin yeteri kadar bilgi, teorik bir çözüm geliştirme girişimini mümkün kılar. Davranış ve verilen değişkenler arasındaki bilinen ilişkileri açıklamak için tasarlanmış olan teori, tümdengelim uslaması yoluyla yeni araştırma soruları üretir. Teoriler, araştırmacının yeni değişkenlerinin birleşimi altında beklenen davranışı tahmin etmesine izin verir. Örneğin bir teori eğer insanlar benzer şartlar altında birinin diğer insana yardım ettiğini görürlerse insanların yolda patlamış bir lastikle mahsur kalmış birine yardım etmeye daha istekli olacağını tahmin edebilmektedir. Teoriyi test etmenin bir yolu da belirli koşulların sağlanmasıyla gözlem yapılmasıdır. Bir teorinin ne tür tahminler yaparak araştırma için yeni düşünceler geliştirebileceği ve bu tahminleri test etme yollarını da düşünebilir. Aslında bu araştırma düşünceleri için en verimli kaynaklardan biridir. Bazen iki ya da daha fazla alternatif teori aynı gözlem için geçerli olabilir. Bu durum biriyle ilgili farklı yorum yapma olanağı da sağlamaktadır. Eğer bu alternatifler dikkatli bir biçimde belirlenmiş ve ona özgü ise yeni oluşturulmuş durum altında ne gözlemlenebileceğiyle ilgili farklı tahminlere yol açabilir. Bu durumda tek bir deney ya da gözlem bir alternatifin diğerine daha  18 güçlü destek olması için yeterlidir. Bu tür olumlu sonuçlar, araştırma için başka bir verimli kaynağı oluşturur (Yolcu, 2012: 19-20).

4) Bilimsel Yasa: Yasalar, doğrulanmış hipotezlerden oluşmuş kuramlar, birer bilimsel buluştur. Bilimsel buluşları ortaya koyma işlemine doğrulama denir. Her bilimsel buluş tek tek olguları değil, olgular sınıfını açıkladığı için onlar birer yasa hâline gelir. O hâlde olguların nedenlerini açıklayan her doğru kuram bir bilimsel yasadır (Büyüköztürk vd.,  2014).

Yasa, bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durumdur. Bilimsel yasa, bilimsel bir çalışma ile gözlem ya da deney sonucu doğruluğu kanıtlanmış kuram olarak tanımlanmaktadır (Al, 2010: 8). Bilimsel kuramlar genellenerek bilimsel yasa elde edilir. Diğer bir ifade ile bilimsel kuramlar, aynı olgular ve aynı olgular arasındaki ilişki için genellendiğinde de doğru sonuçlar veriyorsa bilimsel yasa hâline gelir (Al, 2010: 8). Öngörü; bilimi açıklamada yasalardan yararlanarak henüz olmamış bir olguyu önceden tahmin etme işidir (Büyüköztürk vd., 2014).

5) Tümdengelim: Türk Dil Kurumu sözlüğünde tümdengelim, tümel bir önermeden tikel bir önermeye, yasalardan olaylara, etkenden etkiye geçme yolu olarak tanımlanmaktadır (Al, 2010: 9).

Diğer bir tanıma göre bütünden parçaya, tümelden tikele, genelden özele gidiş yöntemidir. Parçaya ait özelliğin bütüne ait özellikten yola çıkılarak tespit edilmesidir. Doğru olduğu kabul edilen tümel veya genel bir önermeden özel bir sonucun çıkarılmasıdır (Al,2010: 9).

6) Tümevarım: Tek tek olgularda gözlenenlerden genel önermelere giden bilimsel yöntemdir. Tümevarım yönteminde parçadan bütüne, özelden genele doğru bir gidiş söz konusudur. Tek tek gözlemlerden genel ilkelere, tikel veya özel olandan tümel veya genel olana varmak için kullanılan akıl yürütme yöntemidir (Al, 2010: 10).

7) Olgu: Olgu/vakıa/olay; yapılan ya da olan iş, meydana gelen şey, düşünülmüşün karşıtı, olmuş olan, gerçek olan, gerçekleşmiş olan, gözlenebilir ya da görgül işlemlerle kavranabilir olan ve kendine özgü bir örüntüsü bulunan olay şeklinde tanımlanmaktadır. Aslında dünyada var olan her şey bir yönüyle olgudur (Al, 2010: 11-12). Olgular gözlemsel, algısal ve çıkarımsal olabilir. Bilimsel olgular doğrulanabilen ya da algılanabilen nesnel şeylerdir. Gözleme dayalı olgular, nesnel olgular olup nicel analiz yapmaya uygundur (Al, 2010: 12).

8) Veri: Veri/malumat/data, bir sonuca varabilmek için gerekli olan ilk bilgi; sonuç çıkarmak, çıkarsama yapmak ya da bir incelemeyi sürdürmek için gerekli olaylara ilişkilere ve sayısal ham bilgilere verilen ad; bir araştırmada sorunun çözümüne sağlamak amacıyla 19 derlenen bilgiler; deneysel ölçme sonucu nicelik ya da sayı; deneyler ya da gözlemler sonunda elde edilen nicel ya da nitel değerler; bir gözlem yordamı ya da ölçme aracıyla elde edilmiş ve çeşitli düzeylerde işlenerek çözümlenmiş bilgi gereci olarak tanımlanmaktadır (Al, 2010: 12).

Bilimsel çalışmalarda veriler birincil ve ikincil olabilmektedir. Birincil veriler; herhangi bir konudaki ilk kaynakları ifade eder. Tutanaklar, arşiv, edebî eserler, sanat eserleri, mektuplar, söyleşiler, deney sonuçları, anketler, mülakatlar, gözlemler birincil verilerdir. İkincil veriler; birincil verilere/kaynaklara dayanılarak yapılan çalışmalara denilmektedir. Çeşitli kitaplar, makaleler, tezler, raporlar, dergiler, istatistiki veriler ikincil kaynaklardır (Al,2010: 12-13).

9) Gözlem: Bilimsel çalışmalarda gözlemin ayrı bir yeri vardır. İyi bir bilim adamı aynı zamanda iyi bir gözlemci olmak durumundadır (Al, 2010: 14). Gözlem yapanın bilgi birikimi ve yargıları gözlemi etkileyebilmektedir. Bundan dolayı gözlemin yapılması, gözlem sonucu elde edilen verilerin başka verilerle ilişkilendirilmesi ve genellemelere varılması, bir amaç doğrultusunda sistematik bir şekilde yapılması gerekir. Elde edilen sonuçlar kanıtlanmaya müsait olmalıdır. Gözlem sonuçları mutlaka kaydedilmelidir (Al, 2010: 15-16).

Gözlem; olgu bulma işlemi olarak tanımlanır. Gözlem önüne gelen olguyu toplama işlemi değildir. Gözlem olgunun içinde geçtiği olayları araştırılan probleme göre belli bir grup veya sınıf altında toplamaktır. Gözlemlenmiş bir olgu ne denli basit olursa olsun aslında yorumlanmış bir algı kümesidir. Her gözlemde algılanan veriler ve yorumlama olmak üzere iki öğe vardır. Bir nesneye bakıldığında gözümüze çarpanla gördüğümüz şeyler aynı değildir. Önce gördüğümüz şeyler göze çarpanların sadece o sıradaki ilgimize ilişkin olan bölümüdür. Sonra bu bölümdeki veriler de olduğu gibi değil, yorumlanarak alınır. Bir başka deyişle görülen şey; bazı algıların hem bir seçme hem de yorumlama işlemine uğramasından sonra ortaya çıkan şeydir. Bilimsel gözlemde önemli olan gözlemcinin bilerek veya bilmeyerek olguları kişisel eğilimlerine göre yorumlamaktan kaçınmasıdır. Yoksa her gözlem ister istemez gözlemcinin ilgi, yaşantı ve dayandığı sayıltıya göre anlam kazanır. Gözlemci bilinçli ama olaylara müdahale etmediği için pasiftir (Büyüköztürk vd., 2014).
Bir gözlemin bilimsel değeri şu iki temel koşulu yerine getirme gücüne bağlıdır: güvenirlik ve geçerlik. Güvenilir gözlem her şeyden önce nesnel nitelikte olan gözlemdir ancak yüzde yüz nesnellikten söz edilemez. Güvenirliğin bir başka ölçüsü de gözlemin tekrar edilebilirliği ve her tekrarlandığında tutarlı kalmasıdır. Bir gözlemin güvenirliğini belirleyen bir başka etmen de içerdiği hata payıdır. Güvenilir bir gözlem için en az hatalı olan gözlemdir, denebilir. Geçerli bir gözlem, belli bir amaca yönelik bir sorunun yanıtlanmasına, bir problemin çözümüne veya bir hipotezin test edilmesine yarayan bir gözlemdir. Bir gözlem yöneldiği amaca hizmet ettiği ölçüde geçerli, aksi hâlde geçersiz sayılır (Büyüköztürk vd.,2014).

10) Mülakat: Mülakatın başarısı iyi bir ön çalışmaya ve sağlıklı gözleme dayanır. Mülakat soruları önceden sistematik bir şekilde hazırlanmalıdır. Öğrenilmek istenen konuların bir listesi yapılır. Soruların şekli, sırası ve üslubu belirlenir (Al, 2010: 16). Bu süreçte yetersiz kalınan noktalarda uzmanlardan destek alınabilmektedir. 20 Mülakatta bireylerle birebir görüşülmesi, araştırmacıya bazı imkânlar sunmaktadır. En önemli avantajı araştırmacıya esneklik sağlamasıdır. Yanıt oranı daha yüksektir. Mülakatta anketle ölçülemeyen tepkileri ölçmek mümkündür. İlave soru sorma imkânı vardır (Al, 2010:16).

Bunların yanında eksiklikleri de vardır. Mülakatın başarısı biraz da mülakatı yapanın insani ilişkiler kurma becerisine bağlıdır. Doğru üslup kullanılmadığı takdirde karşı taraf tedirgin olabilir ve bu da başarısız bir mülakatın ortaya çıkmasına yol açar. Daha maliyetlidir ve daha fazla zaman alır. Cevaplar kaydedilirken sübjektiflik olabilir. Denekler araştırmacıya zaman ayırmayabilir (Al, 2010: 17).

11) Anket: Sosyal bilimler için gerekli olan verilerin sistematik olarak toplanmasında
anket önemli bir araçtır. Özellikle bilgisayar destekli istatistik programlarının gelişmesi anketle elde edilen verilerin değerlendirilmesini kolaylaştırmış ve anketin etkinliğini artırmıştır (Al, 2010: 19). Anket konusunda detaylı bilgi ilerleyen bölümlerde verilmektedir.
12) Örnekleme: Her araştırmanın bir evreni vardır ve araştırma bu evren üzerinde yapılır. Evren, araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği canlı ya da cansız elemanlar bütünüdür (Al, 2010: 32).

Araştırma evreninin çok geniş olması, evrenin tümünde çalışma yapmanın zor ve maliyetli olması durumunda çalışma, örneklem küme üzerinde yapılır. Bazı durumlarda evreni incelemeye gerek de olmayabilir. Araştırma evrenini temsil eden küçük bir model oluşturulmasına örnekleme yöntemi denir (Al, 2010: 32).

13) Bulgu: Araştırma verileri işlenerek, çözümlenerek bilimsel sonuçlara yani bulgulara ulaşılır. Bir yönüyle bulgu işlenmiş verilerdir. Bilimsel araştırmalar belirli bulgulara ulaşmak için yapılır (Al, 2010: 37-38).

14) Değişken: Değişken, çeşitli değerler alabilen bir nicelik ya da çeşitli seçenekleri olan nitelik olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir tanıma göre değişken, bir araştırmanın olgularından oluşan, birden fazla değer alabilen, değişebilen her şeydir. Bir araştırmada incelenen özelliklerin her biridir. Örneğin sosyal bilimlerde araştırmaya konu olan cinsiyet, yaş, eğitim durumu, gelir durumu birden fazla değer alabildiği için değişkendirler. Araştırılacak olan konuyu oluşturan olgular birer değişken olabilir. Değişkenlerin birbirini etkilemelerine bağlı olarak hipotezler kurulur (Al, 2010: 38).

VAN GAZETESİ HABER – KISACIK BİLGİ