Van şehri

TAKİP ET

Van Gölü'nün büyüleyici manzarası, Van Kalesi'nin tarihî atmosferi ve şehrin farklı kültürlerin bir arada yaşadığı dokusu,  Van şehri keşfetmeyi daha da çekici hale getiriyor.

Van şehri, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Şehrin adının kökeni konusunda farklı görüşler olsa da, Urartular döneminden günümüze uzanan bir yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Van Gölü'nün kıyısında bulunan bu şehir, verimli toprakları, bol akarsuları ve uygun iklim koşullarıyla önemli bir yerleşim merkezidir.

Tarihte, Urartuların başkenti olan Tuşpa (Van) önemli bir imparatorluk merkeziydi. Van Kalesi'nin hala ayakta olması ve çeşitli Urartu kalıntılarının bulunması, şehrin tarihî önemini göstermektedir. Urartuların ardından çeşitli medeniyetlerin egemenliği altına giren Van, zamanla Türkmenlerin ve Türklerin yerleşim yeri haline gelmiştir. Osmanlı döneminde, Van bir dönem Safevi ve Osmanlılar arasındaki mücadelelerin odağı olmuştur. 1500'lü yıllardan itibaren Osmanlı egemenliği altına giren şehir, Türkler ve Ermenilerin bir arada yaşadığı bir yer olmuştur. Ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru şehirde çatışmalar artmış ve I. Dünya Savaşı'na kadar süren bir kargaşa dönemi yaşanmıştır. Cumhuriyet döneminde ise Van, Türkiye'nin bir ili olmuş ve yenişehir Toprakkale eteklerinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemde şehir, yavaş ancak istikrarlı bir şekilde gelişmiştir. Ancak 2011'deki yıkıcı depremler, Van için önemli bir dönüm noktası olmuş ve şehir büyük ölçüde değişime uğramıştır. Bu değişim sürecinde şehir nüfusu hızla artmış ve Van, büyükşehir belediyesi statüsüne kavuşmuştur.


Van'ın tarihî ve kültürel mirası, günümüzde de şehrin önemli bir özelliğini oluşturmakta ve ziyaretçilerini etkilemektedir.

Van Haber (Ermenice: Վան, Kürtçe: Wan, Osmanlıca: وان, Azerice: Van), Türkiye'nin Van ilinin merkezi olan şehirdir. Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli, akarsuları bol, iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Dünya'nın hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir.

Etimoloji
Van isminin nereden geldiğine dair belli bir kaynak yoktur ancak kabul edilen iki ayrı görüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi şehir kurulduktan sonra Van adında bir valinin gelip şehri bayındır hale getirmesinden dolayı isminin verildiğidir. İkinci görüş ise Urartular'ın şehir için kullandıkları "Viane" ve "Biane" kelimelerinden türemiş olduğudur. Bölgenin hakim dillerinde yapılan bütün karşılaştırmalarda her iki kelime yakın anlamda görünmektedir. Her iki kelime de şehir ve yerleşime ilişkindir. Dolayısıyla Van yerleşim yeri, şehir, memleket yöre benzeri anlamdadır. Bunlardan en yüksek ihtimal ise şehir görünmektedir.

Tarihçe
Van'da insan yerleşiminin tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesi'nin 6 km güneyinde bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına ait yerleşimler bulunmuştur. Van'da 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk,Azeri Kürt, Arap, Zaza nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır.

Erken tarih
Hurriler, MÖ 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hâkim olmuştur. MÖ 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular arasında mücadeleler başlamıştır. Urartu-Asur mücadelesi MÖ.VI. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuştur

Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Urartular zamanında şehir bir imparatorluk merkezi haline gelmiş ve Urartuların başkenti o zaman Van'a verdikleri isim ile Tuşpa olmuştur. Urartular'dan kalma Van Kalesi, 3000 yıldır hâlâ ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulunur. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir.Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar da yapılmıştır.


Van Kalesi'nden bakınca Eski Van Şehri'nin kalıntıları

Van gölü şenlikleri 2011
Van'ın medeni tarihi Urartular ile başlar. Van, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi ve Ermenistan ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının ardından zayıflayan Urartular, İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler,[3] Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar (Rumlar) hâkim olmuştur. 644 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Rumlara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir.

Selçuklu ve Osmanlı Dönemi
11. yüzyıldan itibaren Türkmenlerin yerleşmeye başladığı Van Gölü havzası, önce Selçuklulara, sonra da İlhanlılara, Celayirîlere, Karakoyunlulara ve Akkoyunlulara yurt olmuştur.

1500 yılından itibaren şehir büyük ölçüde Osmanlı-Safevi kapışmasına sahne olmuştur. İlk başta 1534-35 Irak Seferi ile Osmanlı boyunduruğuna girmiştir. Sonrasında Osmanlılar'ın Batıya yönelmesi sonucu tekrar Safevi hükmü yaşamıştır. 1548'de Van bir daha el değişmemek üzere Osmanlı egemenliğine girmiştir. Osmanlı egemenliğinden sonra "eyalet" haline gelmiş ve Van Gölü havzasının merkezi olmuştur.

1500'lü yıllardan itibaren Türkler ve Ermeniler'in sükûnet içinde yaşadığı bir yer olmuştur. Ancak 1850'den sonra şehir içinden tehlike çanları çalar. Van'da barış ortamı bozulmaya başlar ve şehir uzun süreli bir kabus içine girer. Gayrimüslim ahali tarafından İlk isyan 2 Haziran 1896'da başlar. Yaz boyu süren isyan yüzünden iki tarafta yüzlerce kayıp verir. Yaz mevsiminin bitmesiyle isyan bastırılır fakat bu kalıcı çözüm sağlayamaz. Van'a vali olarak atanan Ali Paşa kısa sürede şehirde sükuneti sağlar ve isyana katılmayan kesimin beğenisini kazanır. Ancak Paşa'nın görevden alınması işleri tekrar sarpa sarar. Müslüman ve gayrimüslim ahali arası yaşanan çatışmalar I.Dünya Savaşı ile birlikte şehri bir yıkıma götürür. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların harabeye çevirdiği Van'ı tekrar alır. Bu dönemden sonra Van şehri Erek Dağı'nın eteğinde yeniden kurulur. Eski Van ise 1-2 cami hariç kullanılamaz hale gelmiştir ve günümüze gelinceye kadar ayakta kalan yapılar dayanamayarak yıkılmıştır.

Cumhuriyet dönemi
Cumhuriyet ilanı ile birlikte Van, Türkiye'nin bir ili olmuştur. Yenişehir Toprakkale eteklerinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemden itibaren şehir düşük bir hızda gelişmeye devam etmiştir. 1943 yılında havalimanına kavuşmuştur. 1976 yılında ise Muradiye-Çaldıran'da yaşanan bir depremle sarsılmıştır. 1980 yılından sonra bölgede yaşanan güvenlik olaylarından dolayı bölge halkının ilk adreslerinden biri olmuştur. Bu dönemden itibaren şehir nüfusu ani hızla büyümeye başlamıştır. 2008 yılında nüfusu 1 milyonu geçmiştir. Van'ın merkezinde Ekim ve Kasım 2011'de iki yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Bu depremler Van için bir dönüm noktası olmuştur ve şehir büyük ölçüde değişime uğramıştır. Deprem öncesi 353.000 olan merkez nüfus deprem sonrası 500.000'i geçmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Van'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başlamıştır.

Van – Van Gazetesi – Van Haber – vanhaber – Wan Haber – Van Haberleri 

Van Şehri vanhaber Urartular