Van YYÜ'de 40'ncı yıl şöleni

TAKİP ET

Van YYÜ Rektörü Hamdullah Şevli'nin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin 40. Yıl Dönümü Vefa Ödülleri Töreni'de açıklaması...

Van YYÜ Rektörü Hamdullah Şevli:"Bu geçen yaklaşık yarım asırlık süreç, güneş şehri Van’ın bilimin ışığında olan bir üniversiteyle birlikte daha da aydınlandığını bizlere daha iyi göstermiştir. Bu vesileyle henüz konuşmamın başlangıcında bu üniversitenin kurulması ve büyümesinde emeği geçen herkese minnettarlığımı belirtmek isterim. Bu gece burada, 1982 yılında kurulan Üniversitemizin Kuruluşunun 40. Yıl dönümü münasebetiyle, 40 yıldır Üniversitemiz bünyesinde çalışan vefakar personellerimize ve özellikle, kuruluşundan bugüne Üniversitemize destek olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Vakfı’nın kıymetli üyelerine bizlerde vefamızı sunmak için buradayız. Diğer önemli bir amacımız da Van’ın ileri gelenleriyle bir araya gelerek Üniversitemizin 40. Yılında ortak projeler üretmek, hep berber 40. Yılımızı idrak etmek ve gelecek nesillere daha güzel daha müreffeh bir üniversite bırakmaktır. Bu vesileyle sizlerden üniversiteyi Van’ın önemli bir kurumu olarak sahiplenmenizi ve kuruluş etkinliklerini sizlerle birlikte yapmayı tasarlamaktayız. Bu hususta sunacağınız her türlü projeye açık olduğumuzu ve katkı sunacak her kurum ve kişiye peşinen minnettarlığımı belirtmek isterim. Kıymetli Misafirlerimiz, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin kuruluş öyküsü esasında yarım asra sığmayacak derecede uzun bir süreci kapsamaktadır. Günümüzle de yakından alakalı olduğu için tarihsel atmosferi sizlerle paylaşmak isterim. Van’da bir üniversite kurulması fikri, 21. Yüzyılın başlarına kadar uzanır. Dönemin Padişahı II. Abdülhamit, Eski Hastane adıyla bilinen Van'daki boş arsaya, bir medrese ve tekke inşası için Van Nakibüleşraf Vekili Taha Efendiye izin verildiğine dair emri 3 Ekim 1905 tarihli talimattan anlaşılmaktadır. Van’da üniversite kurulmasına dair bu talimat hem Sultan Abdülhamit’in ileri görüşlülüğünü hem de Osmanlı Devleti’nin Van ve bölgesine verdiği önemi göstermesi açısından oldukça mühimdir. Van ve çevresine bu anlamda verilen önem hız kesmemiş, Sadaret’ten Evkaf-ı Hümayun ve Dâhiliye Nezareti'ne 3 Temmuz 1913’te gönderilen bir yazıda da; "Van'da açılması istenilen darülfünunun (üniversite) inşa masraflarının Evkaf-ı Hümayun Hazinesi'nden karşılanması ve padişahın adıyla anılması” talep edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin birçok cephede savaştığı kaotik bir dönemde verilen bu karar, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla neticelenememiştir. Fakat yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Van’ın ve bölgenin önemini idrak ederek burada bir üniversite kurulması konusunu yeniden gündeme almıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK, 1927 yılında Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey'i, incelemeler yapmak üzere Van'a göndermiş; Mustafa Necati Bey de Van'da üniversite kurulması yolunda görüş beyan etmiştir. Bir yıl sonra da Ferit Nur (Kuran) Bey Van'a gönderilmiş ve mevcut ortaokulu liseye dönüştürerek, kurulması tasarlanan üniversitenin çekirdeğini oluşturması istenmiştir. Atatürk, 1 Kasım 1937'de, TBMM açış nutkunda, 'Doğu bölgesi için Van Gölü Sahillerinin en güzel bir yerinde ilkokulu ve nihayet üniversitesi ile modern bir kültür şehri oluşturmak yolunda şimdiden faaliyete geçilmelidir.' dedikten sonra, dönemin Maarif Nazırı Saffet Arıkan, arazi tespiti için Van'a gelmiştir. Ancak Atatürk’ün vefatından sonra bu teşebbüs de sonuçsuz kalmıştır. 11 Haziran 1951 tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığınca, aralarında Prof. Dr. Afet İnan'ın da bulunduğu 15 kişilik bir heyet oluşturulmuş ve Doğu Üniversitesi'nin yerinin tespiti için esaslı incelemelerde bulunulmuştur. Ancak bu heyetin girişimleri ve mevcut tarihsel atmosferde Van’a kurulması düşünülen üniversite fikri, hemen hemen her hükümet döneminde gündeme gelmesine rağmen hep ertelenmiş veya başka illere nasip olmuştur. 1968 yılında 'Van Üniversite ve Yüksekokulları Kurma ve Yaşatma Derneği' kurulmuş olup, bu dernek, Erzurum Atatürk Üniversitesi'ne bağlı bir fakültenin Van'da açılması ve daha sonra ayrı bir üniversite haline dönüştürülmesi için çaba harcamıştır. 1981 yılında oluşturulan bir heyet de Ankara'ya gitmiş, Van'da bir üniversite kurulacağı müjdesiyle geri dönmüş, nihayet 20 Temmuz 1982 tarihinde, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin kurulması nasip olmuştur. Hatta 1974-1984 yılları arasında ön lisans düzeyinde eğitim-öğretim faaliyetlerini yürüten ve daha sonra Eğitim Fakültesine dönüştürülen 2 yıllık Eğitim Enstitüsü’nü; 1978-79 eğitimöğretim döneminde Atatürk Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulan Fen-Edebiyat Fakültesi’ni dikkate aldığımızda Van’da üniversiteye yönelik ilk kurumsal işleyişin yarım asır öncesine uzandığını söyleyebiliriz. Sultan Abdülhamit’in teşebbüslerini de dikkate aldığımızda biz bugün Van Üniversitesi kuruluş teşebbüslerinin 117.; ilk kurumsal eğitim faaliyetlerinin 48. Ve üniversite düzeyinde açılışın 40. Yılını kutlamış olacağız. Van’da ilk üniversitenin 117 yıl önce kurulmuş olması şüphesiz ki çok önemliydi. Bunu geldiğimiz 40 yıllık sürecin sonunda daha iyi idrak edebiliyoruz. Çünkü üniversite bir ilin sadece eğitim anlayışında değil düşünsel, sosyal, kültürel, ekonomik, yapısal algısında da büyük değişikliklere vesile olmuştur. Van’dan önce; İzmir, Erzurum, Trabzon, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Samsun, Malatya, Kayseri, Eskişehir, Bursa ve Edirne gibi illerde açılan yeni üniversiteler veya bunların çekirdeğini oluşturacak fakülte, yüksekokul ve akademilerin kurulmasının kentin kalkınmasında çok büyük faydalar sağladığı bugün artık su götürmez bir gerçektir. Ancak yine de yeri gelmişken başta Sultan Abdülhamit ve Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu teşebbüsü gündeme getirenlere, açılmasında öncülük eden devlet büyüklerine; merhum Tayyar Dabbağoğlu, Dr. Özçelik Okayer, Dr. Sadettin ÖZOK ve İzzettin SARIMURAT ve diğer Vanlı büyüklerimize ve üniversitenin kurulmasında emeği geçen herkese müsaadenizle sizler adına da şükranlarımızı arz etmek isterim. Çünkü onların gayretleri ve çabalarıyla bugün Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kemale ermiş ve 40. Yaşına gelebilmiştir. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 40. yaşında; 19 fakültesi, 5 enstitüsü, 2 yüksekokulu, 1 Türk Müziği ve Devlet Konservatuvarı, 10 Meslek Yüksekokulu, 49 araştırma merkezi, 48 öğrenci topluluğu, iki bine yaklaşan akademik, 3 binden fazla idari personeli ve 140 binden fazla mezun öğrencisiyle bugün Türkiye’nin en saygın üniversiteleri arasına girmiş, kendi içinde de köklü bir kurum ve büyük bir aileye dönüşmüştür. İlk zamanlar, mevcut kampüsün kente uzaklığı nedeniyle bazı eleştirilere vesile olan üniversitemiz, geçen kırk yıllık süreçte şehirle bütünleşmiş hatta şehrin bu yönde büyümesi ve gelişmesine büyük katkı sunmuştur. Sadece Van ve bölgeye değil mezun öğrencileri ve ilimizden ayrılan akademisyenleriyle de başarılı bilim insanları, bakanlar, rektörler, büyükelçiler, genel müdürler, iş insanları yetiştiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Türkiye’nin akademik, ekonomik, sosyal, kültürel ve idarî gelişiminde de büyük katkıları olan büyük bir üniversite hâline dönüşmüştür. Bugün Türkiye’nin farkı üniversitelerinde görevini tamamlamış veya hâlen devam eden otuza yakın rektörün olması, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin Türkiye nezdindeki potansiyelini göstermesi açısından önemlidir. Kıymetli Misafirler, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinin, Van’a ve bölgeye olan katkılarını saymakla bitiremeyiz. Bu başarı hepimizindir. Bizler de aldığımız bu bayrağı daha yükseklere çıkarmak için elimizden geleni yapmaya azmettik. Yeni misyonumuz Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ni, çağın gerçeklerine de uygun olarak 3. Nesil bir Üniversite yapmaktır. 2021-2025 dönemi Stratejik Planı’nında da vurguladığımız üzere gelecek misyonumuz; ülkenin kalkınmasına, gelişmesine ve üretimine katkı sağlayacak olan araştırma projelerini ve merkezlerini çoğaltmak, eğitim-öğretim niteliğini çağdaş seviyeye taşımak, kurumsal kapasitesini artırmak ve bunları topluma faydalı olacak şekilde hayata geçirmek üzere belirlenmiştir. Daha önce de belirttiğim gibi 40 yıllık süre zarfında ulusal ve uluslararası alanlarda birçok başarı elde eden Üniversitemiz, evrensel değişimlere ayak uydurarak ticarileşen bilimsel üretimi öncelikli hedefleri arasına koymuştur. Ulusal ve uluslararası ölçekteki akademik başarısını her yıl daha yüksek seviyelere çıkaran Üniversitemiz; 2020 yılında URAP sıralamasında 41. sıradan 35. Sıraya; 2021 yılında da 160'a yakın üniversitenin tanımlandığı TÜBİTAK Harman Türkiye Akademik Arşiv sisteminde, 37.037 yayın sayısı ile 12. sırada yer almayı başarmıştır. Göreve başladığımız tarihten itibaren bu hedeflere ulaşmak için gayret eden ve üçüncü nesil bir üniversite olma yolunda Girişimcilik ve Ar-Ge çalışmalarına hız veren yönetimimiz, Van Teknokent’i daha aktif hale getirerek burada yapılan faaliyet sayısını günden güne arttırmayı başarmıştır. Nitekim Ar-Ge çalışması yapılmak üzere kurulan 42 ofisimizin 42’inde aktif çalışma yürütülerek ofislerimizin doluluk oranı yüzde 100’e ulaşmıştır. Bugün Van ve çevre illerdeki teknoloji tabanlı girişimciliği geliştirmek amacıyla faaliyetler yürüten Van Teknokent’te yurtiçinden ve yurt dışından birçok proje yürürlüğe girmiştir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 2020 yılı Performans Endeksine göre 2018 yılında 54 Teknoloji Geliştirme Bölgesi içerisinde 42. Sırada yer alan son iki yılda hızlı bir yükselme ile 63 Teknoloji Geliştirme Bölgesi içerisindeki genel sıralamada 31. sıraya yükselen Van Teknokent, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en iyi ‘Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ ünvanına da sahip olmuştur. Gelişmekte olan 22 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri içerisinde de 7. Sıra da yer alan Van Teknokentimiz, kısa ve orta vadede ki hedefini, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri genel sıralamasında ilk 20’ye girmek olarak belirlemiştir. Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında Van YYÜ, DAKA ve KOSGEB iş birliği ile kurulan ve laboratuvarlar, çalışma alanları, konferans salonu, eğitim ve toplantı odalarının olacağı Innovan Girişimcilik Merkezi, 40. Yılımızda aktif olarak faaliyetlerine başlayacaktır. 40. Yılımızda faaliyet gösterecek olan diğer önemli birimlerimiz Üniversitemiz ile Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) işbirliğinde yapılan Prof. Dr. Cengiz Andiç Medya ve İletişim Merkezi ile Türkiye’nin en modern eğitim kurumlarından biri olan Anaokulumuz olacaktır. 2021-2022 Eğitim-Öğretim yılı Akademik Açılış programında temellerinin atılacağını duyurduğum Tıp Fakültesi Morfoloji binası ile Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi’nin temelleri atılmış ve inşaatlar hızla yükselmektedir. Üniversite kampüsünün, öğrenci merkezli bir anlayışla sosyal ve kültürel imkanları artırılmış; kampüsün daha erişilebilir, daha yaşanabilir bir hale getirilmesi için masterplan çalışmaları tamamlanmıştır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi; şehre ve bölgeye sırtını dönen bir üniversite olmanın aksine bütün imkanları ve alt yapısıyla onlara yüzünü dönen bir üniversitedir. Bölge halkına en iyi sağlık hizmetini sunma misyonunu amaç edinen Üniversitemizde; Tıp Fakültesi, Dursun Odabaş Tıp Merkezi ve Diş Hekimliği Fakültesi, Üniversitemizin şehre ve bölgeye bakan pencereleri olmuşlardır. İç ve Dış paydaşları azami düzeyde bir araya getirmeye çalışan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, bu yönüyle her yıl Danışma Kurulları marifetiyle şehrin Eğitim-Öğretim, AraştırmaGeliştirme, Turizm ve Sağlık gibi konuların ele alınabilmesi için çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca, Van ilinin güçlü sosyal sermayesinin bir araya getirmek amacıyla Van Valiliği ve Van Büyükşehir Belediyesinin de paydaş oldukları, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kent Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde ‘Kent Danışma Kurulu’ kurulmuştur. Türk Patent Enstitüsü’ne yaptığı başvurularla Van Kahvaltısı ve Van Gül Reçeli için ‘Coğrafi İşaret Tescil Belgesi’ alan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, ilk defa bu yıl öğrenci alımına başlayan Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile Gastronomi alanında ki çalışmalarına daha profesyonel şekilde devam etmeye ve Van yöresine ait daha fazla ürünün Coğrafi İşaret Tescil Belgesi alması için gayret gösterecektir. Üniversitemiz bu süreçte pandemi koşularına rağmen uzaktan eğitim modelinde büyük başarı elde etmiş, ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlemiş olduğu bilimsel toplantılarla da çok önemli çıktılar üretmeyi başarmıştır. 40. Yaşında da bu etkinliklerimiz devam edecektir. Ancak 40. Yaşın özelliğine binaen bu yılki etkinliklerimiz daha kapsamlı ve daha yaygın olacaktır. "Denildi.