Vanlılar, Boyun ağrısı olanlar bu habere dikkat!

TAKİP ET

Uzmanı Dr. Siyavuş Muhammedrezai, 'Tedaviye rağmen bir haftadan uzun süren ve sık sık tekrarlayan boyun ağrılarıdır.'dedi.

Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Siyavuş Muhammedrezai, “Şiddetli ağrılarda hasta zaten mutlaka doktora başvuruyor. Önemli olan, tedaviye rağmen bir haftadan uzun süren ve sık sık tekrarlayan boyun ağrılarıdır. Bu hastalar mutlaka detaylı olarak araştırılıyor. Tümör metastazları, romatizmal, enfeksiyon ve metabolik hastalıklar ile fibromiyalji, mekanik olmayan nedenleri oluşturuyor. Mekanik boyun ağrıları ise genellikle trafik kazalarında oluşan yaralanmalar sonucu boyun tutulması, kireçlenme, kötü postür, alışılmamış fiziksel aktivite, omuz kavşağı ve kol eklemlerine bağlı sorunlar nedeniyle gelişiyor. Boyun ağrılarına pek çok etkenin yol açması ise tanıyı zorlaştırıyor. Ağrının tümünün veya bir kısmının kontrol altına alınmasıyla sorun çözülüyor ya da iyileşmeye yardımcı olunuyor. Hasta işlem sırasında genelde hiç ağrı hissetmiyor. Eklem içine lokal anestezik ajan ile az miktarda kortizol enjekte edilip, aynı seansta faset eklemine radyofrekans uygulandığında, ağrılarda ciddi azalma görülüyor. Etkisi genelde işlem sonrası başlayan yöntem uzun süre kalıcı etki sağlıyor. Hasta bir veya iki gün sonra günlük yaşamına devam ediyor. Epidural enjeksiyon da belli aralıklarla defalarca uygulanabiliyor ama genelde tekrara gerek kalmıyor” diye konuşuyor.

DETAYLI BOYUN AĞRISI AÇIKLAMASI
Boyunda meydana gelen ağrılar, genellikle bel ağrılarından sonra dünya genelinde en yaygın görülen bölgesel ağrılardan biridir. Hayatlarının bir döneminde her üç kişiden biri boyun ağrısı yaşamaktadır. Son yıllarda, cep telefonu ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte boyun ağrısının sıklığı artmaktadır. Bu ağrı genellikle duruş bozukluğu ve boyun fıtığı gibi faktörlerden kaynaklansa da, aynı zamanda ciddi hastalıkların habercisi olabilir.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Siyavuş Muhammedrezai, erken tanının birçok hastalıkta hayat kurtarıcı olabileceğine vurgu yaparak, boyun ağrılarını hafife almanın önemli olmadığını belirtmektedir. Şiddetli ağrılarda genellikle hasta zaten doktora başvurur, ancak tedaviye rağmen bir haftadan uzun süren ve sık sık tekrarlayan boyun ağrılarının detaylı olarak araştırılması gerektiğini ifade etmektedir. Boyun ağrılarının altında yatan nedenlere bağlı olarak tedavi yöntemlerinin planlandığını açıklayan Dr. Siyavuş Muhammedrezai, boyun fıtıkları, kireçlenmeler ve kasların hatalı kullanımı sonucu oluşan ağrılarda girişimsel ağrı yöntemlerinin başarılı sonuçlar verdiğine dikkat çekmektedir.

Boyun ağrıları sadece boyun omurgası veya yapılarından kaynaklanmaz; aynı zamanda göğüs, kalp ve karın boşluğundaki iç organ hastalıkları da bu bölgede ağrıya neden olabilir. Örneğin, faranjit, larenjit, kalbe bağlı anjina, akciğer tümörleri, pankreas hastalıkları, safra kesesi taşları veya iltihabı gibi iç organ kaynaklı hastalıklar da boyun ağrılarına yol açabilir. Dr. Siyavuş Muhammedrezai, omurgaya bağlı ağrıların mekanik ve mekanik olmayan boyun ağrıları olarak iki gruba ayrıldığını belirterek, tümör metastazları, romatizmal, enfeksiyon ve metabolik hastalıklar ile fibromiyalji gibi mekanik olmayan nedenlerin tanıyı zorlaştırdığını ifade etmektedir.

Boyun ağrılarının tedavisinde altta yatan etkenlere göre farklı yaklaşımların benimsendiği belirtilmektedir. Hatalı hareketler nedeniyle oluşan kas kaynaklı boyun ağrılarında istirahat, boyun egzersizleri ve kas gevşeticilerin genellikle etkili olduğu ifade edilmektedir. Ciddi olmayan boyun fıtıkları, kireçlenmeler veya miyofasial ağrılarda ise ilaç ve fizik tedavinin başarılı sonuçlar sunduğu belirtilmektedir. Ancak tedaviye rağmen ağrı devam ediyorsa, girişimsel ağrı tedavisine başvurulduğu ve bu yöntemlerin ağrının kontrol altına alınmasında veya iyileşmeye yardımcı olduğu vurgulanmaktadır.

Girişimsel yöntemler arasında selektif sinir kökü bloğu, faset eklem bloğu, disk içi enjeksiyon, sempatik blok, epidural uygulama, epidural nöroplasti, radyofrekans teknikler, lazer uygulaması, nöromodulasyon (ağrı pompası) ve omurga kırıklarında kullanılan kifoplasti veya vertebroplasti gibi yöntemler bulunmaktadır.

Mikroenjeksiyon yöntemi, özellikle eklem kireçlenmelerinde ağrıları azaltmak amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Van Haber Gazetesi, Dr. Siyavuş Muhammedrezai, mikroenjeksiyonun sedasyon veya lokal anestezi altında uygulandığını belirterek, hastanın işlem sırasında genellikle ağrı hissetmediğini ifade etmektedir. Eklem içine lokal anestezik ajan ile az miktarda kortizol enjekte edilip, aynı seansta faset eklemine radyofrekans uygulandığında, ağrılarda ciddi azalma görüldüğünü belirtmektedir. Mikroenjeksiyonun etkisi genellikle işlemden hemen sonra ortaya çıkmakta olup, hastaya göre birkaç aydan birkaç yıla kadar etkili olabilmektedir. Bu yöntemin hasta tarafından günlük yaşantısına hızla dönülebilecek bir prosedür olduğu da belirtilmektedir.

Epidural enjeksiyonun ise küçük boyun fıtıklarında, kireçlenmeye bağlı sinir sıkışmalarında veya boyun disklerinde oluşan anüler yırtıklarda ve omurilik sıkışmasına yol açmayan kanal darlıklarında ağrının giderilmesinde kullanıldığı ifade edilmektedir. Yöntemin lokal anestezi veya sedasyon altında uygulandığı belirtilirken, epidural steroidlerin güçlü antienflamatuar etkileri sayesinde sinir dokusunda ödemi azalttığı ve enflamasyonu önlediği vurgulanmaktadır. Epidural enjeksiyonun işlem sonrası başlayan etkisinin uzun süre kalıcı olduğu, hasta tarafından bir veya iki gün sonra günlük yaşama dönülebildiği ve belli aralıklarla tekrarlanabileceği bilgisi verilmektedir.

Not: Bu yazı fasalis tarafından gönderilmiştir. Bu belirtileri taşıyorsanız, Uzman doktorunuzla görüşme sağmayı unutmayın!

Van Gazetesi – Van Haber - vanhaber

Van Boyun vanhaber Siyavuş Beyin Sinir Cerrahisi tümör