Zeki Müren ve Haydarpaşa'nın gelini serüveni

TAKİP ET

Van Gazetesi ve Van Haber olarak; sizler için tarihi sırları çözmeye devam ediyoruz. 1970'li ve 80'li yıllarda Türk filmlerin unutulmaz sahnelerini sizlere aktaracağız.

VanHaber - 1970’li ve 80’li yıllarda Türk filmlerinin unutulmaz sahnelerinden bir tanesi Haydarpaşa garında tenden tahta bavulu ile inen İstanbul’a göç eden insanlardır. İşte bu insanlar gelirler ve derler ki; “ben seni yeneceğim İstanbul.” Fakat filmin sonunda genel olarak yenilenenler hep onlar olurlar. Bu masalımızın konusu Haydarpaşa Garı.
O garı yapanların ya da o garı gar yapanların bu masaldan henüz hiç haberleri yok. Bu masalı anlatmadan önce Zeki Müren’in estetik ameliyatından da bahsetmemiz gerekecektir.

Zeki Müren estetik ameliyatı olmak üzere Paris’e gider. Paris’te Erkan Özerman, dergileri karıştırırken Christine Davray adında bir kadının fotoğraflarını görür. 

Zeki Müren’e der ki; “Bakın paşam ne kadar da Ajda Pekkan’a benziyor. Biz bu kadını alsak buradan götürsek iki de Türkçe şarkı öğretsek İzmir fuarında sahneye çıkarsak yılın magazin olayı olur.”dedi. Zeki Müren’in kafasında birden şimşek çakar ve der ki; “O zaman götürelim.” Christine ile ilişki kurulur. Türk basınına haber salınır. 

Kadın hakkında hemen araştırmalar yapılır. Bir dergide fotoğrafları bulunur. Erkan Özerman’a “kim bu kadın” diye sorulduğunda. 
-Yıllarca Türk magazin basınına damga vuracak. Beklenen cevap; Özerman’dan gelir. “Haydarpaşa’nın gelini” der. Bu söylediği, ağzından bir anda çıkar. Der ki -Haydarpaşa’yı yaptıran, Haydarpaşa’nın torunu üç yaşında Türkiye’den ayrıldıktan sonra Christine Haydar ile evlenmişlerdir. 



“MANŞETLERDEKİ C VE K HARFLERİ”

Kimi gazeteler Christine Haydar’ın ismini C harfi ile kimi ise K harfi ile yazmasına rağmen artık her manşette sadece Christine adı yoktur. Haydarpaşa’nın gelini lakabı da vardır. Christine Haydar, ilk olarak İzmir fuar gazinosunda Türkan Şoray ile Faruk Peker’in başrol oynadığı Türk Rus ortak yapımı bir filmin galası için İzmir’e gelir.

Türkan Şoray, Christine Haydar’dan biraz tedirgin olur. Çünkü objektifler bir Türkan Şoray’a dönmektedir bir de Christine Haydar’a dönmektedir. Tabii ki Türkiye’ye geldiğinde Haydar’ın gittiği tek yer İzmir fuarı değildir. Türkiye’ye her yabancı ülkeden gelenin gittiği Kapalı Çarşı da Christine Haydar’ın duraklarından bir tanesidir.



Basına ünlü bir fotoğrafçı olan kocası Chris Haydar ile beraber Christine Haydar Kapalı Çarşıda alışveriş yaparlar. Bu fotoğraflar basında geniş yer bulur. Tabii Christine Haydar’ın gittiği başka bir yerde Haydarpaşa Garı’dır. Gazetecilerle garın önü için randevulaşırlar. Christine Haydar ile eşi gara giderler. Dönemin Haydarpaşa Gar müdürü Yaşar Güngör’le beraber garın önünde gazetecilere poz verirler.

HAYDARPAŞA’NIN GELİNİ; “CHRİSTİNE HAYDAR”

Dedeleri olduğu iddia edilen Haydarpaşa’nın fotoğrafını gösterir. Konu magazin basını için oldukça eğlencelidir. Christine Haydar’ın her isminin geçtiği habere basın, Haydarpaşa Garı’nı yaptıran Haydarpaşa’nın gelini Christina Haydar olarak başlamaktadır. Bazı köşe yazarları bu duruma çok içerlemektedir. 

Christine Haydar ve eşi bu olaylardan sonra Fransa’ya geri dönüş yaparlar. Artık herkes Christine Haydar meselesini neredeyse unutmuştur. Fakat 1987 yılına geldiğinde Erkan Özerman, ateşi bir daha harlar. 1980 yılı Galatasaray Spor Kulübü’nün kuruluşunun 75. Yıl dönümüdür. Galatasaray için büyük bir balo yapılacaktır. 

Baloya Fransa’nın ünlü modacıları katılacaktır. Bir de Erkan Özerman baloya Christine Haydar’ı getirecektir. Balo öyle şatafatlı olur ki Türkiye’de ki gazetelerde Christine haberleri tekrar yer alır. Haydarpaşa’nın gelini bizden biridir. Bu sebeple Türkiye’ye gelip gitmeleri oldukça sıklaşır. Bir iddiaya göre Türk iş adamları Christine Haydar ile birlikte olmak için çeşitli teklifler yapmaktadırlar.

“SARIŞIN TEHLİKE” 

Christine Haydar Türkiye’de sadece iki filmde oynadı. Bunlardan bir tanesi Cüneyt Arkın’la çekilen, ‘Sarışın Tehlike’  adlı filmdir. Bu filmde Christine Haydar bir mankeni canlandırmaktadır. Haydar filmdeki cüretkâr sahneleri de çok konuşulmuştur. Bir sahnede Cüneyt Arkın ile sevişmesi gerekirken çekim sırasında eşi de film setindedir.  

Eşi çok fazla müdahale eder. Bunun üzerine yönetmen “Christine Haydar’a dönerek bir daha eşin olmadan sete gel”der. Eşi bu duruma çok bozulur. Onun yüzünü Nejat Uygur güldürür. Çünkü Nejat Uygur bir tiyatro oyunu sahneye koymaktadır. Haydarpaşa’nın damadı.  Bu tiyatro eseri kapalı gişe Türkiye’de oynamıştır. 

Christine Haydar’a yeni bir film teklifi gelir. Bu filmde Christine Haydar’ın bir Anadolu kadınını canlandırması istenmektedir fakat Christine Haydar; “benden Anadolu kadını olmaz” diyerek gelen teklifi reddeder. Bu film teklifinin reddinden sonra gazetelere Christine Haydar’ın Anadolu’ya uyan fotoğrafları servis edilir.  Bu fotoğraflar kiralanan villada gizli olarak basın tarafından çekilmiştir. 

“BEDEL”

Bu sırada İzmir fuarı vardır. Daha önceden Christine Haydar’a teklif edildiği gibi yine sahneye çıkıp şarkı söylemesi istenir. Christine Haydar da gelen on binlerce teklifi reddetmez ve kabul eder. Erkan Özerman, Christine Haydar’a Ajda Pekkan’a benzediği için dönemin popüler şarkılarından olan ‘Petrol’ şarkısını ezberletir. 

Fakat şarkı başarılı olmaz. Çünkü Christine Haydar’ın söylediği Türkçe kelimler anlaşılmamaktadır. Christine Haydar’ın sahne macerası yönden başarılı olur. Dekolte bir kıyafet giymiştir. Bu dekolte çok yerde yer almıştır. Christine Haydar’ın izinsiz çalıştığı öğrenilir. Bu sebeple Christine Haydar karakola ifade vermeye gider. 



İkinci oynadığı film ‘Bedel’. Başrolleri; Christine Haydar, Kadir İnanır, Ekrem Bora ve Yalçın Gülhan ile paylaşır. Kadir İnanır’da Fransızca konuşabilmektedir. Bu sebeple Christine Haydar’la yakın ilişki kurmuştur. Bu durum gidere anormal hal almaya başlamıştır. Böyle olunca Kadir İnanır bir demeç verir. 

“Hayatımda böyle soğuk kadın görmedim.”

Filmde aynı zamanda Bahar Öztan’da oynamaktadır. Kadir İnanır şöyle der; “Bahar Öztan çok daha sıcak bir kadındır. Bedel filminden sonra Haydarpaşa’nın gelini yavaş yavaş magazin sahnesinden çekilir. Fransız televizyonları için yapılan özel çekimlerde Christine Haydar Kösem Sultan’ı canlandırır. Daha sonra eşiyle birlikte Antalya’da otel alacakları dedikoduları sık sık basının gündemine gelir.

Christine Haydar milenyum yılına kadar ortadan kaybolur. Daha sonra başka bir şeyle geri döner. Kemancı bir babayla falcı bir annenin çocuğu Simone’nun hayatını yazdığı bir romanla geri döner. Simone’nun yeni bir aile arayışı Christine Haydar’a ödüller getirir. Haydar Türkiye’deki finalini Okan Bayülgen ile tiyatro sahnesinde yapar.”dedi.

Armağan Çağlayan’ın sunduğu ‘Uçuk Kaçık Masallar’ adlı programının bu günkü konusu, Haydarpaşa Garı’dır.



VAN GAZETESİ
 

zeki müren haydarpaşa garı