Büyük İskender ve Diyojen'in hikayesini çoğumuz biliriz.Yine de hatırlatalım.Bir gün Büyük İskender atıyla dolaşırken fıçı içerisinde güneşlenen bir adama rastlar.Kendisine aldırış etmeyen adama;"Bütün şehir önümde eğiliyorken,sen neden bana aldırış etmiyor,saygı göstermiyorsun ?Yoksa sen Büyük İskender'i tanımıyor musun?
Adam hiç istifini bozmadan;
"Sen şöhretin,kibirin esiri olmuşsun.Ben ki bunları kendime esir etmişim sana neden saygı duyayım?
Bunu duyan Büyük İskender adamın büyük bir düşünür olduğunu anlar ve şöyle der;
"Dile benden ne dilersen."
Büyük filozof Diyojen;
"Gölge etme başka ihsan istemem."der..
İskender gibi kendini büyük gören,her şeyi bildiğini zanneden, paranın ve şöhretin esiri olmuş insanlara her yerde rastlarız.
Bu bir parti başkanı da olabilir,belediye başkanı da veya bir kamu kuruluşunda veya özel bir kuruluşta müdür veya yönetici de olabilir.
Bu tip kişiler kendini üstün olarak görür, buna güç zehirlenmesi denir.Bunun diğer adı Hubris sendromudur.Hubris sendromu da diğer bir tanımıyla,gücün belirli bir oranı aşması dolayısıyla güç zehirlenmesi yaşayan ve aşırı kibire kapılan yöneticilerde görülen “kibir sendromu”dur.
Etrafındaki yalakaların dolduruşu ile kendini diğer insanlardan farklı,üstün özellikleri varmış gibi zannederler.Onun dışındaki herkes bilgisiz ve beceriksizdir.
Bu zehir öylesine güçlüdür ki ayağa kalkmakta bile zorlanan birine nasıl daha fazla para kazanacağını,nasıl servetine servet katacağını hesaplatır.
Makam koltuklarına oturduklarında da bir daha kalkmak istemezler.Zehir o kadar işlemiştir damarlarına..
Onlar freni patlamış araba gibidirler nerede duracaklarını bilemezler ta ki duvara çarpıncaya kadar..
Duvara da çarpsalar,baş aşağıda düşseler bu durumu bir türlü kabullenmek istemezler.Hala kendilerini olağanüstü ve vazgeçilmez bir varlık olarak görmeye devam ederler.
Bir gün başladıkları yere geri dönerler.Ama zehir tüm hücreleri ele geçirdiği için bunu hiçbir zaman fark edemezler.
Bu konuda Yüce Kitabımız Kur'anı Kerim, İsra Suresi 37.ayette açıkça uyarıyor.
"Yeryüzünde böbürlenerek (gücüne, güzelliğine, servetine, etiket ve rütbene ve çevrene güvenip kibirlenerek) yürüme!.. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir, ne de dağlarla ululuk yarışına girişebilirsin."
Selam ve dua ile