Ulus devletler bundan sonra çok daha fazla içlerine kapanarak kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılayacak şekilde bir ekonomi politikası geliştirecekler. Bu, Çin'in herkese “Ben vereyim” yaklaşımını değiştirmiş olacak.Koronavirüs salgını, Çin'in uzun zamandır bütün dünyanın üretim merkezi haline getirildiğini bir kez daha bize gösterdi. İktisat’ta sıkça kullandığımız bir kavram var. “Otarşi”… Bu kavram, bir ülkenin ekonomik açıdan kendi kendine yetebilmeyi ve dışa bağımlılığını minimize etmeyi öngören bir sistem. Zamanında Avrupa ve ABD’nin ambargoları neticesinde ülkemizde de uygulanmıştı. Pandemiyle birlikte milli ve ulus devlet, kendine yetebilme kavramlarının gündeme gelmesiyle bu ismi ilerleyen dönemde sıkça duyacağız gibi.
İlaç ham maddelerinden solunum cihazlarında kullanılan vantilatörlere kadar birçok ürünün Çin'de üretildiğini ve ABD’nin bile solunum cihazı yapabilmek için Çin'den malzeme almak zorunda olduğunu biliyoruz. Birçok ülke otomobil üretemedi. Çünkü parçalar Çin'den geliyor. Dünya şunu anladı ki bir yere böyle bağımlı olmak iyi bir şey değil. Üretim merkezlerinin sadece Çin'de değil başka yerlerde de olması gerektiğini bu pandemiyle herkes daha iyi anlamış oldu.
"MİLLİ VE ULUS DEVLET KAVRAMI ÖNEM KAZANIYOR"
Bundan sonra ülkelerin kendi ihtiyaçları için kendi topraklarında üretim yapma konusunda daha egemen bir politika izleyeceğini öngörmek zor olmasa gerek. Bu dünyadaki küreselleşme politikasının bir revizyonudur. ABD Başkanı Donald Trump “Biz her şeyi Çin'den almamalıyız, üretimlerimizi Amerika'ya taşımalıyız. Önce Amerika.” dediğinde bunu kast etmişti. Bu politika koronavirüsten sonra tüm dünyaya yayılıyor ve yayılmaya da hızla devam edecek. Yani, yeni bir dünya düzeni oluşuyor diyebiliriz. Milli ve ulus devlet kavramı önem kazanıyor. “Dışarıdan gelsin de gıdamı ilacımı öyle temin edeyim.” yaklaşımı bitmiştir.♦ Türkiye'nin buradan çıkaracağı sonuç gıda güvenliği açısından kendi kendine yetebilmesi gerekliliğidir. Hiçbir şekilde dışarıdan gıda maddesi almadan, bütün vatandaşlarını besleyebilecek bir tarım politikası geliştirmek zorunda, çünkü topraklarımız ve insan gücümüz buna uygun. Bu çalışmayı aynı zamanda ilaç ham maddesi için de yapmamız lazım. Hep dışarıdan ilaç getirmeyi beklememek lazım. Orta Doğu'daki ülkeler gibi bazı ülkelerin kendini beslemesi imkansız. Bu da Türkiye için büyük bir şans.
***
Koronavirüs salgınının pek çok gelişmiş ülkeyi aciz bırakırken, Türkiye'nin pandemiyle başarılı bir şekilde mücadele etmesi takdire şayan. Gerek şehir hastanelerinin açılması, gerek yerli ve milli solunum cihazlarının üretilmesi “kendi kendine yeterli” ülke kavramını destekleyen parametrelerdir. Ülkemiz, insani yardımlar konusunda tarihinden ve kültüründen kaynaklanan güçlü bir geleneğe sahiptir. Bu bağlamda doğal afetler, savaş, yoksulluk, pandemi gibi nedenlerle zor durumda kalan ülkelere yardımda bulunmayı insani bir görev olarak addetmektedir. Kendi kendine yetmenin de ötesinde, böyle küresel bir salgında yardım isteyen değil, yardım eden bir ülke olmak...
Teşekkürler Zeynep Naz hanım
Gene çok güzel bir yazı olmuş çok beğendim .Ellerinize sağlık Burhan Bey
her zaman iyi yazılar yazıyorsunuz ve her geçen gün üstüne katarak devam ediyorsunuz Burhan Bey tekrardan yazılarınız için teşekkür ediyorum
Teşekkür ederim Ezgi hanım sağolun
Teşekkürler burhan hoca durumu güzel dillendirdiniz:)
Hayali olmayanın hakikati de olamaz sevgili komanaçi. Bir yerden başlamak lazım artık.
Yazı umut veriyor da gerçek hayata yansıması ne olacak önemli tabi
Yazı umut veriyor da gerçek hayata yansıması ne olacak o önemli tabi .