Masum, zararsız ve hayranlık duyduğumuz aşk, maalesef ki günümüz şartlarında yerini menfaat ve çıkarlara bırakmış durumda.
Bundan yaklaşık 15 sene öncesine kadar aşk çok özel bir duyguydu. İnsanlar birbirleriyle şimdiki gibi çok rahat iletişim kuramasa da huzurlu bir şekilde uyumadan önce sevdiği insanın hayalini kurup, bir daha ne zaman görüşebilirim diye gün sayıyordu. İki sevgili bırakın el ele gezip dolaşmayı, birbirlerine bakmaya utanırdı. Maalesef ki günümüzde aşk değersizleşmiş durumda.
Peki neden böyle oldu?
Teknoloji gelişti, insanlar özünü unutup hep bir özenti içinde yaşamaya başladı. Özgürleşme, sosyalleşme ve modernleşme diye tabir edilen yeni bir devirle birlikte aşkta da eskilerden eser kalmadı. Tabiri caizse günümüzde aşk yaşamak artık imkansızlaşmış bir vaziyete geldi. Daha doğrusu şimdikilerin yaşadığına aşk denebilirse. Tabi ki bunun sebeplerinden biri teknolojinin, yeni nesil bireylerin bakış açısını etkilemesidir diyebiliriz. Bu konuyu iki başlık halinde değerlendirelim.
Erkeğin bakış açısı
Günümüzde erkeklerin aşka bakış açıları çok farklı bir hal aldı. Şuan hani o hayranlık duyulan, aşık oldum dediğimiz kadına karşı duyulan her şey arzu ve isteklerimizi karşılayabildiğimiz âna kadar sürebiliyor. Eskiden bir erkek aşık olduğu kişiden başkasını düşünmez, aşık olduğu kişiyle evlilik hayalleri kurardı.
O zamanlar tek bir amaç vardı oda mutlu bir aile kurmaktı. Hatta bilirsiniz ki eski zamanlarda sevdiği kadını ailesi vermiyor diye kaçıran birçok erkek vardır. O dönemler o kadar değerliydi aşk işte. Kız kaçırma olaylarının en çok yaşandığı dönemlerden, maalesef ki şuan boşanma oranlarının en yüksek olduğu bir devire gelmekteyiz. Buda aslında bireylerin aşkı ne kadar basit bir hale getirdiklerinin bir göstergesidir. Şimdiki devirde sevdiği kızı ailesi vermiyor diye kaçıran bir erkeğe çok nadir rastlıyoruz. Belki de hiç yok denecek kadar az sayıda.
Peki gerçekten seven hiç mi yok?
Muhakkak vardır. Kimseye haksızlık edemeyiz. Tabi ki gerçekten karşılık beklemeksizin, hiçbir menfaat, çıkar gözetmeksizin aşık olan erkekler de var elbette. Ama genelleme yapacak olursak, şu bir gerçek ki; bireylerin karşı cinse olan bakış açıları aşkın değerini belirleyici bir rol oynuyor. Özellikle erkeklerin aşk yaşamayı cinsel birliktelikten ibaret olarak görmeleri aşk duygusunu basitleştiriyor.
Maalesef ki yeni nesil erkekler teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte, modern, sosyal ve özgür hayal dünyalarında kadınları birer cinsel obje olarak nitelendirir oldular. Her gün farklı bir kadının koynuna girmeyi marifet bilip, kendilerince bunun adına aşk demeleri asıl aşkın değerini ciddi oranda düşürdü. Elbette ki aşık olan bir erkeğin kadınına olan arzusu, isteği ve onunla birliktelik yaşaması gayet normaldir. Fakat günümüzde bu durum çok farklı bir hal almış vaziyette.
Erkek her aşık olduğu kişiyle birliktelik yaşamak isteyince, bu durum erkeğin aşka ve kadına olan bakış açısını basitleştirmektedir. Aşk o kadar özel ve güzel bir duygudur ki bence erkek dediğin her kadına aşık olmamalı. En azından aşkı meze etmemeli.
Kadının bakış açısı
Günümüzde maalesef ki bir kadını mutlu edebilmek o kadar da kolay değil. Yani eskisi gibi bir çiçekle mutlu olabilecek kadın pek kalmadı. Kadınlar doğaları gereği kırılgan ve narindirler. Ama günümüz kadınları bunu biraz fazla abartıyor olmalı.
Şimdiki kadınlar da maalesef ki bu sosyalleşme, özgürleşme ve modernleşme diye nitelendirdikleri çağa ayak uydurma çabasıyla hareket ediyor, haliyle hiç bir şeyden geri kalmıyorlar. Bir evlilikte kadının üstüne düşen sorumluluklar vardır. Eskilerde bu sorumlulukların kadınlara küçük yaşta öğretildiğini hepimiz biliyoruz. Mesela temizlik, çamaşır, bulaşık, yemek yapma gibi şeyleri küçük yaştan itibaren öğrenirlerdi. Fakat günümüzde maalesef ki artık kadınlar bu tür alışkanlıkları öğrenmek yerine sosyal medyada zaman harcıyor. Ve maalesef ki evlilik çağına gelip hala yemek yapmasını dahi bilmeyen kadınlar var.
Teknolojinin ve internetin vermiş olduğu rahatlıkla birlikte kadınların bu tür davranışları, aynı erkeklerde olduğu gibi aşka bakış açılarını da olumsuz yönde etkiliyor. Sosyal, özgür ve modern hayal dünyalarında kadınlar, maalesef hep kendi içlerinde bir rant peşindeler. Asıl aşk duygusunu ne yazık ki yaşayamadıkları gibi onlar da aşkın değerini ciddi oranda düşürmektedirler.
Erkekler gibi aşkın sadece cinsel birliktelikten ibaret olduğunu düşünen kadınlar da maalesef ki günümüzde çokça rastlananlardan biri haline geldi. Aşka, sevgiye ve sadakate bakmaksızın, genellikle dış görünüşe ve mal varlığına önem gösteren kadınlar, maalesef ki aşkın ne kadar değersizleştiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Sosyal medyanın etkin olarak kullanıldığı ve kadınların vazgeçilmezi haline geldiği, bu sebeple Kadınların kendi aralarındaki kıskançlık, özgürleşme diye tabir ettikleri ve erkekleri şehvetlendirecek şekildeki tarzlarıyla elde etme arzusu haline gelmiş, bir aşk yaşama anlayışının olduğu yeni nesiller hızla çoğalmakta ve maalesef ki aşkı gerçek manada yaşayamamaktadırlar.
Yeni nesil kadınların maalesef ki modernleşme diye tabir ettikleri bu devirde, sevgiyi, saygıyı ve sadakati, lüks bir hayat yaşama pahasına harcamaktadırlar. Muhakkak kendini bilen ve asıl aşk duygusunun bilinciyle hareket eden kadınlar vardır tabi ki, ama genelleme yaparsak durum anlattığım şekilde görünmektedir.
Velhasıl yeni nesil bireyler özellikle teknolojiyle birlikte hep bir özenti içinde yaşayarak kendi kültürlerini yaşayamamakla birlikte aşk gibi bir çok değeri de hiç etmekteler. Aşkı aracı olarak kullanıp kendi egolarını tatmin etme peşinde olan insanların günümüzdeki halleri pek iç açıcı değil maalesef.
Böylece bir yazının daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Tüm güzelliklerin sizinle olması dileğiyle, sevgiyle kalın…