Tam hayattan umudunuzu kestiğiniz bir anda, içinize anlamsız bir huzursuzluk çöktüğü bir vakitte ve yaşadığınız hiçbir şeyden zevk alamadığınız, mutluluğa en çok ihtiyacınız olduğu bir zamanda karşınıza çıkar apansız bir kişi.
Önce anlamlı anlamsız bakışmalar, sonra tatlı bir tebessüm ve daha sonra gayet keyifli bir diyalog ile başlar aranızdaki etkileşim.
Konuşmalarınızda kendinize uygun birçok özellik bulursunuz veya ikinizin birçok ortak özelliği hoşunuza gider.
Aranızdaki sohbet bayağı ilerlerken, samimiyetiniz de bir o kadar artar. Mesela öyle bir hal alır ki aranızdaki bu diyalog, sanki onunla konuşmayınca veya görüşmeyince zaman hiç geçmiyormuş gibi hissedersiniz. Belki iki-üç gündür tanıdığınız biridir ama sanki size 20 yıllık bir dostluğunuz varmış gibi gelir, o derece kendinizi yakın hissedersiniz.
Bir süre bu şekilde konuşup, görüşürsünüz ve aranızdaki samimiyet daha güçlü bir vaziyete gelir.
Sonrasında kendinizi ona biraz daha yakın hissedersiniz, ne zaman başınızı yaslayacak bir omuz ararsanız ilk ona koşmak istersiniz. En kötü günlerinizde ondan destek almak, en mutlu günlerinizde ise onu yanınızda istersiniz.
Her gece uyumadan önce iyi geceler diler, her sabah yeni bir güne başlarken ilk ona günaydın dersiniz. Gece uyurken onun hayaliyle uyur, sabah uyanınca onun eksikliğiyle uyanırsınız.
İşyerinizde bile fırsat buldukça merak eder, halini hatırını sorarsınız. Öğlen yemeklerinde kendinizden önce ona ‘yemek yedin mi?’ diye sorarsınız.
Aklınız hep onda olur mesela, yaptığınız işe pek motive olamazsınız. İş çıkışı mutlaka görmek istersiniz, bir kahve veya bir çay da olsa birlikte oturup bir yerlerde, onunla bir şeyler içip sohbet etmek istersiniz.
Mekân çıkışında dolmuş durağına kadar birlikte yürümek istersiniz mesela. Bu size çok farklı romantik bir duygu hissettirir.
Haftaların, günlerin, saatlerin ve dakikaların anlamını bir anda yitiriverirsiniz.
Güvenirsiniz, inanırsınız…
Gel zaman git zaman artık kendinizden ve duygularınızdan emin bir hale gelir, bu işin adını koymak istersiniz.
Bir gece başınızı yastığa koyduğunuzda kafanızda birçok şeyi canlandırırsınız. Hayaller kurar, planlar yapar, geleceğe yönelik birçok güzel düşünceler canlanır gözünüzde.
Daha fazla uzatmayıp bu işin adını koymaya karar verdiğiniz anda, artık o kişiyi hayatınıza dahil etmiş olursunuz.
Zannedersiniz ki birlikteliğiniz bir daha hiç bitmeyecek, artık ne siz ondan nede o sizden başkasını sevmeyecek. Birlikteliğinizin sonsuza kadar sürebileceğini düşünürsünüz.
Artık onsuz tek bir saniyeye tahammül edemezsiniz, ulaşamadığınız her saniye ömrünüzden ömür gider, merak edersiniz, telaşlanırsınız, korkarsınız, endişelenirsiniz.
Artık canınızdan bir parça olarak hissedersiniz onu. Her an her saniye yanınızda hissetmek istersiniz.
Yeri gelir onun için arkadaşlarınızı, dostlarınızı, akrabalarınızı ve hatta ailenizi karşınıza alırsınız.
Sırf onu kaybetmeme pahasına, sırf ona olan güveniniz ve sevginiz pahasına, sırf ona olan sadakatinizden dolayı birçok sevdiğiniz insanla aranızın bozulmasını bile göze alırsınız.
Onunla hep iyi günleriniz olacağını düşünürken, kötü günlerinizi göz önünde bulunduramazsınız. Veya ne kadar kötü olabileceğini tahmin bile edemezsiniz.
Onun için her türlü zorluğa katlanırsınız.
Birlikte geçirdiğiniz birçok güzel hatıralarınız olur. Onunla gittiğiniz her yerin sizde farklı bir anlamı olur mesela.
Arada ufak tefek te olsa tartışmalar, anlaşmazlıklar da olur tabi ki.
Kıskançlıklar, kaprisler, tripler derken aranızdaki ufak tefek tartışmalar ve anlaşmazlıklar büyümeye başlar.
İster istemez eski samimiyeti, sıcaklığı, ilgiyi ve hoşgörüyü bulamaz hale gelirsiniz.
Birden bire bir süre sonra araya bir soğukluk girdiğini hissedersiniz ve buda sizi ciddi manada olumsuz etkiler.
Bir anda hissizleşirsiniz.
Aslında her ne kadar hissizleşirseniz hissizleşin, onunla aranızdaki ilişkinin bitmemesi için de bir yandan sabrınızı zorlarsınız.
Dedim ya o ilk tanıştığınız zamanlardaki sıcaklığı, samimiyeti artık bulamazsınız.
Düzelebileceğine dair olan umudunuzu da gittikçe kaybedersiniz.
Artık öyle bir vaziyete gelir ki birlikteliğiniz, her şeyden şüphelenirsiniz adeta.
Bazı şeylere daha fazla tahammül edilmez veya siz edemezsiniz.
En ufak bir hata sizin aranızdaki ilişkinin kaderini belirleme konusunda çok büyük bir rol oynar.
Hayattan umudunuzu kestiğiniz, içinize anlamsız bir huzursuzluğun çöktüğü ve yaşadığınız hiçbir şeyden zevk alamadığınız, mutluluğa en çok ihtiyacınız olduğu o ilk zamanlarınıza geri dönersiniz.