Şuan bu yazıyı okuyan her bireye "olgunluk nedir?" diye sorsam %99.8'iniz, yaş kavramını bana cevap olarak sunarsınız. Lâkin yanlış düşünüyorsunuz. Olgunluk; bir yaş değildir. Olgunluk; bir zihniyettir. Kimseyi yaşına göre ölçüp tartmayın! 30 yaşında bütün hayatını teknoloji ile, cahiliyet ile geçiren bir birey ve 15 yaşında hayatını kitaplara adamış, kendini ideolojileri doğrultusunda yürütmüş, ve yaşamanın nasıl bir tuzlu ayran olduğunu öğrenmiş bir çocuğu aynı kaseye koyamazsınız! Buna ben asla izin vermem. Çok eskilerden günümüze ulaşan bir söz vardır; akıl yaşta değil baştadır diye. Şuan ki yaşamımızda dahi adam olamayan büyük kalıplar var. Ve o kadar cahiller ki; her şeyi bildiklerini sanıyorlar. Lâkin kayda değer hiç bir şey bilmiyorlar. Kendilerini iki üç mayalı bilgi ile gururlandırıyorlar. Herkesin akĺına, düşüncesine saygımız sonsuzdur elbet. Bunlardan en önemlisi kişinin kendi akıl ve düşüncesidir. Düşünmek insanı yorar, yıpratır. Eski büyük yazarlardan bir kaçının biyografisini bilirsinizdir. Çoğu elli"li altmış'lı yaşlarda hayata gözlerini yummuşlardır. Peki ya neden düşünmek? Niçin düşünmek? bunu hiçbirimiz cevaplayamayız. Bana göre en büyük aktivite/hobi düşünmektir. Bilirsiniz bir yolculuk esnasında insan fazla hayaller kurar, fazla düşünür. Peki ya sizce düşünmek bir ihtiyaçmıdır? Bunu kendinize cevaplayabilirsiniz :)
Çoğu zaman dile getirmişimdir. Düşüncelerinize saygılı olmanızı istemişimdir sizden. Düşüncelerinize saygılı olun ki; o da size sevgili olsun. Gerçekleştiremeyeceğiniz hayaller kurmayın! Eğer olanağı olmayan bir hayal kurarsanız; bu sadece o hayalinizi etkilemez, onun yanında ki bütün hayallerinizi etkiler. Bu hayatta olanağı olmayan hayalleriniz, sonu görünmeyen yollarınız olursa; mahvolur, tükenirsiniz. Sonu görünen yolu, olanağı olan hayalleri bulmaya zamanınız kalmaz bu sefer.
haklısınız aslında.