Hayat zannettiğimiz kadar sıradan mı gerçekten ?
*
Bir sabah uyanıyoruz ve bir virüs nedeniyle dünya bir anda çalkalanmaya başlıyor ve ucu bize dayanıyor. Bir anda hayatımız değişiyor. Güneşi gördüğümüzde kendimizi kırlara atacağımız yere, artık güneşe camların arkasından bakar oluyoruz. Çiçekleri dokunarak sevdiğimiz günlerden, telefon ekranlarında çiçekleri daha çok yakınlaştırdığımız günlere geldik.
*
Demek istediğim kainat, doğa, yaşayış şekilleri ve kader bizi belli bir düzenin içinde bir o tarafa bir bu tarafa sürükleyip duruyor. Biz sadece kendimize biçilmiş rolü oynayabiliyoruz. Deva olabilmemiz bile belki de doğanın, üst kanunların bize izin verdiği ölçüdedir.
*
Peki ya bir sabah kalktığımızda varolan işimizin artık olmayacağını öğrenecek olsak o güne kalkmak ister miydik ? Hayatımızın nasıl değişeceğini düşünmenizi isterim. Bakmakla yükümlü olduğunuz insanlara vereceğiniz cevap ne olurdu ? Belli bir güce güvenerek yapmış olduğumuz bütün planların akıbetinin ne olacağını düşünebilir misiniz ? Kendinize vereceğiniz cevap ne olurdu ?
*
Peki ya bir sabah kalktığımızda var olan sağlığımızı kaybedeceğimizi öğreneceğimizi bilsek uyanmak ister miyiz o güne ? Bize olması önmeli değil elbette, sevdiklerimize de böyle sorunların meydana gelecek olması ne kadar değiştirir hayatımızı tahmin edebiliyor musunuz ? Her gününü dışarda geçiren bir insanı, başka bir insana bakmak zorunda kalarak bir eve hapsolması nasıl bi duygu yaşamasına neden olur ? Günlük ritüelleri tamamen değişen bir insanın yaşayacağı psikolojik buhran ne olurdu sizce ?
*
Bir tek bu hastalık özelinde değil bütün hayatımız belli bir plan üzerine kurulu. Yarına çıkmaya senedimizin olmadığı bir dünyada; borçlanıyoruz, planlar yapıyoruz, hayaller kuruyoruz.
*
Doğamız gereği bunları yapmadan yaşamamız elbette ki imkansız. Ama biraz da anı yaşamayı bilelim. Çünkü yarına çıkmaya, sağlıklı bir yarına çıkmaya senedimiz yok.
*
Geleceği güzelleştirmek için plan yaparken ilk önce ‘an’ımızı güzelleştirelim.
*
Carpe diem...