Beyaz'ı Eleştiren Kılıçdaroğlu'nu Topa Tuttu

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şovmen Beyazıt Öztürk'ü eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şovmen Beyazıt Öztürk’ü eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterdi.


99 baraj ve hidroelektrik santralinin toplu açılış merasiminde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nau eleştirerek, "Benim asıl üzüldüğüm; başta genel başkanları olmak üzere bu ülkede ana muhalefet partisi çıkıyor, terör örgütü pişmanlığından dolayı özür dileyen televizyon programcısını dik duramadı diye eleştiriyor. Ona göre televizyon programcısı terör örgütünün propagandasına devam etmeliymiş, böyle diyor o genel başkan. Beyefendi bir kazma kürek de sen eline al, orada sen de bir hendek açıver. Bu partinin kimi mensupları çatışmada yaralanan teröristeleri hastane ziyaretinden ilanlara kadar sergilemedik kepazelik bırakmadılar. İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda patlama gerçekleşiyor. Bu genel başkanın takıldığı nokta savcılığın aldığı yayın yasağı. Ne olacaktı? Paris’te rahatsız edici görüntüleri yayınlamadı. Doğrusu budur. Bu hassasiyet ülkemizde görünmüyor. Kimi basın yayın kuruluşları çifte standartla gerçek yüzlerini gösterdi" dedi.



CUMHURİYET’İN MANŞETİNE TEPKİ


Erdoğan, Cumhuriyet gazetesinin Sultanahmet’teki terör saldırısının ardından attığı manşeti de eleştirerek, "Dün bir gazetenin manşetine bakın İstanbul saldırısı sonrası, ’Katliam ülkesi’ diye yazıyor. Aynı gazete Fransa saldırısı sonrası ise ’Fransa çocuklarına ağlıyor’ diye manşet atıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sen bu ülkenin bir yayın organısın ve benim ülkemi ’katliam ülkesi’ olarak sürmanşetten veriyorsun. Paris ve İstanbul saldırıları karşısında yaptıkları çifte standardı da görmüş olduk Yabancı basının da iki yüzlü tavrını gördünüz. Sakın bundan sonra bize gelip bağımsız, objektiflikten bahsetmesin" ifadelerini kullandı.


(İHA)






Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendilerine ’akademisyen’ diyen bir grup, bir güruh çıkıp alenen terör örgütü yanında saf tutarak devletine ve milletine kin kustu" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu’nda kamu-özel sektör tarafından tamamlanan 99 baraj ve hidroelektrik santralinin toplu açılış merasimine katıldı. Programda konuşan Erdoğan, toplam yatırım tutarı 10 milyar TL’yi bulan bu eserlerin Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Erdoğan, kalkınan, büyüyen, üreten ve refah düzeyi de buna göre artan Türkiye’nin enerji talebini karşılamak için bu yatırımların kesintisiz olarak sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Son yıllarda Türkiye’deki güven ve istikrar ortamına zarar vermeye yönelik saldırıların ilk hedeflerinden birinin hep enerji yatırımları olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Gezi olayları sırasındaki taleplerden birinin "HES inşaatlarının durdurulması" olduğunu hatırlattı. Erdoğan, "17-25 Aralık darbe girişiminde hedef alınan iş adamlarına bakıyoruz, onların da çoğunun ülkemizin enerji yatırımlarında büyük pay sahibi şirketlerin sahipleri olduğunu görüyoruz" dedi.


Türkiye’nin özellikle 2003 yılından beri gerçekleştirdiği çok büyük yatırımlara rağmen 180 milyar kilowatsaat olarak hesaplanan hidroelektrik potansiyelinin ancak 91 milyar kilowatsaatini yani yarısını kullanabildiğine işaret eden Erdoğan, bu oranın Amerika’da yüzde 86, Japonya’da yüzde 78, Norveç’te ise yüzde 72 olduğunu belirtti.



"BEN NE GÖRDÜM NE DUYDUM"


"Peki siz bu ülkelerde HES yatırımlarından vazgeçilmesi için eylem yapıldığını duydunuz mu, gördünüz mü? Bu yatırımları yapan iş adamlarının hedef alındığını duydunuz mu?" diyen Erdoğan, "Elbette göremezsiniz, duyamazsınız. Ben ne gördüm ne duydum. Çünkü bu ülkelerde bizdeki gibi kendi ülkesine kendi milletine husumet besleyen kesimler, onları destekleyen siyasetçiler ve medya kuruluşları bulamazsınız. Maalesef ülkemizde bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın bu milletin tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar buldukları her fırsatta içlerindeki kini, husumeti, çirkinliği ortaya saçıyorlar, dışa yansıtıyorlar. İşte son örneğini Pazartesi günü hep birlikte yaşadık. Kendilerine ’akademisyen’ diyen bir grup, bir güruh çıkıp alenen terör örgütü yanında saf tutarak devletine ve milletine kin kustu" ifadelerini kullandı.


"Bu barajların en büyük düşmanı bölücü terör örgütüdür ve onu destekleyen siyasetçilerdir ve onu destekleyen akademisyenlerdir" diyen Erdoğan, "Her ne kadar bu bildiriyi ülkemizdeki 151 bin akademisyenden sadece bin 200’ü de imzalamış olsa ortaya çıkan durum çok düşündürücüdür. Burada bir hususu özellikle belirtmek istiyorum. Benim itirazım, bu akademisyenlerin farklı düşünmelerine, farklı görüş ortaya koymalarına değildir. Türkiye’nin demokraside, hak ve özgürlüklerde geldiği yer itibarıyla hoşumuza gitmese de farklı görüşlere, düşüncelere, bunların ifade edilmesine elbette saygı duyuyoruz. Buradaki mesele kendilerine akademisyen diyen bu kitlenin tamamı yalandan, saptırmadan, propagandadan oluşan terör örgütünün dilini, üslubunu kamuoyuna dayatmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.



"BİZ TEK MİLLET OLMANIN GAYRETİ İÇİNDEYİZ"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:


"Terör örgütü adına elinize silah alıp kurşun sıkmanızla onun propagandasını yapmanız arasında hiçbir fark yoktur. Bunun düşünce ve ifade özgürlüğüyle bir ilgisi kesinlikle bulunmuyor. Bu ülkenin, bu vatanın birliğine, beraberliğine karşı olan herkes bilsin ki bizim karşımızdadır. Çünkü biz ülkemizde bir şeyin müdafaasını, savunmasını açıkça yapıyoruz. Nedir o? Biz tek millet olmanın gayreti içindeyiz. Yani tüm etnik unsurlarla tek millet, 78 milyon olarak tek millet. Ve biz tek bayrak, bunun peşindeyiz. Bu ülkede ikinci bir bayrak dalgalandırılamaz. Bayrağımız bu. Rengi, şehidimizin kanıdır. Bağımsızlığımızın ifadesi olan hilali vardır, şehidimizin ifadesi olan yıldızlarımız vardır. Tüm milletime sesleniyorum, ’Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ Tabii ki yeri geliyor canımız yanıyor, kolay değil şehitlerimiz toprağa düşüyor ama şunu bilmemiz lazım ki toprak şehitlerimizle toprak oluyor. Zira ’Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin beni tek vatanımdan dünyada cüda’ diyen anlayış, bizim anlayışımız. Bütün bu olanlar, bildiri imzaları, hadi bunları sineye çektik. Peki kendi ülkesine yabancıları davet etmek neyin nesidir. Bu mandacı zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz. Yüzyıl önce bu topraklar dört bir yandan düşman işgaline uğradığında da aynı zihniyet benzer taleplerle arz-ı endam etmişti. Milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkması sayesinde bu mandacı zihniyet hüsrana uğramıştı. Dünya üzerinde hiçbir devlet kendi toprak bütünlüğüne yönelik tehditler karşısında sessiz ve hareketsiz kalmaz, kalamaz. Hiçbir ülke kendi vatandaşlarının, hayatlarının, can ve mal güvenliklerinin hendek siyasetiyle, hendekle, bombalı barikatlarla, silahla tehdit edilmesine rıza göstermez."