İsrail'le Yapılan Görüşmeleri Eleştirdi

TAKİP ET

MHP lideri Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin talepleri tam karşılanmadığı ortadayken el altından İsrail ile uzlaşma arayışlarının, barış masası kurma niyetlerinin asıl gayesi nedir? Erdoğan'ın İsrail'e yanaşması, bu ülkeye zeytin dalı uzatması nasıl okunmalıdır?" dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, "Türkiye’nin talepleri tam karşılanmadığı ortadayken el altından İsrail ile uzlaşma arayışlarının, barış masası kurma niyetlerinin asıl gayesi nedir? Erdoğan’ın İsrail’e yanaşması, bu ülkeye zeytin dalı uzatması nasıl okunmalıdır?" dedi.


MHP Grup Toplantısında partililere seslenen Bahçeli, Orta Doğu coğrafyasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli, İslam ülkelerinin "adeta felç geçirdiği ve vurgun yediğini" belirterek, "Çünkü bu ülkelerin yöneticileri batıya payandalık ve uyduluk yapmaktadır. Sözde kral, emir ve şeyhler için öncelik halklarının huzuru, ülkelerinin onuru, İslamiyet’in itibarı değil, kan ve haksızlık üzerinde kurulu bulunan taht ve taçlarıdır" diye konuştu.


Osmanlı’dan ayrılan her toplumun, her devletin şimdilerde kriz geçirmekte, şok yaşamakta olduğunu anlatan Bahçeli, "Buna Türk’ün bedduası mı tuttu demeliyiz bilemiyorum, ama bildiğim şu ki, Orta Doğu ateş almış, insan hayatı aynısıyla karanlık çağlarda yaşandığı gibi ucuzlamış, bir değeri kalmamıştır" dedi.



"TÜRKMEN DAĞI KAYBEDİLMEKTE"


Orta Doğu’nun omurgasının çöktüğünü söyleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "İçinde bulunduğumuz coğrafyada her yer karışıktır. Bu karışıklığın Türkiye’ye maliyeti günden güne büyümektedir. Suriye konusu uluslararası toplumu üst düzeyde meşgul etmektedir."


Milli Güvenlik Kurulu (MGK)’nun 18 Aralık’taki toplantısında Bayır-Bucak bölgesinde yaşayan Türkmenlerin durumunun ele alındığını ve duyarsız kalınmayacağının ifade edildiğini hatırlatan Bahçeli, "Ancak her şey laftadır. Türkmen dağının kaybı an meselesidir. Türkmenler denizden, havadan ağır bombardıman altındadır. Esad ise karadan kalleşçe bindirmektedir. Erdoğan, Kısıklı’daki villasında poz verip aile boyu fotoğraf çektirirken soydaşlarımız katledilmektedir. Davutoğlu sosyal medyadan görücüye çıkar gibi icraatlarını sıralarken Türkiye’nin güvenliği erozyona uğramaktadır. Sayın Davutoğlu, Türkmenler öldürülüyor, neredesin?" ifadelerini kullandı.



"HANİ İSRAİL TERÖRİST ÜLKEYDİ"


İsrail’le Türkiye ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin konuşan Bahçeli, "Düne kadar İsrail’e ’terörist devlet’ diyorlardı. Düne kadar İsrail’e ’katil’ diyorlardı. Düne kadar İsrail’den Mavi Marmara’nın hesabını soruyorlardı. Şimdi ne değişti de İsrail’in dost bir ülke olduğu birdenbire hatırlandı? Ne oldu da İsrail’le gizli kapaklı görüşme ve anlaşma zeminlerine gerek duyuldu? Erdoğan hangi tehdit ve tavizle Orta Doğu’nun Türkiye-İsrail yakınlaşmasına ihtiyacı olduğunu seslendirdi? Erdoğan, İsrail’in barışı tehdit ettiğinden şikayet etmiyor muydu? ’Şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece hiçbir zaman İsrail ile olumlu bir şey düşünemem’ diyen Erdoğan değil miydi? İsrail’le cepheleştiği günlerde halkın ve hakkın rızasını kazanmak, egemen güçlere şirin görünmemek amacında olduğunu ısrarla söyleyen Erdoğan nerededir? Hani İsrail çocukları öldürüyor, plajlarda masumları katlediyordu? Erdoğan bunları unutmuş ve Türkmenistan seyahatinden dönerken İsraille ilişkilerin normalleşmesi Türkiye ve Filistin’e çok şey kazandırır görüşüne gelmiştir. İsrail’e karşı ileri sürülen üç şarta ne olmuştur? ’Özür şartı yerine gelmiş midir? İddia odur ki, Obama’nın nezaretinde İsrail Başbakanı Netanyahu telefonla özür dilemiştir" dedi.



"AKP HÜKÜMETİ TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞI"


Devlet Bahçeli, Mavi Marmara’da ölenler için tazminat verilmediğini, Gazze’ye uygulanan ablukanın kalkmadığını belirterek, sorularını şöyle sıraladı:


"Türkiye’nin talepleri tam karşılanmadığı ortadayken el altından İsrail ile uzlaşma arayışlarının, barış masası kurma niyetlerinin asıl gayesi nedir? Erdoğan’ın İsrail’e yanaşması, bu ülkeye zeytin dalı uzatması nasıl okunmalıdır? Irak, Rusya ve Suriye gerilimini kaldıramayan, bu nedenle küresel güçlerin dayatmasıyla İsrail’e yakınlaşan AKP hükümeti bütünüyle hayal kırıklığıdır. Bölgesinde yalnızlaşan Türkiye’nin tutacak son dalı İsrail kaldıysa düne kadar hakim olan bunca sövgüye, bunca itiş kakışa ne gerek vardı?"



"BİZ İSRAİL’LE DÜŞMAN OLALIM DEMİYORUZ"


"Biz demiyoruz ki İsrail’le düşman olalım. Biz demiyoruz ki İsrail’le ilişkilerimiz hepten kopsun" diyen Bahçeli, "Fakat, önce Erdoğan sonra Davutoğlu’nun İsrail’e yağmur gibi yağdırdığı ağır sözlerinden dönüş gerekçesini, eriyen buzların asıl sebebini öğrenmek istiyoruz" ifadesini kullandı.


"Türk milletinin, Erdoğan’ın, farklı ülke ve liderlerle ’canım sıkıldı küstüm, keyfim yetti barıştım’ demesinde tiksinme noktasına geldiğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Böylesi cehalet dolu, hamaset yüklü, basiret yoksunu dış politika nerede görülmüştür? Türk milleti Erdoğan’ın insafına mı kalmıştır?"



BAŞİKA’DAKİ TÜRK ASKERİ


5 Aralık’ta Musul’a zırhlı birlikler sevk edildiğini hatırlatan Bahçeli, "Biz bunu olumlu bulduk, destek verdik. Erdoğan çok geçmedi, 11 Aralık’ta Musul’dan çekilmenin söz konusu olmadığını kararlı yüz hatlarıyla ileri sürdü. Davutoğlu durur mu, o da aynı havayla oynamaya başladı. Ne oldu, 14 Aralık’ta Başika kampındaki askeri birliğimizin bir bölümü Irak’ın kuzeyindeki Bamerni kampına kaydırıldı. Buna da yeniden tanzim denildi. Yetmedi, geri adımlar durmadı. Obama’nın 18 Aralık’ta Erdoğan’a bir telefonuyla AKP’nin yelkenleri suya indi, Dışişleri Bakanlığı Başika kampından çekilmenin süreceğini 19 Aralık’ta açıkladı. Sormazlar mı adama; Musul bahanesiyle Başika’ya gittiniz gitmesine de, niçin dönüyorsunuz? Nedir sizi korkutan?" diye konuştu.


Kerkük’ün peşmerge’ye, Musul’un ise IŞİD’e terk edildiğini savunan Bahçeli, "Geriye yalnızca Türkmenlerin acı dolu hikayeleri, yitirilmiş yurtları, dağıtılmış umutları, kaybolmuş hayatları bırakıldı" dedi.



DIŞ POLİTİKA


Dış politikaya ilişkin değerlendirme yapan Bahçeli, Türk dış politikasının "yeni Türkiye" parolasıyla un ufak olduğunu ileri sürdü. Bahçeli, bunun ağır faturasına ise vatandaşların katlandığını söyleyerek, "Tekrar söylüyorum, üstüne basa basa haykırıyorum; bu vatan bize ecdadımızın ve aziz şehitlerimizin can pahasına bıraktığı kutsal bir emanettir. Ve burası ebedi Türk vatanıdır. Hiçbir küresel mihrak, hiçbir hain emel bu gerçeği değiştiremeyecektir" dedi.



TERÖRLE MÜCADELE


Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Cizre, Silopi ve Mardin’in Nusaybin ilçeleri başta olmak üzere terör operasyonlarını değerlendiren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Teröristler her değerimize saldırı düzenlemektedir. Öğretmenler çekilmekte, devletin kanadı kolu kırılmakta, vatan evlatları şehit düşmektedir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyor, hepimizin başı sağolsun diyorum"


Türkiye’nin fikren, fiilen ve fiziken bölünmenin eşiğinde olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:


"Şu anda Türkiye’nin bir bölgesi kundaklanmakta, hainler tarafından yakılıp yıkılmakta, kırılıp dökülmektedir. Her yere tonlarca bomba yığılırken istihbarat uyumuştur. Sokaklara hendek açılırken, hükümet uyuşarak seyretmiştir. Barikatlar dikilmiş, evler silah ve cephaneliklerle doldurulmuştur. Erdoğan çözüm diyordu, terör örgütünün silah bırakacağını söylüyordu. Biz hayal görmeyin, milleti aldatmayın, çözüm çözülmedir, PKK silah bırakmaz dedikçe, Erdoğan renkten renge giriyor, yüzü öfkeden kapkara kesiliyordu. AKP’nin çözümü buzdolabında değil, hendektedir. Sözde hendek siyaseti uydurup bununla ilgili lehte ya da aleyhte ahkam kesmek hızla mesafe alan bölücülüğe açıktan hizmettir. Kaldı ki AKP’nin süreç ve barış masalı teröristlerin silah depolamasına yaramıştır. Erdoğan da bunu ilk ağızdan itiraf etmiştir. Çözüm diyenler şimdi söyleyiniz, cevap veriniz, bu hendekler kazılırken neredeydiniz? Sözde akiller peki siz ne yapıyor, hangi delikten, hangi yalıdan, hangi melun hevesle terörü seyrediyordunuz? Bir ara, durmadan konuşuyor, özgürlük nutku atıyor, demokrasi türküsü söylüyor, terörü bitiriyor, sorunları çözüyor, barışı getiriyordunuz. Şimdi nerede gizleniyor, nerelerde keyif çatıyorsunuz? Bu hendekler yeni kazılmadı. Hendeklere ilk kazma yıkım projesiyle vuruldu. Hendeklerin yayılması süreç ihanetiyle gerçekleşti. Sur’dan Suriye, Cizre’den Cezire, Silopi’den savaş çıkartmak için yıllarca PKK el bebek gül bebek bakıma alındı, müzakerelerle güçlendirildi."



"BURUNLARINDAN GETİRMEZSEM HAYAT BANA ZEHİR OLSUN"


Terörle mücadeleye ilişkin sözlerini sarf ederken sinirlendiği görülen Bahçeli, şunları söyledi:


"Teröristlere müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerimizin elini tutan, süreç zarar görmesin, Erdoğan kızmasın gerekçeleriyle teröristlerin alan hakimiyetine göz yuman siyasetçisinden, aktif veya merkezdeki valisinden, kaymakamından, emniyet müdüründen ve diğer görevlilerden bu dünya gözüyle hesap sormazsam, içtikleri sütü, yedikleri lokmayı burunlarından getirmezsem hayat bana zehir olsun. Düşmanlık saçan, hendekleri kutsayan, PKK’lı militanları öve öve bitiremeyen HDP’li siyasetçilerle ilgili hukuki işlem başlatmak için Cumhuriyet savcıları neyi beklemektedir? Yok mudur hukuku müdafaa edip koç gibi duracak yiğit ve korkusuz bir savcı?. Köküne kıran mı girdi bu adaletin?"


MHP Lideri Bahçeli, çözüm süreci adı altında terör örgütünün palazlandığını anlatarak sözlerine şöyle devam etti:


"Çözüm ve açılımcılar, terörist ve hıyanet odakları hatırdan çıkarmayınız ki, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak ve daha niceleri Türk’ün öz yurdudur ve asla kaybedilmeyecektir. Emperyalizme piyonluk yapanlar, Kürdistan’ın oluşumuna seyirci kalanlar, Sevr’de Hain Ferit Paşa’nın durumuna düşmeyecekler midir? Gaflet, dalalet ve hatta ihanet herhalde bu olsa gerektir. Kardeş kardeşe kırdırılsın mı? İstenen bu mudur? Türkiye’nin en ücra köşesine kadar dağılmış, birçoğu ve özellikle İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin’de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimize, Güneydoğu’da birkaç ili Kürt devleti olarak verdik, buyurun yeni vatanınıza desek acaba tek bir kişi yerini yurdunu bırakıp da gidecek midir? Diyarbakırlının İzmir’de yaşayan oğlunu ne yapacağız? Ankaralının Şırnak’tan aldığı gelini nereye koyacağız? Kürt kökenli kardeşlerim, siz yalnız değilsiniz. Ve sizler sahipsiz bırakılmayacaksınız. Terörden çok çekmiş, milletine mensubiyeti bir şeref madalyası gibi taşıyan kardeşlerim, PKK elbette sizin temsilciniz değildir, hiç de olmamıştır."



"KÜRDİSTAN MELANETİ EMPERYALİZMİN SİLAHI"


Batı’nın uydurduğu Kürt sorunu ve Türkiye mozayiğinin bölücülüğe kılıf olduğunu anlatan Bahçeli, "Hiçbir Kürt kökenli kardeşim bu oyuna gelmeyecektir" ifadesini kullandı.


Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:


"Kronikleşen terörizm ve Kürdistan melaneti emperyalizmin silahıdır. Kürt kökenli kardeşlerim ona buna aldanmayacak, tehditlere aldırmayacaktır. Etnik kimlikler asırlar içinde kültür ve tarih potasında eriyerek, ortak üst değerlere ulaşıp vatandaşlık şuuruna, millet ruhuna kavuşmaktadır. Herhangi bir ayrım gözetmeksizin kaderde, kıvançta ve tasada bir ve beraber olan herkesle bir millet hali tezahür etmektedir. Ve biz anıda, acıda, atinin umut sancağında buluşarak bir millet olduk, biz bin yıllık kaynaşmayla kardeş olduk, biz bölünmez, bükülmez, parçalanmaz sağlam bir millet varlığıyla hep birlikte doğrulduk. Öyle ki adımız Türk milleti, devletimiz de Türkiye Cumhuriyetidir. Bundan geriye dönüş yoktur. Şu an Cizre’de, Silopi’de, Sur’da can pahasına mücadele veren Mehmetçiklerimizi, kahraman polislerimizi sonsuz güven ve dualarımızla destekliyoruz. Teröristler ev ev, sokak sokak aranıp bulunmalı, hendeklerle beraber tamamıyla imha edilmelidir. Bunu bekliyoruz."


Vatanın hainlerden temizlenmesi gerektiğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi:


"Türk milleti hükümete tarihi bir görev vermiştir. Sayın Davutoğlu terörle ve nifakla mücadelede samimi olduğunuz müddetçe, endişeniz olmasın, Milliyetçi Hareket Partisi siyasi iradeyi yalnız bırakmayacak, şunun bunun ağzına baktırmayacaktır. Durmayın, yılmayın, dağdan, taştan, ovadan ve şehirden bu hainleri kazıyın, sökün, silin ve Türkiye’yi bu darboğazdan sağ salim çıkarın."


(İHA)