O Akademisyenleri Böyle Tarif Etti

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın bu milletin tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar buldukları her fırsatta içlerindeki kini, ortaya saçıyorlar, dışa yansıtıyorlar" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın bu milletin tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar buldukları her fırsatta içlerindeki kini, ortaya saçıyorlar, dışa yansıtıyorlar" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenlenen "Kamu- Özel Sektör Tarafından Tamamlanan 99 Baraj ve Hidroelektrik Santrali’nin Toplu Açılış Merasimi"ne katıldı. Programda konuşan Erdoğan, Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki hain saldırıya ilişkin, "Dün gece Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde teröristler polis lojmanlarına ve emniyet kuvvetlerimizin binalarına saldırdılar. Bombalı araç, roket ve silahlarla gerçekleştirilen saldırıda 1 polisimiz ve 5 vatandaşımız hayatını kaybederken 6’sı polis, kalanı sivil 39 vatandaşımız da yaralandı. Şehit polisimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara şifa temenni ediyorum. Çınar saldırısı dahi tek başına terörün ve terör karşısında haysiyetli bir duruş sergilemeyenlerin alçak, ahlaksız, karanlık yüzünü göstermeye yeter" dedi.



"ONDAN HİÇ ENDİŞENİZ OLMASIN"


Salonda "Dik dur eğilme, bu millet seninle" sloganları atılması üzerine Erdoğan, "Ondan hiç endişeniz olmasın. Biz bugüne kadar hep dik durduk. Biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda, rükuda eğiliriz başka yerde asla" karşılık verdi.


Erdoğan, toplam yatırım tutarı 10 milyar TL’yi bulan bu eserlerin Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Erdoğan, kalkınan, büyüyen, üreten ve refah düzeyi de buna göre artan Türkiye’nin enerji talebini karşılamak için bu yatırımların kesintisiz olarak sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Son yıllarda Türkiye’deki güven ve istikrar ortamına zarar vermeye yönelik saldırıların ilk hedeflerinden birinin hep enerji yatırımları olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Gezi olayları sırasındaki taleplerden birinin "HES inşaatlarının durdurulması" olduğunu hatırlattı. Erdoğan, "17-25 Aralık darbe girişiminde hedef alınan iş adamlarına bakıyoruz, onların da çoğunun ülkemizin enerji yatırımlarında büyük pay sahibi şirketlerin sahipleri olduğunu görüyoruz" dedi.


Türkiye’nin özellikle 2003 yılından beri gerçekleştirdiği çok büyük yatırımlara rağmen 180 milyar kilowatsaat olarak hesaplanan hidroelektrik potansiyelinin ancak 91 milyar kilowatsaatini yani yarısını kullanabildiğine işaret eden Erdoğan, bu oranın Amerika’da yüzde 86, Japonya’da yüzde 78, Norveç’te ise yüzde 72 olduğunu belirtti.



"BEN NE GÖRDÜM NE DUYDUM"


"Peki siz bu ülkelerde HES yatırımlarından vazgeçilmesi için eylem yapıldığını duydunuz mu, gördünüz mü? Bu yatırımları yapan iş adamlarının hedef alındığını duydunuz mu?" diyen Erdoğan, "Elbette göremezsiniz, duyamazsınız. Ben ne gördüm ne duydum. Çünkü bu ülkelerde bizdeki gibi kendi ülkesine kendi milletine husumet besleyen kesimler, onları destekleyen siyasetçiler ve medya kuruluşları bulamazsınız. Maalesef ülkemizde bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu bu coğrafyanın bu milletin tüm birikimine, değerlerine düşman, sayıca az fakat sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar buldukları her fırsatta içlerindeki kini, husumeti, çirkinliği ortaya saçıyorlar, dışa yansıtıyorlar. İşte son örneğini Pazartesi günü hep birlikte yaşadık. Kendilerine ’akademisyen’ diyen bir grup, bir güruh çıkıp alenen terör örgütü yanında saf tutarak devletine ve milletine kin kustu" ifadelerini kullandı.


"Bu barajların en büyük düşmanı bölücü terör örgütüdür ve onu destekleyen siyasetçilerdir ve onu destekleyen akademisyenlerdir" diyen Erdoğan, "Her ne kadar bu bildiriyi ülkemizdeki 151 bin akademisyenden sadece bin 200’ü de imzalamış olsa ortaya çıkan durum çok düşündürücüdür. Burada bir hususu özellikle belirtmek istiyorum. Benim itirazım, bu akademisyenlerin farklı düşünmelerine, farklı görüş ortaya koymalarına değildir. Türkiye’nin demokraside, hak ve özgürlüklerde geldiği yer itibarıyla hoşumuza gitmese de farklı görüşlere, düşüncelere, bunların ifade edilmesine elbette saygı duyuyoruz. Buradaki mesele kendilerine akademisyen diyen bu kitlenin tamamı yalandan, saptırmadan, propagandadan oluşan terör örgütünün dilini, üslubunu kamuoyuna dayatmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.



"BİZ TEK MİLLET OLMANIN GAYRETİ İÇİNDEYİZ"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:


"Terör örgütü adına elinize silah alıp kurşun sıkmanızla onun propagandasını yapmanız arasında hiçbir fark yoktur. Bunun düşünce ve ifade özgürlüğüyle bir ilgisi kesinlikle bulunmuyor. Bu ülkenin, bu vatanın birliğine, beraberliğine karşı olan herkes bilsin ki bizim karşımızdadır. Çünkü biz ülkemizde bir şeyin müdafaasını, savunmasını açıkça yapıyoruz. Nedir o? Biz tek millet olmanın gayreti içindeyiz. Yani tüm etnik unsurlarla tek millet, 78 milyon olarak tek millet. Ve biz tek bayrak, bunun peşindeyiz. Bu ülkede ikinci bir bayrak dalgalandırılamaz. Bayrağımız bu. Rengi, şehidimizin kanıdır. Bağımsızlığımızın ifadesi olan hilali vardır, şehidimizin ifadesi olan yıldızlarımız vardır. Tüm milletime sesleniyorum, ’Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ Tabii ki yeri geliyor canımız yanıyor, kolay değil şehitlerimiz toprağa düşüyor ama şunu bilmemiz lazım ki toprak şehitlerimizle toprak oluyor. Zira ’Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin beni tek vatanımdan dünyada cüda’ diyen anlayış, bizim anlayışımız. Bütün bu olanlar, bildiri imzaları, hadi bunları sineye çektik. Peki kendi ülkesine yabancıları davet etmek neyin nesidir. Bu mandacı zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz. Yüzyıl önce bu topraklar dört bir yandan düşman işgaline uğradığında da aynı zihniyet benzer taleplerle arz-ı endam etmişti. Milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkması sayesinde bu mandacı zihniyet hüsrana uğramıştı. Dünya üzerinde hiçbir devlet kendi toprak bütünlüğüne yönelik tehditler karşısında sessiz ve hareketsiz kalmaz, kalamaz. Hiçbir ülke kendi vatandaşlarının, hayatlarının, can ve mal güvenliklerinin hendek siyasetiyle, hendekle, bombalı barikatlarla, silahla tehdit edilmesine rıza göstermez."


(İHA)