İmamoğlu:" Biz tarihte hiç olmadığı kadar zillet içinde yaşıyoruz.

TAKİP ET

Ramazan ayı münasebetiyle Köklü Değişim Van Temsilciliğinin daveti üzerine gelen ve Van'ın Seçkinlerine konuk olan İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu:' Biz tarihte hiç olmadığı kadar zillet içinde yaşıyoruz. Bugün bacılarımızın namuslarının hiçbir kıymeti yoktur. Ortalama her dokuz dakikada, bir Müslüman kardeşimiz katlediliyor. Yani tecavüz hat safhada ve biz bunlara sahip çıkamıyoruz.' dedi.

Bugün Müslümanların İlmihal Niteliğindeki Konuları Daha Çok Siyasidir

İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu: “Evli üç çocuk babasıyım. Köklü Değişimde yazarlık yapıyorum. Aynı zamanda ilahiyatçı kimliğine sahibim. 2014 yılında Köklü Değişim Ankara Merkez binasında, Abdullah İmamoğlu ile Tevsir-u Furkan sohbetleri başlattık. Bu sohbetimiz beş yıldır devam ediyor. Aynı zamanda, Sünnet İslami Hayatın Kaynağıdır ve Müslümanın Siyasi İlmihali adı altında iki tane de telif eserimiz var. 

Sünnet İslami Hayatın Kaynağıdır adlı kitabımızı, belli bir kasta binaen yazdık. Çünkü biliyorsunuz son dönemlerde Modernist İlahiyatçıların güçlü, ardında durdukları, savundukları bir tez var. O da tabi bugüne dayanan bir mesele değildir. Daha öncesine dayanır. (Malum ben üniversiteyi Hollanda da bitirdim. Şeri İlimler Fakültesi mezunuyum. Orada bu işin asıl fikir babalarıyla da münazaralar, müzakereler yapma fırsatım oldu.) Asıl itibariyle oryantalistlere dayanıyordu. Bu da sünnetsiz bir İslam algısı oluşturmak anlamındadır. Yani sadece Kuran bize yeter anlamında Kuran ehli, Kuran merkezli ve sünnetli hayatın tamamını devre dışı bırakacak bir İslam algısı oluşturmak. Yani her şeyin Kuran da yazdığı iddiasıyla, sünnetsiz bir İslam’ı Müslümanlara bu anlamda enjekte etmek. Biz bunun yaygınlığını özellikle Ankara’da müşaade edince, Köklü Değişimdeki yayıncı kardeşlerimizle ve koordinatör abilerimizle istişar ettik. Bunun öncelikli mesele olması gerektiğini düşündük ve sünnetsiz bir İslam yaşanamayacağını ortaya koyan bir eser kaleme almaya çalıştık ve başlığını da bu kasıtla ortaya attık. Sünnet İslami Hayatın Kaynağıdır. Bunu şu şekilde ifade edelim. Kim ki Allah-u Teala’nın razı olduğu İslam’ı yaşamak istiyorsa bu peygamber efendimizin sünneti olmaksızın olmaz.

Müslümanın Siyasi İlmihali adlı eserimizde de gerek muasır ve gerekse klasik ilmihal eserlerini incelediğimiz zaman şunu görürüz. Abdest nasıl bozulur, bunun şartları nelerdir, onu bozan halleri nelerdir. Bunlar klişedir ve olması gereklidir. Yani bir kişi namaz kılacağını bilmek, öğrenmek zorundadır. Zaten ilmihalin tarifinden hareketle biz böyle bir başlık attık. İlmihal Müslümanın, hayatta an itibariyle yapması gereken ilme vakıf olması demektir. Bugün Müslümanların ilmihal niteliğindeki konuları, daha çok siyasidir. Takdir edersiniz ki bugün Müslümanların beldeleri işgal edilmiş ama hiçbir ilmihal kitabında bununla alakalı Müslüman nasıl bir tavır sergilemeli yazmıyor. Bugün bacılarımızın (affına sığınarak söylüyorum) namusları kirletiliyor. Peki bu Müslümanın ilmihalinin konusu değil mi? Onunla ilgili Allah’u Teala bir sorumluluk yüklememiş mi? Başka bir ayeti kerimede Allah-u Teala, kafirleri dost edinmeyin diyor. Bununla ilgili Müslüman, bir ilmihal bilgisine sahip olmalı değil mi? Ya da Allah’ın hükümlerini kamil manada, hayata tatbik edecek olan il afet meselesi Müslümanları ilgilendiren, onların haliyle ilgili bir konu değil mi? Bu düşünceden hareketle Müslümanların ilmi haliyle ilgili konuların, sadece ritüellerden ibaret olmadığının altını çizmek babından böyle bir kitap çalışması yaptık.” Diyerek ortaya koyduğu eserlerinin, farkını ve amacını gözler önüne serdi.

 

İslam Yaşanmıyor, İslam Tatbik Edilmiyor

İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu: “İslam dini; kutsallığını, şerefini, izzetini her anlamda koruyor. Ama asıl olarak bizim İslam’la olan münasebetimizi sorgulamamız lazım. İslam bugün Allah-u Teala’nın razı olmadığı bir şekilde yaşanıyor. Çünkü Allah-u Teala, dinini yaşansın diye göndermiş. Bu konuyu her platformda vurguluyorum. Hayatın sair evrelerine baktığımız zaman, yaşanmayan bir İslam görüyoruz. Allah’u Teala’nın faizle alakalı bir hükmü yok mu? Peki hayatın sosyal düzenlemesiyle ilgili bir hükmü yok mu?

 Allah-u Teala dini; hayatın tamamını kapsayan bir dinse eğer, iktisadi hayatın tamamını kapsayan bir dinse eğer, o zaman bugün İslam yaşanmıyor. İslam tatbik edilmiyor. Her ne kadar başımızdaki idareciler bizdenmiş gibi görünseler de bizim arzu ettiğimiz o Kuran tilavetlerini; mescitlerde, meydanlarda tilavet etseler de, fetih sloganları yapsalar da bu İslam’ın tatbik edildiği ve arzulanan İslam’ın da yaşandığı anlamını asla barındırmıyor. Çünkü biz esere bakınca ilişkiyi kurabiliyoruz. Bugün İslam söylenilse de okunsa da yaşanmıyor. Bugün faiz ayetlerini okuyan imamlarımızın, faizin haramlığı ve faizin hayatımızda olmaması gerektiğiyle ilgili söylemlerde bulunmadığını görürüz. Dolayısıyla bir çelişki var, bugün yaşanmayan bir İslam var. Allah dini yaşansın diye göndermiş. Allah diyor ki, bu hak kitabını yaşansın tatbik edilsin diye gönderdim. Allah’ın yaşansın diye gönderdiği dini biz bugün okuyoruz. Öyleyse bugün Allah’ın razı olduğu din yaşanmıyor. 

Peki Allah’ın razı olduğu yaşansın diye gönderdiği dine nasıl kavuşacağız?  Yani yaşanabilir İslam’ı, bizler nasıl gerçekleştireceğiz. Bunun garantörü Allah resulünün bize öğrettiği, miras bıraktığı,Hilafet devletidir. Önceden batıyla doğu arasında bir kardeşlik vardı. Niçin biliyor musunuz? Çünkü yüz sene öncesine kadar, bu kardeşliği gerçekleştirecek olmasını sağlayacak olan bir şemsiye vardı. Hilafet devleti vardı. Öyleyse bugün Allah-u Teala’yı razı etmekle dertlenen ve Allah’a hakkıyla kulluk yapmak isteyen birisi İslam’ın yaşanabilir olmasını sağlayacak Hilafet için tekrar çalışmalıdır diyoruz.” Dedi.


Biz Tarihte Hiç Olmadığı Kadar Zillet İçinde Yaşıyoruz

İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu:” İslam coğrafyasına ve Müslüman kardeşlerimize şu mesajı veriyorum, en başta nefsime, sonra da tüm okuyuculara nasihat olsun diye söylüyorum. Bugün İslam coğrafyaları kan ağlıyor. Biz tarihte hiç olmadığı kadar zillet içinde yaşıyoruz. Bugün bacılarımızın namuslarının hiçbir kıymeti yoktur. Ortalama her dokuz dakikada, bir Müslüman kardeşimiz katlediliyor. Yani tecavüz hat safhada ve biz bunlara sahip çıkamıyoruz. Ama hepimizin ortak derdi, bunların bitmesidir. Bugün İslam coğrafyalarında bu zulüm bitsin istiyorsak ve eskiden olduğu gibi aralarımızdaki suni sınırların kaldırılıp tek bir çatı altında kardeşçe bir ortamda yaşamak istiyorsak, Hilafet  olmalıdır. Öyleyse kardeşlerimiz bunun için çalışsınlar diyorum. Zalimlerin, kafirlerin peşinden giden yöneticilerin de onların problemlerini çözeceğini zannetmesinler.” diyerek konuşmasını tamamladı.

 

VANGAZETESİ2019

Haber: Hikmetullah Yetkin

Röportaj: Sevda Yetkin

Editör: Eyşan Yüzgeç

Tasarım: Tahir Çiçek

Medya Yayını: Bilal Çiçeksay

Uluslararası Haber Tanıtımı: Şerif Begizade