Temel Karamollaoğlu "Kimse bizi denetleyemez" diyemezsiniz

TAKİP ET

Temel Karamollaoğlu, Türk siyasetinde bir ilk olan e-mitinglerinin üçüncüsünü Tekirdağ'da gerçekleştirdi. Sözlerine, 'Muhterem kardeşlerim Cenab-ı Hak'tan önümüzdeki seçimlerin tüm Müslüman âlemine ve tüm coğrafyamıza hayırlar getirmesini diliyorum' diye başlayan Cumhurbaşkanı adayımız Karamollaoğlu, 'Geçmişte bizler seçim çalışmalarımızı radyo ve televizyonlardan yapıyorduk ve başarılı da oluyorduk. Şimdi günümüzde ise artık bu işleri internet üzerinde yürütüyoruz. Esasen ben medya mensubu gazeteci kardeşlerimizin haline de üzülüyorum. Çünkü bazı durumlar karşısında zorlanmış oluyorlar, ben de bu durumlarına çok üzülüyorum. Bu durum karşısında bize medyadan fayda yok ise biz de e-miting yapma kararı alarak bu adımı atmış olduk' açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, "Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğim zaman ve bu görev bana tevdi edildiğinde ben Saadet Partisi'nin bir üyesi olarak kalabilirim ama kesinlikle Saadet Partisi Genel Başkanlığı görevini birlikte götürmem. Çünkü başka partilere mensup olanlar rahat yaklaşamazlar" dedi. Facebook, Twitter ve Periscope'un yanı sıra ilk defa siyasi bir lider Instagram hesabı üzerinden de canlı yayın yaptı.

 

PARTİLİ CUMHURBAŞKANI OLMAYACAĞIM

 

“Ben Cumhurbaşkanı olursam elbette Saadet Partisi mensubu olurum ama asla partili bir cumhurbaşkanı olarak temsil etmek istemem. Cumhurbaşkanı da neticede bir insandır. Bir kişi hakikaten bir makama geldiğinde etrafında onu uyaran kişilere pek kulak asmaz. Ve tek ben bilirim politikası yürütür. Ehliyet ve liyakate önem verilmediği sürece bu sorunların birçoğunun çözülmesi mümkün olamaz” şeklinde konuştu.

 

BÖLGEMİZ ATEŞLER İÇİNDE

 

“Bütün dünya bir bunalım içerisinde, bunu bilmemiz gerekiyor. Ancak bizim bölgemiz ise ateşler içerisine düşürüldü” diyen Cumhurbaşkanı adayımız Karamollaoğlu, “Maalesef dünya bu sorunları çözmek için doğru dürüst adımlar atmıyor, silahı silahla susturmaya çalışıyorlar. Silahı susturmak elbette bazı noktalarda gerekli, ancak her alana dâhil edilmemesi gerektiğini savunuyoruz. Bu durum sonucunda bizim kardeşlerimiz birbirlerini katlediyorlar. İşte Suriye, işte Irak, işte Afganistan, işte Libya; görüyoruz kardeş kanı dökmekten geri durmuyorlar” diye konuştu.

 

İLK İŞİMİZ KUCAKLAŞMA OLACAK

 

Cumhurbaşkanı adayımız Karamollaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Siyaseti öyle bir ortama sürüklediler ki, kullanılan kelimeler ve küfürleri ben ağzıma almaktan hayâ ederim. Bu durumla zaman zaman şahsım da karşılaşsa da her zaman “Kötü söz sahibinindir” düsturuyla hareket ediyorum. Bu sebeple bizim her kesimle kucaklaşmamız gerekir. Derdimiz bir problemin nasıl çözüldüğü değil, nasıl çözüleceğine yönelik bir araya gelmemizdir. Onun için ilk meselemiz kucaklaşmadır. Cumhurbaşkanlığı bana verilirse ilk yapacağım şey kucaklaşma olacaktır. Ben Cumhurbaşkanı olursam elbette Saadet Partisi mensubu olurum ama asla partili bir cumhurbaşkanı olarak temsil etmek istemem. Cumhurbaşkanı da neticede bir insandır. Bir kişi hakikaten bir makama geldiğinde etrafında onu uyaran kişilere pek kulak asmaz. Ve tek ben bilirim politikası yürütür. Ehliyet ve liyakate önem verilmediği surece bu sorunların birçoğu çözülmesi mümkün olamaz.”

 

KİMSE BİZİ DENETLEYEMEZ DİYEMEZSİNİZ

 

“Kimse cumhurbaşkanını denetleyemez, kimse bakanları denetleyemez, kimse milletvekillerini denetleyemez diyemezsiniz. Kimse sizi sorgulamasın, denetlemesin istiyorsunuz. Devletin yatırımlar üzerine fizibilite çıkarması gerekir. Ben bazen fazla mı eleştiriyorum diyorum ama bakıyorum. Geçmişte ben birçok görevde bulunurken hep böyle devam etti. Çanakkale Köprüsü’nün ne şekilde yapılacağını açıklamalarını istiyorum. Plan olmadan asla olmaz. Devlet planlama teşkilatı olmadan hiç olmaz. Devlet bu şekilde yönetilmez. Bu sebeple değişim istiyoruz. Türkiye’nin kâmil manada kurtuluşunun ancak Millî Görüş tarafından gerçekleşeceğine inanıyoruz.”

 

BİZE İŞİNİN DELİLERİ LAZIM

 

“Ülkemizde 3.5 milyon işsiz var bunların birçoğunu üniversiteden mezun olan gençler oluşturuyor. Bir ülkede asgari ücretli geçinemez halde ise o ülkede adil bir sistem yoktur. Taşeron işçiler sorunu büyük, emekliler adil paylaşılmayan maaşlarla neredeyse ekmek alamaz hale geldi. Çiftçimiz, resmen tükenmiş durumda, bunalmış ve mazot parası bulamayacak duruma gelmiş. Sanayicimiz, bizleri uçuracak olan onlardır aslında. Ama akıllı olanlar bizimle çalışmazlar nedense. Bize işinin delisi adamlar lazım. Ama bugün başkalarını kopya ederek değil, sorunun temeline inmek gerekir. Size taahhüt edemem ama taahhüde yakın bir vaatte bulunabilirim. Allahın izniyle devrim yapmaya hazır olduğumuzu da belirtmek isterim. Cenab-ı Hak, tüm çalışmalarımızı hayırlara vesile etsin diyorum.”