VAN, HALEN KİMLİĞİNE KAVUŞMAMIŞ BİR ŞEHİR!

TAKİP ET

MÜSİAD Van Şube Başkanı Kerem BAYNAL Van'ı anlattı...

Van Avrupa’nın Doğu’ya açılan son kapısı, Ortadoğu’nun da batıya açılan ilk kapısı…

Van; doğduğum, yaşadığım gençliğimin geçtiği her halde son yıllarımın da geçeceği biricik memleketim... Van; Doğasıyla tarihiyle, turizmiyle, tarımıyla, yaylalarıyla, gölüyle, yaşanabilir kadim bir şehir. Van; Avrupa’nın doğuya açılan son kapısı, Ortadogu’nun da batıya açılan ilk kapısı… İki büyük bölge arasında kalan önemli bir kapı özelliğinde…

Doğu Avrupa’ya, Avrupa Doğu’ya muhtaçtır…

Bugün, teknolojik ve üretilen ürünler yönüyle baktığımızda, Doğunun Avrupa’ya muhtaç olduğunu ve her zaman da Avrupa’dan faydalanması gerektiğini, Doğunun da keşfedilmemiş birçok ürününün birçok farklı yönünün de Avrupalılar tarafından keşfedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu Van’a duygusal olarak bakış açımız…

Van halen kimliğine kavuşmamış bir şehir…

Van’ın halen bir kimlik sorunu var... Öncelikle bunu kabul ederek başlamalıyız Van’ı anlatmaya… Çorum dediğimizde aklımıza ilk gelen leblebisi. Kayseri dediğimiz zaman Erciyes’i, sucuğu. Bursa dediğimiz zaman Uludağ’ı, turizmi gelir... Pe ki Van dediğimizde aklımıza ne geliyor.  Sadece Van gölü desek bile yeterli olur sanırım diğer değerleri saymasak bile… Pe ki sayılamayacak kadar çok değeri olan Van’ın bu değerlerini ne kadar görebiliyoruz… Bu değerleri ne kadar değerlendirebiliyoruz… Van’ın öz kimliğini kazanması noktasında ne kadar emek sarf edebiliyoruz…

700 yıldır Van’da yaşayan ailelerimiz var… Ama bunlardan haberimiz bile yok!

Van Kadim bir şehir diyoruz öyle mi? O halde büyük düşünmemiz, proje üretmemiz gerekmez mi? Kadimlik aslında sahiplenmektir… Geçmişle geleceğin bağını kurabilmektir. 700 yıldır Van'da yaşayan ailelerimiz var. Kimdir diye sorsak cevap verebilir misiniz? Bunlardan haberimiz bile yok… Eğitim öğretim dediğimizde tarihi görünümlü bir tane okul örnek gösterebilir misiniz? Hepsi modern mimarinin ürünü niteliğinde…  Mesela Ahlat taşından yapılmış bir tane okulumuz var mı? Veya siyasi kanada bakalım. Gidip gönül rahatlığıyla konuşabileceğiniz istifade edebileceğiniz bir siyasetçimiz var mı? Ya da ticaret yapacaksınız hangi ticareti yapacağınız noktasında sorularınıza rahatlıkla yanıt verebilecek bir tüccarımız var mı? Örneğin din konusunda gerçekten sıkıntı yaşıyorsunuz. Gönül rahatlığıyla fetha alabileceğimiz kaç tane alimimiz var? Van'da Milletvekilliği yapıp da Kayhan Türkmenoğlu’nun dışında yine Van'da ikamet eden başka bir tane milletvekilimiz var mı?

Bugün Van’ın en büyük sorunu ‘Sahiplenme’ sorunu…

Bugün Van’ın en büyük sorunu nedir diye sorarsanız ‘Sahiplenme’ sorunu derim... Van’ı fikri anlamda, ticari ve siyasi anlamda omuzlayacak, Van endeksli düşünecek çok az kurum veya insan görebiliyoruz… Mesela her dönem parlamentoya birçok milletvekili gönderiyoruz. Memleketimizde ikamet eden sadece bir tane milletvekilimiz var. Sn. Kayhan Türkmenoğlu… Gerçekten tebrik ediyorum. Çünkü giden bir daha geri gelmiyor… Belediye başkanlarımız dâhil…  Ne var şu Ankara’da bilmiyoruz. Herkes rahatını düşünüyor. Kimse memleketin sorunları karşısında sorunların muhatabı benim diyebilecek kadar cesaret gösteremiyor… Ve yok böyle insanlar… Milletvekilliği yaptıktan sonra geri döneyim tecrübelerimi, bilgi ve birikimlerimi ve hizmete kaldığım yerden yine memleketimde devam edeyim düşüncesi kesinlikle yoktur. Milletvekillerimizin görevi sona erdikten sonra da memleketlerinde kalıp yine memleketlerinin sıkıntılarına sanki gerçekten yine milletvekiliymiş düşüncesiyle sahiplenmelerini bekliyorum.  En azından biri bir sıkıntıya düştüğü zaman bu sıkıntımı bu vekilimle giderebilirim diyebilmesi lazım. Halkımız kadirşinastır. Geçmişe dönük hizmet etmiş insanları asla unutmaz. Bu bilinci ciddiyetle taşımamız lazım…

Çok güzel okullarımız var saray görünümünde ama akademik başarımız son sıralarda…

Bu şehrin sahipleri kimler diye sorduğumuzda kanaat önderleri ya da sivil toplum örgütlerinin başkanları geliyor... O ilde daha önce görev yapmış ve halen kalbi o ilin kalbiyle atan insanlardan bahsediyorlar. Pe ki Van’ın birçok kronikleşmiş problemi var. Bu sorunları sahiplenen birileri var mı? Van halen kimliğini arıyor. Bir kimlik arayışı içinde… Şimdi, kimseyi hedef gibi gösterme bir niyetim yok. İsterseniz rakamlarla konuşalım. İşte Van eğitim de 76-77 sırada akademik başarıda. Ama burada yıllarca milli eğitim bakanlığı yapmış bir ağabeyimiz var... Pe ki bu başarı neden halen son sıralarda... Bunu hiç sorgulayabildik mi? Çok güzel okullarımız var, hepsi saray görünümünde ama akademik başarımız son sıralarda...

Okul aile birlikleri boya badana işleri ile değil, eğitimin kalitesini yükseltmekle mükelleftirler…

Yıllardır savunduğumuz bir konu var diyoruz ki, her STK her kurum, her kanaat önderi bir tane okulu gönüllü olarak sahiplenmeli. Okul yönetimine senin yanındayım diyebilmeli. Okul aile birliklerimiz var. Okul, okul aile birliklerinindir, okul velilerindir. Ancak biz halen gidip boya badana işleri ile uğraşıyoruz… Biz tamirci değiliz ki. Okul aile birlikleri okulun eğitim kalitesini yükseltmekle mükelleftir. Tabi bu uzun hikâye…

Vanlı olmak, Van’da doğup, Van’da yaşamak değil. Vanlı olmak bütün değerleri ile Van’ın sahiplenmesi demektir. 

Van’ı sahiplenmemiz lazım. Vanlılık ruhundan bahsediyoruz. Rektör Peyami Battal hocamızın sık sık dile getirdiği Vanlılık ruhunun artık yakalanması lazım. Vanlı olmak, Van’da doğup, Van’da yaşamak değil. Vanlı olmak bütün değerleri ile Van’ın sahiplenmesi demektir.  Zenginse yatırım yapması, STK ise bütün enerjisini Van’a, Van’ın gelişimi için harcaması demektir… Gücünü oraya sarf etmeli Van’a güvenmeli. Güç birliği yapmalı.

Van’da birçok değerimiz var! Ama değerine kavuşmamış olarak var!

Van da birçok değerlerimiz var…  Ama gelin görün ki bunları açığa çıkaramıyoruz. Turizm değerlerimiz var. Gölümüz var, tarım yaylarımız var, bir sürü farklı bitki türlerimiz var, Organik gıda dediğimiz balımız, cevizimiz, patatesimiz, fasulyemiz daha birçok şeyimiz var. Ama sadece var! Değerine kavuşmamış olarak var!

‘Van merkezinde’ bir ve beraber olmaktan başka şansımız yok!

Van için tek vücut olmamız lazım. Van için herkes bütün siyasi düşünüşünü, dünya görüşünü, ekonomik görüşünü bir kenara bırakıp Van merkezi ekseninde bir ve beraber olmalıdır. Van merkezinde bir ve beraber olmaktan başka şansımız yok!

Van için hiç iç acıcı bir tablo yok maalesef…

Gelin hep birlikte kişi başına düşen milli gelire, eğitim başarımıza, yaşanabilirliliğe, ihracat rakamlarına, istihdama, işsizlik oranlarına bakalım, inceleyelim araştıralım… Hiç bir alanda iyi bir başarı grafiğimizin olmadığını rahatlıkla görebileceğiz…

İmarımız en büyük kanayan yaramız…

Van için kronikleşmiş birçok sorun belki de küçük bir dokunuşla halledilebilir… Bu küçük dokunuşlarla çoğu şeyler değişebilir... Bugün çevre yolu yaklaşık 15 yıldır gündemde olan bir konu ama ne kadarı çözüldü. Mesela sahil yolu projesi, neden bir türlü bitmek bilmiyor. İmar sorunumuz var. Van’da 21. Yüz yılda Büyükşehir olmuş bir ilde halen parsel bazında tadilatlar yapılıyor. İmar bir memleketin büyümesini, yaşanabilirliliğini, modernleşmesini gösteren en önemli etkenlerden bir tanesidir... İmar insanların bütün ihtiyaçlarına en hızlı bir şekilde ulaşılabilecek bir düzenlemedir. Ama imarımız en büyük kanayan yaramız…

Güç birliği platformu Akyuvarların bir mikrobu yok ettikleri gibi Van sorunlarını yok edebilirler…

 

Ama yine de ümitliyim. Bu sorunların çözülebileceğine olan inancımı yitirmek istemiyorum doğrusu… Van'da mesela bir güç birliği platformu oluşturuldu. Elinde güçlü argümanları olan 75 tane bileşeni var. Ve bunun hayata geçmesiyle Van'da birçok şeyin değişebileceği kanısındayım.  Van’ın sorunlarının merkeze alınıp çözülebilmesini sağlamak için bir fırsattır. Çünkü sivil bir yapıdır. Biraz daha genişletilebilirse daha verimli olabileceğine inanıyorum… Var olan bir sorunu aralarına aldıkları zaman onu bitirebilirler... Bu bileşenler, Akyuvarların bir mikrobu yok ettikleri gibi o sorunu yok edebilirler.   Burada kişisel beklentilerimizi veya temsil ettiğimiz kurumlarımızın beklentilerini bir tarafa bırakıp Van’ı merkeze alıp bu sorunları çözümü noktası için bu platforma ciddi bir destek vermemiz gerekiyor. Çünkü şahıs bazında çözüm dönemi artık bitmiştir. Oluşumların, organizasyonların olduğu çözümler artık daha değerlidir. En büyük sıkıntımız olan ekonomik sıkıntıdan kurtulmamız sosyal barışı da beraberinde getirecektir. Yeter ki, Enerjimizi bir birimizle uğraşarak harcamayalım. Eğer enerjimizi bir amaç uğruna harcarsak çok farklı şeyler olabileceğine inancım tamdır…

Kerem Baynal Kimdir?

1968 Çatak doğumluyum. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Metalurji (Metal) Bilimi) bölümü mezunuyum. Uzun yıllar kendi mesleğimi icra ettikten sonra yaklaşık 28 yıldır özel sektörde çalışmaktayım. 8 yıl kendi işim 20 yıl ise özel sektör farklı kulvarlarında yönetici, üst yönetici olarak çalışmalar yürüttüm... Son 8 yıldır Memleketim Van'dayım. Bugün Türkiye genelinde kurumsal çalışan bir gayrimenkul sektörünün Van temsilciliğini sürdürmekteyim.  2015 yılından itibaren devraldığımız Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Van Şube başkanlığını, Bir okulun okul aile birliği başkanlığını ayrıca İpekyolu ve Van Büyükşehir Belediyesinde Belediye Meclis üyesi olarak görev yapmaktayım.  Evli 3 çocuk babasıyım. Anadilim Kürtçe ile birlikte Türkçe ve İngilizce olmak üzere 3 dil bilmekteyim. 2013 yılında toplam 16 bölümden oluşan 'Geleceğimiz Gençlerimiz' isimli bir programın hem hazırlayıcısı hem de sunuculuğunu yaptım... Normal bir hayat yaşayan bir insanım. Olduğum gibi görünmeye gayret eden biriyim... Olmayan bir özelliğimi ön plana asla çıkarmadım çıkarmayacağım... Gerek de yoktur.