Van'ın düşünülmeyen yüzleri

TAKİP ET

Van ilinde bir kesim çok iyi yaşarken, diğer taraf ise; zorluklar içinde günlük ihtiyaçlarını karşılama peşindedir.

Van’da seyyar satıcılar, hambal arabacılar, inşaat işçileri, temizlik ve birçok işlerde çalışan hizmet çalışanları düşünülmeyen yüzleri olarak hayatlarına devam ediyor. Asgari ücretleri olmayan yeşil kartla sağlık ihtiyaçlarını karşılayan dar gelirli aileler olarak bilinen vefalı aileler…

Van’da seyyar satıcı ve üç tekerlekli hikayesi…
Van'ın soğuk kış günlerinde, üç tekerlekli bisikletlerin hafif gıcırtılarına karışan soğuk rüzgar, Zülküf abi için bir güne daha başlamanın habercisiydi. Gözleri uykusuzluktan dolayı hafifçe kızarmış, ama yine de bir gün daha karşısındaki zorluklara göğüs germeye hazırdı.

Zülküf abi, üç tekerlekli bisikletiyle her sabah işe gitmek üzere evinden çıkarken, mahalledeki komşularıyla kısa bir sohbet ediyordu. 

"Günaydın Zülküf abi, bugün nasılsın?" diye sordu komşusu. Zülküf abi, yorgun ama umutlu bir şekilde gülümsedi. "İyiyim iyiyim, işte her zamanki gibi. Soğuk havalar işleri biraz zorlaştırıyor ama ne yapalım, devam etmek lazım," dedi. Yolda karşılaştığı Hayri abi, soğuk rüzgarın etkisiyle titreyen elleriyle tekerleklerini kontrol ediyordu. Zorlu kış günleriyle başa çıkmanın zor olduğunu söyledi. "Hayri abi, bu soğuklarda nasıl dayanıyorsun?" diye sordu Zülküf abi. Hayri abi, "Valla kardeşim, işte biraz beden işçisi olmak lazım. Talep varsa, güçlü arabalar yetişemeyenler bize geliyor. Ama soğuklar gerçekten de bedeni zorluyor," diye cevap verdi. 

Bir gün, İdris abi ile sohbet ederken işin zorluklarından bahsetti. "İdris abi, merkezde çalışmanın avantajları neler?" diye sordu Zülküf abi. İdris abi, "Bir işyeri ile anlaştım, o işyerinin günlük işlerini hallediyorum. Ama tabii ki kışın dışarıda olmak zor oluyor. Ellerimiz çatlıyor, ama ne yapalım, başka iş de bulamıyoruz şu an için," dedi.

Bu üç emekçi abi, soğuk kış günlerinde birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlardı. Ellerinde çatlamış deriler, sırtlarında yükler ve aralarındaki kısa sohbetlerle, birbirlerine moral veriyorlardı. Her biri, çocuklarına daha iyi bir gelecek sunma adına bu zorlu mücadelede birbirlerine güç veriyordu. Gecenin karanlığında, üç tekerlekli bisikletlerinin farlarıyla aydınlanan bu emekçi abiler, birbirleriyle geçirdikleri sohbetlerle sıcak bir dayanışma örneği sergiliyorlardı. Bir akşam, Zülküf abi, Hayri abi ve İdris abi soğuk kış gecelerinde bir çay bahçesinde buluştular. Ellerindeki çay bardaklarından yükselen buğu, soğuk havaya inat bir sıcaklık yaratıyordu etraflarında. Oturdukları masada, günün zorluklarına dair sohbet ediyor, birbirlerine destek oluyorlardı. Zülküf abi, "Arkadaşlar, bu işin zorluklarına rağmen birbirimize destek olmak önemli. İşte bu soğuk günlerde bir araya gelip moral buluyoruz birbirimizden," dedi. 

Hayri abi gülerek ekledi, "Evet, Zülküf kardeşim haklı. Birbirimizle konuşmak, dertleşmek bize güç veriyor. İşte bu soğuklarda birlikte olmak, işimizi daha da kolaylaştırıyor gibi hissettiriyor."

İdris abi ise düşündüren bir ifadeyle konuştu, "Evet, doğru söylüyorsunuz. Her birimiz kendi yolumuzda zorlu bir mücadele veriyoruz ama bir araya gelip birbirimize destek olmak, hayatı daha anlamlı kılıyor. Belki de bu soğuk kış gecelerinde paylaştığımız anılar, ilerleyen zamanlarda bize güç verecek." O gece, üç tekerlekli abi, kentteki görünmeyen yüzlerin, hayatın zorluklarına birlikte göğüs germesinin hikayesini paylaştılar. Ellerindeki çay bardakları, sadece içtikleri sıradan bir içeceği değil, birbirlerine olan samimi desteklerini temsil ediyordu.

Zamanla, bu üç emekçi abi, kışın soğuğunda birbirlerine olan bu dayanışmanın, sadece işlerini değil, hayata bakışlarını da değiştirdiğini fark ettiler. Kentin arka sokaklarında, üç tekerlekli bisikletlerin ardında sürdükleri yaşamlarına bir nebze olsun sıcaklık katan bu dostluk, kışın soğuklarına rağmen onların içini ısıtıyordu. Birbirlerine destek olmaktan başka seçenekleri olmasa da, bu küçük çay bahçesi buluşmaları, onlara umut ve dayanışma getiriyordu. Ve o gece, birlikte geçirdikleri zaman, kışın soğuklarına inat sıcak bir dostluğun filizlenmesine vesile oldu.

Bir başka soğuk kış gününde, üç tekerlekli abi yine bir araya geldi. Bu sefer, ellerinde sıcak simitlerle, bir sokak simitçisinin önünde durdular. İdris abi, simitleri alırken gülerek dedi, "Belki de bu simitler bize, hayatın lezzetini hatırlatır." Masaya oturup simitleri paylaşırken, Zülküf abi düşündürdüğü bir soru sordu: "Hayatın zorluklarına rağmen, bu işi neden yapıyorsunuz? Neden pes etmiyorsunuz?" Hayri abi düşündü, sonra gülümsedi ve şöyle cevap verdi: "Belki de bu işteki zorluklar, bize yaşamak için daha fazla sebep veriyor. Ailemiz, çocuklarımız için mücadele ediyoruz."

İdris abi ekledi, "Evet, belki de işimiz zor ama birbirimize destek oldukça, her zorluğun üstesinden gelebiliyoruz. Bugün burada, sıcak simitlerle bir araya gelmiş olmamız bile, birbirimize olan bağımızın bir göstergesi." Günün sonunda, üç tekerlekli abi birbirlerine sıcak bir veda ile ayrıldılar. Yollarına devam ederken, birbirlerine verdikleri destekle ayakta durmanın gücünü bir kez daha hissettiler. Her biri, kendi hikayesini yazarken birbirlerinin yanında olmanın, zorlu kış günlerinde bile içlerine bir sıcaklık kattığını biliyorlardı. Ve belki de, o küçük simit molaları, üç tekerlekli abilerin kışın soğuğunda birbirlerine olan dostluklarını sıcacık tutmalarına yardımcı oluyordu. Çünkü hayatın en zorlu yollarında bile, birlikte yürümenin gücü, onları ayakta tutuyordu. Birkaç gün sonra, üç tekerlekli abi yine buluştu. Bu sefer, Van'ın meşhur çay bahçelerinden birinde oturdular. Masalarına serilen sıcak çaydan buhar yükselirken, Zülküf abi düşünceli bir şekilde konuştu: "Biliyor musunuz, her seferinde bir araya geldiğimizde, hayatın zorluklarına birlikte göğüs germenin ne kadar değerli olduğunu düşünüyorum." İdris abi gülerek ekledi, "Evet, doğru. Birbirimize destek olmak, işte bu soğuk günlerde bir nebze olsun içimizi ısıtıyor. Belki de bu birliktelik, kışın soğuğuna karşı sıcak bir direniş." Hayri abi de katıldı, "Her birimizin farklı hikayeleri var, ama bir araya geldiğimizde birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Bu dostluk, işimizin zorluğunu hafifletiyor." Bu kez, sohbetleri işlerinin yanı sıra hayallerine de kaydı. Zülküf abi, "Belki de bir gün, daha iyi bir gelecek için bir şeyler başarabiliriz. Çocuklarımız için daha iyi bir dünya kurabiliriz," dedi.

İdris abi de ekledi, "Evet, umut etmekten vazgeçmemeliyiz. Belki de bir gün, bu üç tekerlekli bisikletlerimizi daha iyi bir hayatın simgesine dönüştürebiliriz." Ve o akşam, üç tekerlekli abi kalkarken, birbirlerine gülümsediler. Her biri, kendi yollarında hayatın zorluklarına karşı direnmeye devam edecekleri, birbirlerine olan desteği ve dostluğu kalplerinde taşıdılar. İlerleyen günlerde, üç tekerlekli abi, kışın soğuğunda bile birbirlerine sıcak birer liman olmaya devam ettiler. Çünkü hayatın anlamı, zorluklar karşısında birlikte durmak ve birbirimize destek olmakla daha da güzelleşiyordu. Bir hafta geçmişti ve üç tekerlekli abi yine buluştu. Bu sefer, kentteki bir parkta oturdular, çocuklar gibi gülerken, birbirlerine yaşadıkları maceraları anlattılar. Her biri, kendi üç tekerlekli bisikletinin arkasında yaşadığı serüvenleri paylaştı.

Zülküf abi, bir müşterisinin ilginç bir hikayesini anlatarak başladı: "Bir gün bir müşterim geldi ve uzun bir yolculuk yapmak istediğini söyledi. Üç tekerlekli bisikletimle bile bu yolculuğu tamamlayabilir misin dedi. İlk başta şaşırdım, ama sonra kabul ettim. Hem işimi yaparım hem de müşterime yardımcı olurum dedim. Ve öylece, üç tekerlekli bisikletimle uzun bir yolculuğa çıktık." Hayri abi gülerken ekledi, "Benim bir müşterim ise ıssız bir yerde yapılan bir inşaat için malzeme taşımamı istedi. Araba giremeyeceği için beni tercih etti. İlk başta zor oldu ama sonunda başardık. İnşaatı bitirdik ve müşterim memnun kaldı." İdris abi ise kendi hikayesini paylaştı: "Merkezde çalıştığım işyerimle anlaşmam sayesinde, bir gün kentte düzenlenen bir etkinlik için malzeme taşıdım. İnsanlar beni tanıdı, üç tekerlekli abi diye hitap ettiler. Hem işimi yapıyorum hem de insanlar arasında tanınıyorum, bu benim için gurur verici."

Birbirlerine bu keyifli anıları paylaşan üç tekerlekli abi, bu buluşmaların sadece işlerini değil, aynı zamanda hayatlarını da zenginleştirdiğini fark ettiler. Her biri, kendi üç tekerlekli bisikletinin arkasında yaşadığı özel anılarıyla, birbirlerine güç veriyor ve birlikte geçirdikleri zamanın değerini anlıyorlardı.

Gece yavaşça çökerken, üç tekerlekli abi tekrar yola koyuldular. Bu kez, kışın soğuğu, işlerinin zorluğu değil, birbirlerine olan dostluklarının sıcaklığıyla yarışıyordu. Kentin arka sokaklarından geçerken, üç tekerlekli bisikletlerinin farları, birbirlerine destek olmanın ve hayatı birlikte yaşamanın gücünü yansıtıyordu. Ve onlar, kentinin görünmeyen kahramanları olarak, ayakta kalmak ve birbirlerine destek olmak için her yeni güne umutla başlıyorlardı.

Üç tekerlekli abi, kentin soğuk sokaklarında geçen her günün ardından, birbirlerine destek olmanın ve birlikte yaşamanın değerini keşfetmişti. Bir gün, birlikte oturdukları çay bahçesinde, Zülküf abi düşündüren bir sözle konuştu: "Belki de hayatın gerçek anlamı, zorluklar karşısında birbirimize destek olmak ve birlikte ayakta kalmaktır." Hayri abi, "Evet, doğru. Biz bir araya geldiğimizde, hem işimizdeki zorlukları paylaşıyor hem de birbirimize güç veriyoruz. İşte bu dostluk, hayatın her zor anında bize ışık tutuyor," dedi. İdris abi de ekledi, "Görünmeyen kahramanlar olarak, üç tekerlekli bisikletlerimizle geçtiğimiz her sokakta, birbirimize örnek oluyoruz. Belki de bu zorlu yolları birlikte aşmak, başkalarına da ilham kaynağı olabilir." Ve o an, üç tekerlekli abi birbirlerine sıcak birer tebessümle baktılar. Günün sonunda, hayatın zorluklarına karşı direnmenin ve birbirine destek olmanın bir güç kaynağı olduğunu anlamışlardı. Kentin dört bir yanında, birçok insanın benzer mücadeleleri olduğunu biliyorlardı. Zamanla, üç tekerlekli abi, geçtikleri her sokakta, sadece işlerini değil, aynı zamanda dayanışma ve dostluğun önemini de temsil ediyorlardı. İnsanlara, birbirlerine destek olmanın gücünü hatırlatıyor ve yaşamın anlamını, birlikte yaşayarak öğreniyorlardı.

Ve belki de en önemlisi, üç tekerlekli abi, kentinin görünmeyen kahramanları olarak, ayakta kalmak için birbirlerine tutunmanın ve her gün yeni bir umutla başlamanın ne kadar değerli olduğunu insanlara örnek oluyorlardı. Onlar, zorlukların üstesinden birlikte gelmenin, hayatı daha anlamlı kıldığını fark etmiş ve bu öğrenilen değeri tüm kente yayıyorlardı. Ve böylece, üç tekerlekli abi, insanlara, birlikte yaşamanın, dayanışmanın ve birbirine destek olmanın gücünü öğreten birer yaşayan örnek olmuşlardı.

Yazan: Eyşan Yetkin


Van Gazetesi – Van Haber - vanhaber

Van van haber tekerlek simit Vanın