Van’ın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü, her yıl 2 Nisan’da düzenlenen etkinliklerle büyük bir coşkuyla kutlanıyor. 1918’de yazılan kahramanlık destanı, bugün de hafızalardaki yerini koruyor. İşte Van’ın bağımsızlık mücadelesinin unutulmaz hikayesi ve kutlamaların detayları…Van’ın Kurtuluşu: 2 Nisan’da Tarih Yeniden CanlanıyorVan, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, ancak en zorlu sınavlarından birini I. Dünya Savaşı sırasında vermiştir. 1915-1918 yılları arasında Osmanlı topraklarında yaşanan çalkantılar sırasında Ermeni çeteleri ve Rus ordusu tarafından işgal edilen Van, 2 Nisan 1918’de kahraman Türk ordusunun mücadelesiyle düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu tarihi zafer, yalnızca bir askeri başarı değil, aynı zamanda halkın bağımsızlık ve vatan sevgisini kanıtladığı büyük bir direniş örneği olarak da tarihe geçmiştir. Vanlılar, zor şartlara rağmen şehri savunmuş, işgalden kurtuldukları günü hafızalarına kazımıştır.Van'da insan yerleşiminin tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesi'nin 6 km güneyinde bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına ait yerleşimler bulunmuştur. Van'da 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Azeri, Kürt, Arap, Zaza nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır.Erken tarih
Hurriler, MÖ 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hâkim olmuştur. MÖ 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular arasında mücadeleler başlamıştır. Urartu-Asur mücadelesi MÖ.VI. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuşturŞehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Urartular zamanında şehir bir imparatorluk merkezi haline gelmiş ve Urartuların başkenti o zaman Van'a verdikleri isim ile Tuşpa olmuştur. Urartular'dan kalma Van Kalesi, 3000 yıldır hâlâ ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulunur. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar da yapılmıştır.
Van Kalesi'nden bakınca Eski Van Şehri'nin kalıntılarıVan gölü şenlikleri 2011
Van'ın medeni tarihi Urartular ile başlar. Van, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi ve Ermenistan ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının ardından zayıflayan Urartular, İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar (Rumlar) hâkim olmuştur. 644 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Rumlara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir.Selçuklu ve Osmanlı Dönemi
Selçuklu Türkleri, bölgeyi ilk olarak 1064 yılında ele geçirdiler. 1100 yılında ise Ahlat'la birlikte bu bölgeyi Mervaniler'den aldılar. Bu tarihten sonra 1100 ile 1207 yılları arasında Ahlatşahlar Beyliği'nin kontrolünde kalan Van, 1207'den sonra Eyyubiler'in hâkimiyetine geçti. Kısa bir süre Anadolu Selçuklu Devleti'nin idaresinde kalan şehir, bu dönemden itibaren Hakkâri Emirliği'nin kontrolüne girdi.1387 yılında Hakkâri Emiri İzzeddin Şir döneminde şehir, Timur tarafından kuşatıldı. Timur'un zaferinden sonra Hakkâri Emirliği'nin emirleri, Timurlulara bağlı olarak bölgeyi yönetmeye devam etti. 15. yüzyılda Van, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Hakkâri Emirliği arasında hakimiyet mücadelesine sahne oldu. Karakoyunlu Hükümdarı Cihan Şah dönemi hariç, 1507 yılına kadar Van şehri Hakkâri Emirliği'nin kontrolünde kaldı.16.yüzyılın ilk yarısında Van bölgesi, Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi İmparatorluğu arasında bir çatışma alanı haline geldi. Bölge, uzun süre Hakkâri Emirliği'nin kontrolünde kaldı, ancak Safeviler 1507 yılında Hakkâri Kürtlerinden Van'ı ele geçirdiler. Osmanlılar, 1514'teki Çaldıran Muharebesi'nin ardından 1515'te şehri kısa bir süre ellerinde tuttular. Safeviler, Osmanlılar'ın batıya yönelmesinin ardından 1520'de Van'ı yeniden ele geçirdiler. 1548-1549'daki Osmanlı-Safevî Savaşı'nın ardından Van, 10 gün süren Van Kuşatması'nın ardından yeniden Osmanlı kontrolüne girdi. Osmanlıların şehir üzerindeki kontrolü, savaşın sonunda 1555'te imzalanan Amasya Antlaşması ile teyit edildi. Osmanlı kontrolünde Van önce Erzurum eyaletine bağlı bir sancak, ardından 1570 civarlarında ayrı bir eyalet oldu. 1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı esnasında bölgede çatışmalar gerçekleşti. 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda Van, Safeviler tarafından bir kez daha kuşatıldı. 15 Ekim 1633 tarihindeki Kuskunkıran Muharebesi'nde Osmanlı ordusu kendinden sayıca üstün Safevî ordusuna karşı kayda değer bir zafer kazandı. 15-16 Ekim gecesi Rüstem Han'ın ordusunun geri kalanıyla çekilmesi üzerine 4 Eylül'den beri süren Safevî kuşatması sona erdi. Osmanlıların Van üzerindeki kontrolü nihayet 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile kesin ve kalıcı hale geldi.1500'lü yıllardan itibaren Türkler ve Ermeniler'in sükûnet içinde yaşadığı bir yer olmuştur. Ancak 1850'den sonra şehir içinden tehlike çanları çalar. Van'da barış ortamı bozulmaya başlar ve şehir uzun süreli bir kabus içine girer. Gayrimüslim ahali tarafından ilk isyan 2 Haziran 1896'da başlar. Yaz boyu süren isyan yüzünden iki taraf da yüzlerce kayıp verir. Yaz mevsiminin bitmesiyle isyan bastırılır fakat bu kalıcı çözüm sağlayamaz. Van'a vali olarak atanan Ali Paşa kısa sürede şehirde sükûneti sağlar ve isyana katılmayan kesimin beğenisini kazanır. Ancak Paşa'nın görevden alınması işleri tekrar sarpa sarar. Müslüman ve gayrimüslim ahali arası yaşanan çatışmalar I.Dünya Savaşı ile birlikte şehri bir yıkıma götürür. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların harabeye çevirdiği Van'ı tekrar alır. Bu dönemden sonra Van şehri Erek Dağı'nın eteğinde yeniden kurulur. Eski Van ise 1-2 cami hariç kullanılamaz hale gelmiştir ve günümüze gelinceye kadar ayakta kalan yapılar dayanamayarak yıkılmıştır.Cumhuriyet dönemi
Cumhuriyet ilanı ile birlikte Van, Türkiye'nin bir ili olmuştur. Yenişehir Toprakkale eteklerinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemden itibaren şehir düşük bir hızda gelişmeye devam etmiştir. 1943 yılında havalimanına kavuşmuştur. 1976 yılında ise Muradiye-Çaldıran'da yaşanan bir depremle sarsılmıştır. 1980 yılından sonra bölgede yaşanan güvenlik olaylarından dolayı bölge halkının ilk adreslerinden biri olmuştur. Bu dönemden itibaren şehir nüfusu ani hızla büyümeye başlamıştır. 2008 yılında nüfusu 1 milyonu geçmiştir. Van'ın merkezinde Ekim ve Kasım 2011'de iki yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Bu depremler Van için bir dönüm noktası olmuştur ve şehir büyük ölçüde değişime uğramıştır. Deprem öncesi 353.000 olan merkez nüfus deprem sonrası 500.000'i geçmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Van'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başlamıştır.
Her Yıl 2 Nisan’da Coşkulu KutlamalarVan’ın kurtuluşu, şehrin dört bir yanında düzenlenen etkinliklerle her yıl 2 Nisan’da kutlanıyor. Resmi törenlerden halk yürüyüşlerine, konserlerden kültürel etkinliklere kadar geniş bir yelpazede organizasyonlar düzenleniyor.
Van’ın 2 Nisan’da kazandığı bağımsızlık, sadece bir tarih değil, aynı zamanda bir ruhun, bir direnişin ve bir milletin onur mücadelesinin sembolüdür. Bu nedenle her yıl düzenlenen kutlamalar, Vanlıların geçmişine duyduğu saygıyı ve geleceğe olan inancını yansıtmaktadır.
Tarihi destanın yaşatıldığı bu özel gün, nesiller boyu hafızalarda kalmaya devam edecek. 2 Nisan, sadece Van için değil, tüm Türkiye için bağımsızlık mücadelesinin bir hatırlatıcısı olarak tarih sayfalarındaki yerini koruyor.
Bu yıl da 2 Nisan’da Van’da olmayı unutmayın! Şehrin sokaklarını dolduran coşkuyu, tarih bilinciyle yaşamak için herkes davetli.Van – vanhaber – Van haberleri – Van Haber – Van Gazetesi – Van Haber Gazetesi
Hurriler, MÖ 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hâkim olmuştur. MÖ 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular arasında mücadeleler başlamıştır. Urartu-Asur mücadelesi MÖ.VI. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuşturŞehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Urartular zamanında şehir bir imparatorluk merkezi haline gelmiş ve Urartuların başkenti o zaman Van'a verdikleri isim ile Tuşpa olmuştur. Urartular'dan kalma Van Kalesi, 3000 yıldır hâlâ ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulunur. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar da yapılmıştır.
Van Kalesi'nden bakınca Eski Van Şehri'nin kalıntılarıVan gölü şenlikleri 2011
Van'ın medeni tarihi Urartular ile başlar. Van, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi ve Ermenistan ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının ardından zayıflayan Urartular, İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar (Rumlar) hâkim olmuştur. 644 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Rumlara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir.Selçuklu ve Osmanlı Dönemi
Selçuklu Türkleri, bölgeyi ilk olarak 1064 yılında ele geçirdiler. 1100 yılında ise Ahlat'la birlikte bu bölgeyi Mervaniler'den aldılar. Bu tarihten sonra 1100 ile 1207 yılları arasında Ahlatşahlar Beyliği'nin kontrolünde kalan Van, 1207'den sonra Eyyubiler'in hâkimiyetine geçti. Kısa bir süre Anadolu Selçuklu Devleti'nin idaresinde kalan şehir, bu dönemden itibaren Hakkâri Emirliği'nin kontrolüne girdi.1387 yılında Hakkâri Emiri İzzeddin Şir döneminde şehir, Timur tarafından kuşatıldı. Timur'un zaferinden sonra Hakkâri Emirliği'nin emirleri, Timurlulara bağlı olarak bölgeyi yönetmeye devam etti. 15. yüzyılda Van, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Hakkâri Emirliği arasında hakimiyet mücadelesine sahne oldu. Karakoyunlu Hükümdarı Cihan Şah dönemi hariç, 1507 yılına kadar Van şehri Hakkâri Emirliği'nin kontrolünde kaldı.16.yüzyılın ilk yarısında Van bölgesi, Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi İmparatorluğu arasında bir çatışma alanı haline geldi. Bölge, uzun süre Hakkâri Emirliği'nin kontrolünde kaldı, ancak Safeviler 1507 yılında Hakkâri Kürtlerinden Van'ı ele geçirdiler. Osmanlılar, 1514'teki Çaldıran Muharebesi'nin ardından 1515'te şehri kısa bir süre ellerinde tuttular. Safeviler, Osmanlılar'ın batıya yönelmesinin ardından 1520'de Van'ı yeniden ele geçirdiler. 1548-1549'daki Osmanlı-Safevî Savaşı'nın ardından Van, 10 gün süren Van Kuşatması'nın ardından yeniden Osmanlı kontrolüne girdi. Osmanlıların şehir üzerindeki kontrolü, savaşın sonunda 1555'te imzalanan Amasya Antlaşması ile teyit edildi. Osmanlı kontrolünde Van önce Erzurum eyaletine bağlı bir sancak, ardından 1570 civarlarında ayrı bir eyalet oldu. 1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı esnasında bölgede çatışmalar gerçekleşti. 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda Van, Safeviler tarafından bir kez daha kuşatıldı. 15 Ekim 1633 tarihindeki Kuskunkıran Muharebesi'nde Osmanlı ordusu kendinden sayıca üstün Safevî ordusuna karşı kayda değer bir zafer kazandı. 15-16 Ekim gecesi Rüstem Han'ın ordusunun geri kalanıyla çekilmesi üzerine 4 Eylül'den beri süren Safevî kuşatması sona erdi. Osmanlıların Van üzerindeki kontrolü nihayet 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile kesin ve kalıcı hale geldi.1500'lü yıllardan itibaren Türkler ve Ermeniler'in sükûnet içinde yaşadığı bir yer olmuştur. Ancak 1850'den sonra şehir içinden tehlike çanları çalar. Van'da barış ortamı bozulmaya başlar ve şehir uzun süreli bir kabus içine girer. Gayrimüslim ahali tarafından ilk isyan 2 Haziran 1896'da başlar. Yaz boyu süren isyan yüzünden iki taraf da yüzlerce kayıp verir. Yaz mevsiminin bitmesiyle isyan bastırılır fakat bu kalıcı çözüm sağlayamaz. Van'a vali olarak atanan Ali Paşa kısa sürede şehirde sükûneti sağlar ve isyana katılmayan kesimin beğenisini kazanır. Ancak Paşa'nın görevden alınması işleri tekrar sarpa sarar. Müslüman ve gayrimüslim ahali arası yaşanan çatışmalar I.Dünya Savaşı ile birlikte şehri bir yıkıma götürür. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların harabeye çevirdiği Van'ı tekrar alır. Bu dönemden sonra Van şehri Erek Dağı'nın eteğinde yeniden kurulur. Eski Van ise 1-2 cami hariç kullanılamaz hale gelmiştir ve günümüze gelinceye kadar ayakta kalan yapılar dayanamayarak yıkılmıştır.Cumhuriyet dönemi
Cumhuriyet ilanı ile birlikte Van, Türkiye'nin bir ili olmuştur. Yenişehir Toprakkale eteklerinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemden itibaren şehir düşük bir hızda gelişmeye devam etmiştir. 1943 yılında havalimanına kavuşmuştur. 1976 yılında ise Muradiye-Çaldıran'da yaşanan bir depremle sarsılmıştır. 1980 yılından sonra bölgede yaşanan güvenlik olaylarından dolayı bölge halkının ilk adreslerinden biri olmuştur. Bu dönemden itibaren şehir nüfusu ani hızla büyümeye başlamıştır. 2008 yılında nüfusu 1 milyonu geçmiştir. Van'ın merkezinde Ekim ve Kasım 2011'de iki yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Bu depremler Van için bir dönüm noktası olmuştur ve şehir büyük ölçüde değişime uğramıştır. Deprem öncesi 353.000 olan merkez nüfus deprem sonrası 500.000'i geçmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Van'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başlamıştır.
Her Yıl 2 Nisan’da Coşkulu KutlamalarVan’ın kurtuluşu, şehrin dört bir yanında düzenlenen etkinliklerle her yıl 2 Nisan’da kutlanıyor. Resmi törenlerden halk yürüyüşlerine, konserlerden kültürel etkinliklere kadar geniş bir yelpazede organizasyonlar düzenleniyor.
Van’ın 2 Nisan’da kazandığı bağımsızlık, sadece bir tarih değil, aynı zamanda bir ruhun, bir direnişin ve bir milletin onur mücadelesinin sembolüdür. Bu nedenle her yıl düzenlenen kutlamalar, Vanlıların geçmişine duyduğu saygıyı ve geleceğe olan inancını yansıtmaktadır.
Tarihi destanın yaşatıldığı bu özel gün, nesiller boyu hafızalarda kalmaya devam edecek. 2 Nisan, sadece Van için değil, tüm Türkiye için bağımsızlık mücadelesinin bir hatırlatıcısı olarak tarih sayfalarındaki yerini koruyor.
Bu yıl da 2 Nisan’da Van’da olmayı unutmayın! Şehrin sokaklarını dolduran coşkuyu, tarih bilinciyle yaşamak için herkes davetli.Van – vanhaber – Van haberleri – Van Haber – Van Gazetesi – Van Haber Gazetesi