Bilgin Berge, küçük yaşlarda bilgisayar merakı olan ama o zamanın şartlarından dolayı bilgisayarı olmayan zeki insanlardan biri. Bilgisayar merakını olduğunu şu ifadelerle aktardı: "Bilgisayar merakımı sağlayan “www” kavramıydı.
Ben, e-postadaki “@” işareti ile web sitelerindeki “www” işaretini merak ederdim. O dönemlerde merakımdan ötürü bilgin.com adlı web portalını bana ait sanırdım. O sayfaya girdiğinizde, bir fare ve bir kedi vardır." diyerek konuşmalarını sürdüren Bilgin, açmış olduğu web sitesinin kendisine ait olduğunu sandığını, merakının tamda orada başladığını ve daha sonrasında Bilişim alanında kendini geliştirmek istediğini ifade etti. Bilgin, sakince yutkundu ve bir an 15 yaşındaki yıllarına döndü. O zamanların gizli perdeleri bir bir gözlerinde okunuyor gibiydi. Haber yapan muhabir, ona geçmiş yıllarında bilişim hakkında sorusunu sorunca... Elini dizlerine hafif götürerek o zamanın yaşam şartlarını düşünerek konuşmalarına başlamadan önce tebessüm etti ve sonrasında konuşmalarında şunları aktardı:"İlkokul yedinci sınıfın sonları, internet Kafelere gidiyordum. Bilgisayar başında oyun oynamak yerine kendimce kodlar üzerine bir şeyler hazırlıyor ve yapıyordum. Hatta bazen kendimi aşarak karanlık Web'te gezdiğim oluyordu. İşte o anda bu benim işim dedim."diyerek sakince yutkundu.
Kendi alanına hakim ve çalışkan olan Bilgin Berge, her soruya ayrı bir kod girercesine cevap vermeyi başarıyordu. Günümüzdeki hatalı konuları düzeltmek adına sorulan soru ise; "Bilişim denilince akla ne gelir?"
Bilgin Berge' nin cevabı ise; "Bölge için konuşmak istiyorum. Bilgisayara format atan bir birey anlaşılıyor ya da sıradan bilgisayar kullanan insan anlaşılıyor... Biz bunu çok doğru bulmuyoruz. Bilişim bir deryadır, bugün bir telefoncunun bir telefon üretmesi satması bu da bilişimin bir yan dalıdır ya da bir güvenlik sistemleri yapan firma; bilişim genel bir kelimedir. Bilişimin bir sürü alt dalı vardır. O yüzden bilişim denilince insanın aklına sadece bilgisayarın gelmesi çok doğru gelmiyor. Bugün telefonlarda bilişimin bir ürünü ve telefonlar, ceplerdeki küçük bilgisayarlar oldu.
Bilinçli aile teknolojiyi çocuklarına nasıl anlatıyor? Sorusunun cevabı ise;
"Çocuklarımızı doğru yönetmediğimiz sürece gelişim bekleyemeyiz. Çocuklarımız, geleceğimizin aynalarıdır. Bu aynayı doğru yönlendiremediğimiz sürece gelen ışınları da doğru tespit etmemiz mümkün değildir. Çocuklarımıza telefon kısıtlaması vermek açıkçası bana doğru gelmemektedir. Her şeyden önce çocuğun bir etkinlik alanı olmalıdır. Kendimden bir örnek vermek gerekir ise; Normal bir çocuk futbol oynar, basketbol, masa tenisi buna benzer oyunlar oynar ama bende bunların hiçbiri yoktu. Bu yüzden tüm zamanımı bilişime harcadım. Bu çok yanlıştı. Bir çocuğa önce dışarıda etkinlik alanı yaratılmalı, bilgisayarla da uğraşmalı, oyun da oynamalıdır. Bölgeye baktığımızda, ailelerin çoğu çocuklarından habersiz yaşıyorlar. Çocuk var ama aile ve çocuk arasındaki diyalog ne halde; buna dikkat etmek lazım. Daha çocuğunun hangi sınıfta olduğunu bilmeyen aileler tanıyorum. Bu konuyu biraz daha genişletmek gerekir ise;
2-3 yaşlarındaki çocukların sıkıntılarından biri, tamamen anne ve babaların sosyal medyada rahat vakit geçirmek için çocukların eline telefon vermelerinden kaynaklanıyor. O an çocuk ağlarken çocuğu susturmak yerine çocuğun eline bir telefon veriliyor. Bu yüzden telefon çocuğa bir merak oluyor. Bu davranış bir birey olarak çok yanlış buluyorum."
Yazılım sektöründe Van ve Türkiye genelinde saygın birisiniz bu saygınlığı ilk hangi Marka ile aldınız?
"Aslında marka demek doğru olur mu bilmiyorum. 2010 senesinde bilanadolu adında bir marka başvurusu yapmıştım. O zamanlar, markalar ile daha yeni tanışıyorum. Markaların tam olarak ne işe yaradığını bilmiyordum. 2006 yılında Atatürk Anadolu lisesine yerleştim. Oradan bir ilham aldım ve ilk paramı da oradan kazanmıştım. Okula web sayfası açmıştım. Benim ilk müşterim Van Atatürk Anadolu Lisesiydi. Buradan da o dönemin müdürlerine de teşekkürlerimi yolluyorum."
Marka tescil belgesinin işletmeler için önemi nedir ve neden marka tescil belgesi alınır?
"Yaşamanın bir kuralı vardır. Her ülkede belli kuralar vardır ama bazı kuralar yazılı değildir.
Markadaki bazı kurallar yazılıdır, bugün ikimizde aynı ismi kullanamayız. Benim Bilgin diye bir eğitim kurumum var ise bir başkası yan tarafta Bilgin diye eğitim kurumu açamaz. Çünkü o bana aittir. Bunu nasıl mı kanıtlarım? Bir marka ile koruma altına alıyorum. Van'da birçok iş yeri aynı ismi kullanıyor fakat o ismin geldiği yerde bile bu kadar o isimli iş yeri yoktur. Bu kadar taklide gerek yok, kendimize özgü bir isim kullanalım. Ben marka danışmanlık işini 12 yıldır yapıyorum. İnsanlara markanın önemini anlatıyorum ama anlaşılamıyorum. İnsanlar marka denilince; çok farklı şeyler anlıyor. “Ben markayım” diyor. Fakat elinde bir belge yok. O marka ile ilgili bir üretimi yok, kullanımı yok ama elinde tabela var. Biz bu anlamda danışmalık verdiğimiz firmalara kurumsal yapıyı veriyoruz. Vizyon ve misyon veriyoruz. Marka belgesi çok önemli, bugün marka belgeniz yoksa tabelanız indirilebilir. Kartvizitiniz çöpe gidebilir, yapmış olduğunuz yatırımlar çöpe gidebilir. Marka belgesi o yüzden çok önemlidir. Bu anlamda da hizmetlerimiz mevcut. Danışmanlık almak isteyen herkese yardımcı oluyoruz. Sadece bu maddi değil, manevi olarak bakıyoruz."
Kendi firmanız hakkında bilgi verir misiniz?
"Firmamız 2016 yılında resmi olarak kuruldu. Aslında firma adı olarak FB Yazılım ismini düşünmüştük; fakat bu ismin com uzantılı hali dolu olunca ve FB yanlış anlaşılır diye sanki takıma gönderme yapmış gibi anlaşılır diye 4B ismine kara verdik. Karar vermemiz çok manidar bir zamana denk geldi. Maraş Caddesi üzerinde çok değerli, bir cafe vardı. O cafede oturmuştuk. Oradan ilham alarak, firmamızı açmıştık. İsimi de oradan bulmuştuk. Firmamız genel olarak 8 ana hizmeti var. Bu 8 ana hizmetimizde hizmet veriyoruz; tek tek bunları saymak istemiyorum. 4byazilim.com.tr web sitemizde bütün hizmetlerimiz ve ürünlerimiz mevcuttur. Ama genel olarak firmamızın ana faaliyet alanları yazılım, bilgi teknolojileri, reklamcılık ve danışmanlıktır."
İnsanlar teknolojiyi tam olarak anlamış mıdırlar?
Soruları hep Türkiye üzerine cevaplamaya çalışıyorum ama önceliğimde Van'da olduğumuz için Van üzerine gidiyorum. Ben insanların teknolojiyi net anladıklarını düşünmüyorum. İnsana bir proje sunuyorsunuz, insanlar böyle çok ukala bir şekilde bakıyorlar. Bu proje çok dikkatlerini çekmiyor. Mesela şekilde bir uçağın uçması çok bana muazzam geliyor. Bakın devasa bir ağırlık, tonlarca bir ağırlık havada kalıyor. Bence bir mucize.
Bir teknoloji ürünü yapmışlar, sesiniz buradan dünyanın diğer bir ucuna gidiyor. Bu bir mucize değil mi? Teknolojiye insanlarımız çok sıradan bakıyor. O yüzden insanların teknolojiyi anladıklarını düşünmüyorum. Hiçbir zamanda anlayacaklarını da düşünmüyorum. Sadece teknoloji gelişmiş diyorlar. Teknoloji gelişmiş adı altında bir köşe yazım da var ve orda çok net bir şekilde yazmıştım. Genel olarak insanlar teknolojiyi ölçülü bir şekilde kullansınlar, teknoloji yokken de hayat güzel. Her şey teknoloji değil. Şayet; teknolojiyi de kullanacaksak klavyede harf aramayalım." diyerek konuşmalarını noktaladı.
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER - Ö.Y.
Ben, e-postadaki “@” işareti ile web sitelerindeki “www” işaretini merak ederdim. O dönemlerde merakımdan ötürü bilgin.com adlı web portalını bana ait sanırdım. O sayfaya girdiğinizde, bir fare ve bir kedi vardır." diyerek konuşmalarını sürdüren Bilgin, açmış olduğu web sitesinin kendisine ait olduğunu sandığını, merakının tamda orada başladığını ve daha sonrasında Bilişim alanında kendini geliştirmek istediğini ifade etti. Bilgin, sakince yutkundu ve bir an 15 yaşındaki yıllarına döndü. O zamanların gizli perdeleri bir bir gözlerinde okunuyor gibiydi. Haber yapan muhabir, ona geçmiş yıllarında bilişim hakkında sorusunu sorunca... Elini dizlerine hafif götürerek o zamanın yaşam şartlarını düşünerek konuşmalarına başlamadan önce tebessüm etti ve sonrasında konuşmalarında şunları aktardı:"İlkokul yedinci sınıfın sonları, internet Kafelere gidiyordum. Bilgisayar başında oyun oynamak yerine kendimce kodlar üzerine bir şeyler hazırlıyor ve yapıyordum. Hatta bazen kendimi aşarak karanlık Web'te gezdiğim oluyordu. İşte o anda bu benim işim dedim."diyerek sakince yutkundu.
Kendi alanına hakim ve çalışkan olan Bilgin Berge, her soruya ayrı bir kod girercesine cevap vermeyi başarıyordu. Günümüzdeki hatalı konuları düzeltmek adına sorulan soru ise; "Bilişim denilince akla ne gelir?"
Bilgin Berge' nin cevabı ise; "Bölge için konuşmak istiyorum. Bilgisayara format atan bir birey anlaşılıyor ya da sıradan bilgisayar kullanan insan anlaşılıyor... Biz bunu çok doğru bulmuyoruz. Bilişim bir deryadır, bugün bir telefoncunun bir telefon üretmesi satması bu da bilişimin bir yan dalıdır ya da bir güvenlik sistemleri yapan firma; bilişim genel bir kelimedir. Bilişimin bir sürü alt dalı vardır. O yüzden bilişim denilince insanın aklına sadece bilgisayarın gelmesi çok doğru gelmiyor. Bugün telefonlarda bilişimin bir ürünü ve telefonlar, ceplerdeki küçük bilgisayarlar oldu.
Bilinçli aile teknolojiyi çocuklarına nasıl anlatıyor? Sorusunun cevabı ise;
"Çocuklarımızı doğru yönetmediğimiz sürece gelişim bekleyemeyiz. Çocuklarımız, geleceğimizin aynalarıdır. Bu aynayı doğru yönlendiremediğimiz sürece gelen ışınları da doğru tespit etmemiz mümkün değildir. Çocuklarımıza telefon kısıtlaması vermek açıkçası bana doğru gelmemektedir. Her şeyden önce çocuğun bir etkinlik alanı olmalıdır. Kendimden bir örnek vermek gerekir ise; Normal bir çocuk futbol oynar, basketbol, masa tenisi buna benzer oyunlar oynar ama bende bunların hiçbiri yoktu. Bu yüzden tüm zamanımı bilişime harcadım. Bu çok yanlıştı. Bir çocuğa önce dışarıda etkinlik alanı yaratılmalı, bilgisayarla da uğraşmalı, oyun da oynamalıdır. Bölgeye baktığımızda, ailelerin çoğu çocuklarından habersiz yaşıyorlar. Çocuk var ama aile ve çocuk arasındaki diyalog ne halde; buna dikkat etmek lazım. Daha çocuğunun hangi sınıfta olduğunu bilmeyen aileler tanıyorum. Bu konuyu biraz daha genişletmek gerekir ise;
2-3 yaşlarındaki çocukların sıkıntılarından biri, tamamen anne ve babaların sosyal medyada rahat vakit geçirmek için çocukların eline telefon vermelerinden kaynaklanıyor. O an çocuk ağlarken çocuğu susturmak yerine çocuğun eline bir telefon veriliyor. Bu yüzden telefon çocuğa bir merak oluyor. Bu davranış bir birey olarak çok yanlış buluyorum."
Yazılım sektöründe Van ve Türkiye genelinde saygın birisiniz bu saygınlığı ilk hangi Marka ile aldınız?
"Aslında marka demek doğru olur mu bilmiyorum. 2010 senesinde bilanadolu adında bir marka başvurusu yapmıştım. O zamanlar, markalar ile daha yeni tanışıyorum. Markaların tam olarak ne işe yaradığını bilmiyordum. 2006 yılında Atatürk Anadolu lisesine yerleştim. Oradan bir ilham aldım ve ilk paramı da oradan kazanmıştım. Okula web sayfası açmıştım. Benim ilk müşterim Van Atatürk Anadolu Lisesiydi. Buradan da o dönemin müdürlerine de teşekkürlerimi yolluyorum."
Marka tescil belgesinin işletmeler için önemi nedir ve neden marka tescil belgesi alınır?
"Yaşamanın bir kuralı vardır. Her ülkede belli kuralar vardır ama bazı kuralar yazılı değildir.
Markadaki bazı kurallar yazılıdır, bugün ikimizde aynı ismi kullanamayız. Benim Bilgin diye bir eğitim kurumum var ise bir başkası yan tarafta Bilgin diye eğitim kurumu açamaz. Çünkü o bana aittir. Bunu nasıl mı kanıtlarım? Bir marka ile koruma altına alıyorum. Van'da birçok iş yeri aynı ismi kullanıyor fakat o ismin geldiği yerde bile bu kadar o isimli iş yeri yoktur. Bu kadar taklide gerek yok, kendimize özgü bir isim kullanalım. Ben marka danışmanlık işini 12 yıldır yapıyorum. İnsanlara markanın önemini anlatıyorum ama anlaşılamıyorum. İnsanlar marka denilince; çok farklı şeyler anlıyor. “Ben markayım” diyor. Fakat elinde bir belge yok. O marka ile ilgili bir üretimi yok, kullanımı yok ama elinde tabela var. Biz bu anlamda danışmalık verdiğimiz firmalara kurumsal yapıyı veriyoruz. Vizyon ve misyon veriyoruz. Marka belgesi çok önemli, bugün marka belgeniz yoksa tabelanız indirilebilir. Kartvizitiniz çöpe gidebilir, yapmış olduğunuz yatırımlar çöpe gidebilir. Marka belgesi o yüzden çok önemlidir. Bu anlamda da hizmetlerimiz mevcut. Danışmanlık almak isteyen herkese yardımcı oluyoruz. Sadece bu maddi değil, manevi olarak bakıyoruz."
Kendi firmanız hakkında bilgi verir misiniz?
"Firmamız 2016 yılında resmi olarak kuruldu. Aslında firma adı olarak FB Yazılım ismini düşünmüştük; fakat bu ismin com uzantılı hali dolu olunca ve FB yanlış anlaşılır diye sanki takıma gönderme yapmış gibi anlaşılır diye 4B ismine kara verdik. Karar vermemiz çok manidar bir zamana denk geldi. Maraş Caddesi üzerinde çok değerli, bir cafe vardı. O cafede oturmuştuk. Oradan ilham alarak, firmamızı açmıştık. İsimi de oradan bulmuştuk. Firmamız genel olarak 8 ana hizmeti var. Bu 8 ana hizmetimizde hizmet veriyoruz; tek tek bunları saymak istemiyorum. 4byazilim.com.tr web sitemizde bütün hizmetlerimiz ve ürünlerimiz mevcuttur. Ama genel olarak firmamızın ana faaliyet alanları yazılım, bilgi teknolojileri, reklamcılık ve danışmanlıktır."
İnsanlar teknolojiyi tam olarak anlamış mıdırlar?
Soruları hep Türkiye üzerine cevaplamaya çalışıyorum ama önceliğimde Van'da olduğumuz için Van üzerine gidiyorum. Ben insanların teknolojiyi net anladıklarını düşünmüyorum. İnsana bir proje sunuyorsunuz, insanlar böyle çok ukala bir şekilde bakıyorlar. Bu proje çok dikkatlerini çekmiyor. Mesela şekilde bir uçağın uçması çok bana muazzam geliyor. Bakın devasa bir ağırlık, tonlarca bir ağırlık havada kalıyor. Bence bir mucize.
Bir teknoloji ürünü yapmışlar, sesiniz buradan dünyanın diğer bir ucuna gidiyor. Bu bir mucize değil mi? Teknolojiye insanlarımız çok sıradan bakıyor. O yüzden insanların teknolojiyi anladıklarını düşünmüyorum. Hiçbir zamanda anlayacaklarını da düşünmüyorum. Sadece teknoloji gelişmiş diyorlar. Teknoloji gelişmiş adı altında bir köşe yazım da var ve orda çok net bir şekilde yazmıştım. Genel olarak insanlar teknolojiyi ölçülü bir şekilde kullansınlar, teknoloji yokken de hayat güzel. Her şey teknoloji değil. Şayet; teknolojiyi de kullanacaksak klavyede harf aramayalım." diyerek konuşmalarını noktaladı.
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER - Ö.Y.