Van Gazetesi
Yayınlanma: 18 Aralık 2019 - 08:42
Güncelleme: 18 Aralık 2019 - 08:57
HDP VAN MİLLETVEKİLİ AK PARTİ'YE SERT TEPKİDE BULUNDU
HDP Van Milletvekili MUAZZEZ ORHAN TBMM' de konuştu.Flaş açıklamalarda bulundu.
Van Gazetesi
18 Aralık 2019 - 08:42
Güncelleme: 18 Aralık 2019 - 08:57
HDP Van Milletvekili muazzez orhan TBMM'de konuşmalarında şunları açıkladı:
"Türkiye Su Enstitüsü ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü bütçeleri üzerine söz aldım. Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de şimdi Genel Kurulda bir formaliteye dönüşmüş bu bütçelerden maalesef toplumun haberi yok çünkü toplum yararına bir bütçe yıllardır bu Meclisin gündemine gelmiş değil. DSİ bütçesi üzerine konuşuyoruz ama Sayıştay raporlarıyla ortaya konulan DSİ'nin son üç yılda 60 milyon TL'lik yolsuzluğunu konuşamıyoruz, hesabını soramıyoruz. Çünkü bu ülkede yargı, polis ve asker siyasallaşmıştır, görevini iktidarın çıkarları doğrultusunda yapmaktadır. Halkın güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçleri halkın anayasal haklarını engelleyen bir kuruma dönüştürülmüştür. Van'da ve birçok yerde bin günü aşan hukuk dışı OHAL yasakları artık zor ve baskı aygıtlarıyla uygulanıyor. Binlerce yurttaş sadece basın açıklaması yaptığı için gözaltına alındı, para cezalarına çarptırıldı, uyduruk iddianamelerle ya tutuklu ya da adli kontrol altında tutuluyor. 700 bin yurttaşın adli kontrolle imza verdiği bir ülkedeyiz maalesef. Görüş ifade etmek, iktidarı eleştirmek, kadın cinayetlerini sormak yasak, muhalif kesimlerin yaptığı her eylem de yasak. Ülkeyi sizden olmayanlar için açık bir cezaevine dönüştürdünüz. Kısacası "İtaat edin, etmezseniz cezaevinde olursunuz." diyorsunuz. Tüm bu baskılarınıza rağmen asla size itaat etmeyeceğiz.
25 Kasımda Van'da yaptığımız basın açıklamasını yasaklayan Valilik aynı gün AKP kadın kolları için şehrin en işlek caddelerini vatandaşa ve trafiğe kapattı. İşte, AKP, bu çifte standarttır. AKP'nin icraatlarını en iyi anlatan yerlerden biri de cezaevlerindeki insanların sayısındaki artıştır; haklarında bir hüküm verilmeden ölen tutuklulardır. Bugün siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden insan hakları savunucularına binlerce kişi bu hukuk dışı tek adam rejimi tarafından tutsak edilmiştir.
Sizi tercih etmeyen halkımızın iradesini gasbettiniz. 34 belediyemize el koydunuz. Mesnetsiz iddialarla tutukladınız. Neredeyse hepsi yüzde 50'den fazla oy almış eş başkanlarımıza iftira attınız. Halkın kendi temsilcilerini seçmesine tahammülünüz yok. Derdiniz, zulmünüze boyun eğmeyen Kürt halkıdır. Amacınız halkı sömürmektir, yandaşlarınıza rant sağlamaktır. Suriye'de yaşayan Kürt komşularınıza karşı çeteleri destekliyorsunuz. IŞİD'le ÖSO'yla, El Nusra ve benzerleriyle, önceki yıllarda da MİT tırlarıyla inkâr ettiğiniz ilişki bugün ayan beyan ortadadır. İşte, tam da bu siyasettir bölgeyi yangın yerine çeviren. Bu siyaset, Suruç'ta gençleri katletti; Ankara'da 10 Ekimde 103 barış elçisini katletti. "Öfkeli çocuklar" dedikleriniz barışı katletti. Bu işin sorumlularının katliamdan sonra bile MİT'le görüştüğü, Ankara'da konuk edildiği ortaya çıktı. AKP, birçok yerde seçimle asla alamayacağını bildiği belediyeleri gasbetmiştir.
ahmet samİ ceylan (Çorum) - Nereden aldınız metni?
MUAZZEZ ORHAN (Devamla) - Evet, siz Başkale'de, Özalp'te, Bağlar'da, Cizre'de, Hakkâri'de asla halkın tercihi olmayacaksınız. Bu kayyum zihniyetinin hazırladığı bütçenin nesini konuşacağız? Halkın iradesine saygı duymayan, halka hesap vermeyen, halkın seçilmişini tutuklayan AKP halktan gereken cevabı elbette alacaktır.
İstanbul seçimlerini "Oy farkı az, mutlaka bir şey olmuştur." diye iptal edenler, sandıkları yeniden sayanlar aynı hukuku Malazgirt'te, Tatvan'da başka yerde uygulamamıştır. Bölgede uygulanan hukuk, evrensel olmanın ötesinde 12 Eylül rejiminin beğenmediğimiz Anayasası'na bile uygun değil artık. Şimdi, "kayyum" diye atadığınız valilerin kadayıf faturalarını halktan tahsil eden bir siyaset yürürlüktedir.
Evet, halkımız gaspçı, kayyumcu, vurguncu, tekçi, kadına düşman siyaseti bu defa sandığa değil tarihe gömecektir.
AKP de Kenan Evren'in tarihteki safında yerini alacaktır; zorbalık toplumdan mutlaka gereken yanıtı alacaktır.
Su ve havadan söz ediyoruz ama açlığa mahkûm ettiğiniz yoksul vatandaşlara dağıttığınız kalitesiz kömür havayı ve kentleri zehirliyor. Toplumun su hakkından söz ediyoruz; bugün suyun bir meta hâline getirilmiş olması, evlerde su faturalarının her geçen gün yükselmesi, bu kurumların piyasacı bir mantıkla idare edilmesi de sizin eseriniz. Bir yandan HES'lerle suyu doğal akışından koparanlar öte yandan toplum sağlığına da fiyat biçmektedir.
HES projelerinin kimlere, nasıl verildiğini, önceliğin yandaşlar olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bir sorum olacak:
Van'ın Gevaş ilçesinde yüzlerce yıldır işler hâlde olan bir su arkı rant için bozduruldu mu? Bu arkın yeniden yapım ihalesini kaç kere kimlere verdiniz? Bu su arkının bozulması nedeniyle kaç bin ağaç kurutuldu? Net ve çok basit sorular ama Hükûmetin soru önergelerine yanıt vermemesi de bu Meclisi önemsemediğinin bir kanıtıdır.
Bu ülkede atıl ve kullanılmayan barajlar vardır ama su faturasını ödeyemediği için suyu kesilen yoksul vatandaşlar da vardır. Birçok ülkeye oranla su kaynakları oldukça zengin olan ülkemizde insanlar, temiz ve sağlıklı suya ulaşamadığı için içme suyunu satın almaktadır. Tekrar soruyorum, bu bütçeyle sağlıklı içme suyu olmayan yerler suya kavuşturulacak mı?
Bu yıl içerisinde sadece Sivas'ta patlayan HES'de 6 yurttaş yaralandı, Trabzon'da yurttaşlarımız hayatını kaybetti; birçok yerde, HES inşaatında işçiler hayatını kaybetti.
Özetle AKP; doğaya, topluma, kadına, işçi kıyımına yol açan politikaları uygulamaktadır. Bu bütçe, toplum ve ekoloji karşıtı bir bütçedir.
Değerli arkadaşlar, mademki bütçe konuşuyoruz öğrencileri konuşmalıyız. Üniversiteyi terk etmek zorunda kalan öğrenci sayısı her geçen yıl artmaktadır, bu yıl yarım milyona yaklaştı. Gelin, KYK borçları sorununu çözelim. Bu ülkenin gençliğini haciz altına alanlar geleceğe haciz koyduklarının farkında mı acaba? Genç işsizlik oranı yüzde 30'larda ki, bu oran kadınlarda daha yüksektir. İşsizlik aynı zamanda KYK borçlarıyla geleceği haciz altına alınmış bir gençlik var. Daha da gecikmeden ranta, yandaşa aktardığınız kısmı biraz azaltırsanız öğrenciye, işçiye, EYT'liye de bir pay düşecek.
Mademki bütçeyi konuşuyoruz işçiyi, işsizi, İşsizlik Fonu'nu da konuşmalıyız. AKP döneminde işsizlik sayıları da, oranları da tarihî rekorlar görmüştür. Daha önce gençler için yüzde 27,4 gibi bir işsizlik oranı görülmemişti, genç kadınlarda bu oran yüzde 34,6'dır. Bu kadar işsiz varken İşsizlik Fonu'nu neden yağmaladığınızı soracağım. Bir soru önergesi verdim ve bir yıla yakındır ilgili bakanlık yanıt vermiyor, tekrar sorayım: 2007-2015 yılları arasında yayınlanan İşsizlik Sigortası Fonu Aktüeryal Değerlendirme raporlarını 2015 yılından sonra neden yayınlamadınız? Dokuz yıl sürekli yayınlanan bu rapor, dört yıldır neden yayınlanmıyor?
Mademki bütçeyi konuşuyoruz AKP'nin OHAL mirasını ve hukuksuzluğunu da konuşalım. Bülent Uçar, Kazım Kurnaz, Mücahit Karataş, Gökhan Açıkkollu, Ömer Faruk Arsoy bu isimleri hatırlıyor musunuz? Bu kişilerin çocuklarının, ailelerinin gözlerinin içine bakabiliyor musunuz? Bu insanları KHK'lerle sizler ihraç ettiniz, sonra hukuksuz olan OHAL Komisyonunuz "Pardon!" dedi, işlerine iade edilir ama öldükten sonra. Bu haksızlık ve adaletsizlik nasıl tanzim edilebilir? Kamuoyunun vicdanına sunuyorum. Hâle on binlerce ihraç OHAL Komisyonunun kararını bekliyor. AKP, bu konuda da 12 eylül rejiminin bile gerisine düşmüştür. Anayasa ve hukuk düzeni rafa kaldırılmıştır. Kısaca, AKP uygulamaları hukuksuzdur. Günlerdir bütçe görüşmeleri yapılıyor ancak hiçbir öneriyi, hiçbir eleştiriyi kabul etmiyorsunuz. Zira, bu bütçe sarayda hazırlanmış ve sarayda onaylanmıştır. Halkın değil, sarayın bütçesidir. Sermayeye, savaşa ve saraya özel bu bütçeyi kabul etmiyoruz. AKP'den de bütçesinden de bu topluma hayırlı bir şey çıkacağına inanmıyoruz. Yaptığınız bütçeler de halkın değil, sizin ve yandaşlarınızın hizmetinedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum." dedi.
"Türkiye Su Enstitüsü ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü bütçeleri üzerine söz aldım. Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de şimdi Genel Kurulda bir formaliteye dönüşmüş bu bütçelerden maalesef toplumun haberi yok çünkü toplum yararına bir bütçe yıllardır bu Meclisin gündemine gelmiş değil. DSİ bütçesi üzerine konuşuyoruz ama Sayıştay raporlarıyla ortaya konulan DSİ'nin son üç yılda 60 milyon TL'lik yolsuzluğunu konuşamıyoruz, hesabını soramıyoruz. Çünkü bu ülkede yargı, polis ve asker siyasallaşmıştır, görevini iktidarın çıkarları doğrultusunda yapmaktadır. Halkın güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçleri halkın anayasal haklarını engelleyen bir kuruma dönüştürülmüştür. Van'da ve birçok yerde bin günü aşan hukuk dışı OHAL yasakları artık zor ve baskı aygıtlarıyla uygulanıyor. Binlerce yurttaş sadece basın açıklaması yaptığı için gözaltına alındı, para cezalarına çarptırıldı, uyduruk iddianamelerle ya tutuklu ya da adli kontrol altında tutuluyor. 700 bin yurttaşın adli kontrolle imza verdiği bir ülkedeyiz maalesef. Görüş ifade etmek, iktidarı eleştirmek, kadın cinayetlerini sormak yasak, muhalif kesimlerin yaptığı her eylem de yasak. Ülkeyi sizden olmayanlar için açık bir cezaevine dönüştürdünüz. Kısacası "İtaat edin, etmezseniz cezaevinde olursunuz." diyorsunuz. Tüm bu baskılarınıza rağmen asla size itaat etmeyeceğiz.
25 Kasımda Van'da yaptığımız basın açıklamasını yasaklayan Valilik aynı gün AKP kadın kolları için şehrin en işlek caddelerini vatandaşa ve trafiğe kapattı. İşte, AKP, bu çifte standarttır. AKP'nin icraatlarını en iyi anlatan yerlerden biri de cezaevlerindeki insanların sayısındaki artıştır; haklarında bir hüküm verilmeden ölen tutuklulardır. Bugün siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden insan hakları savunucularına binlerce kişi bu hukuk dışı tek adam rejimi tarafından tutsak edilmiştir.
Sizi tercih etmeyen halkımızın iradesini gasbettiniz. 34 belediyemize el koydunuz. Mesnetsiz iddialarla tutukladınız. Neredeyse hepsi yüzde 50'den fazla oy almış eş başkanlarımıza iftira attınız. Halkın kendi temsilcilerini seçmesine tahammülünüz yok. Derdiniz, zulmünüze boyun eğmeyen Kürt halkıdır. Amacınız halkı sömürmektir, yandaşlarınıza rant sağlamaktır. Suriye'de yaşayan Kürt komşularınıza karşı çeteleri destekliyorsunuz. IŞİD'le ÖSO'yla, El Nusra ve benzerleriyle, önceki yıllarda da MİT tırlarıyla inkâr ettiğiniz ilişki bugün ayan beyan ortadadır. İşte, tam da bu siyasettir bölgeyi yangın yerine çeviren. Bu siyaset, Suruç'ta gençleri katletti; Ankara'da 10 Ekimde 103 barış elçisini katletti. "Öfkeli çocuklar" dedikleriniz barışı katletti. Bu işin sorumlularının katliamdan sonra bile MİT'le görüştüğü, Ankara'da konuk edildiği ortaya çıktı. AKP, birçok yerde seçimle asla alamayacağını bildiği belediyeleri gasbetmiştir.
ahmet samİ ceylan (Çorum) - Nereden aldınız metni?
MUAZZEZ ORHAN (Devamla) - Evet, siz Başkale'de, Özalp'te, Bağlar'da, Cizre'de, Hakkâri'de asla halkın tercihi olmayacaksınız. Bu kayyum zihniyetinin hazırladığı bütçenin nesini konuşacağız? Halkın iradesine saygı duymayan, halka hesap vermeyen, halkın seçilmişini tutuklayan AKP halktan gereken cevabı elbette alacaktır.
İstanbul seçimlerini "Oy farkı az, mutlaka bir şey olmuştur." diye iptal edenler, sandıkları yeniden sayanlar aynı hukuku Malazgirt'te, Tatvan'da başka yerde uygulamamıştır. Bölgede uygulanan hukuk, evrensel olmanın ötesinde 12 Eylül rejiminin beğenmediğimiz Anayasası'na bile uygun değil artık. Şimdi, "kayyum" diye atadığınız valilerin kadayıf faturalarını halktan tahsil eden bir siyaset yürürlüktedir.
Evet, halkımız gaspçı, kayyumcu, vurguncu, tekçi, kadına düşman siyaseti bu defa sandığa değil tarihe gömecektir.
AKP de Kenan Evren'in tarihteki safında yerini alacaktır; zorbalık toplumdan mutlaka gereken yanıtı alacaktır.
Su ve havadan söz ediyoruz ama açlığa mahkûm ettiğiniz yoksul vatandaşlara dağıttığınız kalitesiz kömür havayı ve kentleri zehirliyor. Toplumun su hakkından söz ediyoruz; bugün suyun bir meta hâline getirilmiş olması, evlerde su faturalarının her geçen gün yükselmesi, bu kurumların piyasacı bir mantıkla idare edilmesi de sizin eseriniz. Bir yandan HES'lerle suyu doğal akışından koparanlar öte yandan toplum sağlığına da fiyat biçmektedir.
HES projelerinin kimlere, nasıl verildiğini, önceliğin yandaşlar olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bir sorum olacak:
Van'ın Gevaş ilçesinde yüzlerce yıldır işler hâlde olan bir su arkı rant için bozduruldu mu? Bu arkın yeniden yapım ihalesini kaç kere kimlere verdiniz? Bu su arkının bozulması nedeniyle kaç bin ağaç kurutuldu? Net ve çok basit sorular ama Hükûmetin soru önergelerine yanıt vermemesi de bu Meclisi önemsemediğinin bir kanıtıdır.
Bu ülkede atıl ve kullanılmayan barajlar vardır ama su faturasını ödeyemediği için suyu kesilen yoksul vatandaşlar da vardır. Birçok ülkeye oranla su kaynakları oldukça zengin olan ülkemizde insanlar, temiz ve sağlıklı suya ulaşamadığı için içme suyunu satın almaktadır. Tekrar soruyorum, bu bütçeyle sağlıklı içme suyu olmayan yerler suya kavuşturulacak mı?
Bu yıl içerisinde sadece Sivas'ta patlayan HES'de 6 yurttaş yaralandı, Trabzon'da yurttaşlarımız hayatını kaybetti; birçok yerde, HES inşaatında işçiler hayatını kaybetti.
Özetle AKP; doğaya, topluma, kadına, işçi kıyımına yol açan politikaları uygulamaktadır. Bu bütçe, toplum ve ekoloji karşıtı bir bütçedir.
Değerli arkadaşlar, mademki bütçe konuşuyoruz öğrencileri konuşmalıyız. Üniversiteyi terk etmek zorunda kalan öğrenci sayısı her geçen yıl artmaktadır, bu yıl yarım milyona yaklaştı. Gelin, KYK borçları sorununu çözelim. Bu ülkenin gençliğini haciz altına alanlar geleceğe haciz koyduklarının farkında mı acaba? Genç işsizlik oranı yüzde 30'larda ki, bu oran kadınlarda daha yüksektir. İşsizlik aynı zamanda KYK borçlarıyla geleceği haciz altına alınmış bir gençlik var. Daha da gecikmeden ranta, yandaşa aktardığınız kısmı biraz azaltırsanız öğrenciye, işçiye, EYT'liye de bir pay düşecek.
Mademki bütçeyi konuşuyoruz işçiyi, işsizi, İşsizlik Fonu'nu da konuşmalıyız. AKP döneminde işsizlik sayıları da, oranları da tarihî rekorlar görmüştür. Daha önce gençler için yüzde 27,4 gibi bir işsizlik oranı görülmemişti, genç kadınlarda bu oran yüzde 34,6'dır. Bu kadar işsiz varken İşsizlik Fonu'nu neden yağmaladığınızı soracağım. Bir soru önergesi verdim ve bir yıla yakındır ilgili bakanlık yanıt vermiyor, tekrar sorayım: 2007-2015 yılları arasında yayınlanan İşsizlik Sigortası Fonu Aktüeryal Değerlendirme raporlarını 2015 yılından sonra neden yayınlamadınız? Dokuz yıl sürekli yayınlanan bu rapor, dört yıldır neden yayınlanmıyor?
Mademki bütçeyi konuşuyoruz AKP'nin OHAL mirasını ve hukuksuzluğunu da konuşalım. Bülent Uçar, Kazım Kurnaz, Mücahit Karataş, Gökhan Açıkkollu, Ömer Faruk Arsoy bu isimleri hatırlıyor musunuz? Bu kişilerin çocuklarının, ailelerinin gözlerinin içine bakabiliyor musunuz? Bu insanları KHK'lerle sizler ihraç ettiniz, sonra hukuksuz olan OHAL Komisyonunuz "Pardon!" dedi, işlerine iade edilir ama öldükten sonra. Bu haksızlık ve adaletsizlik nasıl tanzim edilebilir? Kamuoyunun vicdanına sunuyorum. Hâle on binlerce ihraç OHAL Komisyonunun kararını bekliyor. AKP, bu konuda da 12 eylül rejiminin bile gerisine düşmüştür. Anayasa ve hukuk düzeni rafa kaldırılmıştır. Kısaca, AKP uygulamaları hukuksuzdur. Günlerdir bütçe görüşmeleri yapılıyor ancak hiçbir öneriyi, hiçbir eleştiriyi kabul etmiyorsunuz. Zira, bu bütçe sarayda hazırlanmış ve sarayda onaylanmıştır. Halkın değil, sarayın bütçesidir. Sermayeye, savaşa ve saraya özel bu bütçeyi kabul etmiyoruz. AKP'den de bütçesinden de bu topluma hayırlı bir şey çıkacağına inanmıyoruz. Yaptığınız bütçeler de halkın değil, sizin ve yandaşlarınızın hizmetinedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum." dedi.
# hdp van mİlletvekİlİ flaŞ aÇiklamalarda bulundu# van gazetesi# muazzez orhan# hpdden flaş açıklama# hdp van milletvekili muazzez orhan# vanhaber# hdp van mİlletvekİlİ ak partİye sert tepkİde bulundu# ahmet samİ ceylan# muazzez orhan# halkımız gaspçı# kayyumcu# vurgu