Yenilik partisi genel başkanı Öztürk Yılmaz,"Yenilik Partisi mevcut eski ve kötü düzene karşı bir itirazdan meydana geldi. Bu sistemin bir tarafı olmak değil bu sisteme itiraz edenlerin partisidir. Biat değil, itiraz edelerin partisidir. Tüketime dayalı tüketim ekonomisine alıştırdı. Biz ise; üretime dayalı bir sistem oluşturmak istiyoruz. Milli bir ekonomi oluşturmak istiyoruz.
Yenilik Partisi olarak; otuz ildeyiz. Hızlı bir şekilde teşkilatlanmamız bitecek. Seçime yetiştirmek için kongrelerimizi de yapacağız. Zamanımız da daralıyor. Ben teşkilat olmayan yerlere de gidiyorum. Van’a gelirken Doğubayazıt’a geçtim. Sanki teşkilatlar varmış gibi bir hava oluşmuştu.
Van il başkanımız bir çalışma yapmış. Beş tane ilçesini çıkarmış. Şu an Erciş konusunu görüşüyoruz. Buradaki en önemli şey şu bir, Van’da sınır kapısına gittim. Bir buçuk ay içerisinde orayı açıyoruz. İkincisi ise Van Gölü’nün doğru bir şekilde kullanıldığını görmedim. Üçüncüsü burada tarım ve hayvancılık çok önemli. Ticaret, tarım ve hayvancılık çok önemli.
ÜNİVERSİTE SANAYİDEN VE TARIMDAN KOPUK
Van üniversitesi çok dağınık. Üniversite sanayiden ve tarımdan kopuk. Onu entegre etmek lazım. Üniversitelerde klasik bölümler olmayacak. Mesela tohum bölümü olacak. Çünkü en önemli şey tohum. Kıyamet kadar arazin var. Tohumun yoksa ne ekeceksin. Sulama olacak. Bizim üretimimize dayalı bir şeyler istiyoruz. Üniversitelerin formatını da değiştireceğiz.
Mesela ziraat bölümü Ziraat Üniversitesi olacak. Elli tane ziraat fakültesi olmayacak. Bir tane Ziraat Üniversitesi olacak. Bunları değiştirmemiz gerekiyor. Van’da da çok büyük bir potansiyel var. Tarım, hayvancılık, ticaret ve üniversitenin yatırıma yönelik bir çalışma yapması lazım.
TARIM MODELİNİ SİL BAŞTAN DEĞİŞTİRECEĞİZ
İlacı ve aracı kendimiz üretmek istiyoruz. Enerjideki dışa bağlılığı ve alternatif enerji kaynaklarıyla kırmak istiyoruz. Tohumu gıdayı kendimiz üretmek istiyoruz. Ayrıca limanlarımızı yabancılara satmak değil, bunlarla ilgili kamulaştırma yapmak istiyoruz. Çünkü bunlar stratejik tesislerimiz.
Madenlerimizi ham madde olarak değil, işlenmiş olarak satmak istiyoruz. Maden alanlarının yabancılarda satışıyla ilgili yasak koymak istiyoruz.
Çiftçi projemiz var. Bir metrekarelik tarım arazisini bile boş bırakmak istemiyoruz.
Bunun içinde devlet ile arazi sahipleri arasında müşterek bir iş birliğiyle ön gören külfet paylaşımı, yani devletin bütün gelirleri sağladığı çiftçilerin ise; sadece ürettiği bir sisteme geçiyoruz. Tarım modelini tamamen sil baştan değiştireceğiz. Çünkü başka şekilde bu 21. Yüzyılda baş etmek mümkün değil.
BANKNOT VE KAĞIT PARAYI KALDIRACAĞIZ
Dijitalleşmeye önem vermek istiyoruz. 1 milyona yakın gençlere bir dijital kent kurmak istiyoruz. Ayrıca; bu yeni dönemde harcamaların denetlenebildiği şeffaf bir harcama sisteminin oluşturulması, gelir gider dengesinin oturtulabilmesi için dijital vergi sistemine geçmek istiyoruz. Dijital paraya geçmek istiyoruz. Yani banknot ve kâğıt parayı kaldıracağız. Hepsi dijital olacak.
Bunları vergiyle birleştireceğiz ve dolayısıyla insanlar için vergileri de üçe indireceğiz. Vergiyi yaygınlaştıracağız. Böylece üreticiyi, satıcıyı, sanayiciyi, ticaretçiyi ve taciri bu yükten kurtaracağız. Ekonomiyi canlandırmamız lazım.
TÜRKİYE’NİN GELİRİ TAMAMEN ZAMLARA VE VERGİLERE DAYALI
Türkiye’nin ekonomisinde aşırı dış borç var. Gelir tamamen zamlara ve vergilere dayalı bir gelir ama harcama ise; Erdoğan'ın saraydaki kafasına göre yaptığı harcamalar. Bunu kesmek lazım. Bunlardan dolayı dijital paraya geçmek istiyoruz. Çünkü nakit para olduğu zaman erdoğan bunu alıyor istediği gibi istediği yere harcıyor ve kimse ona hesap soramıyor. Görünmüyor ve bilinmiyor.
Dijital parada kartla her şey görülüyor. Gelirin, giderin ve vergin görünüyor. Dolayısıyla oradan para kaçırmak mümkün değil. Ekonomide istihdam sıfır noktasına gelmiş. İstihdam üretebilecek araçlarımızı elimizden almışlar. İstihdam üretemiyoruz. Bu vergi yükünde bu kadar ağır vergi yüküyle bir işverenin bir şey yapması mümkün değil. Böyle olunca da istihdamı zorlamışız.
HER ŞEYİ İTHAL EDER HALE GELMİŞİZ
Üretimi daraltmışız. Çünkü her şeyi ithal eder hale gelmişiz. İğneden ipliğe her şey ithal ediyoruz. Güya Türkiye dünyanın tahıl ambarıydı. Tarımda kendine yeten birkaç ülkesinden biriydi. Bu dönemde hepsi gitti. Türkiye’nin iki yakasını bir araya getirmek, zararı kontrol etmek gerekir. Bu bir yılımızı alacaktır. O bir yıldan sonrada diğer şeyleri başlatmak, ikinci yıl onları başlatmak, üçüncü yılda Türkiye’nin artıya geçip çok rahat edebileceği, hayatın ucuzlayabileceği ve istihdamın artacağı bir dönemi başlatmak istiyoruz.
TURİZM ACAYİP DARBE YEDİ
Başka şekilde bu ekonomiyle Türkiye’nin gitmesi mümkün değil. Burada sadece bir dönem kazanabilirsin. İkinci dönem ülkede istikrar olmadığı için kazandığımı da kaybedersin. Borca dayalı, yatırım doğru dürüst yapılmıyor. Yabancı yatırımlar gelmiyor. Mesela; turizm yatırımı, turizmle ilgili doğru dürüst bir şey yapılmıyor. Pandemi diyoruz, bir orman yangını oldu turizm acayip darbe yedi.
PAZASIZDA OLMUYOR
Tek adam yönetimine son vereceğiz. Demokratik ve özgürlükçü bir anayasa getireceğiz. Üretim alanlarını geniş tutacağız.
Para olmadan mutluluk olmaz. Parasız da olmuyor. Bugün çocuğunu okutamıyorsun, seyahat edemiyorsun ve evine doğru dürüst bir şey alamıyorsun. Ekonomin olmadığı zaman bütçen olmadığı zaman bir şey yapamıyorsun.
Benim çıkış noktam bu sisteme biat etmiyorum. İtiraza ediyorum. Çünkü bu sistem milleti huzursuz ediyor. Alım gücü yok. Bunu üretimle arttırmak lazım. Siyaset partilerin vaatleri var ama birbirinden kopuk. "Emekliye şunu vereceğim ama nasıl vereceğim" diyor ama şuradan alıp vereceğim diyemiyor. Ben üretimle başlıyorum. Üretimin bütün halkalarını tamamlayarak bir şey yapıyorum.
Tohumu İsrail’e vermektense, milli tohum üretmek istiyorum. 15 milyar tohumdan tasarruf etmek istiyorum. Bütün ilaçlar dışarıdan geliyor. Burada milli ilaç endüstrisi kurmak istiyorum. Giden parayı burada tutmak istiyorum.
TRAFİKTE 28 MİLYON YABANCI ARAÇ VAR
Trafikte yabancı olan 28 milyon araç var. Hepsi yabancı. Burada bir milli araç endüstrisi oluşturmak istiyorum. Hem istihdam hem de o giden parayı burada tutmak istiyorum. Şu anda ne oluyor? 50 milyar Rusya’ya ona, buna ve enerjiye veriyorsun. 15 milyar dolar gıdaya veriyorsun. En az 30-40 milyar dolar araçlara veriyorsun. Ondan sonra teknolojiye veriyorsun. 160 milyar dolar vergi mi topluyorsun? Gidiyorsun dışarıya veriyorsun? Gidip dış ülkeleri zengin ediyorsunuz. Bu memlekette ne üretiyoruz?
Peki, yatırım ne ile olacak? İstihdam nasıl olacak? Amerika’nın telefon şirketlerini, Çin’in telefon şirketlerin zengin ediyorum. Dönüyorum Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın enerji şirketlerini zengin ediyorum. Gıda ve tarımda Kanada’nın şirketlerini zengin ediyorum. Bu memlekette ben ne üretiyorum?
Hepsi palavracı. Türkiye’de iki taraf var. Bir benim temsil ettiğim; devleti bilen, bürokrasiyi bilen ve siyaseti bilen bir çizgi. Diğer taraf ne devleti biliyor ne siyaseti biliyor. Sadece yağma, yeme içme ve gününü gün etme. Paris’e götürüp bıraksan adres bulamayacak adamlar Türkiye’de genel başkan olmuşlar.
BU SİSTEMDEN SADECE ORTA DOĞU ÜLKESİ ÇIKAR
Bu sisteme itiraz ediyorum. Bu sistemi A’dan Z’ye değiştirmek istiyorum. Sistemin hiçbir vicdani tarafı yok. Bu sistemden sadece Orta Doğu ülkesi çıkar. Asla medeni bir ülke çıkmaz. İçimiz dışımız Suriyeli, uyuşturucu ve kaçakçılık kaynıyor. Yarın da fay hatları keskinleştiğinde bu ülkeyi cehenneme çevirecekler. Bu gidişe dur demek için, tekrar toparlanmak, üretime başlamak, millete para kazandırmak için o parayı burada tutmak gerekiyor.
MİLLETİ KOYUN YERİNE KOYAN ANLAYIŞ
Tarım politikasını iki yıl uygulasam Türkiye’nin bütün dış borcunu öderim. Şu anda 14 milyar ihracat yapılıyor. Benim dev çiftçi projemde 150 milyar ticaret yapacağız. İki üç yılda o borcu ödersin. Milleti inletiyorlar. Milleti koyun yerine koyan anlayıştır. İnsan yerine koyan anlayış ise koyun yerine koyan anlayış arasında bir mücadeledir. Benim mücadelem gerçekten kravatını takıp kafası boş olanlar ile halkın yanında olanlar arasında bir mücadeledir. Ben bunları yıkacağım.
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER -SEVDA UZUNYOL
Muhalefet erken seçime hazır değil. Parlamenter sistem olduğunda erken seçime gitseydi bir şey diyemezlerdi. Erdoğan erken seçime gittiği anda, "ben yapamıyorum alın yapın" demektir. Bizde seve seve alır, yaparız.
KUKLA SİSTEMİ OTURTMUŞ
Eski sistem şu an kadar geldi. Fakat böyle gitmeyecek. Erdoğan bir kukla sistemi oturtmuş. Kendisine otokratik bir sistem kurmuş. O kuklaların hepsi Erdoğan’a çalışıyor. Bu sistemi yıkmak lazım. Bu sistemi yıkmadan yenisini inşa edemeyiz. Taraf olarak sistemi çıkartamayız. Erdoğan 16 Nisan’da referandumu yıktı. Kendi sistemini kurdu. Şu anda ki muhalefet Erdoğan’ın muhalefeti. Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener orada duruyor. Demek ki hallerinden memnunlar.
ANA MEDYA HEP PARSELLENMİŞ
Baskıcı sistemi yıkmadan anayasa değişikliğiyle bunu yok etmeden yeni bir sistem yapamayız. Milleti dinle, imanla ve Allah’la kandırıyor. Hatta bazıları Erdoğan’ı din sayar. Medyası da Erdoğan’a çalışıyor. Diğerleri de onun kuklalarına çalışıyor. Özgür bir medya yok. Ana medya hep parsellenmiş. Türkiye’de en büyük olaylar olsa bile bakıyorsunuz gündem değişmiş.
İhaleler Erdoğan’ın kurduğu sisteme göre veriliyor. Vergi kurduğu sisteme göre toplanır. Zam kurduğu sisteme göre yapılır. Pandeminin nasıl yönetileceği bile onun kurduğu sisteme göre yönetilir. Millete maske mesafe diyor. Kendisi kalabalık kongreler yapıyor. Öğüt veren sağlık bakanı yerinde duruyor. Millete sokağa çıkmayın diyen İç İşleri Bakanı yerinde duruyor. Erdoğan’ın kendisi yerinde duruyor.
2023 YILINI YENİLİK PARTRİSİ YILI OLARAK GÖRÜYORUM
Partinin Türkiye’de tek alternatif olabilmesi için benim altı aylık bir zamana daha ihtiyacım var. Çok iyi bir çalışmaya ihtiyacım var. Teşkilatlarımızla çok iyi bir çalışmaya ihtiyacımız var. 2023 yılını Yenilik Partisinin yılı olarak görüyorum. Bütün millete şunu vaat ediyorum; gelin bu diktatöryal sistemi yıkalım. Birlikte bir sistem kuralım. Diğerleri getirdikleri adaylarla, yaptıkları anlaşmalarla ve sisteme teslim olmalarıyla bizim gibi düşünmediklerini görüyoruz.
Bizim gibi düşünen halka sesleniyorum: Gelin Yenilik Partisi’ni kuralım. Ben yapı olarak inanmadığım bir davayı ateşlemem. İl başkanımızı Ardahan’dan başlattım. Sert bir çıkış yaptık. Geldik Iğdır’da çok iyi bir şey yaptık. Van’da bu gün yine birkaç çalışma yapacağız. Burada da bundan sonraki illerde de hep yukarı gideceğiz.
MİLLETİN ZEKÂSIYLA DALGA GEÇİLİYOR
Bizde başka partilerde olduğu gibi ayrımcılık yok. Bu sisteme karşı olanları topluyoruz. İnsanları hep onure edecek şeyler yapıyoruz. Türkiye’de millet şu an aşağılanıyor. Milletin zekâsıyla dalga geçiliyor. İcraatlar önemli. O süreci yaşıyoruz. Umarım bundan kurtuluruz. Kördüğüme son veririz. Bundan sonrada bambaşka bir noktaya gidecek."dedi.
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER -SEVDA UZUNYOL
Öztürk YILMAZ Kimdir?
Öztürk Yılmaz, 19.09.1970’de Ardahan’ın Açıkyazı Köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köy okulunda okudu. Lise eğitimini Ardahan’da devam etti. Eşi Özay hanımla lisede tanıştı. Ardahan Lisesi son sınıfta nişanlandılar. Daha sonra ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazanarak Ankara’ya geldi. AB'nin kalkınma ve entegrasyonu konusunda (VUB-Brüksel) Master yapmıştır. Evli ve üç kız babası olup, çok iyi seviyede İngilizce, Rusça ve Portekizce bilmektedir.
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1996 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda sırasıyla Balkanlar, AGİT, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya (Daire Başkanı) Daireleri ile Başbakanlık Dışişleri Başdanışmanlığında (Daire Başkanı olarak) görev yaptı. Yurtdışında ise, Bişkek Büyükelçiliği, Brezilya Büyükelçiliği ve Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'nde (Müsteşar)olarak görevler yaptı. 2013 yılında Musul Başkonsolosu, 2015 yılında Tacikistan Büyükelçisi oldu.
1 Kasım 2015 Genel Seçimleri ile 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde CHP Ardahan Milletvekili olarak TBMM'ne girdi. 16-17 Ocak 2016 tarihine yapılan CHP Kurultayında PM üyeliğine seçildi.3 yıla yakın Dışişlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. İŞİD’in elinde 101 gün esir tutuldu. 20 Kasım 2018 tarihinden 20 Temmuz 2020 tarihine kadar Ardahan Bağımsız Milletvekili olarak görevine devam etti. 20 Temmuz 2020 tarihinde YENİLİK PARTİSİ’ni kurarak özgürlük, üretim, adalet, sosyal barış ve diğer alanlarda güçlü ve milli bir programla halkımızın karşısına çıktı.
VİDEO VE SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA GÖZATINIZ. (VAN GAZETESİ HABER)
VAN GAZETESİ
Yenilik Partisi olarak; otuz ildeyiz. Hızlı bir şekilde teşkilatlanmamız bitecek. Seçime yetiştirmek için kongrelerimizi de yapacağız. Zamanımız da daralıyor. Ben teşkilat olmayan yerlere de gidiyorum. Van’a gelirken Doğubayazıt’a geçtim. Sanki teşkilatlar varmış gibi bir hava oluşmuştu.
Van il başkanımız bir çalışma yapmış. Beş tane ilçesini çıkarmış. Şu an Erciş konusunu görüşüyoruz. Buradaki en önemli şey şu bir, Van’da sınır kapısına gittim. Bir buçuk ay içerisinde orayı açıyoruz. İkincisi ise Van Gölü’nün doğru bir şekilde kullanıldığını görmedim. Üçüncüsü burada tarım ve hayvancılık çok önemli. Ticaret, tarım ve hayvancılık çok önemli.
ÜNİVERSİTE SANAYİDEN VE TARIMDAN KOPUK
Van üniversitesi çok dağınık. Üniversite sanayiden ve tarımdan kopuk. Onu entegre etmek lazım. Üniversitelerde klasik bölümler olmayacak. Mesela tohum bölümü olacak. Çünkü en önemli şey tohum. Kıyamet kadar arazin var. Tohumun yoksa ne ekeceksin. Sulama olacak. Bizim üretimimize dayalı bir şeyler istiyoruz. Üniversitelerin formatını da değiştireceğiz.
Mesela ziraat bölümü Ziraat Üniversitesi olacak. Elli tane ziraat fakültesi olmayacak. Bir tane Ziraat Üniversitesi olacak. Bunları değiştirmemiz gerekiyor. Van’da da çok büyük bir potansiyel var. Tarım, hayvancılık, ticaret ve üniversitenin yatırıma yönelik bir çalışma yapması lazım.
TARIM MODELİNİ SİL BAŞTAN DEĞİŞTİRECEĞİZ
İlacı ve aracı kendimiz üretmek istiyoruz. Enerjideki dışa bağlılığı ve alternatif enerji kaynaklarıyla kırmak istiyoruz. Tohumu gıdayı kendimiz üretmek istiyoruz. Ayrıca limanlarımızı yabancılara satmak değil, bunlarla ilgili kamulaştırma yapmak istiyoruz. Çünkü bunlar stratejik tesislerimiz.
Madenlerimizi ham madde olarak değil, işlenmiş olarak satmak istiyoruz. Maden alanlarının yabancılarda satışıyla ilgili yasak koymak istiyoruz.
Çiftçi projemiz var. Bir metrekarelik tarım arazisini bile boş bırakmak istemiyoruz.
Bunun içinde devlet ile arazi sahipleri arasında müşterek bir iş birliğiyle ön gören külfet paylaşımı, yani devletin bütün gelirleri sağladığı çiftçilerin ise; sadece ürettiği bir sisteme geçiyoruz. Tarım modelini tamamen sil baştan değiştireceğiz. Çünkü başka şekilde bu 21. Yüzyılda baş etmek mümkün değil.
BANKNOT VE KAĞIT PARAYI KALDIRACAĞIZ
Dijitalleşmeye önem vermek istiyoruz. 1 milyona yakın gençlere bir dijital kent kurmak istiyoruz. Ayrıca; bu yeni dönemde harcamaların denetlenebildiği şeffaf bir harcama sisteminin oluşturulması, gelir gider dengesinin oturtulabilmesi için dijital vergi sistemine geçmek istiyoruz. Dijital paraya geçmek istiyoruz. Yani banknot ve kâğıt parayı kaldıracağız. Hepsi dijital olacak.
Bunları vergiyle birleştireceğiz ve dolayısıyla insanlar için vergileri de üçe indireceğiz. Vergiyi yaygınlaştıracağız. Böylece üreticiyi, satıcıyı, sanayiciyi, ticaretçiyi ve taciri bu yükten kurtaracağız. Ekonomiyi canlandırmamız lazım.
TÜRKİYE’NİN GELİRİ TAMAMEN ZAMLARA VE VERGİLERE DAYALI
Türkiye’nin ekonomisinde aşırı dış borç var. Gelir tamamen zamlara ve vergilere dayalı bir gelir ama harcama ise; Erdoğan'ın saraydaki kafasına göre yaptığı harcamalar. Bunu kesmek lazım. Bunlardan dolayı dijital paraya geçmek istiyoruz. Çünkü nakit para olduğu zaman erdoğan bunu alıyor istediği gibi istediği yere harcıyor ve kimse ona hesap soramıyor. Görünmüyor ve bilinmiyor.
Dijital parada kartla her şey görülüyor. Gelirin, giderin ve vergin görünüyor. Dolayısıyla oradan para kaçırmak mümkün değil. Ekonomide istihdam sıfır noktasına gelmiş. İstihdam üretebilecek araçlarımızı elimizden almışlar. İstihdam üretemiyoruz. Bu vergi yükünde bu kadar ağır vergi yüküyle bir işverenin bir şey yapması mümkün değil. Böyle olunca da istihdamı zorlamışız.
HER ŞEYİ İTHAL EDER HALE GELMİŞİZ
Üretimi daraltmışız. Çünkü her şeyi ithal eder hale gelmişiz. İğneden ipliğe her şey ithal ediyoruz. Güya Türkiye dünyanın tahıl ambarıydı. Tarımda kendine yeten birkaç ülkesinden biriydi. Bu dönemde hepsi gitti. Türkiye’nin iki yakasını bir araya getirmek, zararı kontrol etmek gerekir. Bu bir yılımızı alacaktır. O bir yıldan sonrada diğer şeyleri başlatmak, ikinci yıl onları başlatmak, üçüncü yılda Türkiye’nin artıya geçip çok rahat edebileceği, hayatın ucuzlayabileceği ve istihdamın artacağı bir dönemi başlatmak istiyoruz.
TURİZM ACAYİP DARBE YEDİ
Başka şekilde bu ekonomiyle Türkiye’nin gitmesi mümkün değil. Burada sadece bir dönem kazanabilirsin. İkinci dönem ülkede istikrar olmadığı için kazandığımı da kaybedersin. Borca dayalı, yatırım doğru dürüst yapılmıyor. Yabancı yatırımlar gelmiyor. Mesela; turizm yatırımı, turizmle ilgili doğru dürüst bir şey yapılmıyor. Pandemi diyoruz, bir orman yangını oldu turizm acayip darbe yedi.
PAZASIZDA OLMUYOR
Tek adam yönetimine son vereceğiz. Demokratik ve özgürlükçü bir anayasa getireceğiz. Üretim alanlarını geniş tutacağız.
Para olmadan mutluluk olmaz. Parasız da olmuyor. Bugün çocuğunu okutamıyorsun, seyahat edemiyorsun ve evine doğru dürüst bir şey alamıyorsun. Ekonomin olmadığı zaman bütçen olmadığı zaman bir şey yapamıyorsun.
Benim çıkış noktam bu sisteme biat etmiyorum. İtiraza ediyorum. Çünkü bu sistem milleti huzursuz ediyor. Alım gücü yok. Bunu üretimle arttırmak lazım. Siyaset partilerin vaatleri var ama birbirinden kopuk. "Emekliye şunu vereceğim ama nasıl vereceğim" diyor ama şuradan alıp vereceğim diyemiyor. Ben üretimle başlıyorum. Üretimin bütün halkalarını tamamlayarak bir şey yapıyorum.
Tohumu İsrail’e vermektense, milli tohum üretmek istiyorum. 15 milyar tohumdan tasarruf etmek istiyorum. Bütün ilaçlar dışarıdan geliyor. Burada milli ilaç endüstrisi kurmak istiyorum. Giden parayı burada tutmak istiyorum.
TRAFİKTE 28 MİLYON YABANCI ARAÇ VAR
Trafikte yabancı olan 28 milyon araç var. Hepsi yabancı. Burada bir milli araç endüstrisi oluşturmak istiyorum. Hem istihdam hem de o giden parayı burada tutmak istiyorum. Şu anda ne oluyor? 50 milyar Rusya’ya ona, buna ve enerjiye veriyorsun. 15 milyar dolar gıdaya veriyorsun. En az 30-40 milyar dolar araçlara veriyorsun. Ondan sonra teknolojiye veriyorsun. 160 milyar dolar vergi mi topluyorsun? Gidiyorsun dışarıya veriyorsun? Gidip dış ülkeleri zengin ediyorsunuz. Bu memlekette ne üretiyoruz?
Peki, yatırım ne ile olacak? İstihdam nasıl olacak? Amerika’nın telefon şirketlerini, Çin’in telefon şirketlerin zengin ediyorum. Dönüyorum Suudi Arabistan’ın ve Katar’ın enerji şirketlerini zengin ediyorum. Gıda ve tarımda Kanada’nın şirketlerini zengin ediyorum. Bu memlekette ben ne üretiyorum?
Hepsi palavracı. Türkiye’de iki taraf var. Bir benim temsil ettiğim; devleti bilen, bürokrasiyi bilen ve siyaseti bilen bir çizgi. Diğer taraf ne devleti biliyor ne siyaseti biliyor. Sadece yağma, yeme içme ve gününü gün etme. Paris’e götürüp bıraksan adres bulamayacak adamlar Türkiye’de genel başkan olmuşlar.
BU SİSTEMDEN SADECE ORTA DOĞU ÜLKESİ ÇIKAR
Bu sisteme itiraz ediyorum. Bu sistemi A’dan Z’ye değiştirmek istiyorum. Sistemin hiçbir vicdani tarafı yok. Bu sistemden sadece Orta Doğu ülkesi çıkar. Asla medeni bir ülke çıkmaz. İçimiz dışımız Suriyeli, uyuşturucu ve kaçakçılık kaynıyor. Yarın da fay hatları keskinleştiğinde bu ülkeyi cehenneme çevirecekler. Bu gidişe dur demek için, tekrar toparlanmak, üretime başlamak, millete para kazandırmak için o parayı burada tutmak gerekiyor.
MİLLETİ KOYUN YERİNE KOYAN ANLAYIŞ
Tarım politikasını iki yıl uygulasam Türkiye’nin bütün dış borcunu öderim. Şu anda 14 milyar ihracat yapılıyor. Benim dev çiftçi projemde 150 milyar ticaret yapacağız. İki üç yılda o borcu ödersin. Milleti inletiyorlar. Milleti koyun yerine koyan anlayıştır. İnsan yerine koyan anlayış ise koyun yerine koyan anlayış arasında bir mücadeledir. Benim mücadelem gerçekten kravatını takıp kafası boş olanlar ile halkın yanında olanlar arasında bir mücadeledir. Ben bunları yıkacağım.
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER -SEVDA UZUNYOL
Muhalefet erken seçime hazır değil. Parlamenter sistem olduğunda erken seçime gitseydi bir şey diyemezlerdi. Erdoğan erken seçime gittiği anda, "ben yapamıyorum alın yapın" demektir. Bizde seve seve alır, yaparız.
KUKLA SİSTEMİ OTURTMUŞ
Eski sistem şu an kadar geldi. Fakat böyle gitmeyecek. Erdoğan bir kukla sistemi oturtmuş. Kendisine otokratik bir sistem kurmuş. O kuklaların hepsi Erdoğan’a çalışıyor. Bu sistemi yıkmak lazım. Bu sistemi yıkmadan yenisini inşa edemeyiz. Taraf olarak sistemi çıkartamayız. Erdoğan 16 Nisan’da referandumu yıktı. Kendi sistemini kurdu. Şu anda ki muhalefet Erdoğan’ın muhalefeti. Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener orada duruyor. Demek ki hallerinden memnunlar.
ANA MEDYA HEP PARSELLENMİŞ
Baskıcı sistemi yıkmadan anayasa değişikliğiyle bunu yok etmeden yeni bir sistem yapamayız. Milleti dinle, imanla ve Allah’la kandırıyor. Hatta bazıları Erdoğan’ı din sayar. Medyası da Erdoğan’a çalışıyor. Diğerleri de onun kuklalarına çalışıyor. Özgür bir medya yok. Ana medya hep parsellenmiş. Türkiye’de en büyük olaylar olsa bile bakıyorsunuz gündem değişmiş.
İhaleler Erdoğan’ın kurduğu sisteme göre veriliyor. Vergi kurduğu sisteme göre toplanır. Zam kurduğu sisteme göre yapılır. Pandeminin nasıl yönetileceği bile onun kurduğu sisteme göre yönetilir. Millete maske mesafe diyor. Kendisi kalabalık kongreler yapıyor. Öğüt veren sağlık bakanı yerinde duruyor. Millete sokağa çıkmayın diyen İç İşleri Bakanı yerinde duruyor. Erdoğan’ın kendisi yerinde duruyor.
2023 YILINI YENİLİK PARTRİSİ YILI OLARAK GÖRÜYORUM
Partinin Türkiye’de tek alternatif olabilmesi için benim altı aylık bir zamana daha ihtiyacım var. Çok iyi bir çalışmaya ihtiyacım var. Teşkilatlarımızla çok iyi bir çalışmaya ihtiyacımız var. 2023 yılını Yenilik Partisinin yılı olarak görüyorum. Bütün millete şunu vaat ediyorum; gelin bu diktatöryal sistemi yıkalım. Birlikte bir sistem kuralım. Diğerleri getirdikleri adaylarla, yaptıkları anlaşmalarla ve sisteme teslim olmalarıyla bizim gibi düşünmediklerini görüyoruz.
Bizim gibi düşünen halka sesleniyorum: Gelin Yenilik Partisi’ni kuralım. Ben yapı olarak inanmadığım bir davayı ateşlemem. İl başkanımızı Ardahan’dan başlattım. Sert bir çıkış yaptık. Geldik Iğdır’da çok iyi bir şey yaptık. Van’da bu gün yine birkaç çalışma yapacağız. Burada da bundan sonraki illerde de hep yukarı gideceğiz.
MİLLETİN ZEKÂSIYLA DALGA GEÇİLİYOR
Bizde başka partilerde olduğu gibi ayrımcılık yok. Bu sisteme karşı olanları topluyoruz. İnsanları hep onure edecek şeyler yapıyoruz. Türkiye’de millet şu an aşağılanıyor. Milletin zekâsıyla dalga geçiliyor. İcraatlar önemli. O süreci yaşıyoruz. Umarım bundan kurtuluruz. Kördüğüme son veririz. Bundan sonrada bambaşka bir noktaya gidecek."dedi.
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER -SEVDA UZUNYOL
Öztürk YILMAZ Kimdir?
Öztürk Yılmaz, 19.09.1970’de Ardahan’ın Açıkyazı Köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köy okulunda okudu. Lise eğitimini Ardahan’da devam etti. Eşi Özay hanımla lisede tanıştı. Ardahan Lisesi son sınıfta nişanlandılar. Daha sonra ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazanarak Ankara’ya geldi. AB'nin kalkınma ve entegrasyonu konusunda (VUB-Brüksel) Master yapmıştır. Evli ve üç kız babası olup, çok iyi seviyede İngilizce, Rusça ve Portekizce bilmektedir.
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1996 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda sırasıyla Balkanlar, AGİT, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya (Daire Başkanı) Daireleri ile Başbakanlık Dışişleri Başdanışmanlığında (Daire Başkanı olarak) görev yaptı. Yurtdışında ise, Bişkek Büyükelçiliği, Brezilya Büyükelçiliği ve Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'nde (Müsteşar)olarak görevler yaptı. 2013 yılında Musul Başkonsolosu, 2015 yılında Tacikistan Büyükelçisi oldu.
1 Kasım 2015 Genel Seçimleri ile 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde CHP Ardahan Milletvekili olarak TBMM'ne girdi. 16-17 Ocak 2016 tarihine yapılan CHP Kurultayında PM üyeliğine seçildi.3 yıla yakın Dışişlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. İŞİD’in elinde 101 gün esir tutuldu. 20 Kasım 2018 tarihinden 20 Temmuz 2020 tarihine kadar Ardahan Bağımsız Milletvekili olarak görevine devam etti. 20 Temmuz 2020 tarihinde YENİLİK PARTİSİ’ni kurarak özgürlük, üretim, adalet, sosyal barış ve diğer alanlarda güçlü ve milli bir programla halkımızın karşısına çıktı.
VİDEO VE SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA GÖZATINIZ. (VAN GAZETESİ HABER)
VAN GAZETESİ