VAN - ÖZEL HABER - Halkların Demokratik Partisi(HDP) Van Milletvekili Murat Sarısaç;“Van her alanda sorun yaşayan bir kent."diyerek konuşmalarına şöyle devam etti:
"AKP’nin mevcut belirsizlik hali ve ülkeyi kaosa yönlendirme biçimi erken seçim olur mu olmaz mı?
Onu kestirmek çok zor ama olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü Türkiye artık bir yönetilmezlik ile karşı karşıya geldi. Türkiye’nin bu yönetim anlayışıyla tekçi anlayışıyla git gide daha da kötüye gittiğini görüyoruz. Türkiye’de yaşayan halkta görüyor. Bunlardan dolayı Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerekiyor."
VAN HER ALANDA SORUN YAŞAYAN BİR KENT
"Van’ın birçok sorunu var. Bu sorunların hepsi çok büyük. Van bu gün seçme seçilme hakkından tutun da ekonomik ve sosyal her alanda sorun yaşan bir kent. Bu durum Van’dan kaynaklı bir durum değil. Van’daki yönetimden kaynaklı sorunlar silsilesidir. Van’da bunu hemen hemen her yerde söylüyorum. Van; tarihi, kültürü ve coğrafik konumu olarak muazzam imkânlara sahipken varlık içerisinde yokluk çeken bir şehir konumuna düştü.
VAN GÖLÜ GİBİ BİR NİMET VAR
"Turizm anlamında baktığınızda Van Gölü gibi bir nimet var. Bir diğer nimet olan Akdamar Adası, Muradiye Şelalesi ve Hoşaf kalesi gibi doğal zenginliklere tarihi yerlere sahibiz. Orta Doğu’nun tam ortasında 295 kilometre ile İran’a sınır, yani dünyaya açılan bir ticaret kapısı ama bu nimetlerden de hiçbir şekilde faydalanamıyor.
VAN HALKI FAKİRLİKLE VE YASAKLARLA BOĞUŞUYOR
Öbür taraftan da bakıyorsunuz ki küçükbaş hayvancılıkta birinci sırada, büyükbaş hayvancılıkta ilk on beşin içerisinde ama nereye giderseniz gidin belli bir mutlu azınlığın dışında neredeyse Van halkı bir bütün olarak fakirlikle ve yasaklarla boğuşuyor. Başta da belirtmiştim bu Van halkıyla ilgili bir durum değil. Van’ı yönetmek isteyen hatta Van’ı sömürmek isteyen zihniyetten kaynaklanıyor.
Van, eylem ve etkinlik yasağıyla yani doğal hayatın akışına aykırı bir şekilde 1600 günü aşkın bir süredir her gün, her on beş günde bir eylem ve etkinlik yasağı getiriliyor. Van’da bir kenti tanıtmak istiyorsanız ya da ekonomisine katkıda bulunmak istiyorsanız, kültürel etkinlikler bunun başında gelir. Bir festival yapmak isteyin bu bürokratik oligarşi kayyumcu anlayış, kendi zihinlerine göre kendi keyiflerine göre uygun görürlerse serbest bırakırlar, uygun görmezler ise; hiçbir hukuk tanımadan direkt yasaklayabiliyorlar."
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER
VAN’I KONTROLLERİNDE TUTMAYA ÇALIŞAN KAYYUMCU ANLAYIŞ
"Uygulamış oldukları bu kent yasakları anayasaya, yasalara ve hayatın doğal akışına uygun değildir. Fakat bir şekilde Van’ı kendi kontrollerinde tutmak için bu kayyumcu anlayışın getirilerini kendi ellerinde tutmak için sürekli bir yasaklamaya gidiliyor. Bunu kolluk kuvvetleriyle baskı altında tutmak istiyorlar.
Öbür taraftan da sınırın durumu belli. Doğayı tamamen tahrip eden, hatta bir şekilde göçe zorlayan kendi coğrafyasından uzaklaştırmaya çalışan birçok faaliyet içerisindeler... En son Başkale’de yaşanan sel faciası yine geçen yıl Erciş’te ve bu gün yine Çaldıran’da yaşanan seller bunlar ekolojik yıkımın sonuçlarıdır. "
BÜROKRATİK OLİGARŞİDEN KURTULMAK LAZIM
"Van’ı her anlamda kötüye götüren bir anlayış mevcuttur. Bu anlayış Van’a zarar veriyor. Van’ın bir an önce bu sorunlardan kurtulmasını istiyoruz. Van’ın gerçekten hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. İlk başta bürokratik oligarşiden kurtulmak lazım. "
VAN’I YÖNETEN AKIL DEDİĞİMİZ İKİ ÜÇ KİŞİDEN OLUŞAN APARATLAR
"Van’ı yöneten akıl dediğimiz ve iki üç kişiden oluşan onun aparatları şeklinde birkaç STK birkaç yönetici konumunda olan kesimler bunlarda Van’ı bir tek baskıyla ya da sus payıyla karşı çıkmayarak tepki verebiliyorlar. Vekiller konusunda biz hdp vekilleri olarak sadece vekillerden oluşan bir yapı değil bir bütündür."
HÜKÜMET BASININ %95 ORANINDA TEKELİNE ALMIŞ
"Örgütsel dayanışmaya dayanan yani eş başkanlarına dayanan yöneticilerinden vekillerine kadar hepsi bu halka hizmette kentlerine, hizmette bir paylaşım içerisindeler. Hükümet basının %95 oranında tekeline almış. Bizim şu an sadece kendimizi tanıtmak için verdiğimiz hizmetler; halka sunma anlamında, ya sokağa çıkarız ya da tek tek dolaşırız ve sosyal medyayla kendimizi duyurabilme imkanı elde ediyoruz."
VAN’IN BÜTÜN KAYNAKLARI BAŞKA ŞEHİRLERE AKTARILDI
"Bu da açıkçası yaptığımızla çalışmaların yansımasını çok aza indiriyor. Etrafa bakıyorsunuz, bu gün AKP genel seçimlerde iktidar olmuş bir parti. Fakat belediye anlamında ise; Kürt kentlerinde nerdeyse kaybetmiş bir parti. Daha önce kayyum atamıştı ama biz birçok yerde tekrar belediyelerimizi geri aldık. Kendisi genelde iktidarken, bu da yetmedi. Bütün belediyelerimize el koydu.
Bunlara rağmen, bütün iktidar olanakları maddi olanakları onların ellerinde olmasına rağmen bu gün Van’daki bütün kaynaklar onlar tarafından yağmalanmış durumda. Hatta kayyum sadece bunu alıp yandaşlarına da peşkeş çekmedi. Van’ın bütün kaynakları başka şehirlere aktarıldı."
PARKOMAT DURUMU HUKUKA AYKIRI - VANLILARDAN ALINAN AYAKBASTI PARASI
"Van’da parkomat durumu var. O da hukuka aykırı. Hatta Erzurum’daki bölge mahkemesi bir vatandaşımızın başvurması üzerine bunu hukuksuz bulmuştu ve iptal edilmesi gerektiğini söylemişti. Hukuka rağmen hala devam ediyor. Bu Vanlılardan alınan ayakbastı parasıdır. Siz alternatif park alanları üretmiyorsunuz. Onun yerine trafiğe çözümmüş gibi sunup, herhangi bir yere park etmesinden ayakbastı parası alıyorsunuz.
Bekir Kaya döneminde burada çok katlı bir otopark yapılmıştı. Trafik biraz daha rahatlasın diye ya da insanlar araçların park edebilecek bir yer bulsunlar diye yapılmıştı. Daha sonra AVM’ye çevrildi, o AVM’de şu an işletilemez halde. Saçma sapan bir anlayışla Van bildiğiniz böyle artık herkesin birbirinden bir haber yürüttüğü bir yer oldu."
AKP BU DÖNEMDE...
"Kimin gücü yeterse o öbür gün daha çok yağmalayabiliyor. Şunu belirmekte fayda var; meclise geldiğin zaman Van AKP milletvekillerinin, Van’la ilgili soru önergesi ve araştırma önergesi vermediğini görürsünüz. Çünkü asıl pozisyonları da bu zaten. Yani AKP bu dönemde özellikle “tek adam” rejimine geçerken rejimi ayakta tutabilmek için bir sistem yaratmak zorundaydı ve bu sistemde şöyleydi; tam olarak tek adamın güçlü olduğu ama onun etrafındaki kişilerin ise vasat olduğu bir anlayışları var.
Vasat olan size itiraz etmezse, ne derseniz yaparsa... O zaman sizin tekçilik anlayışınız odur ve kimse size itiraz edemez. Van’daki AKP il başkanlığından tutun milletvekillerine kadar tamamen vasat bir yönetim ortaya atıldı. Bunu da zaten pratikleriyle de görüyoruz. Soru yönergesinin verilmemesi en ufak bir şeyde bile itiraz edememesi hatta Van’a ve Türkiye’ye yapılan bu usulsüzlükleri bu hukuksuzlukları aksine meşrulaştırmakla görevli olan bir yönetim anlayışı var."
İNSANLARIN YARALARINI SARACAKLARINA ONLARI TEHDİT EDİYORLAR
"Van’daki birçok AKP milletvekili de tam olarak bu anlayışla hareket ediyor. Şimdi Van’da sel oluyor. Gidip insanların yaralarını saracaklarına, onların maddi zararlarını karşılayacaklarına, gidip o köyleri tehdit ederek, “sizler eğer bizlere itiraz ederseniz. Biz sizin yardım istemeyeceğinizi anlayacağız.” gibi tehditler ediyorlar... Başka yere de başka vekil göndererek gidip orada, “hadi buyursun. HDP gelsin size destek versin” tarzında iktidar vekillerinin anlayışıyla karşı karşıya geliyoruz.
Eskiden sistemle iş birliği içerisinde olan, kim iktidardaysa, ona yanaşan Kürt iş birlikçiler her zaman vardı. Feodal gururdan dahi olsa yine kendi halkını bir şekilde maddi açıdan bile savunma durumu vardı. Şimdi ki AKP vekillerinde ne yazık ki bu yok. Sadece sus payı verilerek, Vanlılara muhalif haklara yapılan eziyetleri meşrulaştırmakla kendini görevli sayan bir AKP var. "
VAN’IN EKOLOJİK BİR KENTLEŞMEYE İHTİYACI VAR
"Van’ın ekolojik bir kentleşmeye ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunların kararını verecek olanlar siyasiler değil bu işle ilgili uzman olan kurumlardır. Tamamen bilimsel bu işin uzmanları tarafından Van’ın coğrafik yapısına ve ekolojisine göre bilimsel bir çalışma yapılıp ondan sonra gerekli kurumların yani belediyelerin ya da kurumların buna göre adım atması beklenir. Bununla ilgili hiçbir bilimsel çalışma yok."
ÇOK PARASI OLANA RUHSAT VERİLİYOR
"Tamamen rant üzerine oluşturulmuş bir sistem var. Herkese çok rahat ruhsat verilmesi çarpık kentleşmenin en büyük sebeplerinde bir tanesidir. Aslında herkese değil parası çok olana ruhsat veriliyor. Biliyorsunuz Van bir deprem kenti. Bakıyorsunuz ki çok devasa binalar hiç olmadık yerlere dikilebiliyor. AKP’nin özellikle kayyumcu anlayışın her şeyi ranta dönüştüren sistemle yürütüldüğünü çok iyi biliyoruz."
BURALARI SADECE GASP ETTİLER
"AKP’de kayyumluk yapan kişilerde çok iyi biliyor ki onlar buraları sadece gasp ettiler ele geçiremediler. Bunun bilincinde oldukları için yani gidici olduklarını bildikleri için bir an önce ne koparırsak kardır mantığıyla Van’da sürekli bir talan hali var. Bu kimi zaman ruhsata yansıyor... Kimi zaman geliyor... Van Gölü kıyısına kaçak yapılaşmalar ya da cafeler yapılarak, yandaşa peşkeş çekme durumu yaşanıyor. Buraya gelen firmaların üstü kapalı çok gizli bir şekilde ihaleler yapılıyor.
Van tamamen bir talan alanıdır. Van yağmalanıyor ve buna karşı Vanlı AKP’liler sessiz, diğerleri de zaten hallerinden memnunlar... Çünkü burada kalıcı olmadıklarını gideceklerini biliyorlar. Ruhsat işlemleri de kesinlikle rant amaçlı usulsüz bir biçimde yapılıyor. "
VAN “Z KUŞAĞI” KENTİDİR
"Van yaş ortalaması yirmilerde olan bir “Z kuşağı” kentidir. İstatistiki olarak işsizlik her ne kadar %20’ler gibi gösterilse de aslında Van’da bunun çok üstünde. İşsizlik %40-45’tir. Bunun sebebi Van’a herhangi bir yatırım yapılmamasıdır. Kötü politikalar sonucudur. Tarım ve hayvancılığın tam yapılamamasıdır. Sınır işletilmiyor. Halk ve esnaf bundan doğal olarak etkileniyor. Bu durum da işsizliğe neden oluyor.
Turizm anlamında birçok büyük sorunlar var. Turizme bu kadar uygun bir yerken neredeyse hiç turist gelmiyor. Eskiden İranlılar geliyordu şimdi onlar da yok. Dolayısıyla bu insanların bütün yaşamına sirayet ediyor. Bir de bütün bu sorunların sebebi sadece kötü yönetim olarak değerlendirilemez bu çok bilinçli bir konu."
CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDAN BERİ KÜRTLERE UYGULANMIŞ EKONOMİK POLİTİKA
"Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarından beri Kürtlere bir ekonomik politika uygulanmış. Doğu ve Güneydoğu’daki dil sorununu çözmek istiyorsanız, onları ekonomik anlamda Batı illerine bağımlı kılmak zorundasınız ki dil sorununu çözebilesiniz. O zamanlardan beri sürekli Kürt illerini bu ekonomik yaptırımlarla fakir bırakarak kendine biat ettirme taktiği ile politikalar uygulamıştır.
Bu günkü uygulamada budur. Geçenlerde Başkale ve Çaldıran’da sel oldu. 2500’e yakın hayvanlar yaşamını yitirdi. Türkiye’nin diğer taraflarında da sel oldu. Anında afet bölgesi ilan edildi. Fakat burada aynı durum yaşanmasına rağmen, burası afet bölgesi ilan edilmedi. 1999 Gölcük depreminde Kocaeli afet bölgesi ilan edildi. 2011’de Van’da çok büyük iki deprem oldu. Van ve Erciş neredeyse yerle bir oldu binin üstünde insanımızı yitirdik bunlara rağmen Van afet bölgesi ilan edilmedi. Belgeler telkin edilmedi."
ORTAK ÖZGÜRLÜK SORUNU
"Hala Van esnafı bunun sorununu yaşıyor. Hala o dönemin acılarını ekonomik anlamda bu gün bile yaşıyor. Van’daki bu yoksulluğunda bu kötü yönetiminde ortak noktası özgürlük sorunudur. Yani Kürt sorununun çözülmemesi, devletin umutsuz bir şekilde ilerlemesi. Başka bir yerde olmuş olsaydı. Politikacılar bu kadar rahat hareket edemezdi. Van gibi birçok ilde bu sorunlarla karşı karşıya geliniyor. "
TAM BİR SÖMÜRGE ANLAYIŞI
"Otuza yakın ilde çevre yolu yapıldı. Bunların hiçbirinde 18. Madde uygulanmadı. Van’da 18. Madde uygulanıyor. .. Bu insanların zaten %45’i kamulaştırılıyor. O da yetmiyor kalan arsaları da bir dağ başına on kişiyi yirmi kişiyi bir parsele ya da arsaya ortak yaparak, orada karşılığı verilmiş gibi gösteriliyor. Tam bir sömürge anlayışı. Otuz ilde sizin uygulamadığınız politikaları siz Van’a uyguluyorsanız, bu kesinlikle yeteneksizlikle kötü yönetimle alakalı değil çok bilinçli bir konseptin uygulanmasıdır."
BİLİNÇLİ AYRIMCILIK POLİTİKASI VARDIR
"Bilinçli bir ayrımcılık politikası vardır. Van, bütün ekonomik endekslerde en son sıralarda. Kişi başına düşen gelire bakınca; Van 76. Sırada. Bu bir tesadüf değildir. 21 ile tarım ve tohum desteği verilmişti. Van bu kadar fakir olmasına rağmen, kişi başına düşen gelir bu kadar gerilerde olmasına rağmen bu yardımların dışında tutuldu. Sel oluyor, afet oluyor, hiçbir şekilde afet bölgesi ilan edilmiyor. Fakat başka kentler afet bölgesi ilan ediliyor. Bunun adı sadece niteliksizlik ya da ayrımcı politikadır. Kürt sorunundan kaynaklanan ayrımcı politikadır."
VARLIK İÇİNDE BİR YOKLUK
"Van kenti de bundan en çok nasibini alan kentlerden bir tanesidir. Van tarihiyle, doğasıyla ve coğrafik yapısıyla inanılmaz avantajlara sahipken, varlık içerisinde bir yokluk durumu çekiyor. Van kenti bunu hak etmiyor.
Bunları çözebilmek içinde elinden gelen bütün mücadeleyi vereceğini, Van halkımızın da diğer halklarında çok iyi bilmesi gerekiyor. HDP’ye bu kadar saldırının olması kapatılmak istenmesi en büyük sebeplerinden bir tanesi budur. Çünkü biliyorlar ki ne olursa olsun haklarımızın menfaatlerini savunan bir pozisyonda olduğumuz için bu kadar saldırıya maruz kalıyoruz. "
BÜTÜN İKTİDARLARIN YOLU HDP’DEN GEÇER
"Bunlar daha önceden de bildiğimiz şeyler. Bunları göze alarak mücadeleye başladık. HDP’yi kapatmak isteyen bize saldırarak halkı savunmasız bırakma isteğindeler. Bu kadar saldırı olmasına rağmen ayakta kalan HDP oldu. HDP’yi parçalamak isteyenlerin hepsi de üç parçaya bölündü ve dağılmak üzereler. HDP sadece mücadele eden bir parti de değil. Alternatif üretim çözüme dair programı olan bir partidir.
İster erken seçim olsun ister olmasın bütün iktidarların yolu HDP’den geçer. Dolayısıyla HDP şimdi mücadele ediyor. Çözüm ve programları da hazır. HDP’nin ileriki dönemlerde hem mücadele eden hem de halka alternatiflerini gerçekleştiren bir durumu söz konusu olacaktır. Halkımız buna inansın. Biz haklarımızla beraber ne bedel ödenmesi gerekirse ödemeye hazırız. Bu kötü yönetim anlayışını rantçı yönetim anlayışını hak etmeyen halklarımızın da bir an önce yönetilebilecekleri bir durumda olmasını isteriz."diyerek konuşmalarını noktaladı.
Van Gazetesi - Özel haber - Kopyalanması yasaktır. İzin dahilinde kullanılabilir...
Haber: S.U
Röportaj: H.Y.
"AKP’nin mevcut belirsizlik hali ve ülkeyi kaosa yönlendirme biçimi erken seçim olur mu olmaz mı?
Onu kestirmek çok zor ama olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü Türkiye artık bir yönetilmezlik ile karşı karşıya geldi. Türkiye’nin bu yönetim anlayışıyla tekçi anlayışıyla git gide daha da kötüye gittiğini görüyoruz. Türkiye’de yaşayan halkta görüyor. Bunlardan dolayı Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerekiyor."
VAN HER ALANDA SORUN YAŞAYAN BİR KENT
"Van’ın birçok sorunu var. Bu sorunların hepsi çok büyük. Van bu gün seçme seçilme hakkından tutun da ekonomik ve sosyal her alanda sorun yaşan bir kent. Bu durum Van’dan kaynaklı bir durum değil. Van’daki yönetimden kaynaklı sorunlar silsilesidir. Van’da bunu hemen hemen her yerde söylüyorum. Van; tarihi, kültürü ve coğrafik konumu olarak muazzam imkânlara sahipken varlık içerisinde yokluk çeken bir şehir konumuna düştü.
VAN GÖLÜ GİBİ BİR NİMET VAR
"Turizm anlamında baktığınızda Van Gölü gibi bir nimet var. Bir diğer nimet olan Akdamar Adası, Muradiye Şelalesi ve Hoşaf kalesi gibi doğal zenginliklere tarihi yerlere sahibiz. Orta Doğu’nun tam ortasında 295 kilometre ile İran’a sınır, yani dünyaya açılan bir ticaret kapısı ama bu nimetlerden de hiçbir şekilde faydalanamıyor.
VAN HALKI FAKİRLİKLE VE YASAKLARLA BOĞUŞUYOR
Öbür taraftan da bakıyorsunuz ki küçükbaş hayvancılıkta birinci sırada, büyükbaş hayvancılıkta ilk on beşin içerisinde ama nereye giderseniz gidin belli bir mutlu azınlığın dışında neredeyse Van halkı bir bütün olarak fakirlikle ve yasaklarla boğuşuyor. Başta da belirtmiştim bu Van halkıyla ilgili bir durum değil. Van’ı yönetmek isteyen hatta Van’ı sömürmek isteyen zihniyetten kaynaklanıyor.
Van, eylem ve etkinlik yasağıyla yani doğal hayatın akışına aykırı bir şekilde 1600 günü aşkın bir süredir her gün, her on beş günde bir eylem ve etkinlik yasağı getiriliyor. Van’da bir kenti tanıtmak istiyorsanız ya da ekonomisine katkıda bulunmak istiyorsanız, kültürel etkinlikler bunun başında gelir. Bir festival yapmak isteyin bu bürokratik oligarşi kayyumcu anlayış, kendi zihinlerine göre kendi keyiflerine göre uygun görürlerse serbest bırakırlar, uygun görmezler ise; hiçbir hukuk tanımadan direkt yasaklayabiliyorlar."
VAN GAZETESİ - ÖZEL HABER
VAN’I KONTROLLERİNDE TUTMAYA ÇALIŞAN KAYYUMCU ANLAYIŞ
"Uygulamış oldukları bu kent yasakları anayasaya, yasalara ve hayatın doğal akışına uygun değildir. Fakat bir şekilde Van’ı kendi kontrollerinde tutmak için bu kayyumcu anlayışın getirilerini kendi ellerinde tutmak için sürekli bir yasaklamaya gidiliyor. Bunu kolluk kuvvetleriyle baskı altında tutmak istiyorlar.
Öbür taraftan da sınırın durumu belli. Doğayı tamamen tahrip eden, hatta bir şekilde göçe zorlayan kendi coğrafyasından uzaklaştırmaya çalışan birçok faaliyet içerisindeler... En son Başkale’de yaşanan sel faciası yine geçen yıl Erciş’te ve bu gün yine Çaldıran’da yaşanan seller bunlar ekolojik yıkımın sonuçlarıdır. "
BÜROKRATİK OLİGARŞİDEN KURTULMAK LAZIM
"Van’ı her anlamda kötüye götüren bir anlayış mevcuttur. Bu anlayış Van’a zarar veriyor. Van’ın bir an önce bu sorunlardan kurtulmasını istiyoruz. Van’ın gerçekten hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. İlk başta bürokratik oligarşiden kurtulmak lazım. "
VAN’I YÖNETEN AKIL DEDİĞİMİZ İKİ ÜÇ KİŞİDEN OLUŞAN APARATLAR
"Van’ı yöneten akıl dediğimiz ve iki üç kişiden oluşan onun aparatları şeklinde birkaç STK birkaç yönetici konumunda olan kesimler bunlarda Van’ı bir tek baskıyla ya da sus payıyla karşı çıkmayarak tepki verebiliyorlar. Vekiller konusunda biz hdp vekilleri olarak sadece vekillerden oluşan bir yapı değil bir bütündür."
HÜKÜMET BASININ %95 ORANINDA TEKELİNE ALMIŞ
"Örgütsel dayanışmaya dayanan yani eş başkanlarına dayanan yöneticilerinden vekillerine kadar hepsi bu halka hizmette kentlerine, hizmette bir paylaşım içerisindeler. Hükümet basının %95 oranında tekeline almış. Bizim şu an sadece kendimizi tanıtmak için verdiğimiz hizmetler; halka sunma anlamında, ya sokağa çıkarız ya da tek tek dolaşırız ve sosyal medyayla kendimizi duyurabilme imkanı elde ediyoruz."
VAN’IN BÜTÜN KAYNAKLARI BAŞKA ŞEHİRLERE AKTARILDI
"Bu da açıkçası yaptığımızla çalışmaların yansımasını çok aza indiriyor. Etrafa bakıyorsunuz, bu gün AKP genel seçimlerde iktidar olmuş bir parti. Fakat belediye anlamında ise; Kürt kentlerinde nerdeyse kaybetmiş bir parti. Daha önce kayyum atamıştı ama biz birçok yerde tekrar belediyelerimizi geri aldık. Kendisi genelde iktidarken, bu da yetmedi. Bütün belediyelerimize el koydu.
Bunlara rağmen, bütün iktidar olanakları maddi olanakları onların ellerinde olmasına rağmen bu gün Van’daki bütün kaynaklar onlar tarafından yağmalanmış durumda. Hatta kayyum sadece bunu alıp yandaşlarına da peşkeş çekmedi. Van’ın bütün kaynakları başka şehirlere aktarıldı."
PARKOMAT DURUMU HUKUKA AYKIRI - VANLILARDAN ALINAN AYAKBASTI PARASI
"Van’da parkomat durumu var. O da hukuka aykırı. Hatta Erzurum’daki bölge mahkemesi bir vatandaşımızın başvurması üzerine bunu hukuksuz bulmuştu ve iptal edilmesi gerektiğini söylemişti. Hukuka rağmen hala devam ediyor. Bu Vanlılardan alınan ayakbastı parasıdır. Siz alternatif park alanları üretmiyorsunuz. Onun yerine trafiğe çözümmüş gibi sunup, herhangi bir yere park etmesinden ayakbastı parası alıyorsunuz.
Bekir Kaya döneminde burada çok katlı bir otopark yapılmıştı. Trafik biraz daha rahatlasın diye ya da insanlar araçların park edebilecek bir yer bulsunlar diye yapılmıştı. Daha sonra AVM’ye çevrildi, o AVM’de şu an işletilemez halde. Saçma sapan bir anlayışla Van bildiğiniz böyle artık herkesin birbirinden bir haber yürüttüğü bir yer oldu."
AKP BU DÖNEMDE...
"Kimin gücü yeterse o öbür gün daha çok yağmalayabiliyor. Şunu belirmekte fayda var; meclise geldiğin zaman Van AKP milletvekillerinin, Van’la ilgili soru önergesi ve araştırma önergesi vermediğini görürsünüz. Çünkü asıl pozisyonları da bu zaten. Yani AKP bu dönemde özellikle “tek adam” rejimine geçerken rejimi ayakta tutabilmek için bir sistem yaratmak zorundaydı ve bu sistemde şöyleydi; tam olarak tek adamın güçlü olduğu ama onun etrafındaki kişilerin ise vasat olduğu bir anlayışları var.
Vasat olan size itiraz etmezse, ne derseniz yaparsa... O zaman sizin tekçilik anlayışınız odur ve kimse size itiraz edemez. Van’daki AKP il başkanlığından tutun milletvekillerine kadar tamamen vasat bir yönetim ortaya atıldı. Bunu da zaten pratikleriyle de görüyoruz. Soru yönergesinin verilmemesi en ufak bir şeyde bile itiraz edememesi hatta Van’a ve Türkiye’ye yapılan bu usulsüzlükleri bu hukuksuzlukları aksine meşrulaştırmakla görevli olan bir yönetim anlayışı var."
İNSANLARIN YARALARINI SARACAKLARINA ONLARI TEHDİT EDİYORLAR
"Van’daki birçok AKP milletvekili de tam olarak bu anlayışla hareket ediyor. Şimdi Van’da sel oluyor. Gidip insanların yaralarını saracaklarına, onların maddi zararlarını karşılayacaklarına, gidip o köyleri tehdit ederek, “sizler eğer bizlere itiraz ederseniz. Biz sizin yardım istemeyeceğinizi anlayacağız.” gibi tehditler ediyorlar... Başka yere de başka vekil göndererek gidip orada, “hadi buyursun. HDP gelsin size destek versin” tarzında iktidar vekillerinin anlayışıyla karşı karşıya geliyoruz.
Eskiden sistemle iş birliği içerisinde olan, kim iktidardaysa, ona yanaşan Kürt iş birlikçiler her zaman vardı. Feodal gururdan dahi olsa yine kendi halkını bir şekilde maddi açıdan bile savunma durumu vardı. Şimdi ki AKP vekillerinde ne yazık ki bu yok. Sadece sus payı verilerek, Vanlılara muhalif haklara yapılan eziyetleri meşrulaştırmakla kendini görevli sayan bir AKP var. "
VAN’IN EKOLOJİK BİR KENTLEŞMEYE İHTİYACI VAR
"Van’ın ekolojik bir kentleşmeye ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunların kararını verecek olanlar siyasiler değil bu işle ilgili uzman olan kurumlardır. Tamamen bilimsel bu işin uzmanları tarafından Van’ın coğrafik yapısına ve ekolojisine göre bilimsel bir çalışma yapılıp ondan sonra gerekli kurumların yani belediyelerin ya da kurumların buna göre adım atması beklenir. Bununla ilgili hiçbir bilimsel çalışma yok."
ÇOK PARASI OLANA RUHSAT VERİLİYOR
"Tamamen rant üzerine oluşturulmuş bir sistem var. Herkese çok rahat ruhsat verilmesi çarpık kentleşmenin en büyük sebeplerinde bir tanesidir. Aslında herkese değil parası çok olana ruhsat veriliyor. Biliyorsunuz Van bir deprem kenti. Bakıyorsunuz ki çok devasa binalar hiç olmadık yerlere dikilebiliyor. AKP’nin özellikle kayyumcu anlayışın her şeyi ranta dönüştüren sistemle yürütüldüğünü çok iyi biliyoruz."
BURALARI SADECE GASP ETTİLER
"AKP’de kayyumluk yapan kişilerde çok iyi biliyor ki onlar buraları sadece gasp ettiler ele geçiremediler. Bunun bilincinde oldukları için yani gidici olduklarını bildikleri için bir an önce ne koparırsak kardır mantığıyla Van’da sürekli bir talan hali var. Bu kimi zaman ruhsata yansıyor... Kimi zaman geliyor... Van Gölü kıyısına kaçak yapılaşmalar ya da cafeler yapılarak, yandaşa peşkeş çekme durumu yaşanıyor. Buraya gelen firmaların üstü kapalı çok gizli bir şekilde ihaleler yapılıyor.
Van tamamen bir talan alanıdır. Van yağmalanıyor ve buna karşı Vanlı AKP’liler sessiz, diğerleri de zaten hallerinden memnunlar... Çünkü burada kalıcı olmadıklarını gideceklerini biliyorlar. Ruhsat işlemleri de kesinlikle rant amaçlı usulsüz bir biçimde yapılıyor. "
VAN “Z KUŞAĞI” KENTİDİR
"Van yaş ortalaması yirmilerde olan bir “Z kuşağı” kentidir. İstatistiki olarak işsizlik her ne kadar %20’ler gibi gösterilse de aslında Van’da bunun çok üstünde. İşsizlik %40-45’tir. Bunun sebebi Van’a herhangi bir yatırım yapılmamasıdır. Kötü politikalar sonucudur. Tarım ve hayvancılığın tam yapılamamasıdır. Sınır işletilmiyor. Halk ve esnaf bundan doğal olarak etkileniyor. Bu durum da işsizliğe neden oluyor.
Turizm anlamında birçok büyük sorunlar var. Turizme bu kadar uygun bir yerken neredeyse hiç turist gelmiyor. Eskiden İranlılar geliyordu şimdi onlar da yok. Dolayısıyla bu insanların bütün yaşamına sirayet ediyor. Bir de bütün bu sorunların sebebi sadece kötü yönetim olarak değerlendirilemez bu çok bilinçli bir konu."
CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDAN BERİ KÜRTLERE UYGULANMIŞ EKONOMİK POLİTİKA
"Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarından beri Kürtlere bir ekonomik politika uygulanmış. Doğu ve Güneydoğu’daki dil sorununu çözmek istiyorsanız, onları ekonomik anlamda Batı illerine bağımlı kılmak zorundasınız ki dil sorununu çözebilesiniz. O zamanlardan beri sürekli Kürt illerini bu ekonomik yaptırımlarla fakir bırakarak kendine biat ettirme taktiği ile politikalar uygulamıştır.
Bu günkü uygulamada budur. Geçenlerde Başkale ve Çaldıran’da sel oldu. 2500’e yakın hayvanlar yaşamını yitirdi. Türkiye’nin diğer taraflarında da sel oldu. Anında afet bölgesi ilan edildi. Fakat burada aynı durum yaşanmasına rağmen, burası afet bölgesi ilan edilmedi. 1999 Gölcük depreminde Kocaeli afet bölgesi ilan edildi. 2011’de Van’da çok büyük iki deprem oldu. Van ve Erciş neredeyse yerle bir oldu binin üstünde insanımızı yitirdik bunlara rağmen Van afet bölgesi ilan edilmedi. Belgeler telkin edilmedi."
ORTAK ÖZGÜRLÜK SORUNU
"Hala Van esnafı bunun sorununu yaşıyor. Hala o dönemin acılarını ekonomik anlamda bu gün bile yaşıyor. Van’daki bu yoksulluğunda bu kötü yönetiminde ortak noktası özgürlük sorunudur. Yani Kürt sorununun çözülmemesi, devletin umutsuz bir şekilde ilerlemesi. Başka bir yerde olmuş olsaydı. Politikacılar bu kadar rahat hareket edemezdi. Van gibi birçok ilde bu sorunlarla karşı karşıya geliniyor. "
TAM BİR SÖMÜRGE ANLAYIŞI
"Otuza yakın ilde çevre yolu yapıldı. Bunların hiçbirinde 18. Madde uygulanmadı. Van’da 18. Madde uygulanıyor. .. Bu insanların zaten %45’i kamulaştırılıyor. O da yetmiyor kalan arsaları da bir dağ başına on kişiyi yirmi kişiyi bir parsele ya da arsaya ortak yaparak, orada karşılığı verilmiş gibi gösteriliyor. Tam bir sömürge anlayışı. Otuz ilde sizin uygulamadığınız politikaları siz Van’a uyguluyorsanız, bu kesinlikle yeteneksizlikle kötü yönetimle alakalı değil çok bilinçli bir konseptin uygulanmasıdır."
BİLİNÇLİ AYRIMCILIK POLİTİKASI VARDIR
"Bilinçli bir ayrımcılık politikası vardır. Van, bütün ekonomik endekslerde en son sıralarda. Kişi başına düşen gelire bakınca; Van 76. Sırada. Bu bir tesadüf değildir. 21 ile tarım ve tohum desteği verilmişti. Van bu kadar fakir olmasına rağmen, kişi başına düşen gelir bu kadar gerilerde olmasına rağmen bu yardımların dışında tutuldu. Sel oluyor, afet oluyor, hiçbir şekilde afet bölgesi ilan edilmiyor. Fakat başka kentler afet bölgesi ilan ediliyor. Bunun adı sadece niteliksizlik ya da ayrımcı politikadır. Kürt sorunundan kaynaklanan ayrımcı politikadır."
VARLIK İÇİNDE BİR YOKLUK
"Van kenti de bundan en çok nasibini alan kentlerden bir tanesidir. Van tarihiyle, doğasıyla ve coğrafik yapısıyla inanılmaz avantajlara sahipken, varlık içerisinde bir yokluk durumu çekiyor. Van kenti bunu hak etmiyor.
Bunları çözebilmek içinde elinden gelen bütün mücadeleyi vereceğini, Van halkımızın da diğer halklarında çok iyi bilmesi gerekiyor. HDP’ye bu kadar saldırının olması kapatılmak istenmesi en büyük sebeplerinden bir tanesi budur. Çünkü biliyorlar ki ne olursa olsun haklarımızın menfaatlerini savunan bir pozisyonda olduğumuz için bu kadar saldırıya maruz kalıyoruz. "
BÜTÜN İKTİDARLARIN YOLU HDP’DEN GEÇER
"Bunlar daha önceden de bildiğimiz şeyler. Bunları göze alarak mücadeleye başladık. HDP’yi kapatmak isteyen bize saldırarak halkı savunmasız bırakma isteğindeler. Bu kadar saldırı olmasına rağmen ayakta kalan HDP oldu. HDP’yi parçalamak isteyenlerin hepsi de üç parçaya bölündü ve dağılmak üzereler. HDP sadece mücadele eden bir parti de değil. Alternatif üretim çözüme dair programı olan bir partidir.
İster erken seçim olsun ister olmasın bütün iktidarların yolu HDP’den geçer. Dolayısıyla HDP şimdi mücadele ediyor. Çözüm ve programları da hazır. HDP’nin ileriki dönemlerde hem mücadele eden hem de halka alternatiflerini gerçekleştiren bir durumu söz konusu olacaktır. Halkımız buna inansın. Biz haklarımızla beraber ne bedel ödenmesi gerekirse ödemeye hazırız. Bu kötü yönetim anlayışını rantçı yönetim anlayışını hak etmeyen halklarımızın da bir an önce yönetilebilecekleri bir durumda olmasını isteriz."diyerek konuşmalarını noktaladı.
Van Gazetesi - Özel haber - Kopyalanması yasaktır. İzin dahilinde kullanılabilir...
Haber: S.U
Röportaj: H.Y.