HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık'ın Dilekçe açıklamasında;
"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ tarafından Anayasanın 98’ inci ve TBMM İçtüzüğünün 96’ ncı ve 99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Türkiye cezaevlerinde, kapasite aşırı doluluk oranları, uzun süren yargılama süreçleri ve haksız tutuklamalar nedeniyle adaletsiz birçok uygulama yaşanmaktadır. Cezaevlerinde tutulan yüzbinlerce kişinin yaşam koşulları insan onuruna aykırı bir şekilde ulusal ve uluslar arası mevzuatın ihlaline neden olmaktadır. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu ve kanuna aykırı işlemlerin olmayacağının görülmesi gereken yerlerden biri de yargılama süreçleri ve devamında infaz alanları olan cezaevleridir. Hakkında herhangi bir hüküm verilmemiş onbinlerce tutuklu çok fazla uzun sürelerle tutuklu kalmakta, Hasta tutukluların sağlık hakkı kapsamındaki talepleri tam olarak yerine getirilmemekte ve bu nedenle dönem dönem yaşam kayıpları yaşanmaktadır. 2017-2019 döneminde de 44 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiği kamuoyuna yansımıştır. Önceki yıllarda da bu ölümlerin sistematik bir şekilde devam ettiği bilinmektedir.
Alınmayan tedbirler ve verilmeyen sağlık hizmeti sonucu fiilen bir ölüm cezasına dönüşen bu durum ortaya çıkarmaktadır. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre halen ölüm riski altında yüzlerce tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin verilerine göre; mahpusların sağlık ve iletişim hakları ihlal edilmekte, çeşitli disiplin suçları ile tecrit ve izolasyona tabi tutulmaktadır. Özellikle sağlık hakkı ihlalleri hala devam etmektedir. İHD’nin hapishanelerdeki ‘Ağır Hasta ve Hasta Mahpus Listesi 2020’verilerine göre, Türkiye hapishanelerinde halen 604’ü ağır 1.605 hasta mahpus bulunuyor. İHD’nin basına yansıyan ve avukat görüşmeleri ile tespit edilen verisine göre 2020 yılı başından Ekim 2021 tarihine kadar 89 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Bu kişilerin 23’ü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmişken, 6’sı ise ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edilmiş ve çok kısa bir zaman içinde ise yaşamlarını yitirmişlerdir.
Son 5 ay içerisinde de Türkiye cezaevlerinde çeşitli nedenlerle ölümler gerçekleşmeye devam etmiştir. Bangin Muhammed, İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 12.11.2021’de Ağır hastalıkları ve tedavisinin gecikmesi nedeniyle yaşamını kaybetti. Garibe Gezer Kandıra F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 09.12.2021’de şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Abdülrezzak Şuyur: Şakran Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 14.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. Halil Güneş: Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 15.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. İlyas Demir: Bolu T Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 17.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Vedat Erkmen: Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 19.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Uğur Demirbay: Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu, 28.12. 2021’de kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. 21 Ocak 2022 tarihinde Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutulan 70 yaşındaki Ramazan Turan, hayatını kaybetti. Şubat ayı içerisinde; Mehmet Hanefi Bilgin (58), Turgay Deniz (39), İsa Yaşar (57), Nusret Muğla (84) Yusuf Bekmezci (82), Emrah Çalışır (3o), Sezer Alan isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Mart Ayı içerisinde Şervan Can Güder (20), Sinan Kaya (28) Abdullah Boran (80) isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Nisan ayı içerisinde Mehmet Sevinç (63) Serkan Yılmaz isimli mahpuslar cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Aileleri, SEVİNÇ’in ve YILMAZ’ın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini ifade etmektedir.
Hasta mahpusların nitelikli sağlık hizmetine erişiminin sağlanmadığı ve cezaevinde yaşamlarını yitirdiği bir Cezaevi politikası sürmektedir. Ailesi, görüşçüleri ve avukatlarının kamuoyuna yansıyan bilgilere göre;
Ağır hasta tutuklulardan Ebedin ABİ’nın ağır kalp hastası olduğu, kalbinde 5 damarda tıkanma yaşandığı, anjiyo olmasına rağmen damar tıkanıklıklarının giderilmediği, aynı zamanda Tip-2 diyabet hastası olan Abi’nin zamanında tetkik ve kontrollere götürülmediği için hastalığının ilerlediği ve insülin kullanmak durumunda kaldığı, yüksek tansiyon hastası olduğu, daha önce fıtık ve apandisit ameliyatı geçirdiği kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Ağır diyabet ve kalp hastalıkları ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Ebedin ABİ ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan 67 yaşındaki Bazo Yılmaz’ın, kronik obstrüktif akciğer hastalığıyla (KOAH) mücadele ettiği, oksijen cihazına bağlı yaşadığı, aşırı kilo kaybı yaşadığı, cezaevinde arkadaşlarının yardımı ile ihtiyaçlarını giderebildiği ifade edilmektedir. İlerlemiş yaşı ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Bazo YILMAZ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Mendük KILIÇ’ın Akciğer kanseri ve tüberküloz hastalıklarını ağır bir şekilde yaşadığı sol üst lobektomi, süperior segmentektami ve ac sekelleri olduğu ifade edilmektedir. Kronik akciğer hastası olan Kılıç’ın, bir akciğerinin 3/2’sinin alındığı, solunum cihazı kullandığı ve sürekli kan öksürdüğü kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Tüberkolüz ile birlikte, diş hastalıkları ve birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Mendük KILIÇ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Batman T Tipi Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Fırat Nebioğlu için ATK raporu beklenirken, böbreklerinin iflasın eşiğinde olduğu, iki böbreğinin de kaybedilme, ömür boyu diyalize bağımlı kalma riski ile karşıya olunduğu ifade edilmektedir. Hastalığına rağmen Nebioğlu, tutuklu kaldığı süre boyunca sırasıyla Batman, Gümüşhane ve Elazığ cezaevlerine sevk edilmiştir. En son Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Nebioğlu’nun, “Böbrek yetmezliği, görme ve işitme” konusunda ciddi sağlık sorunları yaşadığı ve 7 Mart’ta Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Nebioğlu’na, iki böbreğini kaybetme riskinin olmasından kaynaklı “cezaevinde kalamaz” raporu verildiği ancak bu rapor yetersiz görülerek 14 Mart’ta İstanbul ATK’ye sevk edildiği ifade edilmektedir. Böbrek sorunu dışında görme ve işitme sorunlarının da hızla ilerlediği ve bu süreçte koronavirüse yakalandığı ifade edilen Nebioğlu’nun ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir. Ağır hasta tutsakların cezaevi ve korona koşulları nedeniyle de sağlık hizmeti alamadığı bilinmektedir. Adalet Bakanlığı’nın cezaevinde yaşanan hukuk dışı koşullara son vermesi, mahpusların nitelikli sağlık hizmetinden yararlanmasını sağlaması anayasa, hukuk devleti ve uluslararası sözleşmelerin gereğidir.
Bu bağlamda:
Türkiye cezaevlerinde 2015-2022 yılları arasında gerçekleşen ölüm sayısı kaçtır? Cezaevlerine sağlıklı giren ama cenazeleri çıkan bu tutuklu ve hükümlülerin ölümünden siyaseten sorumlu olduğunuzu düşünüp istifa etmeyi düşünüyor musunuz?
Ağır hasta tutsakların ölmeye yakın hastaneye gönderilmesi politikasına son verecek misiniz?
Türkiye cezaevlerinde hasta olduğu sağlık raporlarla ortaya konulmuş kaç mahkum bulunmaktadır? Bunların kaçı kadın, engelli ve 65 yaş üzerindedir?
Ömrünün çoğunu cezaevinde geçirmiş ve şu an bakıma muhtaç, kanser ve benzeri ağır hastalığı olan mahpusların cezaevinde tutulmasının hukuki gerekçeleri nelerdir?
Korona ve cezaevi koşullarında hasta ve ağır hasta mahpusların sağlık hizmetleri nasıl karşılanmaktadır?
İnfazının çoğunu yerine getirmiş yaklaşık 600 ağır hasta mahpusun yaşam hakkının korunması amacıyla hükmün geriye bırakılması veya diğer adli kontrol hükümleri için bakanlığın bir girişimi olacak mıdır?
Avrupa Cezaevi Kurallarının “özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır” ilkesi ağır hasta tutsaklar için geçerli midir?
Ağır hasta mahpuslar 5275 sayılı yasanın 16. Maddesinin hangi şartlarını yerine getirmemektedir? Bu şartları uymasına rağmen serbest bırakılmayan ağır hasta tutuklu ve hükümlü sayısı kaçtır?
Hasta mahpusların salıverilmesi veya tahliyesi hakkında Bakanlığınızın yapmakta olduğu bir çalışması mevcut mudur?
2020 yılından bu yana cezaevlerinde yaşamını yitiren 109 kişinin ölümü hakkında başlattığınız bir soruşturma mevcut mudur?
Ağır kalp ve diyabet hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Ebedin ABİ’nin sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
Kronik Akciğer hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Mendük KILIÇ’ın sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
Kronik obstrüktif akciğer hastalığıyla (KOAH)hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Bazo YILMAZ’ın sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
Böbrek hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Fırat NEBİOĞLU’nun sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
DİLEKÇE
TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA
Türkiye cezaevlerinde, kapasite aşırı doluluk oranları, uzun süren yargılama süreçleri ve haksız tutuklamalar nedeniyle adaletsiz birçok uygulama yaşanmaktadır. Cezaevlerinde tutulan yüzbinlerce kişinin yaşam koşulları insan onuruna aykırı bir şekilde ulusal ve uluslar arası mevzuatın ihlaline neden olmaktadır. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu ve kanuna aykırı işlemlerin olmayacağının görülmesi gereken yerlerden biri de yargılama süreçleri ve devamında infaz alanları olan cezaevleridir. Hakkında herhangi bir hüküm verilmemiş onbinlerce tutuklu çok fazla uzun sürelerle tutuklu kalmakta, hasta tutukluların sağlık hakkı kapsamındaki talepleri tam olarak yerine getirilmemekte ve bu nedenle dönem dönem yaşam kayıpları yaşanmaktadır. 2017-2019 döneminde de 44 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiği kamuoyuna yansımıştır. Önceki yıllarda da bu ölümlerin sistematik bir şekilde devam ettiği bilinmektedir.
Alınmayan tedbirler ve verilmeyen sağlık hizmeti sonucu fiilen bir ölüm cezasına dönüşen bu durum ortaya çıkarmaktadır. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre halen ölüm riski altında yüzlerce tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin verilerine göre; mahpusların sağlık ve iletişim hakları ihlal edilmekte, çeşitli disiplin suçları ile tecrit ve izolasyona tabi tutulmaktadır. Özellikle sağlık hakkı ihlalleri hala devam etmektedir. İHD’nin hapishanelerdeki ‘Ağır Hasta ve Hasta Mahpus Listesi 2020’verilerine göre, Türkiye hapishanelerinde halen 604’ü ağır 1.605 hasta mahpus bulunuyor. İHD’nin basına yansıyan ve avukat görüşmeleri ile tespit edilen verisine göre 2020 yılı başından Ekim 2021 tarihine kadar 89 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Bu kişilerin 23’ü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmişken, 6’sı ise ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edilmiş ve çok kısa bir zaman içinde ise yaşamlarını yitirmişlerdir.
Son 5 ay içerisinde de Türkiye cezaevlerinde çeşitli nedenlerle ölümler gerçekleşmeye devam etmiştir. Bangin Muhammed, İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 12.11.2021’de Ağır hastalıkları ve tedavisinin gecikmesi nedeniyle yaşamını kaybetti. Garibe Gezer Kandıra F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 09.12.2021’de şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Abdülrezzak Şuyur: Şakran Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 14.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. Halil Güneş: Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 15.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. İlyas Demir: Bolu T Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 17.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Vedat Erkmen: Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 19.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Uğur Demirbay: Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu, 28.12. 2021’de kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. 21 Ocak 2022 tarihinde Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutulan 70 yaşındaki Ramazan Turan, hayatını kaybetti. Şubat ayı içerisinde; Mehmet Hanefi Bilgin (58), Turgay Deniz (39), İsa Yaşar (57), Nusret Muğla (84) Yusuf Bekmezci (82), Emrah Çalışır (3o), Sezer Alan isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Mart Ayı içerisinde Şervan Can Güder (20), Sinan Kaya (28) Abdullah Boran (80) isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Nisan ayı içerisinde Mehmet Sevinç (63) Serkan Yılmaz isimli mahpuslar cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Aileleri, SEVİNÇ’in ve YILMAZ’ın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini ifade etmektedir.
Hasta mahpusların nitelikli sağlık hizmetine erişiminin sağlanmadığı ve cezaevinde yaşamlarını yitirdiği bir cezaevi politikası sürmektedir. Ailesi, görüşçüleri ve avukatlarının kamuoyuna yansıyan bilgilere göre;
Ağır hasta tutuklulardan Ebedin ABİ’nın ağır kalp hastası olduğu, kalbinde 5 damarda tıkanma yaşandığı, anjiyo olmasına rağmen damar tıkanıklıklarının giderilmediği, aynı zamanda Tip-2 diyabet hastası olan Abi’nin zamanında tetkik ve kontrollere götürülmediği için hastalığının ilerlediği ve insülin kullanmak durumunda kaldığı, yüksek tansiyon hastası olduğu, daha önce fıtık ve apandisit ameliyatı geçirdiği kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Ağır diyabet ve kalp hastalıkları ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Ebedin ABİ ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan 67 yaşındaki Bazo Yılmaz’ın, kronik obstrüktif akciğer hastalığıyla (KOAH) mücadele ettiği, oksijen cihazına bağlı yaşadığı, aşırı kilo kaybı yaşadığı, cezaevinde arkadaşlarının yardımı ile ihtiyaçlarını giderebildiği ifade edilmektedir. İlerlemiş yaşı ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Bazo YILMAZ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Mendük KILIÇ’ın Akciğer kanseri ve tüberküloz hastalıklarını ağır bir şekilde yaşadığı sol üst lobektomi, süperior segmentektami ve ac sekelleri olduğu ifade edilmektedir. Kronik akciğer hastası olan Kılıç’ın, bir akciğerinin 3/2’sinin alındığı, solunum cihazı kullandığı ve sürekli kan öksürdüğü kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Tüberkolüz ile birlikte, diş hastalıkları ve birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Mendük KILIÇ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Batman T Tipi Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Fırat Nebioğlu için ATK raporu beklenirken, böbreklerinin iflasın eşiğinde olduğu, iki böbreğinin de kaybedilme, ömür boyu diyalize bağımlı kalma riski ile karşıya olunduğu ifade edilmektedir. Hastalığına rağmen Nebioğlu, tutuklu kaldığı süre boyunca sırasıyla Batman, Gümüşhane ve Elazığ cezaevlerine sevk edilmiştir. En son Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Nebioğlu’nun, “Böbrek yetmezliği, görme ve işitme” konusunda ciddi sağlık sorunları yaşadığı ve 7 Mart’ta Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Nebioğlu’na, iki böbreğini kaybetme riskinin olmasından kaynaklı “cezaevinde kalamaz” raporu verildiği ancak bu rapor yetersiz görülerek 14 Mart’ta İstanbul ATK’ye sevk edildiği ifade edilmektedir. Böbrek sorunu dışında görme ve işitme sorunlarının da hızla ilerlediği ve bu süreçte koronavirüse yakalandığı ifade edilen Nebioğlu’nun ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir. Ağır hasta tutsakların cezaevi ve korona koşulları nedeniyle de sağlık hizmeti alamadığı bilinmektedir. Adalet Bakanlığı’nın cezaevinde yaşanan hukuk dışı koşullara son vermesi, mahpusların nitelikli sağlık hizmetinden yararlanmasını sağlaması anayasa, hukuk devleti ve uluslararası sözleşmelerin gereğidir.
Türkiye cezaevlerinde hasta tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkının korunması için insan haklarından sorumlu olan her yapı görevini yerine getirmelidir. Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olanların yaşam hakkı risk altında olmamalıdır. Ebedin ABİ, Bazo Yılmaz, Mendük KILIÇ, ve Fırat NEBİOĞLU’nun yaşam ve sağlık haklarının korunması için Komisyonunun konuyu derhal gündemine alması, olayı tüm boyutları ile araştırmak üzere acil bir heyetin oluşturularak ilgili cezaevine gitmesi ve tüm taraflarla görüşerek bir rapor hazırlaması ve Uluslararası sözleşmelerin ve tutuklu-hükümlü haklarına ilişkin mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayacak bütünlüklü bir politikanın üretilmesi için siyasi sorumluluk üstlenmelidir. Bu hususta gerekli çalışmaların derhal başlatılması komisyonun misyonu ve sorumluluğu gereğidir. Konuya dair gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize sunarım. Bu bahisle Komisyona başvuru zarureti hâsıldır. Konuya dair gerekli çalışmaların yürütülmesini ve neticeden tarafımın bilgilendirilmesi gereğini ilgilerinize sunarım. 19.04.2022"denildi
Haber Kaynağı : Muazzez ORHAN IŞIK • [email protected]
"TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ tarafından Anayasanın 98’ inci ve TBMM İçtüzüğünün 96’ ncı ve 99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Türkiye cezaevlerinde, kapasite aşırı doluluk oranları, uzun süren yargılama süreçleri ve haksız tutuklamalar nedeniyle adaletsiz birçok uygulama yaşanmaktadır. Cezaevlerinde tutulan yüzbinlerce kişinin yaşam koşulları insan onuruna aykırı bir şekilde ulusal ve uluslar arası mevzuatın ihlaline neden olmaktadır. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu ve kanuna aykırı işlemlerin olmayacağının görülmesi gereken yerlerden biri de yargılama süreçleri ve devamında infaz alanları olan cezaevleridir. Hakkında herhangi bir hüküm verilmemiş onbinlerce tutuklu çok fazla uzun sürelerle tutuklu kalmakta, Hasta tutukluların sağlık hakkı kapsamındaki talepleri tam olarak yerine getirilmemekte ve bu nedenle dönem dönem yaşam kayıpları yaşanmaktadır. 2017-2019 döneminde de 44 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiği kamuoyuna yansımıştır. Önceki yıllarda da bu ölümlerin sistematik bir şekilde devam ettiği bilinmektedir.
Alınmayan tedbirler ve verilmeyen sağlık hizmeti sonucu fiilen bir ölüm cezasına dönüşen bu durum ortaya çıkarmaktadır. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre halen ölüm riski altında yüzlerce tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin verilerine göre; mahpusların sağlık ve iletişim hakları ihlal edilmekte, çeşitli disiplin suçları ile tecrit ve izolasyona tabi tutulmaktadır. Özellikle sağlık hakkı ihlalleri hala devam etmektedir. İHD’nin hapishanelerdeki ‘Ağır Hasta ve Hasta Mahpus Listesi 2020’verilerine göre, Türkiye hapishanelerinde halen 604’ü ağır 1.605 hasta mahpus bulunuyor. İHD’nin basına yansıyan ve avukat görüşmeleri ile tespit edilen verisine göre 2020 yılı başından Ekim 2021 tarihine kadar 89 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Bu kişilerin 23’ü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmişken, 6’sı ise ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edilmiş ve çok kısa bir zaman içinde ise yaşamlarını yitirmişlerdir.
Son 5 ay içerisinde de Türkiye cezaevlerinde çeşitli nedenlerle ölümler gerçekleşmeye devam etmiştir. Bangin Muhammed, İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 12.11.2021’de Ağır hastalıkları ve tedavisinin gecikmesi nedeniyle yaşamını kaybetti. Garibe Gezer Kandıra F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 09.12.2021’de şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Abdülrezzak Şuyur: Şakran Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 14.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. Halil Güneş: Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 15.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. İlyas Demir: Bolu T Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 17.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Vedat Erkmen: Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 19.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Uğur Demirbay: Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu, 28.12. 2021’de kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. 21 Ocak 2022 tarihinde Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutulan 70 yaşındaki Ramazan Turan, hayatını kaybetti. Şubat ayı içerisinde; Mehmet Hanefi Bilgin (58), Turgay Deniz (39), İsa Yaşar (57), Nusret Muğla (84) Yusuf Bekmezci (82), Emrah Çalışır (3o), Sezer Alan isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Mart Ayı içerisinde Şervan Can Güder (20), Sinan Kaya (28) Abdullah Boran (80) isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Nisan ayı içerisinde Mehmet Sevinç (63) Serkan Yılmaz isimli mahpuslar cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Aileleri, SEVİNÇ’in ve YILMAZ’ın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini ifade etmektedir.
Hasta mahpusların nitelikli sağlık hizmetine erişiminin sağlanmadığı ve cezaevinde yaşamlarını yitirdiği bir Cezaevi politikası sürmektedir. Ailesi, görüşçüleri ve avukatlarının kamuoyuna yansıyan bilgilere göre;
Ağır hasta tutuklulardan Ebedin ABİ’nın ağır kalp hastası olduğu, kalbinde 5 damarda tıkanma yaşandığı, anjiyo olmasına rağmen damar tıkanıklıklarının giderilmediği, aynı zamanda Tip-2 diyabet hastası olan Abi’nin zamanında tetkik ve kontrollere götürülmediği için hastalığının ilerlediği ve insülin kullanmak durumunda kaldığı, yüksek tansiyon hastası olduğu, daha önce fıtık ve apandisit ameliyatı geçirdiği kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Ağır diyabet ve kalp hastalıkları ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Ebedin ABİ ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan 67 yaşındaki Bazo Yılmaz’ın, kronik obstrüktif akciğer hastalığıyla (KOAH) mücadele ettiği, oksijen cihazına bağlı yaşadığı, aşırı kilo kaybı yaşadığı, cezaevinde arkadaşlarının yardımı ile ihtiyaçlarını giderebildiği ifade edilmektedir. İlerlemiş yaşı ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Bazo YILMAZ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Mendük KILIÇ’ın Akciğer kanseri ve tüberküloz hastalıklarını ağır bir şekilde yaşadığı sol üst lobektomi, süperior segmentektami ve ac sekelleri olduğu ifade edilmektedir. Kronik akciğer hastası olan Kılıç’ın, bir akciğerinin 3/2’sinin alındığı, solunum cihazı kullandığı ve sürekli kan öksürdüğü kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Tüberkolüz ile birlikte, diş hastalıkları ve birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Mendük KILIÇ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Batman T Tipi Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Fırat Nebioğlu için ATK raporu beklenirken, böbreklerinin iflasın eşiğinde olduğu, iki böbreğinin de kaybedilme, ömür boyu diyalize bağımlı kalma riski ile karşıya olunduğu ifade edilmektedir. Hastalığına rağmen Nebioğlu, tutuklu kaldığı süre boyunca sırasıyla Batman, Gümüşhane ve Elazığ cezaevlerine sevk edilmiştir. En son Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Nebioğlu’nun, “Böbrek yetmezliği, görme ve işitme” konusunda ciddi sağlık sorunları yaşadığı ve 7 Mart’ta Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Nebioğlu’na, iki böbreğini kaybetme riskinin olmasından kaynaklı “cezaevinde kalamaz” raporu verildiği ancak bu rapor yetersiz görülerek 14 Mart’ta İstanbul ATK’ye sevk edildiği ifade edilmektedir. Böbrek sorunu dışında görme ve işitme sorunlarının da hızla ilerlediği ve bu süreçte koronavirüse yakalandığı ifade edilen Nebioğlu’nun ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir. Ağır hasta tutsakların cezaevi ve korona koşulları nedeniyle de sağlık hizmeti alamadığı bilinmektedir. Adalet Bakanlığı’nın cezaevinde yaşanan hukuk dışı koşullara son vermesi, mahpusların nitelikli sağlık hizmetinden yararlanmasını sağlaması anayasa, hukuk devleti ve uluslararası sözleşmelerin gereğidir.
Bu bağlamda:
Türkiye cezaevlerinde 2015-2022 yılları arasında gerçekleşen ölüm sayısı kaçtır? Cezaevlerine sağlıklı giren ama cenazeleri çıkan bu tutuklu ve hükümlülerin ölümünden siyaseten sorumlu olduğunuzu düşünüp istifa etmeyi düşünüyor musunuz?
Ağır hasta tutsakların ölmeye yakın hastaneye gönderilmesi politikasına son verecek misiniz?
Türkiye cezaevlerinde hasta olduğu sağlık raporlarla ortaya konulmuş kaç mahkum bulunmaktadır? Bunların kaçı kadın, engelli ve 65 yaş üzerindedir?
Ömrünün çoğunu cezaevinde geçirmiş ve şu an bakıma muhtaç, kanser ve benzeri ağır hastalığı olan mahpusların cezaevinde tutulmasının hukuki gerekçeleri nelerdir?
Korona ve cezaevi koşullarında hasta ve ağır hasta mahpusların sağlık hizmetleri nasıl karşılanmaktadır?
İnfazının çoğunu yerine getirmiş yaklaşık 600 ağır hasta mahpusun yaşam hakkının korunması amacıyla hükmün geriye bırakılması veya diğer adli kontrol hükümleri için bakanlığın bir girişimi olacak mıdır?
Avrupa Cezaevi Kurallarının “özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır” ilkesi ağır hasta tutsaklar için geçerli midir?
Ağır hasta mahpuslar 5275 sayılı yasanın 16. Maddesinin hangi şartlarını yerine getirmemektedir? Bu şartları uymasına rağmen serbest bırakılmayan ağır hasta tutuklu ve hükümlü sayısı kaçtır?
Hasta mahpusların salıverilmesi veya tahliyesi hakkında Bakanlığınızın yapmakta olduğu bir çalışması mevcut mudur?
2020 yılından bu yana cezaevlerinde yaşamını yitiren 109 kişinin ölümü hakkında başlattığınız bir soruşturma mevcut mudur?
Ağır kalp ve diyabet hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Ebedin ABİ’nin sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
Kronik Akciğer hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Mendük KILIÇ’ın sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
Kronik obstrüktif akciğer hastalığıyla (KOAH)hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Bazo YILMAZ’ın sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
Böbrek hastalığı ile birlikte birçok rahatsızlığı olan ve hastalıkları ilerleyen Fırat NEBİOĞLU’nun sağlık ve yaşam haklarının korunması ve ceza infazının ertelenmesi veya serbest bırakılması için bir girişim başlatacak mısınız?
DİLEKÇE
TBMM İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA
Türkiye cezaevlerinde, kapasite aşırı doluluk oranları, uzun süren yargılama süreçleri ve haksız tutuklamalar nedeniyle adaletsiz birçok uygulama yaşanmaktadır. Cezaevlerinde tutulan yüzbinlerce kişinin yaşam koşulları insan onuruna aykırı bir şekilde ulusal ve uluslar arası mevzuatın ihlaline neden olmaktadır. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu ve kanuna aykırı işlemlerin olmayacağının görülmesi gereken yerlerden biri de yargılama süreçleri ve devamında infaz alanları olan cezaevleridir. Hakkında herhangi bir hüküm verilmemiş onbinlerce tutuklu çok fazla uzun sürelerle tutuklu kalmakta, hasta tutukluların sağlık hakkı kapsamındaki talepleri tam olarak yerine getirilmemekte ve bu nedenle dönem dönem yaşam kayıpları yaşanmaktadır. 2017-2019 döneminde de 44 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiği kamuoyuna yansımıştır. Önceki yıllarda da bu ölümlerin sistematik bir şekilde devam ettiği bilinmektedir.
Alınmayan tedbirler ve verilmeyen sağlık hizmeti sonucu fiilen bir ölüm cezasına dönüşen bu durum ortaya çıkarmaktadır. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre halen ölüm riski altında yüzlerce tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin verilerine göre; mahpusların sağlık ve iletişim hakları ihlal edilmekte, çeşitli disiplin suçları ile tecrit ve izolasyona tabi tutulmaktadır. Özellikle sağlık hakkı ihlalleri hala devam etmektedir. İHD’nin hapishanelerdeki ‘Ağır Hasta ve Hasta Mahpus Listesi 2020’verilerine göre, Türkiye hapishanelerinde halen 604’ü ağır 1.605 hasta mahpus bulunuyor. İHD’nin basına yansıyan ve avukat görüşmeleri ile tespit edilen verisine göre 2020 yılı başından Ekim 2021 tarihine kadar 89 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Bu kişilerin 23’ü Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmişken, 6’sı ise ölüm sınırına geldiklerinde tahliye edilmiş ve çok kısa bir zaman içinde ise yaşamlarını yitirmişlerdir.
Son 5 ay içerisinde de Türkiye cezaevlerinde çeşitli nedenlerle ölümler gerçekleşmeye devam etmiştir. Bangin Muhammed, İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 12.11.2021’de Ağır hastalıkları ve tedavisinin gecikmesi nedeniyle yaşamını kaybetti. Garibe Gezer Kandıra F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 09.12.2021’de şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Abdülrezzak Şuyur: Şakran Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 14.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. Halil Güneş: Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 15.12.2021’de ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. İlyas Demir: Bolu T Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 17.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Vedat Erkmen: Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu, 19.12.2021’de şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Uğur Demirbay: Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu, 28.12. 2021’de kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. 21 Ocak 2022 tarihinde Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutulan 70 yaşındaki Ramazan Turan, hayatını kaybetti. Şubat ayı içerisinde; Mehmet Hanefi Bilgin (58), Turgay Deniz (39), İsa Yaşar (57), Nusret Muğla (84) Yusuf Bekmezci (82), Emrah Çalışır (3o), Sezer Alan isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Mart Ayı içerisinde Şervan Can Güder (20), Sinan Kaya (28) Abdullah Boran (80) isimli mahpuslar yaşamını yitirmiştir. Nisan ayı içerisinde Mehmet Sevinç (63) Serkan Yılmaz isimli mahpuslar cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Aileleri, SEVİNÇ’in ve YILMAZ’ın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini ifade etmektedir.
Hasta mahpusların nitelikli sağlık hizmetine erişiminin sağlanmadığı ve cezaevinde yaşamlarını yitirdiği bir cezaevi politikası sürmektedir. Ailesi, görüşçüleri ve avukatlarının kamuoyuna yansıyan bilgilere göre;
Ağır hasta tutuklulardan Ebedin ABİ’nın ağır kalp hastası olduğu, kalbinde 5 damarda tıkanma yaşandığı, anjiyo olmasına rağmen damar tıkanıklıklarının giderilmediği, aynı zamanda Tip-2 diyabet hastası olan Abi’nin zamanında tetkik ve kontrollere götürülmediği için hastalığının ilerlediği ve insülin kullanmak durumunda kaldığı, yüksek tansiyon hastası olduğu, daha önce fıtık ve apandisit ameliyatı geçirdiği kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Ağır diyabet ve kalp hastalıkları ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Ebedin ABİ ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan 67 yaşındaki Bazo Yılmaz’ın, kronik obstrüktif akciğer hastalığıyla (KOAH) mücadele ettiği, oksijen cihazına bağlı yaşadığı, aşırı kilo kaybı yaşadığı, cezaevinde arkadaşlarının yardımı ile ihtiyaçlarını giderebildiği ifade edilmektedir. İlerlemiş yaşı ile birlikte birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Bazo YILMAZ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Ağır hasta tutuklulardan Mendük KILIÇ’ın Akciğer kanseri ve tüberküloz hastalıklarını ağır bir şekilde yaşadığı sol üst lobektomi, süperior segmentektami ve ac sekelleri olduğu ifade edilmektedir. Kronik akciğer hastası olan Kılıç’ın, bir akciğerinin 3/2’sinin alındığı, solunum cihazı kullandığı ve sürekli kan öksürdüğü kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Tüberkolüz ile birlikte, diş hastalıkları ve birçok sağlık sorunu bulunan ve kendi başına yaşamını idame ettirmekte güçlük yaşayan Mendük KILIÇ’ın ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Batman T Tipi Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Fırat Nebioğlu için ATK raporu beklenirken, böbreklerinin iflasın eşiğinde olduğu, iki böbreğinin de kaybedilme, ömür boyu diyalize bağımlı kalma riski ile karşıya olunduğu ifade edilmektedir. Hastalığına rağmen Nebioğlu, tutuklu kaldığı süre boyunca sırasıyla Batman, Gümüşhane ve Elazığ cezaevlerine sevk edilmiştir. En son Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Nebioğlu’nun, “Böbrek yetmezliği, görme ve işitme” konusunda ciddi sağlık sorunları yaşadığı ve 7 Mart’ta Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Nebioğlu’na, iki böbreğini kaybetme riskinin olmasından kaynaklı “cezaevinde kalamaz” raporu verildiği ancak bu rapor yetersiz görülerek 14 Mart’ta İstanbul ATK’ye sevk edildiği ifade edilmektedir. Böbrek sorunu dışında görme ve işitme sorunlarının da hızla ilerlediği ve bu süreçte koronavirüse yakalandığı ifade edilen Nebioğlu’nun ve bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir.
Bu durumdaki mahpusların cezaevinde kalmasının ağır hak ihlallerine ve hatta ölüme yol açacağı bilinmelidir. Ağır hasta tutsakların cezaevi ve korona koşulları nedeniyle de sağlık hizmeti alamadığı bilinmektedir. Adalet Bakanlığı’nın cezaevinde yaşanan hukuk dışı koşullara son vermesi, mahpusların nitelikli sağlık hizmetinden yararlanmasını sağlaması anayasa, hukuk devleti ve uluslararası sözleşmelerin gereğidir.
Türkiye cezaevlerinde hasta tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkının korunması için insan haklarından sorumlu olan her yapı görevini yerine getirmelidir. Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olanların yaşam hakkı risk altında olmamalıdır. Ebedin ABİ, Bazo Yılmaz, Mendük KILIÇ, ve Fırat NEBİOĞLU’nun yaşam ve sağlık haklarının korunması için Komisyonunun konuyu derhal gündemine alması, olayı tüm boyutları ile araştırmak üzere acil bir heyetin oluşturularak ilgili cezaevine gitmesi ve tüm taraflarla görüşerek bir rapor hazırlaması ve Uluslararası sözleşmelerin ve tutuklu-hükümlü haklarına ilişkin mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayacak bütünlüklü bir politikanın üretilmesi için siyasi sorumluluk üstlenmelidir. Bu hususta gerekli çalışmaların derhal başlatılması komisyonun misyonu ve sorumluluğu gereğidir. Konuya dair gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize sunarım. Bu bahisle Komisyona başvuru zarureti hâsıldır. Konuya dair gerekli çalışmaların yürütülmesini ve neticeden tarafımın bilgilendirilmesi gereğini ilgilerinize sunarım. 19.04.2022"denildi
Haber Kaynağı : Muazzez ORHAN IŞIK • [email protected]