VAN HABER, Van GAZETESİ | Van Otelciler Derneği (VANODER) Başkanı Reşat Yeşilağaç, girilen sürecin her alana olduğu gibi otelcilik sektörüne de kayıplar verdiğine vurgu yaparken bu sürecin işletmeciler adına daha hafif atlatılabilmesi için Van’ın İran'la olan sınır kapılarının açılmasının gerekliliğini belirtti. Havacılık sektörüne yapılan desteklerin karayollarına da yapılmasını isteyen YEŞİLAĞAÇ, sektörlerin düzelebilmesi için gerekli adımların atılmasını rica ederek sözlerine şu şekilde devam etti:” Pandemiden dolayı kimse cesaret alıp da tatile gelemiyor. Her yer aynı olduğu için kimse tatile başka yerlere gidemiyor. Şu anda Askeri personel gelirse pazarlamacı kesim dediğimiz firma personelleri gelirse onları alabiliyoruz.
Şu anda bizde 50-60 tane ruhsatlı otel var. Doluluk oranımız ortalama günlük otuzu geçmeyecek şekilde oluyor. Antalya için Ruslar neyi ifade ediyorsa, İstanbul için Araplar neyi ifade ediyorsa, bizim için de İran onu ifade ediyor.
Bugün gelen haber doğrultusunda Meran firması İran Tahran’dan iki firma İstanbul’a uçak kaldırıyor. Ondan sonra bu meran firması büyük ihtimal günde üç dört uçuşa çıkartacak. Bir İran firması daha var aynı şekilde o da İstanbul’a uçak kaldırıyor. Bunun yanı sıra Türk hava yolları dört güne kadar uçuşları başlatıyor. Bunlar olduktan sonra bizde diyoruz ki neden sınır kapılarımız açılmıyor. Genel itibariyle bizi ayakta tutabilecek tek şey sadece İran pazarıdır. Van esnafını kurtarabilecek ancak İran pazarıdır. Kalkan uçakların tamamında test sonuçlarına göre bilet alımı oluyor. Bizde aynı şekilde sınır kapılarını açıp bu uygulamanın aynısını bizim gümrük kapılarında yapıp gümrüklerimizin açılması istiyoruz.
Bütün sektörde olduğu gibi bizim sektörde de baya personel çıkardık. İster istemez yaptık bunu çünkü maaşlarını ödeyemiyoruz, sigortasını yatıramıyoruz. Yatıramadığınız için de mecburen çıkartmak zorunda kaldık. Sektörümüzde en az yüzde atmışı yetmişi işten çıkarılmış. Çünkü yüzde ellinin altına düşen oteller zarar eder. Şu anda yüzde otuzlarda olduğumuz için işçi çıkartmaktan başka çaremiz kalmadı. Pandemi sürecinden dolayı sigortalar bir kaç aya ertelendi, personel maaşı iş kur tarafından birkaç ay ödendi. Ama bunlarda ancak bir noktaya kadar olduğu için ilerleme kaydedemiyoruz. Turizm olarak hiçbir anlamda teşvik alınmadığı zaman sorun yaşanıyor.
İran'la Van olarak aynı aile gibiyiz. Sürekli konuşup görüşüyoruz. Bugünde dört beş acenteciyle konuştuk. İran ciddi anlamda Van’ı çok seviyor. Biz Vanlılar da İran’ı çok seviyoruz. Bizim ekmeğimiz oradan geliyor. İranlı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde onlarında isteklerinin bizimle aynı doğrultuda olduğunu söyleyebilirim. Onların da istedikleri şey gümrük kapılarının açılmasıdır. Açıldığı sürece biz yine kışın da çok güzel bir şekilde geçiniriz. Doluluk oranlarımızda ciddi anlamda artış olur. Umarım Türk hava yollarına tanınanın aynısını kara yollarına da tanınır ve bu anlamda da bizde ciddi şekilde ekmek yiyebiliriz.“
Otelcilik sürecindeki kötü gidişatı anlattıktan sonra Van’da doksan milyonluk cezaevi yatırımı hakkında düşüncelerini de dile getiren YEŞİLAĞAÇ, bu çalışmanın yatırım olarak piyasaya sunulmasının yanlış olduğunu ve bunun bir yatırım olmadığını söyleyerek şu şekilde devam etti: ”Keşke bu doksan milyon turizme, Van esnafına, sahil yollarına, çevre yollarına veya otogara harcanmış olsaydı. Bir turizmci olarak bu duruma üzüldüm doğrusu. Süreç bu kadar kötüyken Van esnafı, Van turizmi bu kadar ciddi sıkıntılar içerisindeyken doksan milyonu cezaevine, doksan milyonluk bir yatırım şeklinde gösterilmesi bizi üzüyor. Çünkü ülke ve dünya olarak çok ciddi sıkıntılar içerindeyiz. Zaten şehrimiz tükendi. Van şehri bir milyon nüfusa sahip ve bir stadımız bile yok. Bunlar hepsi dururken bir cezaevinin yapılması Van’a yakışmadı. Umarım bundan sonra daha ciddi anlamda bir çalışma yapılır.
RÖPORTAJ: YUNUS TUĞRUL - VAN BASIN
SES KAYDI ÇÖZÜMÜ VE DERLEMESİ: SEVDA YETKİN - VAN GAZETESİ
TASARIM MONTAJ: HİKMETULLAH YETKİN
Şu anda bizde 50-60 tane ruhsatlı otel var. Doluluk oranımız ortalama günlük otuzu geçmeyecek şekilde oluyor. Antalya için Ruslar neyi ifade ediyorsa, İstanbul için Araplar neyi ifade ediyorsa, bizim için de İran onu ifade ediyor.
Bugün gelen haber doğrultusunda Meran firması İran Tahran’dan iki firma İstanbul’a uçak kaldırıyor. Ondan sonra bu meran firması büyük ihtimal günde üç dört uçuşa çıkartacak. Bir İran firması daha var aynı şekilde o da İstanbul’a uçak kaldırıyor. Bunun yanı sıra Türk hava yolları dört güne kadar uçuşları başlatıyor. Bunlar olduktan sonra bizde diyoruz ki neden sınır kapılarımız açılmıyor. Genel itibariyle bizi ayakta tutabilecek tek şey sadece İran pazarıdır. Van esnafını kurtarabilecek ancak İran pazarıdır. Kalkan uçakların tamamında test sonuçlarına göre bilet alımı oluyor. Bizde aynı şekilde sınır kapılarını açıp bu uygulamanın aynısını bizim gümrük kapılarında yapıp gümrüklerimizin açılması istiyoruz.
Bütün sektörde olduğu gibi bizim sektörde de baya personel çıkardık. İster istemez yaptık bunu çünkü maaşlarını ödeyemiyoruz, sigortasını yatıramıyoruz. Yatıramadığınız için de mecburen çıkartmak zorunda kaldık. Sektörümüzde en az yüzde atmışı yetmişi işten çıkarılmış. Çünkü yüzde ellinin altına düşen oteller zarar eder. Şu anda yüzde otuzlarda olduğumuz için işçi çıkartmaktan başka çaremiz kalmadı. Pandemi sürecinden dolayı sigortalar bir kaç aya ertelendi, personel maaşı iş kur tarafından birkaç ay ödendi. Ama bunlarda ancak bir noktaya kadar olduğu için ilerleme kaydedemiyoruz. Turizm olarak hiçbir anlamda teşvik alınmadığı zaman sorun yaşanıyor.
İran'la Van olarak aynı aile gibiyiz. Sürekli konuşup görüşüyoruz. Bugünde dört beş acenteciyle konuştuk. İran ciddi anlamda Van’ı çok seviyor. Biz Vanlılar da İran’ı çok seviyoruz. Bizim ekmeğimiz oradan geliyor. İranlı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde onlarında isteklerinin bizimle aynı doğrultuda olduğunu söyleyebilirim. Onların da istedikleri şey gümrük kapılarının açılmasıdır. Açıldığı sürece biz yine kışın da çok güzel bir şekilde geçiniriz. Doluluk oranlarımızda ciddi anlamda artış olur. Umarım Türk hava yollarına tanınanın aynısını kara yollarına da tanınır ve bu anlamda da bizde ciddi şekilde ekmek yiyebiliriz.“
Otelcilik sürecindeki kötü gidişatı anlattıktan sonra Van’da doksan milyonluk cezaevi yatırımı hakkında düşüncelerini de dile getiren YEŞİLAĞAÇ, bu çalışmanın yatırım olarak piyasaya sunulmasının yanlış olduğunu ve bunun bir yatırım olmadığını söyleyerek şu şekilde devam etti: ”Keşke bu doksan milyon turizme, Van esnafına, sahil yollarına, çevre yollarına veya otogara harcanmış olsaydı. Bir turizmci olarak bu duruma üzüldüm doğrusu. Süreç bu kadar kötüyken Van esnafı, Van turizmi bu kadar ciddi sıkıntılar içerisindeyken doksan milyonu cezaevine, doksan milyonluk bir yatırım şeklinde gösterilmesi bizi üzüyor. Çünkü ülke ve dünya olarak çok ciddi sıkıntılar içerindeyiz. Zaten şehrimiz tükendi. Van şehri bir milyon nüfusa sahip ve bir stadımız bile yok. Bunlar hepsi dururken bir cezaevinin yapılması Van’a yakışmadı. Umarım bundan sonra daha ciddi anlamda bir çalışma yapılır.
RÖPORTAJ: YUNUS TUĞRUL - VAN BASIN
SES KAYDI ÇÖZÜMÜ VE DERLEMESİ: SEVDA YETKİN - VAN GAZETESİ
TASARIM MONTAJ: HİKMETULLAH YETKİN
