Van Haber ve van Gazetesi köşe yazarları Yüksel Ertaş, "Covid 19 salgının başlangıcından bu yana 160'tan fazla motorlu kuryenin yaşanan kazalarda hayatını kaybettiği söyleniyor. Sokağa çıkma kısıtlamalarından dolayı lokanta ve restoranların evlere yaptığı paket servis yoğunluğunun zirveye çıktığı bir dönemi yaşıyoruz.
Eşofmanıyla, beyaz atletli göbeğiyle kanepeye uzanmış bir şişkonun aniden bastıran karın açlığını hızlı bir şekilde gidermek için siparişleri yetiştirme telaşından yaşamından olan 160’tan fazla insan. Canlı tanığı olduğumuz bu ölümler, aslında zihnimizde canlandırma cesareti bile gösteremediğimiz dünyadaki ve ülkemizdeki piyasa ve çalışma koşullarının, hayat kavgasının korkunç atmosferini yansıtan ve bunun en yalın, en Türkçe, en yerli ve milli hali. Evet bu tam da söylendiği gibi vahşi kapitalizm. O kadar vahşi ki çarkının içindeki insanların hayatını kumara dönüştürmüş adeta. Çalışanların hayatlarını devam ettirebilmek için ortaya koydukları şey, yine kendi hayatları. Vahşi kapitalizmden laf açılmışken özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin yaşadıkları sorunlara ve içinde bulundukları ruh haline de değinmek lazım.
Kendim de bir süre çalışıp kovulduğum için ve eğitimci olduğumdan kendimi konunun yabancısı olarak saymıyorum. Şuanda özel kurumlarda birçok özlük hakkından yoksun ve çok düşük ücretlerde çalıştırılan on binlerce öğretmen var.
Özellikle yeni veya kısa süre önce mezun olmuş olan kimi öğretmenlerin asgari ücretin de altında çalıştırıldığı ve ücretini alamayanların da olduğu üstelik angaryaya maruz kaldıkları bilinmekte.
Özel sektörde çalışan öğretmenlerin ücret haklarını gözeten ve bunu denetleyen hiçbir mekanizma bulunmamakta. Kendileri de itiraz edebilecek bir konumda değiller, çünkü anında işlerinden olurlar. Serbest piyasanın paradoks olduğu gerçeğini bir yana bırakalım. Bu durum; Şüphesiz ki her insanda devlet kurumlarının, piyasa üzerinde neden çalışanların haklarının gözetildiği ve anayasada da belirtilen sosyal devlet gereği olan etkin ve istikrarlı bir denetim kuramadığı sorusunu akla getiriyor.
Evet liberal ekonomi, serbest piyasa ama bu kadar da serbest olması adil mi, insan onuruna layık mı? Herkes mülk sahiplerinin uçuk düzeyde kira bedeli istediğinden yakınır. Van, gelir sıralamasında en yoksul 10 kent arasında iken kira geliri sıralamasında nasıl ilk sıralarda yer alır?
Kentlerin en ücra varoşlarında faturasını 3 gün geciktirdiği için damı akan yoksul bir hanenin elektriğini kesme kudretine sahip kurumlarımız varken neden aynı hassasiyet ve kudret, ticari mülk sahipleri, üniversite mezunlarını asgari ücret altında çalıştıran özel sektör kuruluşları için gösterilmez."dedi.
YAZAR: YÜKSEL ERTAŞ - 2021
Eşofmanıyla, beyaz atletli göbeğiyle kanepeye uzanmış bir şişkonun aniden bastıran karın açlığını hızlı bir şekilde gidermek için siparişleri yetiştirme telaşından yaşamından olan 160’tan fazla insan. Canlı tanığı olduğumuz bu ölümler, aslında zihnimizde canlandırma cesareti bile gösteremediğimiz dünyadaki ve ülkemizdeki piyasa ve çalışma koşullarının, hayat kavgasının korkunç atmosferini yansıtan ve bunun en yalın, en Türkçe, en yerli ve milli hali. Evet bu tam da söylendiği gibi vahşi kapitalizm. O kadar vahşi ki çarkının içindeki insanların hayatını kumara dönüştürmüş adeta. Çalışanların hayatlarını devam ettirebilmek için ortaya koydukları şey, yine kendi hayatları. Vahşi kapitalizmden laf açılmışken özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin yaşadıkları sorunlara ve içinde bulundukları ruh haline de değinmek lazım.
Kendim de bir süre çalışıp kovulduğum için ve eğitimci olduğumdan kendimi konunun yabancısı olarak saymıyorum. Şuanda özel kurumlarda birçok özlük hakkından yoksun ve çok düşük ücretlerde çalıştırılan on binlerce öğretmen var.
Özellikle yeni veya kısa süre önce mezun olmuş olan kimi öğretmenlerin asgari ücretin de altında çalıştırıldığı ve ücretini alamayanların da olduğu üstelik angaryaya maruz kaldıkları bilinmekte.
Özel sektörde çalışan öğretmenlerin ücret haklarını gözeten ve bunu denetleyen hiçbir mekanizma bulunmamakta. Kendileri de itiraz edebilecek bir konumda değiller, çünkü anında işlerinden olurlar. Serbest piyasanın paradoks olduğu gerçeğini bir yana bırakalım. Bu durum; Şüphesiz ki her insanda devlet kurumlarının, piyasa üzerinde neden çalışanların haklarının gözetildiği ve anayasada da belirtilen sosyal devlet gereği olan etkin ve istikrarlı bir denetim kuramadığı sorusunu akla getiriyor.
Evet liberal ekonomi, serbest piyasa ama bu kadar da serbest olması adil mi, insan onuruna layık mı? Herkes mülk sahiplerinin uçuk düzeyde kira bedeli istediğinden yakınır. Van, gelir sıralamasında en yoksul 10 kent arasında iken kira geliri sıralamasında nasıl ilk sıralarda yer alır?
Kentlerin en ücra varoşlarında faturasını 3 gün geciktirdiği için damı akan yoksul bir hanenin elektriğini kesme kudretine sahip kurumlarımız varken neden aynı hassasiyet ve kudret, ticari mülk sahipleri, üniversite mezunlarını asgari ücret altında çalıştıran özel sektör kuruluşları için gösterilmez."dedi.
YAZAR: YÜKSEL ERTAŞ - 2021
Çok güzel dile getirmişsiniz. Kaleminize sağlık.
Teşekkür ederim. Sorunları biraz olsun dile getirebildiysek ne mutlu bize