İSTİKRARLI ARTAN BİR KARİYER…
Maden Mühendisi olan Müslüm Erbay, Van / Başkale’de doğdu. İlk, Orta öğrenimini Başkale’de, Lise öğrenimini Van Atatürk Lisesinde derece ile tamamladı. Lisans eğitimini; İstanbul Teknik Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümünden tamamladı. Yüksek Lisansını Kuantum Mekaniği üzerinde yaptı.
Bir Sivil Toplum Gönüllüsü olan ve aynı zamanda Köyden Kent’e, Yerel’den Ulusal’a bir kalkınma modelini üzerinde çalışmalar yürüten Erbay, DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Başkanlığı, Van TSO Meclis Üyeliği ve Enerji Madencilik Komisyonu Başkanlığı, TOBB Genel Kurul Delegeliği, Doğu Anadolu Madenciler Derneği Kurucusu ve Başkanlığı görevlerini sürdürmektedir.
İLKOKULDAN SONRA OKUMAYA 4 YIL ARA VERDİ SONRA, TEKRAR OKUDU VE HEDEFİNE ULAŞTI.
"Madenciliğe nereden girdim? Sorusuna yanıt olarak: İlkokul ve Ortaokul arasına 4 yıl ara verdim. 5. Yıl Ortaokula devam ettim. Çok fazla öğretmen görmeden, Okuma, yazma ve Türkçe öğrenmeden ilkokulu bitirdim. Beni madenciliğe teşvik eden MTA aracının köyümüze gelmesi oldu. ilk kez maden mühendisi kavramını orada duydum ve madencilik merakım da orada başladı. Hani, herkesin bir menkıbesi var ya, benimki de öyle bir şey…
İlk okulu bitirdikten 4 yıl aradan sonra Başkale YİBO ile başlayan eğitim kariyerim, Van Atatürk Lisesi, İstanbul Teknik Üniversitesi derken o gün bugündür madencilik ile haşir neşirim. Madencilik benim için bitmez bir Sevdadır. Madencilik mesleğimi severek yapıyorum."
YERÜSTÜ VE YERALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARIMIZ HAKKINDA
"Madencilik, anayasal bir haktır. 3213 sayılı maden kanunun 4. Madddesi: “Madenler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi değildir.” şeklindedir.
Yani yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları aslında devletindir. Sadece madencilere kanun kapsamında madenin işletme hakkı verilmiştir.
Yeraltı zenginlik kaynakları (madenler) açısından zengin bir ülkeyiz diyebiliriz…
VAN GAZETESİ (ÖZEL HABER)
Van, Hakkari, Bitlis özelinde bölgemizin madenciliğini konuşacak olursak, çok cidi yeraltı zenginlik kaynaklarına sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Ekonomik anlamda, Van ve civarının 4 ana itici sektörümüzün olduğunu biliyoruz.
Bunlar; Tarım, Hayvancılık, Turizm ve yeraltı yerüstü zenginlik kaynaklarımızdır. Bölge olarak; en güçlü yanımız, sahip olduğumuz yeraltı zenginlik kaynaklarımız yanı madenlerimizdir.
Örneğin; Van, Erciş, Başkale, Tatvan Ahlat bölgesi olarak çok büyük pomza perlit rezervlerine sahibiz. Son yıllarda Hakkari bölgemizde Kurşun, Çinko yatakları Dünya'da sayılı bir sıralamada yerini almış durumdadır. Metalik madenlerde Van ve civarı; çok büyük demir yataklarının yanısıra, önemli Polimetal (Bakır, Nikel, Cobalt…)maden sahalarına da sahiptir. Önümüzdeki yıllarda,ilimizde madencilik alanında ciddi yatırımların yapılacağı şimdiden söyleyebilirim. Sektör olarak, madenciliğimizin hakkettiği yere gelmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Biz madenciler, sektörlerin yetimleri olarak kendimizi görüyoruz."dedi.
BAŞKALE'DE SINIR KAPISI VE MADEN YATAKLARI
"Başkale ekonomik olarak 2010 yılına kadar bölgenin akan çeşmesiydi. Sınır bölgesi boyunca İran'dan gelen akaryakıt ve benzeri ürünler ülke geneline yayılıyordu. Bu da Van ve bölge için çok büyük ekonomik kazanç sağlıyordu. Başkale'de; sınır bölgesindeki ticari haraketliliğin kısıtlanması sonrasında, insanlarımız ekonomik anlamada adeta suyu kesilmiş derede çırpınan balık misali; bir anda geçim kaynakları kurudu, ekmek kapıları kapandı...
Van / Başkale Gelincik sınır kapısı açık olduğu zamanlarda, ülkenin dört bir yanından insanlar gelerek ticaret yapıyordu.
Gelincik sınır kapısı, bölgesel anlamda herkesin istifade ettiği, geçimini sağladığı bir ticaret merkezi hükmündeydi. Ancak, 1 yıl açık kalan bu kapının kapanması ardından insanlar sınır hattı boyunca mecburen sınır kaçakçılığına yöneldi ve yıllarca geçimlerini kaçakçılık yaparak sağladılar. Taaa ki 2011 Van depremi sonrasında, Özellikle İran tarafından sınırlarda artırılan güvenlik tedbirleri kapsamında sınır kaçakçılığı dediğimiz ticaret bitme noktasına geldi ve son yıllarda göçmen haraketliliği / kaçakçılığı dışında akaryakıt ve benzeri diğer ticaretlerin tamamı bitti. İşte, ondan sonra olanlar oldu ve Başkale halkı ekonomik sıkıntılarla baş başa kaldı; İnsanlar köylerinden Van’a ve batıya göç etmek zorunda kaldı. Köylerde nüfusu gün geçtikçe azaldı. Gelinen noktada Başkalenin ekonomik olarak çok ciddi sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Bu nedenle, Gelincik sınır kapısının açılması elzemdir.
Başkale, hayvancılıkta önemli bir yere sahip olmakla beraber, günün koşullarına uygu bir hayvancılık yapılmadığından bu işte yeterli verim alınamamaktadır…
Başkale, yeraltı zenginlik kaynakları açısından oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Önümüzdeki yıllarda Başkale için madencilik alanında önemli gelişmeler bekliyoruz. Mermer, Traverten, Oniks, Granit, metalik madenler, pomza, perlit,Torf, feldspat, kükürt…
Oniksten süs eşyası, el sanatları şeklinde kamu kurumları Başkale'de bir el işleme atölyesi açılabilir. Burada özellikle 40-50 kadın istihdam edilebilir. Burada işlenen süs eşyası dünyaya pazarlana bilir. Bu ve benzeri çabalar ile Başkale kendisini toparlayabilir."dedi.
BAŞKALENİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ NELERDİR?
Tabi, her bir coğrafyanın kendisine has İyi / Kötü, Güçlü / Zayıf yönleri olabilir.
Başkale için,
Güçlü yanlar (Avantajlar):
Henüz tahrip olmamış çevre ve doğa koşulları,
Değerlendirilmesi durumunda, sahip olduğu Tarım (geniş araziler, endemik bitki çeşitliliği), Hayvancılık, Madencilik (yer altı zenginlik kaynakları) ve Turizm potansiyeli,
Sahip olduğumuz genç ve dinamik nüfusu yapısı,
Sınır İlçesi olması hasebiyle Sınır Ticareti imkanlarına sahip( Gelincik Sınır Kapısı)
Zayıf yanlar (Dezavantajlar):
Coğrafi olarak sahip olunan bazı avantajlar, tarihi süreç içerisinde dezavantaja dönüşebiliyor;
Sosyoekopolitik Kuşağında yer alıyor olması.
Eğitim seviyesinin düşük olması,
İşsizlikten kaynaklı dışa göç veriyor,
Feodalizmin Başkenti olması,
İklim (ağır kış) şartları.
Alt yapı, Üst yapı eksikliği…
SON OLARAK MADENCİLİK HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPILMASI GEREKİR İSE;
" Madencilik politikasının tekrar tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Maden Ruhsatlandırma aşamaları çok zor, cezalar ağır ve bunun sonucunda iptal edilen ruhsat sayıları çok çok fazla.
• Madencilikte, bölgesel elastik katsayısı artırılmalı.
• Yer altı / Yerüstü zenginlik kaynakları açısında oldukça önemli bir coğrafyada olduğumuzu düşünüyoruz.
• Bölgemizin SWOT Analizinde Yeraltı zenginlik kaynaklarımız en güçlü yanımız olduğu bir gerçek…
• Madenciliğimiz 3K Tehdidi ile karşı karşıyadır.
Korkutan coğrafya
Korkak sermaye
Korkutan Mevzuat
• Maden Ruhsat aşamalarında, gerek orman izinleri, gerek meradan hazineye tahsis işlemleri ve gerekse diğer izinlerde çok ağır işleyen, hantal bir bürokratik süreç var…
• 2010 yılından bugüne Madencilik sektörü ile ilgili çıkarılan her bir kanun ve ilgili mevzuat bir öncekini mumla arar nitelikte olmuştur...
• Madenciliği zorlaştırıcı, madencilik yatırımlarında cezai caydırıcılık ile sektörden soğutan bir strateji izlenmiştir... Berlin, Lozan, Istanbul, Hakkari aynı mevzuatta tabi tutulmuştur…
• Cumhurbaşkanlığında hâllen devam eden “Güvenlik Soruşturması” ciddi mağduriyetlere sebep oluyor. Bazen bir yıldan fazla devam eden bu soruşturma ruhsat iptallerinden tutun, yatırımların sakat kalmasına ve müteşebbis ruhun zedelenmesine sebep oluyor. Kanunda yeri olmayan bu uygulamaya bir an evvel son verilmeli.
• Ruhsat bedellerinin, harçlarının yüksek oluşu ve madencilikte haksız yerde (çalışmayan sahalarda) alınan Devlet hakkı sosyal hukuk devletine yakışmayan bir uygulamadır ve bu uygulamaya son verilmelidir.
• Madencilikte mera tahsis işlemlerinde 20 yıllık ot bedeli alınıyor, fakat 10 yıllık işletme veriliyor ve 10 yılın sonunda tekrar 20 yıllık ot bedeli alınıyor. Burada madenciden haksız bir yerde para alınıyor. Bu konuda bir düzenlemeye gidilmeli.
• 1-a Kum-Çakıl sahalarında özel mülkiyet olmasına rağmen ruhsat bedeli haksız bir kazançtır. Bu grup madenlerde ruhsat harcı, ruhsat bedeli kaldırılmalıdır. Ve bu grup madenler için 1 maden mühendisi 5 adet sahaya bakabilmelidir ki sahanın işletilmesi ekonomik olabilsin. Aksi taktirde 1-a Grup Kum-Çakıl ve benzeri madenlerde mevcut mevzuat İle yürümesi mümkün değildir.
• Bazen onlarca İhalelik saha; tek erişim Numarası ile, farklı illerdeki sahalar birleştiriliyor belli şirket yada şahıslara, tesis şartı gerekçesiyle veriliyor. Burada şeffaflık ilkesine aykırı hareket ediliyor. Bu durum mevzuatı bertaraf ediyor ve diğer madencilerin şevkini kırıyor, madencilikteki müteşebbis ruhu zedeliyor.
Ülkemizde, özellikle 2010 yılından sonra madenciliğimizde ne aşamada olduğunu anlamak için, iptal edilen ve ihalelik olan sahalara bakmak yeterli olacaktır…" dedi.
Van Gazetesi - Özel haber
Maden Mühendisi olan Müslüm Erbay, Van / Başkale’de doğdu. İlk, Orta öğrenimini Başkale’de, Lise öğrenimini Van Atatürk Lisesinde derece ile tamamladı. Lisans eğitimini; İstanbul Teknik Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümünden tamamladı. Yüksek Lisansını Kuantum Mekaniği üzerinde yaptı.
Bir Sivil Toplum Gönüllüsü olan ve aynı zamanda Köyden Kent’e, Yerel’den Ulusal’a bir kalkınma modelini üzerinde çalışmalar yürüten Erbay, DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Başkanlığı, Van TSO Meclis Üyeliği ve Enerji Madencilik Komisyonu Başkanlığı, TOBB Genel Kurul Delegeliği, Doğu Anadolu Madenciler Derneği Kurucusu ve Başkanlığı görevlerini sürdürmektedir.
İLKOKULDAN SONRA OKUMAYA 4 YIL ARA VERDİ SONRA, TEKRAR OKUDU VE HEDEFİNE ULAŞTI.
"Madenciliğe nereden girdim? Sorusuna yanıt olarak: İlkokul ve Ortaokul arasına 4 yıl ara verdim. 5. Yıl Ortaokula devam ettim. Çok fazla öğretmen görmeden, Okuma, yazma ve Türkçe öğrenmeden ilkokulu bitirdim. Beni madenciliğe teşvik eden MTA aracının köyümüze gelmesi oldu. ilk kez maden mühendisi kavramını orada duydum ve madencilik merakım da orada başladı. Hani, herkesin bir menkıbesi var ya, benimki de öyle bir şey…
İlk okulu bitirdikten 4 yıl aradan sonra Başkale YİBO ile başlayan eğitim kariyerim, Van Atatürk Lisesi, İstanbul Teknik Üniversitesi derken o gün bugündür madencilik ile haşir neşirim. Madencilik benim için bitmez bir Sevdadır. Madencilik mesleğimi severek yapıyorum."
YERÜSTÜ VE YERALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARIMIZ HAKKINDA
"Madencilik, anayasal bir haktır. 3213 sayılı maden kanunun 4. Madddesi: “Madenler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi değildir.” şeklindedir.
Yani yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları aslında devletindir. Sadece madencilere kanun kapsamında madenin işletme hakkı verilmiştir.
Yeraltı zenginlik kaynakları (madenler) açısından zengin bir ülkeyiz diyebiliriz…
VAN GAZETESİ (ÖZEL HABER)
Van, Hakkari, Bitlis özelinde bölgemizin madenciliğini konuşacak olursak, çok cidi yeraltı zenginlik kaynaklarına sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Ekonomik anlamda, Van ve civarının 4 ana itici sektörümüzün olduğunu biliyoruz.
Bunlar; Tarım, Hayvancılık, Turizm ve yeraltı yerüstü zenginlik kaynaklarımızdır. Bölge olarak; en güçlü yanımız, sahip olduğumuz yeraltı zenginlik kaynaklarımız yanı madenlerimizdir.
Örneğin; Van, Erciş, Başkale, Tatvan Ahlat bölgesi olarak çok büyük pomza perlit rezervlerine sahibiz. Son yıllarda Hakkari bölgemizde Kurşun, Çinko yatakları Dünya'da sayılı bir sıralamada yerini almış durumdadır. Metalik madenlerde Van ve civarı; çok büyük demir yataklarının yanısıra, önemli Polimetal (Bakır, Nikel, Cobalt…)maden sahalarına da sahiptir. Önümüzdeki yıllarda,ilimizde madencilik alanında ciddi yatırımların yapılacağı şimdiden söyleyebilirim. Sektör olarak, madenciliğimizin hakkettiği yere gelmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Biz madenciler, sektörlerin yetimleri olarak kendimizi görüyoruz."dedi.
BAŞKALE'DE SINIR KAPISI VE MADEN YATAKLARI
"Başkale ekonomik olarak 2010 yılına kadar bölgenin akan çeşmesiydi. Sınır bölgesi boyunca İran'dan gelen akaryakıt ve benzeri ürünler ülke geneline yayılıyordu. Bu da Van ve bölge için çok büyük ekonomik kazanç sağlıyordu. Başkale'de; sınır bölgesindeki ticari haraketliliğin kısıtlanması sonrasında, insanlarımız ekonomik anlamada adeta suyu kesilmiş derede çırpınan balık misali; bir anda geçim kaynakları kurudu, ekmek kapıları kapandı...
Van / Başkale Gelincik sınır kapısı açık olduğu zamanlarda, ülkenin dört bir yanından insanlar gelerek ticaret yapıyordu.
Gelincik sınır kapısı, bölgesel anlamda herkesin istifade ettiği, geçimini sağladığı bir ticaret merkezi hükmündeydi. Ancak, 1 yıl açık kalan bu kapının kapanması ardından insanlar sınır hattı boyunca mecburen sınır kaçakçılığına yöneldi ve yıllarca geçimlerini kaçakçılık yaparak sağladılar. Taaa ki 2011 Van depremi sonrasında, Özellikle İran tarafından sınırlarda artırılan güvenlik tedbirleri kapsamında sınır kaçakçılığı dediğimiz ticaret bitme noktasına geldi ve son yıllarda göçmen haraketliliği / kaçakçılığı dışında akaryakıt ve benzeri diğer ticaretlerin tamamı bitti. İşte, ondan sonra olanlar oldu ve Başkale halkı ekonomik sıkıntılarla baş başa kaldı; İnsanlar köylerinden Van’a ve batıya göç etmek zorunda kaldı. Köylerde nüfusu gün geçtikçe azaldı. Gelinen noktada Başkalenin ekonomik olarak çok ciddi sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Bu nedenle, Gelincik sınır kapısının açılması elzemdir.
Başkale, hayvancılıkta önemli bir yere sahip olmakla beraber, günün koşullarına uygu bir hayvancılık yapılmadığından bu işte yeterli verim alınamamaktadır…
Başkale, yeraltı zenginlik kaynakları açısından oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Önümüzdeki yıllarda Başkale için madencilik alanında önemli gelişmeler bekliyoruz. Mermer, Traverten, Oniks, Granit, metalik madenler, pomza, perlit,Torf, feldspat, kükürt…
Oniksten süs eşyası, el sanatları şeklinde kamu kurumları Başkale'de bir el işleme atölyesi açılabilir. Burada özellikle 40-50 kadın istihdam edilebilir. Burada işlenen süs eşyası dünyaya pazarlana bilir. Bu ve benzeri çabalar ile Başkale kendisini toparlayabilir."dedi.
BAŞKALENİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ NELERDİR?
Tabi, her bir coğrafyanın kendisine has İyi / Kötü, Güçlü / Zayıf yönleri olabilir.
Başkale için,
Güçlü yanlar (Avantajlar):
Henüz tahrip olmamış çevre ve doğa koşulları,
Değerlendirilmesi durumunda, sahip olduğu Tarım (geniş araziler, endemik bitki çeşitliliği), Hayvancılık, Madencilik (yer altı zenginlik kaynakları) ve Turizm potansiyeli,
Sahip olduğumuz genç ve dinamik nüfusu yapısı,
Sınır İlçesi olması hasebiyle Sınır Ticareti imkanlarına sahip( Gelincik Sınır Kapısı)
Zayıf yanlar (Dezavantajlar):
Coğrafi olarak sahip olunan bazı avantajlar, tarihi süreç içerisinde dezavantaja dönüşebiliyor;
Sosyoekopolitik Kuşağında yer alıyor olması.
Eğitim seviyesinin düşük olması,
İşsizlikten kaynaklı dışa göç veriyor,
Feodalizmin Başkenti olması,
İklim (ağır kış) şartları.
Alt yapı, Üst yapı eksikliği…
SON OLARAK MADENCİLİK HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPILMASI GEREKİR İSE;
" Madencilik politikasının tekrar tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Maden Ruhsatlandırma aşamaları çok zor, cezalar ağır ve bunun sonucunda iptal edilen ruhsat sayıları çok çok fazla.
• Madencilikte, bölgesel elastik katsayısı artırılmalı.
• Yer altı / Yerüstü zenginlik kaynakları açısında oldukça önemli bir coğrafyada olduğumuzu düşünüyoruz.
• Bölgemizin SWOT Analizinde Yeraltı zenginlik kaynaklarımız en güçlü yanımız olduğu bir gerçek…
• Madenciliğimiz 3K Tehdidi ile karşı karşıyadır.
Korkutan coğrafya
Korkak sermaye
Korkutan Mevzuat
• Maden Ruhsat aşamalarında, gerek orman izinleri, gerek meradan hazineye tahsis işlemleri ve gerekse diğer izinlerde çok ağır işleyen, hantal bir bürokratik süreç var…
• 2010 yılından bugüne Madencilik sektörü ile ilgili çıkarılan her bir kanun ve ilgili mevzuat bir öncekini mumla arar nitelikte olmuştur...
• Madenciliği zorlaştırıcı, madencilik yatırımlarında cezai caydırıcılık ile sektörden soğutan bir strateji izlenmiştir... Berlin, Lozan, Istanbul, Hakkari aynı mevzuatta tabi tutulmuştur…
• Cumhurbaşkanlığında hâllen devam eden “Güvenlik Soruşturması” ciddi mağduriyetlere sebep oluyor. Bazen bir yıldan fazla devam eden bu soruşturma ruhsat iptallerinden tutun, yatırımların sakat kalmasına ve müteşebbis ruhun zedelenmesine sebep oluyor. Kanunda yeri olmayan bu uygulamaya bir an evvel son verilmeli.
• Ruhsat bedellerinin, harçlarının yüksek oluşu ve madencilikte haksız yerde (çalışmayan sahalarda) alınan Devlet hakkı sosyal hukuk devletine yakışmayan bir uygulamadır ve bu uygulamaya son verilmelidir.
• Madencilikte mera tahsis işlemlerinde 20 yıllık ot bedeli alınıyor, fakat 10 yıllık işletme veriliyor ve 10 yılın sonunda tekrar 20 yıllık ot bedeli alınıyor. Burada madenciden haksız bir yerde para alınıyor. Bu konuda bir düzenlemeye gidilmeli.
• 1-a Kum-Çakıl sahalarında özel mülkiyet olmasına rağmen ruhsat bedeli haksız bir kazançtır. Bu grup madenlerde ruhsat harcı, ruhsat bedeli kaldırılmalıdır. Ve bu grup madenler için 1 maden mühendisi 5 adet sahaya bakabilmelidir ki sahanın işletilmesi ekonomik olabilsin. Aksi taktirde 1-a Grup Kum-Çakıl ve benzeri madenlerde mevcut mevzuat İle yürümesi mümkün değildir.
• Bazen onlarca İhalelik saha; tek erişim Numarası ile, farklı illerdeki sahalar birleştiriliyor belli şirket yada şahıslara, tesis şartı gerekçesiyle veriliyor. Burada şeffaflık ilkesine aykırı hareket ediliyor. Bu durum mevzuatı bertaraf ediyor ve diğer madencilerin şevkini kırıyor, madencilikteki müteşebbis ruhu zedeliyor.
Ülkemizde, özellikle 2010 yılından sonra madenciliğimizde ne aşamada olduğunu anlamak için, iptal edilen ve ihalelik olan sahalara bakmak yeterli olacaktır…" dedi.
Van Gazetesi - Özel haber