Topkapı Sarayı Müzesi’nin Sarayburnu tarafına bakan ve denize doğru kaydığı tespit edilen yamacına, 4.5 metre yüksekliğinde 39 metre uzunluğunda istinat duvarı yapıldı. Aynı yamaca 150 santim çapında 35 fore kazık ile 1,5 metre çapında 350 mini kazık çakılırken yapılan çalışmalar devam ediyor. İçerisinde Topkapı Hançeri, Kaşıkçı Elması, Nadir Şah Tahtı, Zümrüt Sorguç, Zümrütlü Maşrapa, Altın Miğfer, Hz. Osman’ın Kılıcı, Abanoz Taht gibi değerli eserlerin bulunduğu Fatih Köşkü çökme tehlikesi yaşadığı için ziyarete kapatılarak restorasyona alınmıştı. Tarihi yapıdaki restorasyon çalışmalarında duvarlardaki beton sıvalar onarıldı. Çalışmaların 2020 yılına kadar devam edeceği öğrenildi.
SONDAJ KUYUSU AÇILDI! TOPRAKTAN 235 ADET NUMUNE ALINDI
Bina dış cephe duvarına, otomatik veri okuma sistemi kuruldu. Tüm sensörlerden gelen kablolar, sisteme bağlandı. Kaymanın önüne geçmek için de Sarayburnu tarafındaki alanda 26 adet sondaj kuyusu açılarak buradan 235 adet numune alındı. Alınan numunelerin incelemesi sonrası toprakta kayma tespit edilirken, oluşan bu kaymayı durdurmak amaçlı arazinin 3 farklı kotunda 12 metre ile 18 metre arasında toprak zemine kazıklama yapıldı. Topkapı Sarayı içerisindeki Fatih Köşkünün ilk yapılardan bir tanesi olduğunu belirten Milli Saraylar İdaresi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Çapoğlu, “2016 yılında dış cephesindeki ve kubbesindeki çatlakların mevcudiyeti ile gündeme gelmişti. O gün ki hassasiyet ile bu çatlakların oluşum nedeni araştırıldı. Zemindeki sıvı durumu ve zemin durumunun araştırılması için Topkapı Sarayı Sarayburnu cephesindeki alanda 26 adet sondaj kuyusu açıldı ve buradan 235 adet numune alındı. Alınan bu numunelerin analizi neticesinde toprakta bir kayma tespit edildi. Bu kaymayı durdurmak adına arazinin 3 farklı kotunda 12 metre ile 18 metre arasında değişen derinliklerde toprağa kazıklama yapıldı. En alt kotta yaklaşık 35 adet fore kazık yani çapı 1,5 metreye ulaşan betonarme kazıklar 18 metre derinliğe kadar bir betonarme kazıklama yapıldı. Bunun üstünde de 2 farklı kotta 350 adet mini kazık oluşturularak zeminin kayması durduruldu. Binada yapılan araştırmalar da raspa kazılarında dışarıdan görülen çatlakların altında ise çatlak boyutunu aştığı ve yarık boyutlarına varan ayrılmalar olduğu tespit edildi. Gerek sondaj kuyularına gerekse binanın farklı konumlarına algılayıcılar yerleştirildi. Bu algılayıcılarla binadaki ve topraktaki hareketlilik anbean kaydedildi. Ona göre binalarımızın kubbesinde 1 buçuk tona yakın betonarme yük olduğu tespit edildi. Restorasyon sürecinde de bu betonarme yükün binadan kaldırılması. Binamızın deniz cephesindeki taş duvarları destekler nitelikte bir çelik ağ yapısı hazırlanıyor. Bu çelik ağ yapısı binaya destek olacak” dedi. Bütün bu restorasyon çalışmalarının 2020 yılı Nisan ayına kadar tamamlanacağını belirten Çapoğlu, “2020 yılı Nisan ayına kadar kubbedeki bu 1 buçuk ton ağırlığına varan betonarme yük yüzde 90 oranında kaldırılacak. Kubbe özgününde olduğu gibi ahşap kubbe şeklinde çatıya dönüştürülecek. Bu çalışmaların 2020 Nisan ayına kadar tamamlanması ve tüm restorasyonun ise 2020 yılı Nisan ayında tamamlanmış olacak” şeklinde konuştu.
SONDAJ KUYUSU AÇILDI! TOPRAKTAN 235 ADET NUMUNE ALINDI
Bina dış cephe duvarına, otomatik veri okuma sistemi kuruldu. Tüm sensörlerden gelen kablolar, sisteme bağlandı. Kaymanın önüne geçmek için de Sarayburnu tarafındaki alanda 26 adet sondaj kuyusu açılarak buradan 235 adet numune alındı. Alınan numunelerin incelemesi sonrası toprakta kayma tespit edilirken, oluşan bu kaymayı durdurmak amaçlı arazinin 3 farklı kotunda 12 metre ile 18 metre arasında toprak zemine kazıklama yapıldı. Topkapı Sarayı içerisindeki Fatih Köşkünün ilk yapılardan bir tanesi olduğunu belirten Milli Saraylar İdaresi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Çapoğlu, “2016 yılında dış cephesindeki ve kubbesindeki çatlakların mevcudiyeti ile gündeme gelmişti. O gün ki hassasiyet ile bu çatlakların oluşum nedeni araştırıldı. Zemindeki sıvı durumu ve zemin durumunun araştırılması için Topkapı Sarayı Sarayburnu cephesindeki alanda 26 adet sondaj kuyusu açıldı ve buradan 235 adet numune alındı. Alınan bu numunelerin analizi neticesinde toprakta bir kayma tespit edildi. Bu kaymayı durdurmak adına arazinin 3 farklı kotunda 12 metre ile 18 metre arasında değişen derinliklerde toprağa kazıklama yapıldı. En alt kotta yaklaşık 35 adet fore kazık yani çapı 1,5 metreye ulaşan betonarme kazıklar 18 metre derinliğe kadar bir betonarme kazıklama yapıldı. Bunun üstünde de 2 farklı kotta 350 adet mini kazık oluşturularak zeminin kayması durduruldu. Binada yapılan araştırmalar da raspa kazılarında dışarıdan görülen çatlakların altında ise çatlak boyutunu aştığı ve yarık boyutlarına varan ayrılmalar olduğu tespit edildi. Gerek sondaj kuyularına gerekse binanın farklı konumlarına algılayıcılar yerleştirildi. Bu algılayıcılarla binadaki ve topraktaki hareketlilik anbean kaydedildi. Ona göre binalarımızın kubbesinde 1 buçuk tona yakın betonarme yük olduğu tespit edildi. Restorasyon sürecinde de bu betonarme yükün binadan kaldırılması. Binamızın deniz cephesindeki taş duvarları destekler nitelikte bir çelik ağ yapısı hazırlanıyor. Bu çelik ağ yapısı binaya destek olacak” dedi. Bütün bu restorasyon çalışmalarının 2020 yılı Nisan ayına kadar tamamlanacağını belirten Çapoğlu, “2020 yılı Nisan ayına kadar kubbedeki bu 1 buçuk ton ağırlığına varan betonarme yük yüzde 90 oranında kaldırılacak. Kubbe özgününde olduğu gibi ahşap kubbe şeklinde çatıya dönüştürülecek. Bu çalışmaların 2020 Nisan ayına kadar tamamlanması ve tüm restorasyonun ise 2020 yılı Nisan ayında tamamlanmış olacak” şeklinde konuştu.