Kar yağıyordu bazen bir metre bazen bir metreden daha fazla...
Kızak yapmaya başlardık. Kimisi kocaman kızak yapardı, kimisi küçük...
Kızaklar hazır olunca dağın yolunu tutardık.
Koca koca yamaçları tırmandıktan sonra zirveye ulaşırdık.
Kızaklara binip yamaçtan aşağa doğru kendimizi bırakırdık. İnsanın yüzüne vuran o soğuk havayı, yaşamadan size anlatmam mümkün değil.Kayak işlemi bittikten sonra,
kızaklarımızı alıp tandıra koşuyorduk.
Tandırda yeni pişirilmiş ekmek kokusu yüzümüze vuruyordu. Tandırın içi sımsıcaktı. Kendimize patates alıp sıcak külün içine atıyorduk. Sonra bizde ayaklarımızı tandıra uzatıp ısınıyorduk.Sırasıyla şarkı, şiir, hikaye... söyleyip eyleniyorduk. Patatesler piştikten sonra toplanıp patateslerimizi yerdik. Patatesleri yedikten sonra evlerimize dağılırdık. Akşam yemeğinden sonra tekrar toplanır ve oyun oynardık. Bazen birikmiş kar kütlesinin altına koca tüneller açardık. Bazende kocaman kardan adam yapardık...
Size birşey söyleyeyim mi?
Bu yaptıklarımızın hepsi BEDAVAYDI.
Şimdi çocuklarımıza parayla bile satın alamayız.