İnsan, zamanla her şeyi anlamaya başlar.
Belli bir yaşa göre şekil alır. Ama bazıları ne yazık ki küçük yaşta büyümek zorunda kalır. Bu belki de hayattaki şansınıza bağlıdır. Bunu anlamanın yolu kendinizi nasıl keşfetmeniz gerektiğini bilmekten geçer. Ama her insan kendini keşfetmek konusunda iyi değildir. Neyi sevdiğini neyi sevmediğini bilmeyen çok insan var. Her birey bir boşluğun yaratmış olduğu bilinmezliğin ortasında, solmaya başlayan bir gül edasıyla beklemiştir.
Öyleyse bir insanın kendini keşfetmesini sağlayan güç nedir?
İnsan, yapmak istediklerinden sorumludur. Her yapmayı gerektirecek sorumluluk ise denemeyle birlikte ortaya çıkar. Çünkü insan deneyerek hayatını anlamaya başlar.
Bunu uzun bir süre serüven haline getirir. Sanki bir yolculuğun ortasında farklı yerleri gözlemlerken yeni yerleri keşfettiğiniz gibi her insanda kendini keşfetmek için bir yolcu konumunda olur. Merak duygusu ön planda yer aldığı sürece, insan her zaman araştırmaya daha yatkın olur. Ama sadece araştırmak yeterli değildir. İnsan denemek ister. Denemelerle bir sonuç elde ederek kazanmayı hedefler. Bu gibi etkenler aslında insanın kendini nasıl keşfetmesi gerektiğini anlatır. Her birey kendini deneyerek bulmaya çalışır. Kendisini öğrenmek için dener. O zaman denemek, öğrenmenin içinde izlerini taşır. Her şey bir bağlantıyla birbirine bağlıdır, diyebiliriz.
Bu durumda denemek sadece keşfetmeyi mi bizlere açıklar?
Sadece denemek kelimesi sizlere bir şeyi çağrıştırmaz. İnsanlar dener, farkına varır. Deneme ile insan öğrenme arasında bir köprü yaratır. Bu köprüde engeller karşımıza çıkar. Zorlu yollar olmalıydı ki denemenin bir anlamı var olsun. Bu engelleri geçmek ise her zaman deneyerek sizleri başarıya ulaştırmaya amaçlar.
Sadece insan istediği için kendiliğinden ortaya çıkmaz. Denemek bir insanın cesaretini ortaya çıkarmak için de vardır. Ayrıca bunlarla da sınırlı kalmaz. Her şeye bir perspektiften bakmak yerine her detayını düşünerek hareket etmeyi sağlayarak yeni bir devrimin başlamasını da sağlar. Bu gibi özellikleri de içinde barındırır.
Peki, denemeyle öğrenmek nasıl bir kuralı yaratır?
"Öğrenilen her şey denemenin birer esaretidir."
İnsan, her şeyi hemen öğrenemez. Zaman alır.
Bu zaman kapsamında ise deneyerek öğrenmek için çabalar. Bu bir kural misali insanın karşısına çıkar. Adeta bir sıralamayı gözler önüne serer. Ama şöyle bir durum daha vardır: İnsanın deneyememesi bizleri farklı bir konuya sürükler. Bu konu ise bireyin neden deneyemediğini zihnimizde bir soru haline getirmesiyle oluşur. Bireyler arasında denemek bazen zor bir durum haline gelebilir. Çünkü o bireylerin yaşadığı çevre, kendisiyle ilgili sorunları, aile sorunları vb. etkenler kişide psikolojik olarakta izler bırakır. Bu yüzden de bazı bireyler denemekten korkar ve çekinirler. Bunun neticesinde ise denemekten yoksun kalırlar. Bizlerin bu konuyu en kısa şekilde anlaması için şu şekilde hatıralara armağan etmeliyiz...
"Öğrenmek denemeye mahkumdur. Denemek ise insana mahsustur."
"İnsan, deneyemediği izlerin günahını üzerinde taşırdı. Bu yazılı olmayan bir kuralın son saatlerinde yazan değerli bir sanattır."
Sevgili okuyan, hayatta gerçeklik sanıldığı kadar güzellikleri içinde barındırmaz. Acıların kendi içinde gizlendiği keşfedilmediği bölümleri vardır. Bunları bulmak senin elinde. "Denemenin ardından öğrendiğin esaretlik gerçekliğin izleriyle seni yaşatır." Henüz denemeyi keşfetmiş olsan yada olmasan bile…
“Öğrenmek denemenin birer esareti, denemek ise cesaretin başladığı yerdir.”
Bunu bilmen deneme ve öğrenmenin en şahsi menkıbesidir.