Yandım.
Yoruldum.
Kavruluyorum.
İçim yanıyor.
Bir bardak su istiyorum.
Bir bardak su…
Bir demet umut…
Bir yumak takat..
Bırakın beni,
Gitmek istiyorum.
Çaylara, ırmaklara, okyanuslara doğru.
Gitmek istiyorum,
Çünkü yüreğim kavruluyor.
İçim yanıyor.
Hayır! İstemiyorum, sizin verdiğiniz su değil,
Tatmin etmiyor beni,
Gidermiyor susuzluğumu,
İstediğim bu değildir,
Verdiğiniz su değildir.
Gidiyorum ben,
Yanıyorum, sönmek istiyorum.
Yağmura, ırmaklara, nehirlere doğru,
Onlarla olmak istiyorum,
Onlarla sönmeyi arzuluyorum.
Hayır! İstemiyorum.
Sizin üzerime attığınız su değildir.
Yangınımı söndürmüyor,
Söndürücü değildir,
Yakıyor beni.
Yaş kalmadı gözlerimde.
Ağlattırmıyor beni.
Beni bırakın.
Gitmek istiyorum.
Rahmeti tadıp merhametli olmak istiyorum.
İstemiyorum nasihat maskeli boş sözlerinizi.
Gazaba getiriyor beni, asi ediyor beni.
Gitmek istiyorum, sizi dinlemek istemiyorum.
Ya siz düzelin, ya da bırakın beni.
Merhamete, hayaya, tefekküre, rahmete, vicdana,
Mağfirete koşmak istiyorum.
Gitmek istiyorum topraklarınızdan.
Topraklarınız verimsizliğini arttırdı.
Size sitem etmekte,
Ektikleriniz bitmiyor,
Bitenler verimsiz kalıyor,
Kendilerine bile yetmiyor.
Hayır! Hayır! Bu topraklar sizi kabul etmemekte.
Sizi çıkarmak istiyor,
Kıymeti bilinmemekte
Cesur, alnı pak yiğitleri barındırmak istiyorum
Suları kirlettiniz
Berraklığını kaybetti çaylar, ırmaklar, okyanuslar.
Yağan yağmurun Rahmetini aldınız.
Asit yağmakta üzerimize.
Yakıyor tüm benliğimizi.
Ni’metten mahrum bıraktınız.
Toprak ağlamakta.
Çiğneniyor şehitler.
Atalarımız sırt çevirmiş,
Oturup ağlıyorlar.
Ağlıyor, gafil, cahil, tembel çocuklarının vurdumduymazlıklarına
Geri kalıp pasif kalmışlıklarına.
İncittiniz onları.
Kızdırdınız, gazaba getirdiniz.
Nerede kültürlüleri, ahlakları, kuvvetleri
Ve daha nice harika sanatları, meziyetleri.
Bırakın beni.
Sizinle olamıyorum.
Bizi incittiniz.
Kalbimiz daralıyor.
Bizim de kemiklerimiz, iliklerimiz sızlanıyor.
Çileği paslattınız.
Toprak zehirlendi.
İnciyi yok ettiniz.
Altını kaybettiniz.
Güneşe engel olmak istediniz.
Onu ni’metten saymadınız.
Ziyasını aleyhinize çevirdiniz.
Zifiri karanlık yaptınız.
Fenerlerinize yöneldiniz.
Bu bize yeter dediniz.
Bunun için de
Karanlık geceleri hep istediniz.
Aydınlığa sırt çevirdiniz.
Kovdunuz aydınları.
İnkar ettiniz güneşi.
Ne aydan ne güneşten faydalandınız.
Etrafı karartan kandillere,
Bir üfürüşte sönüveren mumlara,
Menbaı size ait olmayan lambalara,
Muhtaç kaldınız.
Anlamadınız.
Anlamak istemediniz.
Öğrenmeyi reddettiniz.
Ne maddeden
Ne de manadan bir şey anladınız.
Yükselmediniz,
Alçaldınız,
Alçaldınız,
Alçalttınız.
Sonra da kargaşa yaptınız.
Bunu sohbet zannettiniz.
Hep yerinizde saydınız.
Yerlerinde saydırdınız.
Deryaları kuruttunuz.
Buharlaşmayı unuttu okyanuslar.
Yağmadı yağmurlar,
Ormanlar yakıldı.
Bitmedi bitkiler…
Bülbülleri yurtsuz bıraktınız.
Kafese mahkum ettiniz.
Anlatmalarını da
Uygulamalarını da yasakladınız.
Boynu bükük kaldı
Aydınlar, alimler, abidler, mücahitler…
Bırakın beni.
Dayanamıyorum.
Hicret etmek istiyorum.
Mus’ap gibi,
Bilal gibi,
Amır İbn-i Yasir gibi,
Süheyb-i Rumi gibi diyorum:
“Bırakın beni, varım yoğum sizin olsun,
Yeter ki gideyim,
Dostuma yetişeyim,
Alın, paylaşın her şeyimi, sizin olsun her şey,
Yeter ki Efendimle olayım,
Ondan ayrılmamayım.”
Hatta onu bulmak için
Yıllarca köle edilen Selman-ı Farisi gibi
Yurdumu, Vatanımı bırakarak
O’nu aramak istiyorum,
O’na varmak istiyorum
Çünkü dayanamıyorum,
Zulmünüze, şirkinize,
Tembelliklerinize, riyakarlıklarınıza…
Kendinizle çatıştınız.
Hep bizlere sataştınız.
Ne bizi ne de kendinizi anladınız.
Varlığımızdan uzaklaştırdınız.
Taklide mecbur kıldınız.
Hep süründünüz, süründünüz,
Süründürdünüz…
Beni iyiliğe çağıran şu kalbimi kararttınız.
Kâh göz yoluyla, kâh kulak yoluyla,
Ve daha nice yollarla hep saldırdınız.
Önceleri mahzundu, temizdi, aydınlık diyarıydı.
Şimdi beynime zehirler saçıyor,
Vesveselerin yuvası olmuş,
Günahları çekiyor,
Bana azap çektiriyor.
Bırakın, kalbimi temizleyeyim,
Zihnimi berrak edeyim,
Günahlardan nefret edeyim,
Huzura, saadete,
İlme, irfana,
Nurlara erişeyim,
Az da olsa kendimi mutlu edeyim.
Annelere hayayı unutturdunuz.
Bababalar babalıktan çıktı,
Kültürlerinden uzaklaştırdınız,
Benliklerini yok ettiniz,
Meziyetlerini öldürdünüz,
Bırakın onları,
Bırakın ki;
Hak yolunu tutsunlar ve hakka yürüsünler…
Gözlerim karardı,
Ağlamak istiyorum,
Ağlayamıyorum,
Bırakmadınız gözyaşlarımı,
Ona bile engel oldunuz.
Gitmek istiyorum,
Bırakmıyorsunuz gitmemi,
Gitmek istiyorum,
Bırakın beni,
Artık dayanamıyorum.
Atalarıma,
Ahlakıma,
İmanıma,
Mazlum kardeşlerime,
Vicdanıma,
Rabbimin rahmetine varmak istiyorum.
Bırakın beni,
Onlarla olmak istiyorum,
Ya onlar gibi boynumu büküp rezaletinize ağlamaya,
Ya da sizi siz etmek istiyorum.
Ve de her şeyden ziyade,
Daha doğrusu en azından,
Sızlanan vicdanımın sızısını gidermek istiyorum,
Kalbimin sancısından kurtulup
Haykırmak istiyorum.
Artık yeter! Deyip
Şu rezaleti durdurmak istiyorum.