Bir varmış, bir yokmuş diye başlar bazı masallar ama bazıları bir varmıştan ziyade çoğu zaman yokturlar.
Ben onlara bu toplumun sessiz savaşanları demek istiyorum çünkü bence en ağır savaşlar sessizlikle verilir. Bir fikirle, ideolojiyle, sana yapılan yanlışlarla sesli savaşmaktan daha zor bir şey varsa, o da sessiz savaşmaktır.
Sesinizi çıkarırsanız rahatlar, içinizdeki siniri, kini, öfkeyi atabilirsiniz belki, ama ya susarsanız?
Susarsanız sinersiniz, sindirilirsiniz. Susarsanız yorgun düşer, iç sesinizle konuşmaya başlarsınız. Susarsanız sesiniz kısılır. Susarsanız sağır da olursunuz. Ve susarsanız artık konuşmaya değer hiçbir şey yokmuş gibi gelir.
“Bir yokmuş”lar o kadar yokturlar ki bir kafeye gidildiğinde ne içeceği sorulmaz; hatta çoğu zaman yanındaki herhangi bir kişi soru sorar gibi bir tonlama ile kendi içeceğini onun yerine de sipariş eder:
“Türk kahvesi?”
Ve evet, onun canı limonata istese bile artık Türk kahvesi içmek zorundadır.
Bir restorana gidildiğinde ne yemek istediğiyle asla ilgilenilmez, menüde en ucuz ne ise o alınır ona. Ne giymek istediği çoğu zaman sorulmaz; büyükse annesinin istediklerini giyer, küçükse zaten abisinin, ablasının eskileriyle idare etmesi beklenir. Yeni masraf çıkmasındır çünkü…
“Bir yokmuş”lar sosyal hayatlarında da pek yokturlar aslında. Çoğu zaman hayattaki en büyük sorunun, kendi başına geldiğini sanan arkadaşlarının, babalarının istedikleri şeyi almasına izin vermediği için üzülmelerini anlatırken dünyalarının nasıl başlarına yıkıldığını dinlerler…
Ve toplum onları o kadar yok saymıştır ki çoğu zaman kendileri bile varlıklarını unutmuş olurlar.
Hatta o kadar unuturlar ki üzülmek neydi, sevinmek neydi pek hatırlamazlar.
Sonra bir “varmış” kişisi bir “yokmuş”a gelip, “Sen de ruh gibisin, ne sevinmeyi biliyorsun ne gülümsemeyi.” deyiverir—sanki yarasına tuz basar gibi…
Doğru…
“Bir yokmuş”lar çoğu duygularını bilmezler bile. Ne tepki vereceklerini, neye ne kadar üzülüp ne kadar sevineceklerini kestiremezler.
Bilemezler çünkü…
Çünkü bugüne kadar çoğu duygu onlara ait olmamıştır bile.
Ama “bir yokmuş”ların var olmak için çok güzel bir yolu vardır: Varlıklarının farkına varabilmek.
Var olmaktan önce farkında olmak, varlığın ilk adımıdır çünkü.
Bir gün umarım tüm masallar “Bir varmış ve bir varmış” ile başlar.
Ve umarım kimse “yokmuş” olmaz…
Yine çok güzel bir yazı olmuş .Sözler duygulara o kadar tercüman olmuş ki…Hep var ol .Varlığın sana başkalarına iyi gelsin.İyi ki varsın…❤️