Yere düşen ürkek kar taneleri,
Belkide bazılarının yükseklik korkusu vardır.
Yada bulutlardan ayrılmak istemiyorlardır.
Ama ne olursa olsun,
Herkes ve her şey kaderine yenik düşer.
Ben burdaki son gecemle,
Yatağımın başındaki acı ile,
Yere düşen ürkek kar tanelerini izliyorum.
Keşke bir kar tanesi olaydım da
Avuçlarında eriseydim lora
Son gecem
Çekip gidiyorum buralardan,
Kalbine taşınmak istiyorum.
Ama biliyorsun ki,
Hiç bir zaman kiracı olmadım.
Gidiyorum işte lora
Yanıma alacak çok eşyam vardı,
Lakin bavulum hüsran dolu.
Cebimde biraz zerdeçal,
Yüreğimde biraz sen gidiyorum işte...
Terk ediyorum seni
Şakaklarımın sensizlikle zonklayacağını biliyorum.
Ama bilirsin.
Hayallerimiz demir parmaklıkların ardında,
Müebbet yemiş
Yanı başımdaki duvarlarda,
Bu gece sanki hüzünlüler.
Ne dersin loram
Beni kaybedecekleri için mi hüzünlüler?
Yoksa bağrına kadar sen dolu bir kalbi,
Kaybedecekleri içinmi hüzünlüler?
LORAM!
Kekik kokan dağlar bile
Senin kokunu isterler.
Ve ben geçtiğin her sokakta,
Kokunu alamayacağım.
Bastığın her kaldırım taşıyla
Sohbet edemeyeceğim.
Ben beni ısıtan kömür gözlerinden uzak,
Bir yerlerde
Belki donarım gözlerinden uzak yerlerde,
Ama sen beni düşünme!
Yağmur sana hüzünü,
Anlatmaya çalışırken
Bir saniye bile olsa an beni.
Belkide ümitsizliğe kapılıyorum
Senin sevginin bana yeteceğini unutmuşum
Eğer sensiz boğulur gibi olursam,
Göğe asarım kendimi!
Görülmeyen dar ağacına
O zaman anla bedenimle ben öldüm
Ama ruhumla sen dirildin...