SICAK SU VEHAMETİ
Bir çoğumuzun evinde doğal gaz var. Ve sıcak sularımız hemen elimizin altında. O kadar kolaylaştırıyor ki işimizi, bir anda bir çok şeyi gerçekleştiriyoruz. Bu soğuk havalarda hastalıklardan, üşütmeden kurtuluyor, doğal gaz faturasının az gelmesine, ısıtıcıların kullanılmamasından dolayı elektrik faturaların kabarıklığından kurtuluyoruz.
Bu yöntem buraya kadar harika. Öyle ki bu yöntem hayatımzın vazgeçilmezi olmuş. Ev hanımları, beyefendiler, genç-ihtiyar herkes bu yönteme hayranız.
Modern bir kapasiteyle aşırı su akıtan musluklar; sıcak su gibi hayatımzı kolaylaştıran hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuş.
Hele hele banyolarda şu yağmurluklar yok mu? Onlar da bizi kova kullanma derdinden kurtarıyor.
Buraya kadar her şey harika, her şey mükemmel. Tam bir cennet hayatı. Ve gerek teknoloji nimetine minnettarlık duyarken, bu nimetleri halk eden Rabbimize şükrediyoruz. Şükretmekle de, ki maalesef çoğumuz bunu da yapmıyoruz, her şeyin hallolduğunu varsayıyor ve rahatlıyoruz. Belki de kendimizi kandırdığımızı bile bile vicdanlarımızı rahatlatıyoruz, ama eminim bir çoğumuzun vicdanı buna isyan etmektedir. Nasıl mı?
Vicdan, Yüce Rabbimiz’in yeryüzünde yarattığı en adil hükümdardır. Sızlanması gerekir, sızlansın da. Konu uzamasın diye buraya girmeyeceğim.
Sıcak sularımız aksın diye boşu boşuna saniyelerce hatta dakikalarca akıttığımız o soğuk suların hesabını nasıl vereceğiz?
Banyo esnasında kova kullanırsak soğuk suyu akıtma yerine kovaya doldurur muhafaza ederiz ve sıcak suyla dengeleyip kullanarak israf etmekten kurtarmış oluruz. Bunu kaç kişi yapıyor?
Soğuk suyu akıtıp sıcak suyun gelmesini bekleriz. Ta ki ocakları yakmaktan kutaralım ve doğalgaz gitmesin. Ama sıcak su akıncaya kadar giden suyu ve o sıcak suyun da doğalgazla ısındığını ve doğalgaz kombisinin de elektrikle çalıştığını hesaba katıyor muyuz?
Salgının yanında kuraklığın da baş gösterdiği bu çetin zamanda su kaynaklarının biteceğini düşünüyor muyuz?
Her şey bir yana. Müslüman nettir. Tavırları değişken değildir israf konusunda. Kaynaklar olursa har vurup harman savurmaz. İsraf etmez. Kaynaklar azalsa Allah’tan ümidini kesmez, ye’se düşmez. Dua, tevekkül ve iktisadı arttırır. “Yiyiniz içiniz israf etmeyniz! Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” Yüce Rabbimiz’in emrini ve O’nun habibi Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in “Denizin kenarında olsanız dahi suyu israf etmeyiniz.” Hadisini ne kadar yerine getiriyoruz?
Güya kaynaklar sınırsız ve biz ise ebedi yaşıyoruz. İnsanlar hiç muhtaç değil herkes bizim gibiymiş gibi varlık içinde yaşıyoruz. Eğitim seviyemiz yükseldikçe, modrnleşiyoruz ve modernleştikçe de konfor hayat adı altında müsrifleşiyoruz. Oysa ki tam tersi olması gerekirken. Bir de dönüp okumayan kesimden dert yanıyoruz.
Allah bize akıl fikir versin. Ni’mete şükretmeyi ve israf etmemeyi nasip etsin. Faydasız ilimden, bizi muhafaza etsin. Öğrendikçe, meyveleri olgunlaşan ağaçların eğilmesi misali, tevazu ve iktisatlı hayatı nasip etsin, tekamülümüzü arttrısın.