Türkiye'de yaşanan depremin ardından ekipler gece gündüz çalışmalarını sürdürüyor... AFAD'ta çalışan biri olarak bu durumu daha derinden konu almak istedim. Türkiye'de 2011 depremi ve 2023 depremi arasındaki en büyük fark, fay hatlarının yüzeyde ne derece geldiğini bilmektir. Türkiye genç topraklara sahip olduğunu ve sürekli deprem bölgesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir çoğumuz suçu yetkililere atmaktan hiç kaçın mıyoruz. Deprem olmadan önce hayatımıza rutin devam ederken, deprem olduktan sonra bilim insanı gibi her konuya vakıf olarak anlatımlar yapmak sizce ne kadar doğru? Siyasi partilerin deprem bölgesinde suçu birbirlerine yüklemeleri sizce seçim vaatleri değil mi? Ya da görevi olduğu halde görevini yerine getirmeyen kişilerin aldıkları maaşları etik mi? Buna benzer bir çok sorular sorula bilir ama en önemlisi Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde olduğunu dünyaya bir kez daha gösterilmesidir. Türkiye'de hangi dile, dine, kültüre sahip olursak olalım. Tek rengimizin olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdik. Aslında konuşulacak çok konu var ama anlatılacak hiç bir şey yok.
Depremden sonra mucizeler kurtuluyor ama diğer mucizelere yetişmeyen vatandaşlar ise; hayatlarına veda ediyor... Türkiye, elinden gelenini yapmasına rağmen bazı bölücüler ise; sadece ülkenin battığını, ülkenin sınıfta kaldığını ve hatta depremin önlem alınmadığı için yıkıldığını demekten hiç çekinmiyorlar... Değerli okurlar, bu depremdeki insanlar vatandaşlarımızdır. Bu depremde vefat edenler yakınlarımızdır. Bu deprem herhangi bir partinin ya da siyasetçinin değildir. Hepimizindir. Devlet biziz, halk biziz, ülke biziz, memleket biziz... Bizler, ülkemizi temsil edecek tavırlar sergilemeliyiz. Bizler, ülkemizi güzel paylaşmalı ve yaralarımızı sarmalıyız. Bizler, politikacıları ya da siyasetçileri hedef alarak göstermemeliyiz. Çünkü bu konu hassas bir konu. Bu olayda herkes can kurtarmak için her şeyi yapıyor ama 10 ilde deprem olduğu için olay yerine gelmek zordur. Enkaza girmek cesaret işidir. Çünkü sürekli artçı depremler oluyor, sürekli can kurtarmak için hassas davranıyor... Bu nedenle bu konu herkesi aşar. Sizlere desem ki en kaza girin. Girersiniz ama ufak bir artçı deprem de enkazda çıkmanız olanaksız ya da çıksanız bile bir daha o enkaza girmeniz mümkün değildir. Çünkü; enkaza giren uzmanlar, bir canlıya ulaşmak için saatlerce çalışmak zorunda ve aynı anda tüm enkaza girmek kolay değildir. Çok can kaybımız olacak ama en azından yaşamlara bir umut olmak gerek. Dönem, siyasetçileri dinleme dönemi değil, yaraları sararak birlik olma dönemidir. Burada herkes elini taşın altına koymak zorundadır.
Sizlere birazda deprem şiddetinden bahsetmek gerekir ise; depremin şiddeti yüzeyde olduğundan dolayı en iyi binalarda yıkılır. Ne yapılırsa yapılsın. O depremde o binalar dayanılmaz. Çin ya da japonya her zaman örnek verilir ama fay hatlarının da çeşitleri vardır. Belki ben bu konuyu iyi bilmem ama uzmanlar bu konuda çok iyidir. Yani arkadaşlar, biz yaşadık. Biz, en iyi biliriz. O yüzden lütfen biraz daha sakin davranalım.
Not: Devrik cümle, anlatım bozuklukları, yazım yanlışları olabilir. Duygusal olarak yazıldığı için dil bilgisine bakılmadı