Merhabalar... Bu yazılanlar, özet halindedir. Yaşantıdan alınmıştır. Detaylar bölüm bölüm olacaktır.
BÖLÜM 1 | Seyyar Satıcı
Önce 2 odalı sonra eşinin birikimiyle 3 odalı eve sahip olan ailenin yaşam hikayesi...
Bir zamanlar ailenin en büyük ferdi Van ilinin sokaklarında seyyar satıcılık yaparak 7 çocuğunu okuturdu. Çocuklarının gözleri başka çocukların eşyalarında kalmasın diye gece gündüz çalışır ve onları mutlu etmeye çalışırdı. Çocuklarına giyemediği ayakkabıyı, giyemediği elbiseyi hatta yiyemediği yemeği çocuklarına verirdi. Her çocuğuna ayrı özen göstererek okutur ve onların her sorunlarını dinler, elinden geldiği kadar çözmeye çalışırdı. Çocukları gelecekte aç kalmasın diye bayram arefesinde sabahlar ve sabah namazına doğru kilometrelerce yolu 4 tekerlekli seyyar arabasıyla evine gelirdi. Evini huzur yapan eşine gece boyunca yapmış olduğu ticaretin parasını eşine verir ve eşi evin eksiklerini giderirdi. Bunun yanı sıra; eşi artan para ile bir köşeye atarak zor günün dostu diye sakladı. Kozmetik bilmez, süs püse önem vermez, öyle her kadın gibi şaşallı giymez ama eşine her zaman güzel görünürdü. O zamanın şartları diye değil, çocukları için kendisini hiçe sayardı. Varsa yoksa çocukları ve eşi. Bir anneden daha ötesi... Çocukları tarafından mis kokan, dünya güzeli, hak yemiyen yalan ve iftiradan anlamayan biriydi. Eşinin sinirli hallerine katlanan ve çocuklarından çok sıkıntı yaşamasına rağmen sürekli doğru yolu göstermeye gayret gösterendi. Aslında evi kuran sadece bir baba değildi. Bir annenin sıcak sefkatiydi. Babalık göreviyle her zaman sert olmak zorunda kalan bir baba içten içe çocuklarını sever ama pek belli etmezdi. O bir seyyar satıcıdan öteydi. Gece gündüz çocukları için çabalayan bir babanın feryadını ne anlayan ne de bilen vardı. Vefalı baba her zaman göz önünde olmazdı. Çünkü bir baba asla evladına kıymaz ama bir evlat her zaman anne ve babasına kıyar... Çünkü evlat baba olduğunda aklı başına gelir... (Ben hariç)
Devamı Bölüm 2'de
Beğeniyorsanız ve devamı gelsin söylüyorsanız yorum yapınız.
"SİZİN HOR GÖRDÜKLERİNİZ BİZİM KAHRAMANLARIMIZDIZ."
Hikmetullah Yetkin