İnsan, hayatı boyunca hep başka insanlarda arar kendisini. Mutluluğu başkasında arar ya da üzüntülü olduğunda yanında birisi olsun ister.
Hep birilerinin yanında yaşar mutluluğunu. Böyle yaparak uzaklaşır aslında kendi benliğinden.
Mutlulukta, sevinçte, kederde hep insanların yanında gerçekleşirse değerlidir çünkü onun için. İnsanlar yoksa yanında yaşadığı duygular koca bir boşluktur . Çok normal böyle hissetmesi uzaklaşmıştır kendinden çünkü. Unutmuştur aslında kendini. Duyguları, insanlarla eşleştirmiştir.
Ne zaman iç dünyamızın, dış dünyamızdan daha sahi daha yalansız olduğunu anlar ve insanlar olmadan duygularımızın işlevlik kazanamayacağı safsatasını atarsak şayet iç huzura ulaşabiliriz.
Birey olarak kendimizi toplumdan elbette ki soyutlayamayız. İnsan doğduğu an itibariyle, ölüme giden yolculuğun sonuna kadar, toplumun içinde var olur. Ama körü körüne topluma bağlı kalıp, kendimizden uzaklaşmamalıyız. Kendimizi tanımadan gelip geçmemeliyiz. Ama genel de kulak tıkamayız topluma ve duygularımızı yalnız yaşamak istemeyiz. Korkarız insanların dediklerinden. Böyle yaptığımız müddetçe, hep kendi benliğimizden eksik yaşarız aslında.
“Kimse kendi içine girmeye çalışmaz.” demiştir, Persius. Hep ihmal ederiz kendimizi. Hayata dalıp unuturuz kendimizi. Tabii ki de insanların dertlerine derman, duygularına ortak, yollarına yoldaş olmak için koşuşturmalıyız. İnsanlara fayda noktasında bir çizgi de yer almalıyız. Ama mühim olan hengame içerisinde unutmamalıyız kendimizi.
Duygular geçer çünkü insanlar da değişir sürekli çevremizde. En çok sevdiklerimizi bile var olan ve bizim açıklayamadığımız bir nedensellik alır. Onlar gider ama yenileri girer hayata. Eski eşyalar çöpe gider, yenileri hemen alır yerini onların yerini yadırgatmadan. Bu çevrenin değişkenliği, insanların, objelerin gelip geçiciliği kaçınılmazdır. Yeni geldi, eski gitti, gelecek olan yolda. Ama biz yine beraberiz içimizdekilerle, hiç ayrılmadan. İçimizdeki heyecan, neşe, huzur, mutlulukla, kendimizle beraberiz. İnsanın yine kendisiyle ve duygularıyla baş başa kaldığını görmesidir asıl olay. Bunu yakalarsak, bunu anlarsak eğer, hayattaki duygu çalkantılarından kurtulur, sakinliğe ve kendimize ulaşabiliriz. Kendinizle ve huzurla kalın.