Bir Köylü Kızının Hayat Hikayesi
Olcay Senemoğlu; Ardahan Çıldır Gölebakan Köyü'nde soğuk bir kış gecesinde ahırda dünyaya geldi. Altı kardeşin üçüncüsü olan Olcay ilk okulu bitirdikten sonra kız çocukları okumaz gerekçesiyle(!) okuldan alındı. Asi bir çocuk olarak yetişti.En büyük hayali okuyup gazeteci olmaktı. Okumak için Çağdaş Yaşam Merkezine başvurdu.Ancak aile bireylerinin haberi olunca Olcay'a yine engel oldular.Gizli gizli "Köylü Kızı" adıyla yerel gazetelere yazı yazmaya başladı. Akranlarının aksine evlilik değil bambaşka hayalleri vardı. Bu hayaller artık köye sığmıyordu. Asiliği ve hayalleri için mücadele vermesi köy halkını rahatsız ediyordu. Yirmi yaşında köyden ayrıldı. Kars'da amcasının yanında yaşamaya başladı. Yerel gazatelere yazılar yazmaya devam etti. En büyük mücadelesi kız çocuklarının okumasıydı. Güldünya Töre' nin öldürülmesi onu derinden etkiledi ve gazetede bu konuda yazılar yazdı.Bu olaydan sonra kendi ayakları üzerinde durmak için harekete geçti.Belediye Başkanına iş başvurusunda bulundu. İşe alınmak için diretti ve Kars Belediyesi'nde 100 zabıta personeli arasından tek kadın olarak çalışmaya başladı. Kars normatif kuralları olan bir şehirdi.Haliyle çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Bu süreç içinde eşinden ayrıldı.Boşanmış bir kadın olarak çalışırken daha büyük toplumsal baskılar gördü, bu onu fazlasıyla yıprattı. Bu süre zarfında eski eşinden tehtitler piskolojik şiddet görmeye devam etti. Karakolluk, mahkemelik odu.Her defasında geçici çözümler onu sıktı, kalıcı çözümler bulmak için yollar arıyordu.İletişim kurmaya çalıştı. Hemcinslerinin aksine olumlu sonuç verdi. Zamanla bu sıkıntısı bitti. Zamanla iyi sağlıklı bir ilişki kurabildiler.
***
2005 de Torba Yasası'yla Kültür Türizm'e geçti. Bu farklı bir deneyimdi.Dışarda ki serbest bir şekilde gezen Olcay artık kuralların daha çok hissedildiği bir kurumda çalışmaya başladı.. Kars'da tanın biri olduğu için bir kurumun içinde olmak bu baskıyı daha çok artıdı. Oğlunu büyümesi işleri daha çok zorlaştırıyordu. Çevrede konuşulan çirkin sözler evladıyla arasını açıyordu. Kadınların çalışmasını hor gören bir çevrenin içindeydi Olcay. Ve bunu oğlunu annesinin yanlış yaptığına ikna ederek engellemeye çalışıyorlardı. Bu sorunu eski eşi çözdü. Oğluna bu tavrının yanlış olduğunu annesine destek olması gerektiğini anlattı. Mahale baskısı bununlada sınırlı kalmadı.
***
Yeni iş yerinde amiri tarafından tacize uğradı. Bunu söylemekten şikayet etmekten korkmadı. Karakola gidip şikayetçi oldu. Cemir'e yazdı. Bakanlığa şikayette bulundu. Bu süreçte tacizler devam etti. Maaşını geç aldı, iş yeri sürekli değişti, ikramiyesini geç aldı, maaş/ını istedi diye davalar açıldı vs. vs. Ama Olcay Senemoğlu vazgeçmedi. Kararlıydı yapılanlar cezasız kalmamalıydı.Bunun yanı sıra mahale baskısı evladı üzerinden devam ediyordu. Bu aralarını birkez daha açtı. Çevredeki herkes konuşuyor oğluna baskı yapıyorlar. Şikayetini geri çeksin diye daha çok piskolojik şiddet ve baskı görüyordu. Karakolla sık sık giden Olcay bir polis memurunun sözüyle sarsıldı:"Her kadın tacize uğruyor bunu neden bu kadar büyütüyorsun!" demesiyle daha çok kazanma hırsıyla doldu içi. Bankanlığa gidip her gün sesisini duyurmaya çalıştı. İşten alınan Olcay bu davadaki haklığını ıspatlamak için büyük bir çaba sarf etti. Bu dönemde bunca sıkıntının yanı sıra kanserle de savaşıyordu. Asla vazgeçmedi vazgeç diyenlerin aksine sabırla ve inatla yürüdü yolunu.Eski eşi ona bu konuda da destek oldu. Oğlunu ikna ederek annesine destek olmasını sağladı.
***
Hiç bir yerden sonuç alamayan Olcay bir arkadaşının yardımıyla sesini basına duyurdu. 8 Mart'da yapılan çalışmalar ve eylemler sonuç verdi. Bakanlık artık onu tanıyordu. Ertesi zamanda müfettiş yollandı ve haklılığı ortaya çıktı. Müdireti elinden alındı ve sürüldü.Sekiz yılın sonunda haklı olduğunu ispatladı. İşini geri aldı. Şimdi ise sağlık mücadelesi veriyor. Beş defa kanseri yenenen Olcay. Altıcısı için kararlı adımlarla yürüyor. Bu sıkıntılı yaşantının kulaklarımıza fısıldadığı tek bir şey var: Vazgeçme , vazgeçme, ne olursa olsun vazgeçme.
***
Herkes kadınların kırılgan olduğunu duğunu düşünür. Bizi aciz cinsler olarak tanımlıyorlar. Sizcede öyle mi? Bu hayat hikayesinin gerçekliği açıkça ortaya koyduğu muhtemeldir. Biz tüm 'Dünya Kadınları'bireysel haklarımızdan vazgeçmeyecez. Vazgeçmek, fıtratımızda yok. Tüm mücadele eden kadınlara selam olsun.. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu!
***
Başta Olcay Senemoğlu' na, tüm kanser hastalarına ve tüm hastalara acil şifalar diliyorum. Bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temeni ediyorum.
***
#Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle...
Canimsin benim ne güzel söylemişinn