Merhaba okur,
Covid-19 Salgının hüküm sürdüğü bu günlerde sağlık kurumlarında olan sıkıntılar kat ve kat arttı. Birde onların gözünden bakalım:
“ilk başta mesleki eğitimden bahsetmek istiyorum. Saha deneyimi olmayan o kadar çok sağlık çalışanı var ki tahmin edemezsiniz. Sağlık çalışanı olmak zor insan hayatı sonuçta. Birde bu salgın hastalık sırasında kime yetişeceğini bilemiyor insan. Kendi işimi mi yapsın yoksa hata yapılmasın diye gözetim mi yapsın? Yapması gereken işleri de biz yapıyoruz. Örneğin 30 hemşire var bunun sadece 15’i deneyimli. Böyle olunca iş yükümüz daha çok artıyor. Bunun yanı sıra meslek çıkışlılar var enjektör bile eline almamış kişilere nasıl emanet edilir bir hasta? Onların yapması gereken işlerde bizim üzerimizde tabi ki! Saha eğitimiyle kalsa keşke! İşini hakkıyla yapan bir elin parmaklarını geçmez bir serviste. Etikten haberi yok kimsenin. Hastalar yarı baygın yatıyorlar. Onların mahremiyetini korumak yine size düşüyor. Kimsenin umurunda değil, kim girmiş kim çıkmış ? Bunun sorumluğu ve iş gücü size fatura ediliyor. Bir keresinde 3 yoğun bakım hastası ve 3 entübe hasta vardı ve sadece iki kişiydik. Yönetmelikte yasak olmasına rağmen. Neye yetişebileceksin ki? Belim kaç kere kaydı bel fıtığım var umursamıyor bile. Bunlar meslek hastalığı dahi sayılmıyor! Hiyerarşi ise başlı başına bir sorun. Üzerimizde ki iş yükü yetmezmiş gibi bir de üstlerimizin bizim yapmamızı beklediği işler var. Örneğin; arter katater, kan gazı, ostomi pansumanı vs. Çoğaltabilirim bunlar hekim ve asistanların işi sen yapıyorsun. Nöbet tutuyorlar covid hastalarını kontrol ettikleri yok zaten.Diğer hastaları bile kontrol etmiyorlar doğru düzgün! Bize talimat veriyorlar bizim yapmamızı bekliyorlar. Bir sıkıntı olunca da şikayet ederim, tutanak tutarım gibi söylemleri sık sık duyuyoruz. Bir covid hastası durumu ağırlaştı çağırıyoruz kimse gelmiyor. Sonra da tutanak tutarız diye geliyor! Yapılan iş fazlalığı karşılığı olarak döner sermaye veriyorlar. Onlarda kesile kesile kuş kadar kalıyor. Normalde yüzümüze bakmayan vizite atan bütün işlerini bize yaptıran asistanlara, doktorlara döner sermaye veriliyor. Yapmadıkları işlerin parasını alıyorlar anlayacağınız. Yanlış anlaşılmasın doktorlara karşı değil bu tutumum!Bir tek kendi mesleğim için değil doktorundan temizlikçisine kadar bu hiyerarşi var. Ben bunun son bulmasını istiyorum. Herkes kendi işinin sorumluğunu alsın! Elbette ki işini hakkıyla yapanlarda var, tenzih ederim ama ne yazık ki geneli böyle! Ex olan hastaları da biz topluyoruz. Yakınlarımız hasta oluyor, ölüyor üzülemiyorum bile. Donuklaşıyoruz zamanla. Elimizdeki bir şey değil! Yarı ölü bir hastayı bırakıp eve ekmek alıp gidiyoruz. Trafik kazasında ölmüş aileye haberi verdikten sonra arkadaşlarla çay içmeye gidiyoruz, ex olan hastaları toplayıp ceset torbalarına koyuyoruz sonra rujumuzu sürüp sevgilimizin, eşimizin yanına veya gezmeye gidiyoruz. Ne kadar saçma değil mi? Sonra avaz avaz bağırıp hastalar, bizimle ilgilenmiyorsunuz diyiyorlar. Biz artık kimin naz yaptığını, kimin hasta olduğunu biliyoruz. İlgilenmemek değil sadece gerçek hastalarla ilgilenmeyi tercih ediyoruz.Biraz saygı lütfen.. Teşekkür ediyorum..
Sıkıntılarımızı anlatmanız umut veriyor.. “
Sağlık Kurumları bilindiği gibi bir çok sıkıntıyı içinde barındırıyor. Hele ki salgının hüküm sürdüğü bu dönemde sıkıntıları ve iş yükü fazlalığı arttı. Hem halk olarak hem çalışanların kendi üzerine düşen görevi yerine getirmeleri gerekir. Yetkililerin bu konuyla ilgileneceğini ümit ediyorum. Bir tek sağlık kurumlarında değil tüm kurumlarda bu tür sıkıntılar bulunmakta. Bu kadar üniversite mezunu varken kurumlar içinde gizli işsizlerin olması üzücü.
Sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle...