Herkesin hayaline kavuşmayı düşündüğü bir yolculuk ile başladı, apartman evler ile kavuşmamız. Geri dönmek üzerine kurgulanmış bir yolculuk, fakat kalp ve beyin kefesini doldurmak asıl niyetimiz. İki kişilik bir yolculuğun sonunda ülkenin kalbindeyiz. Başkentteyiz. Her tarafta aşina olduğum fakat bana hiçbir zaman hitap etmeyen yüksek binaların arasındayım.
Bir dostun yardımıyla konaklamak üzere kalacağımız evin yoluna doğru kısa bir yolculuk yaptık. Apartman evlerin arasından ve soğuk sokaklardan eve vardık. Çelikten yapılmış bir kapı ve arkadan güvenlik önlemi ile donatılan evlerden birindeyiz. Eşyalarımızla birlikte ruhumuzu apartman eve bırakıverdik. Zaman kavramını ağır çekim ile hissetmeye başladım. Sayılı olan günlere yüklediğim bu anlamsız zaman kavramı ile baş başaydım.
Arada ruhumu iyileştirmek ve yaşamın özgürlüğünü tatmak amacıyla kısa gezintiler yaptım. Bazen mağarada kaldığımı hissetsem de kalbime dokunanın mutluluğu her tarafımı aydınlatıyordu. Apartman evlerin soğukluğu sadece görünüşünden ibaret değildi. Herkesin kendi dünyasına çekildiği, ölsen bile kapı komşunun bile haberinin olamayacağı bir izlenimi vardı. Hayır bu bir izlenim değil, gerçeğin ta kendisiydi. Burada evler soğuktu. Tamam kabul ediyorum, kışa girmiştik ve ülkenin her yanında ayrılığa sebep olan aralık ayının soğukluğu da vardı üzerimizde.
Yeni bir yıla girerken çoğumuzun iyi dilekleri ve apartman evler gibi soğuk olmayan bir yaşam alanı en büyük isteklerimiz arasındaydı. Açınca kapımızı tüm sıcaklığıyla etrafı huzurun sardığı bir ülke hayalimizdi. Gözlerin birbirine kuşkuyla bakmayacağı günleri yaşamak özlemimizdi.
Soğuk olan evler miydi yoksa evlerde yaşayan insanların kalplerindeki sıcaklığın kayboluşu muydu?
Tüm insanları iyileştirmenin mümkün olmadığı, kalbimizin sıcaklığının apartman evleri ısıtmaya yetmeyeceğini biliyordum. Kaçmak, sevmediğim ve kendime yakıştırmadığım bir kavram olsa bile son günlerde bunu çok istiyordum. Apartman evlerinin soğukluğu kalbimin sıcaklığını azaltıyordu. Bunun önüne geçmek bazen kaçmak ve ait olduğun yere gitmek ile gerçekleşir.
Emrah Gürbüz
Güzel bir yazı ellerine sağlık..