Önce karar vermeli. Sonra başlamalı… Sözde kalmayacak, öze inecek gerçek bir yenilenme olmalı bu. Çünkü hayatını değersiz şeylerle eskittin, yıprattın. Değerli olan hayatın değersizliğe büründü bir süreliğine. Anlıktı bir şeyler ve olması gerekliydi belki. Tıpkı yarın şu anda olduğun kişi olamayacağın gibi… Sana senden daha çok şey katacak, daha doğruya ulaştıracak, güzele eriştirecek, değer getirecek insanlar dururken; yaşamını anlamsızlaştıran kimseye yer olmamalı hayatında. Düşün ki dünyanda mutlu olunacak onca şey dururken sen sadece bir şeye odaklanıyorsun, göremiyorsun ve öldürüyorsun mutluluklarını tek tek. Oysa ruhun doydu bunlara. Dur de geride kalanlara, izin verme seninle gelmelerine; dur de bekleyişlere!
Kal de mutluluklara, şükürlere ki daha fazlası gelsin avuçlarına. Heba edemezsin büyük mutlulukları değersiz şeyler uğruna… Zamanın kıymetli, zamanın senin… Doldur onu gönlünce… Düşün ki gönülde saklı mutluluğun, çıkar onu saklandığı yerden… Düşün! Düşün ama kalma düşündüğün yerde. Kalırsan gidemezsin. Kalmak istediğini düşünürse birileri, işte o zaman giderler senden. Hep korkmalılar gideceğinden, kolayca bitirebileceğinden…
İnsanların küçük birer parçası olabildikleri bir hayatın var. Onlar sadece eşlik edebiliyorken bu yaşama, sen her geçen gün daha güçlü yön verebiliyorsun. Rotanı biliyorsun, yelkenler senin… Sensin ruhuna siyahı da beyazı da katacak olan. Fırça senin elinde… En beyazından başla çizmeye! Renklendir; yorumla hayatını özgünce! Birileri gelir, birileri gider. Sen yaşamını her geçen gün daha da iyileştirmekle yükümlüsün. Güzel yaşa, iyilik ve mutluluk için yaşa yeni sayfanda… Sen her zaman en iyisini hak ediyorsun ve şu anda bir “en iyisi ” için adım attın bile!